Turkish Steemit Novel | "Sınırsız" - Capter #1 / Part #2
Hi dear Steemians, this is a first Turkish novel special to Steemit! It's a fantasy and sci-fi novel and I will share daily. I hope you guys support me with your comments and ideas. Steemit have great opurtunuties and I want to start something in Turkish community. I hope one day I will finish this novel in here and I will publish it. So, if you ready let's start!
| Badges | |
|---|---|
| Name | Sınırsız / Unlimited |
| Category | Fantasy, Sci-Fi |
- Previously in Sınırsız : Turkish Steemit Novel | "Sınırsız" - Capter #1 / Part #1
Dev kartal yüzbinlerin duaları ve şarkıları eşliğinde gelip II.Ehbar ‘ın bedenini pençeleri ile alıp tekrardan geldiği yere Kadim Dağ’a doğru kanat çırpmaya başladı. İlk insanların Kadim Dağ’a düştüğünden ötürü Kartallar ölüleri oraya götürürdü ve oradan da Yaratıcı onları yanına alırdı. Fakat yaşayanların Kadim Dağ’a gitmesi yasaktı. O topraklara ayak basan tek yaşayanlar olan ilk insanlardan bu yana Kadim Dağ ölülerin Yaratıcı ile buluştuğu kutsal bir yer haline gelmişti. Kartal artık görülemeyecek kadar uzaklaştığında devasa kalabalık dağılmaya başladı. Kral danışmanlarından olan Bilge Pafu Zhaar’a yaklaşıp ağır ağır konuşarak:
“Efendim öncelikle yeni ünvanınızdan ötürü sizi tebrik ediyorum. Ayrıca bakanlar toplantısından önce merak ettiğim bir noktayı aydınlatırsanız minnettar olurum. Kral III.Satu ‘dan ve yaptıklarından bahsederek acaba Turnuva geleneğini yeniden mi başlatmayı planladığınızı ima ettiniz ?”
“Tebriğin kabul edildi Bilge Pafu. Evet, düşündüğün gibi Turnuva ’ları yeniden başlatacağım.”
“Düşünceniz güzel lakin Kirif ‘de turnuva yapılmayalı asırlar oldu. Ve Kirif ’in turnuvalara ihtiyacı olduğunu da düşünmüyorum. Takdir edersiniz ki öfke ve nefret artık Kiriflilere hiç uğramıyor. Cinayet işlenmiyor, savaş veya isyan da yok. Halkımız gayet mutlu ve huzurlu. Kralımız neden turnuvaları geri getirmek istiyor acaba?”
“Kral III.Satu turnuva geleneğini başlattığında bunu sadece Kirifliler için değil diğer tüm diyarların iyiliği için de yaptı. Herkese nefretin ve öfkenin yaratacağı yıkımı hatırlatmak için her yıl bu turnuvaları düzenledi. Ve Kirif bu yıkımı unutalı asırlar oldu. Belki bizler mutlu ve huzurluyuz fakat diğer diyarlarda halklar vahşice birbirlerini katlediyor. Kral III.Satu buna asla izin vermezdi ve bende vermeyeceğim.”
“Haklısınız majesteleri. Siz I.Aber’in kudretine ve III.Satu’nun bilgeliğine sahip birisisiniz. Görüyorum ki Kirifliler sizi Kral seçerek çok doğru bir iş yapmış.”
“Kirif ’e hizmet etmek her Kiriflinin arzusudur Bilge Pafu. “
“Yine bilgece sözler sarf ediyor kralımız.” Zhaar bu yaşlı adamın süslü ve onu hoş tutacak cümlelerinden usanmışçasına, “Bana Gogmar ’ı bularak sende Kirif ’e büyük bir hizmet edebilirsin.” dedi. Bilge Pafu elbisesinin önünü toplayıp hafifçe kralının önünde eğilerek:
“O halde Pafu Gogmar ’ı bulmaya gidiyor.” diyerek geri çekilip kalabalığın içinde kayboldu. Zhaar ise düşünceli bir vaziyette I.Aber ’in yaptırdığı Ayna Odası ‘nın bulunduğu saraya doğru yürümeye başladı. Ayna odası I.Aber tarafından yapılmış altı yüzü de dev aynalardan oluşan küp şeklinde bir odaydı. I.Aber diğer altı diyarda olup bitenleri izlemek için Kirif ’in bütün büyücülerini işe almış ve her biri bir diyardaki olayları gösteren bu özel aynaları yapmalarını emretmişti. Hatta inanışa göre I.Aber bu odayı yapmak için büyücülerinin kara büyü kullanmalarına dahi izin vermiş. Fakat ne hazindir ki I.Aber odanın bitişini göremeden Yaratıcının sofrasına çağrılmış ve kimse Aber ’in böyle bir odayı yaptırmak için neden bu kadar çabaladığını öğrenememişti. Kendinden sonra gelen diğer krallar için ise bu oda sadece diğer 6 diyarda olan olayları izledikleri bir eğlence odası halini almıştı. Ta ki III.Satu ‘ya kadar.
III.Satu diğer kralların aksine Ayna odasından diğer diyarları izlerken onların ne denli yozlaşmış ve bozulmuş olduğunu gördü. Onlar için üzülen Kral Satu Kirif ’in de sonunun böyle olmasından korktu ve Turnuva geleneğini başlattı. Fakat Kral Satu ‘nun ölümünden sonra bu gelenek zamanla yok olup giderken Satu döneminden geriye kalan sadece sağ el ile yüzün sağ tarafını kapama geleneği oldu. Bu gelenek ile kişi kendisinin ve dünyanın aydınlık olan yanı kadar karanlık olan tarafını da hatırlıyor ve her şeye rağmen aydınlık tarafını görüyordu. Satu yaptığı onlarca reform ile hatırlansa da artık başlattığı geleneklerin çoğu varlığını sürdürmüyordu. Ama Zhaar Kral III.Satu ’nun yolundan gitmesi gerektiğini bilecek kadar akıllıydı …
Ayna odasının önüne geldiğinde girişteki iki koruma mızraklarını yere sertçe vurup Zhaar’ı selamladılar. Zhaar hafifçe gülümsemekle yetinip açtıkları kapıdan odaya girdi. Kapılar tekrardan kapandığında zifiri karanlık oda aydınlanmaya ve tüm aynalarda bağlı oldukları diyardan görüntüler belirmeye başladı. Hepsi içler acınası haldeydiler; açlık, sefalet, savaş ve cinayet… Bir tanesinde azınlık olan bir halk dağlarla çevrili bir vadiye hapsedilmiş ve üzerleri kafeslerle örtülmüştü. Sanki birer hayvanlarmışçasına orada hapistiler yüzyıllardır. Bir başkasında belirli bir zümreye mensup kişiler daha alt tabakaya ait olanları yiyebiliyordu, üstelik bu vahşilikleri yasal olarak bir suç sayılmıyordu. Birçoğu aynı yozlaşmışlığa ve bozulmaya ev sahipliği ediyordu. Umudun olmadığı, kalplerin karardığı ve her gün yüzbinlerin ölümüne milyarların sessiz kaldığı bir dünya halini almıştı diğer diyarlar. Kral Satu ‘nun düzenlediği turnuvalar onları bir müddetliğine doğru yola soksa da yine bozulmaya başlamışlardı. “Ben onları sonsuza dek düzeltebilirim” diye düşündü Zhaar. Bu düşünce sert ve keskin bakışları altındaki yüzünde kıvrak bir gülümsemenin oluşmasına sebep oldu…
Interesting start.. hope you will complete it too end.