Uzun Öykü - Kıyametin Dört Günü - Bölüm 13

in #muratkbesiroglu5 years ago (edited)

Bölüm 1
Bölüm 2
Bölüm 3
Bölüm 4
Bölüm 5
Bölüm 6
Bölüm 7
Bölüm 8
Bölüm 9
Bölüm 10
Bölüm 11
Bölüm 12

Bölüm 13

Tam yaşadığımız felaketi örten gizem perdesinin ortadan kalktığını düşünmeye başlamışken göktaşının düştüğü yerde yapılan araştırmalar zihinlerin yeniden bulanmasına neden oldu. Göktaşının açtığı çukurun fotoğraflarından yola çıkarak oluşturulan görüntü düşen cismin artı işareti biçiminde olduğunu gösteriyordu. Bir anda herkes bir asteroidin artı biçiminde olması olasılığının yüzde kaç olduğunu sorgulamaya başladı. NASA tarafından çekilmiş binlerce asteroid fotoğrafı içinde artı biçimli olanlar bir elin parmaklarını bile bulmuyordu, üstelik bunların biçimi düzgün değildi, artı işaretine benzedikleri varsayılıyordu. Ortaya olay yerinin üzerinden çekilmiş başka fotoğraflar ve onlardan yola çıkılarak oluşturulan yeni görüntüler çıktı. Düşen cismin uçları kıvrık bir artı biçiminde olduğunu söylemek belli ki daha doğru olacaktı.

Cismin yeryüzüne hangi açıyla düştüğü de elbette önemliydi; inançlı Hristiyanlar dünyaya dev bir haç biçiminde bir cismin düştüğünü, ancak düşen cismin uzun kısmı altta kaldığı için yerde artı biçimli bir şekil oluştuğunu ileri sürüyorlardı. Kıyamet vakti yakın olduğu için Hz. İsa çarmıhıyla birlikte dünyaya inmişti ve hâlâ bazı insanlar inanç yoluna girmemekte direniyorlardı, Tanrı daha ne kadar açık bir mesaj iletebilirdi ki?

Düşen cismin yerkabuğunda bıraktığı izdüşümün artı biçiminde olması Müslüman dünyasında da heyecana yol açmıştı. Müslümanların bir kısmı düşen cismin Hz. İsa’yı da beraberinde getirdiği kabul ediyor, Kur’an-ı Kerim’de Nisa ve Zuhruf surelerinde belirtildiği üzere Hz. İsa’nın dünyaya inmesinin kıyamet alameti olduğunu belirtiyorlardı. Bir kısım Müslüman ise düşen cismin şeklinin sırt sırta vermiş iki hilal biçiminde olduğunu ileri sürüyor, bu durumu Hz. İsa’nın Müslümanlığı kabul etmiş olmasına yoruyordu.

Bilim insanları konu hakkında detaylı değerlendirmeler yaptıkça resim daha da bulanık hale geldi. Çarpışma sonucu oluşan patlama dünyaya düşen cismin tümüyle buharlaşmasına yol açmıştı. Bu büyüklükte bir patlamanın yarattığı etki kraterin içinde, düşen cismin geometrisiyle uyuşmayan biçimler oluşmasını sağlamış olabilirdi. Cismin iç bileşiminin homojen olduğunu varsaymak doğru değildi, belirli bölgelerde yoğunluk daha fazla olsa gerekti. Dolayısıyla kraterin biçiminden cismin geometrisini tahmin etmek yanıltıcı olabilirdi. Krater henüz ekstrem koşullarda çalışmak üzere tasarlanmış robotlar için bile çok sıcak olduğundan kesin bir kanaate ulaşmak için biraz daha zamana ihtiyaç vardı.

Düşen cisimle ilgili haber akışını takip etmek için o kadar büyük bir efor sarf ettim ki bir anda kendimi boş bir çuval gibi hissetmeye başladım. Belli ki vücut direncim düşmüştü. Bir bardak suyla birlikte bir vitamin desteği yuttum, kendime bir kahve doldurdum ve pencereden dışarıya baktım. Havadaki toz büyük ölçüde azalmıştı, yine de hava durumunun normalleştiği söylenemezdi. Kara bulutların arasından aralıklı olarak incecik mavi taşlar düşüyordu. Mavi taşların atmosferin yüksek kesimlerinde oluşmuş olan iyonize radyasyon bölgelerinden kaynaklandığı söyleniyordu. Aynı radyasyon bölgeleri, daha yoğun oldukları ilk zamanlarda elektromanyetik dalgaların geçişini engellemiş, iletişimde yaşanan sıkıntıların ağırlaşmasına sebep olmuştu.

Piyasalardaki gelişmelere göz atmak için yeniden masama oturduğum sırada cep bilgisayarıma bir mesaj geldi. Felaketi izleyen saatleri birlikte geçirdiğimiz aşçıbaşı Salih Abi cüzdanımın bulunduğunu haber veriyordu. Cüzdanı kargoya verip göndermesini isteyebilirdim ancak otelden onlarla vedalaşmadan ayrıldığımı göz önüne alarak gidip cüzdanı bizzat almaya karar verdim.

Salih Abi’yi otelin yemekhanesinde çıraklarına talimat yağdırırken buldum. Beni alıp yemekhanenin açıldığı arka bahçeye çıkardı. Bahçede siyah beyaz tüyleri olan bir yavru kedi kavak ağacından düşen yaprakları yakalama oyunu oynuyordu.

“Bunu sizden sonra çınar ağacından indirdik” dedi Salih Abi.

“Acı acı miyavlıyordu, çok korkmuştu zavallı hayvan.”

“Kim korkmadı ki. Onca melanetin üzerine bir de maganda saldırısıyla uğraştık.”

“Vicdansızlara bak. Nasıl karşılık verdiniz?”

“Çatışmaya girdik. Yavuz omzundan yaralandı.”

“Durumu nasıl şimdi?”

“Hâlâ hastanede ama iyileşiyor. Yalnız yürekli çocukmuş. Beş kişiyi tek başına püskürttü.”

“Valla biz de çoluk çocuk derdine düştük, size katkımız olamadı, kusura bakma.”

“Çocuğun var mıymış gerçekten?”

“Yok abi, nerede. Babam var sadece, o da başının çaresine bakıyor.”

“Benim çocukların ikisi de evli, Almanya’da yaşıyorlar.”

“Almanya’da durumlar nasılmış?”

“Orada fazla bir sıkıntı yok. Depremler şiddetli olmamış, zaten binalar da sağlam. Taşların düştüğü sırada millet evlerdeymiş. Olan hep fakir fukaraya olur. Dünyanın düzeni böyle.”

“Otelde işler normale döndü mü?”

“Toparlamaya çalışıyoruz. Ek binalarda hasar yok. Ufaktan hizmet vermeye başlayacağız.”

“Cüzdan için teşekkür ederim. Ufak bir şey getirdim sana, simültane çeviri yapan bir kulaklık.”

“Ne gerek vardı, ben menfaat için yapmadım ki bu işi.”

“Cüzdan için değil, o geceki yardımların için. Yavuz’a da selamımı söylersin.”

Görsel Kaynağı: https://unsplash.com/photos/Frjr1uH0qRM

Sort:  

Congratulations @bilimkurgu! You have completed the following achievement on the Steem blockchain and have been rewarded with new badge(s) :

You received more than 85000 upvotes. Your next target is to reach 90000 upvotes.

You can view your badges on your Steem Board and compare to others on the Steem Ranking
If you no longer want to receive notifications, reply to this comment with the word STOP

Do not miss the last post from @steemitboard:

The Steem blockchain survived its first virus plague!
Vote for @Steemitboard as a witness to get one more award and increased upvotes!

Coin Marketplace

STEEM 0.30
TRX 0.12
JST 0.034
BTC 63815.31
ETH 3124.40
USDT 1.00
SBD 3.99