Turkish Steemit Novel | "Sınırsız" - Capter #1 / Part #1

Hi dear Steemians, this is a first Turkish novel special to Steemit! It's a fantasy and sci-fi novel and I will share daily. I hope you guys support me with your comments and ideas. Steemit have great opurtunuties and I want to start something in Turkish community. I hope one day I will finish this novel in here and I will publish it. So, if you ready let's start!

Badges
Name	Sınırsız / Unlimited
Category	Fantasy, Sci-Fi

Esen hırçın ve sert rüzgâr tenine ritmik dokunuşlar yapıyordu. Giydiği uzun mor cübbenin altındaki teni bu dokunuşlarla tarif edemediği duyguların esiri olmaya devam ederken, güneş rüzgâra ve etrafını kuşatan bulutlara rağmen hala tüm canlılığı ile parıldıyordu. Yılın bu mevsiminde güneşin kavurucu sıcağından sizi koruyan bu narin rüzgâr sanki sizinle bitmesini hiç istemediğiniz bir dansa başlıyordu. Her dokunuşu, her sıyırışı ve teninizi her sarıp kaçışı dansın sonsuz bir döngü içindeymiş gibi sürekli en baştan başlamasına sebep oluyordu. Rüzgâr ondan izinsiz bu duyguları ona tattırmak için tekrardan boynunu hafifçe sıyırıp geçtiğinde o konuşmasına başlamıştı.

“ Zaman… Kara bir delik ya da sonsuz bir devinim içinde olan kanlı bir nehir… Zaman, her şeyden önce yaratılan yegâne güç. Hızlı ve kıvrak hareketlerle akan bu kanlı güç hep bizlerden bir şeyler çalmanın yolunu bulmuştur. Bazen sevgimizi, bazen umudumuzu bazen ise amacımızı… Zaman bu sefer bizden, sizden, hepimizden en çok değer verdiğimiz şeyi çaldı. ‘Kralımızı! ’ ”

Uçsuz bucaksız kalabalıktan birkaç haykırış çıksa da çoğunluk sükûnetini muhafaza etmeyi sürdürüyordu. Haberci vücudunu her geçen saniye saran hüzün ile karışık tedirginliğe esir düşmemeye çalışarak tekrardan yutkunup konuşmasına devam etti.

“Yaratıcı Zaman’a emir verdi ve Kralımızı yanına çağırdı. Ve bizler bu gün burada ölüm ile gelen doğum için toplandık… Bir kralımız ölürken bir başkasının doğuşuna izin verdik. Bizler bugün burada hem Kral II. Ehbar ‘a son yolculuğunda eşlik etmek hem de yerine yine sizlerin oyları ile seçilen yeni Kral I. Zhaar’ ın yeminine şahitlik etmek için toplandık. “

Kalabalık sağ elleri ile yüzlerinin sağ tarafını kapayarak hep bir ağızdan aynı sözleri tekrar etti. “Adaletin peşini bırakmasın II. Ehbar, adın ebedi sofralarda yankılansın, nefret ile aranda ezeli sular kabarsın.” Haberci’ de onlarla aynı sözleri tekrarladıktan sonra derin bir nefes alıp konuşmasına kaldığı yerden devam etti. Daha öncede birçok önemli şeyi duyurmuştu fakat bir Kralın ölümünü veya bir Kralın doğuşunu ilk kez duyuruyordu…

source

“ Şimdi sizlerin şahitliğinde ve Yaratıcının huzurunda kutsal yeminini etmesi için I.Zhaar ‘ı çağırıyorum.”

Habercinin arkasında ki gölgede kalan büyük işlemeli girişten gelen uzun boylu, omzuna dökülen örülmüş, koyu kahve saçları ve üç sıra halinde örülmüş çene sakalları ile karizmatik ve sert bir görünüme sahip olan Zhaar buz mavisi gözleri ile Haberciyi selamlayıp sağ dizinin üstüne çöktü. Rüzgâr onun için daha sert esti ve örülü saçları dalgalandı. Sağ eli ile yüzünün sağ tarafını kapatıp açıkta kalan buz mavisi parlak sol gözü ile önündeki devasa kalabalığı taradı genç kral. Bakışlarında güçten başka bir şey barındırmayan Zhaar, gür ve tok sesi ile konuşmaya başladı.

“Bugün II. Ehbar Yaratıcı ile birlikte ebedi sofralarda huzur içmek için bizlerden ayrıldı. Zaman bizden yine değer verdiğimiz birisini çalmayı başardı lakin bize birde fırsat tanıdı. Yeni bir başlangıç fırsatı, geçmişte atamız Kral III.Satu ‘nun açtığı yolu tekrardan aydınlatma fırsatı. Özümüze, atalarımızın kültürüne dönme fırsatı. Biliyorum II. Ehbar ‘ı sizden çaldığı için Zaman’a kızgınsınız ama o sadece yaratıcının emrine uydu tıpkı benimde uyacağım gibi. Ben Thaar Tarun ‘un oğlu, Mours Tarun ‘un babası, siz Kirif ‘lilerin kendine Kral olarak seçtiği bu isim ile anılan ilk Kral I.Zhaar Tarun ‘um. Ve burada yaratıcının huzurunda, sizlerin önünde yaratıcının emirlerine uyup sizlerin istek ve refahını muhafaza edeceğime ant içiyorum. Atamız Kral III.Satu ‘nun izinden gidip nefreti ve öfkeyi tüm evrenden sileceğime, kültürümüzü ve geçmişimizi gelecek nesillere aktaracağıma ant içiyorum. Ben Kral I.Zhaar Kirif ‘i tekrar eski ihtişamına kavuşturacağıma ant içiyorum. Yeminim ölümümle bozulsun."

Zhaar ayağa kalkıp sol eliyle belinde asılı olan asırlardır kralların yemin törenlerinde kullandığı değerli taşlarla süslü üstüne yaratıcının harfleri ile kazınmış tılsımlara ev sahipliği eden hançeri çıkarıp yüzünün sağ tarafını kapatan sağ elinin üstüne birkaç santimlik bir kesik attı. Kanı dövmelerle kaplı sağ kolundan süzülüp yere damlarken, asırlar sonra Kral III.Satu ‘nun adını duyan halk büyük bir merak içinde ritüeli tamamlamak için aynı sözleri haykırıyordu.

“ Yaratıcının gözleri ve kulakları seninle olsun, yeminin kanınla bir bütün olsun. Öfke, nefret ve hırs senden uzak olsun. Geçmiş kralların bilgeliği hep bir parçan olsun. ”

source

Ritüel bittiğinde Zhaar artık kral olduğunda II.Ehbar ‘ın son yolculuğu başladı. Rüzgar yaşlı adam için yavaş ve ağır ağır esmeye başladı, tıpkı bir seremoni gibi. Ölü adam için toplanan herkesin tenine dokundu, onların hislerine ortak oldu, onları hislerine ortak etti. En son ölü adama dokundu rüzgar, buruşmuş vücudunda fütursuzca dans etti, dudakların da gezindi, ellerini son kez tuttu. Ve sonra ölü adamı kalabalığın ortasında yalnız bırakıp oradan uzaklaştı başka bedenlerle dans etmek için…

Yaşayanlar ölü adamın yaşlanmış vücuduna yaratıcının harfleri ile övgüler yazdı, daha genç görünsün diye bileklerini kesip akan koyu kan ile uzun sakallarını ve saçlarını boyandılar. Artık Yaratıcı ile aynı sofrada huzur içecek kadar genç ve kudretli gözüktüğünde Ehbar’ın bedenini, Hüküm Mabedi ’nin önünde ki uzun ve soğuk granit taşa koydular. Ve hep birlikte oturup dev kartalların gelip Ehbar’ın bedenini yaratıcının onları yarattığında hediye ettiği bu kutsal ölü taşından almasını beklediler. Bekleyişleri çok sürmedi ufukta, rüzgârın gittiği yönde büyük bir kartal gözüktü. Kartalı gören bazıları ağlamaktan kendini alamazken bazıları ise kartalın büyüklüğü ile gurur duyuyordu.

“Gerçekten büyük bir kartal, tam da II.Ehbar’a yakışır derecede.” dedi en önde, yeni Kral Zhaar ‘ın yanında oturan Gözcü ‘lerin birkaç yıl önce atanan lideri Saimur. “Rüzgâra gidiyor, yaratıcının sofrasına…” diye düşündü Saimur heyecanla. Saimur ’un parlak camsı gözleri o heyecanını bastırmaya çalışırken bu kutsal ve tarihi anın her detayını çekip buraya gelemeyecek kadar uzaklarda yaşayan Kirifliler için yayınlamaya devam ediyordu. Uzak topraklarda yaşayan Kirifliler bizzat bu törende bulunmasa da Saimur ve diğer Gözcülerin gördüğü her şeyi canlı olarak görebiliyordu. Tören alanının her bir köşesine yerleşmiş yüzlerce Gözcü ‘nün farklı açılardan gördüğü görüntüler ve duyduğu sesler eş zamanlı olarak izleyicilerin zihninde birleşiyordu...

^{Bu içeriğin tüm hakları saklıdır & @monomyth}