Turkish Steemit Novel | "Sınırsız" - Capter #4 / Part #1

in #tr7 years ago

Hi dear Steemians, this is a first Turkish novel special to Steemit! It's a fantasy and sci-fi novel and I will share daily. I hope you guys support me with your comments and ideas. Steemit have great opurtunuties and I want to start something in Turkish community. I hope one day I will finish this novel in here and I will publish it. So, if you ready let's start!

Badges
NameSınırsız / Unlimited
CategoryFantasy, Sci-Fi

Previously in Sınırsız :


Her Chapter farklı bir evrende, farklı bir dünyada, farklı bir zaman diliminde geçiyor. Her evrenden bir karakter tanıtılıp öne çıkacak ve en son hepsi bir araya gelecek, ilk chapter'da bahsedilen turnuva için. Karışıklık olmasın diye not düşeyim dedim :)

Yağmur bu akşam daha şiddetli yağıyordu ve arabamın da bozulacağı tutmuştu. İlk başlarda normal gözüken havaya aldanıp benim gibi yürüyenler sırılsıklam olmuştu. Ayakkabılarımın içi su dolmuş, pantolonum ve siyah kadife paltom tamamen ıslanmıştı. Adımlarımı hızlandırıp sokağın köşesinden dönüp baştan dördüncü binaya girdim. Binanın içine girince solumda bazıları dolu bazılar boş posta kutuları ilk gözüme çarptı. Bu binaya taşınalı daha bir ay bile olmadığından içine her girişimde posta kutularına bakmaktan kendimi alıkoyamıyordum. Günümüzde artık mektup kullanılmayan bir iletişim aracıydı, posta kutularında kredi kartı aidatları,mahkeme celpleri, banka ekstreleri ve cep telefonu faturalarından başka bir şey bulunmuyordu.


source

Önüme çıkan üç basamaklı giriş merdivenini geçtikten sonra asansöre girdim. Bastığım yerlerde ıslak ayak izim belli oluyordu, apartman yöneticisi bunu gördüğünde yine küplere binecekti muhtemelen. Dairem ikinci katta olmasına rağmen asansörü kullanıyordum hep. Aslında benim gibi yaşı ilerlemiş birinin merdivenleri kullanıp kardio yapması gerekirdi fakat bu güne kadar böyle şeylere zaman ayırmamıştım şimdi de kalan kısa ömrümü merdiven çıkmakla harcamaya hiç niyetli değildim. Asansör durup kapı açıldığında asansörün sağındaki dairemin kapısını cebimden çıkardığım anahtarımla açıp kendimi içeriye attım. Yorgunluktan hemen oracıkta holde uyuyabilirdim. İçeri girip kapıyı kapatınca ıslak ayakkabılarımı çıkartıp kapının kenarına dik bir vaziyette koydum. Islanan paltomu salondaki sandalyeye kuruması için serdikten sonra yatak odasına geçip ıslak kıyafetlerimi çıkarmaya başladım. Komidinden çıkardığım havlu ile kurulanırken tekrardan salona geçip televizyonu açtım. Genç spiker oldukça hararetli bir şekilde haber sunuyordu.

"...Evet sayın izleyiciler sözü daha fazla uzatmadan Vatikan'da ki muhabirimiz Jack Linus'a bırakıyorum. Söz sende Jack." Karga burunlu,kirli sakallı uzun dağınık saçlı adam bir kaç saniye bekledikten sonra konuşmaya başladı. Hata yapmamak için yavaş ve temkinli konuşuyor gibiydi.

"Alice, Vatikan birkaç saat önce kana bulandı. Hepimizin bildiği gibi Vatikan'ın güvenli duvarlarını aşmak neredeyse imkansızdır fakat bu gün bu duvarlar ve alınan tüm güvenlik önlemleri yetersiz kaldı. Kimliği belirlenemeyen teröristler tarafından bugün öğlen saatlerinde Vatikan'a saldırı düzenlendi. Saldırının nasıl düzenlendiği yada ölü ve yaralı sayısı hakkında henüz bir bilgi geçmedi elimize fakat arkamda da gördüğünüz gibi içerisi tam bir savaş alanına dönmüş durumda. Binalar yerle bir olmuş, her tarafta taş ve moloz kalıntıları var. Etrafta çok fazla ceset olduğundan dolayı bizleri çok fazla yaklaştırmıyorlar . Sürekli ambulanslar gelip gidiyor . Polis ve asker takviyesi sürekli sürüyor. Elimize geçen bilgiler şu anlık bu kadar." deyip sözü tekrardan spikere bıraktığında kendimi kuruttuğum havlu titreyen ellerimin arasından kayıp yere düşmüştü.


source

Duyduklarıma inanmakta zorluk çekiyordum. Gökyüzü karardığından beri tüm dünyada terör artmıştı fakat Vatikan'a saldırmak apayrı bir şeydi. Bu tüm Hristiyanlığa savaş açmak gibi bir şeydi. Ayrıca istihbarat örgütleri böylesine büyük bir saldırının haberini önceden nasıl almazdı? Yada böyle büyük bir saldırıyı gerçekleştirmek için gereken silah ve ekipmanları ülkeye nasıl sokmuşlardı? Yere düşen havluyu kaldırıp yatak odasına geçince üstüme yeni ve kuru kıyafetlerimi giyip hemen Yavuz'u aradım. Birkaç saniyelik beklemenin ardından Yavuz hemen telefonu açtı. Lafı uzatma gereği duymadan direk konuya girdim.

"Haberleri izledin mi?"

"Evet... Vatikan saldırısı..." Sesi tedirgin geliyordu. CIA ajanları geldiğinden beri böyleydi. Bir şeylerden korkuyordu. Eskisinden daha temkinli hareket ediyor daha tedirgin yaşıyordu.Üzerine sinen korkunun kokusunu buradan alabiliyordum.

"Bu nasıl olabilir?"

"Çok fazla ölüden bahsediliyor."

"Haberlerde rakam vermediler"

"Medya ile paylaşılmadı rakamlar ama saldırıdan sonra önce NATO ardından BM ile birlikte üye olan tüm ülkelere ve oradan da gerekli konumlardaki kişilere bilgi ve talimatlar iletildi. Binlerce ölüden bahsediliyor içlerinde piskopos,baş piskopos ve kardinallerden de var. "

"Peki ya Papa?"

"Ondan haber alınamıyor diye duydum. Enkaz altında kaldığından şüpheleniliyor."

"Tüm bunları nereden öğrendin?"

"Orasını sorma bana bu tür işlerin işleyişini bilirsin. Bildiğini kimse bilmemeli."

Bu içeriğin tüm hakları saklıdır & @monomyth

Sort:  

very nice and very informative post,i followed u because u always share valuable content.keep posting such content.appreciated.

çok güzel olmuş eline sağlık bilgisayar müh. göre gayet güzel

eyv karalıyoruz bişiler kendimizce :)

bunun filmi çekilse ilgi görür devam gayet güzel bilimkurgu tarzı yazıyor musun?

Bu yazdığım aslında bilim kurgu :)

nice knowing you @monomyth :)

Coin Marketplace

STEEM 0.16
TRX 0.15
JST 0.028
BTC 58666.46
ETH 2281.60
USDT 1.00
SBD 2.46