Yılın son kitap alışverişi #2

Çocuk kitaplarından bahsetmek çok kolay ve zevkliydi. Bazılarını daha önce okuduğumdan, onlarla ilgili bahsedeceğim şeyler de hayli fazlaydı, keyifle ve heyecanla anlatmıştım burada.
Geri kalan kitaplar ise hep koltuğun bir ucunda duruyordu, 'bize ne zaman sıra gelecek🤷‍♀️' dercesine. Bakışlarını üzerimde hissediyordum adeta. :) Biraz gözüm korkmuş olabilir, bu yüzden erteledikçe erteledim. Şimdi vaktidir diyorum, gelin bakalım sevgili kitaplarım. 👧

---

İlk olarak Gölgeli Öyküler'le başlamak istiyorum. Tanıyanınız vardır belki de, yazarı Twitterda ve çeşitli bloglardaki korku hikâyeleri anlatıcısı. Ben onu cuma geceleri; cadılardan, perilerden, hortlaklardan ve lânetli harâbelerden uzun uzun bahsettiği floodlarından tanıyorum. Korkarak okuyup uykuya daldığım için kâbuslar görsem de merakla bekliyordum yine herkes gibi. :) Halk arasında anlatılagelmiş efsaneleri paylaştığı öyküleri bu kitapta bir araya getirmiş. Yalnız her alışverişimde mutlaka bir kitap hasarlı geliyor. Bu şanssızlığın buna denk gelmesi de Alkarısı'nın işi olabilir mi bilemiyorum Altan, sayfalarını sinirle kırıştırmış biri. 🤦🏻‍♀️

---

Gün olur asra bedel ile tanışmam lise yıllarına dayanıyor. En yakın arkadaşım, edebiyattan dönem ödevi almıştı ve bu kitabı okuyup özetini çıkarmaktı görevi. Sahaftan birlikte gidip almıştık, ne güzel günlerdi. Kitabı okudukça gelip bana anlatıyordu heyecanlı heyecanlı. 🤦🏻‍♀️ Yürek yaralayıp tüyler ürperten bir haykırışın olduğu; geçmiş, bugün ve yarının efsanevi bir şekilde gözler önüne serildiği, asra bedel bir gün olan o gün'ü okumaya ve Mankurt'lara şimdi hazırım.

---

Ferda-yı Garam'ı ise Mehmed Rauf'un daha önce Eylül romanını zevkle okuduğum için merak edip aldım diyebilirim. Sermed ile Macid'in kavgayla başlayan; daha sonra büyük bir tutkuya dönüşen aşklarının, ferda-yı garam yani aşkın yarını kaygılarıyla gölgelenmesini anlatıyormuş tanıtım bültenine göre.

Aşk yaşanmışlığıyla değil, hayal edilişiyle vardır ve onlar bu aşktan vazgeçişin dayanılmaz çekiciliğine kapılırlar.

Galiba burdaki Sermed kadın olan. 🤷‍♀️ Ne biçim isimler koyuyor ve bunu düşünmekten kitaba odaklanamıyorum bir müddet. 🙇🏻‍♀️ Eylül'de de Suat ile karısı Süreyya vardı. 🙅‍♀️ Biraz tuhaf oluyor ama katlanacağım mecburen.

---

Mehmed Rauf kitapları ile tekrar merhaba. :) Polisiye tarzda yazıldığı ve türünün ilk örneklerinden olduğu için Define ve Kan Damlası ilgimi çekti. Define'de Fuzûli Divânı'ndaki şiirlerin arasına, şifreli şekilde bir gömünün yeri gizlenmiş. Tehlikeli ve ilginç olayların yaşandığı bu kitapta bir cinayet işlenir. Cesedin elindeki kağıtta numara: bir yazılıdır, bir kan damlası ile birlikte. Kısa süre sonra ikinci bir cinayet daha işlenir ve bu kez kağıtta numara: iki yazılıdır. Kan Damlası kitabın devamı niteliğindedir ve sır perdesini aralayarak katilleri bulmaya çalışır. Okumak için sabırsızlanıyorum. 🙆‍♀️

---

Okumayı bir an bile bekleyemeyip içine ruhen gömüldüğüm Kanadı kırık Melek'in kanadına takılanlar'ı birkaç gün önce anlatmaya çalışmıştım. Yine de bir şey söylemeden geçmek istemedim. Bu kitap büyük bir emeğin ve özverinin ürünü. Kalpten geçenlerin, tek bir parmağın ucundan görünür hâle gelmesi tam iki yıl sürmüş. Belki de bu kitaba sahip olarak bir yüreğin yangınına su serpmiş oluruz bir nebze de olsa..

---

Kimseye Etmem Şikâyet hakkında hiçbir fikrim yoktu, hiçbir yerde onu ne duydum ne de gördüm. Sırf o güzel isminden dolayı, bana o şarkıyı hatırlattığı için aldım. Umarım yüzümü kara çıkartmaz ve etkiler beni. "İhsan Raif Hanım'ın aşkı, ayrılığı, hasreti hece ile terennüm eden ilk kadın şairimizin hayatını anlatıyor." diyor o güzel kapağında. 'Kimseye etmem şikâyet' ve 'Neden gülmesin gül gibi yüzler' gibi şarkılarından tanıyacağımız tanıdık ama unuttuğumuz bir isim..

---

Derin Devlet Algoritması ve II. Abdülhamid Apokaliptik Savaşlar kitabının konu başlıkları dikkatimi celbetti. Daha önce de bahsetmiştim; komplo teorileri, sırlar, gizemler tam benlik konular. Belki ilerde yazabilirim aklımdaki uçuk kaçık şeyleri. Ama yok ya bu kafayı yemiş hâlimi saklamaya devam etmeliyim. 🙅‍♀️ Ben yine muhabbet ortamlarında konuşayım en iyisi. 🙆‍♀️

Gelelim kitabın içeriğine. :) Ya şunu merak ettim aslında, keşke sayfa numaraları yazsaydı da ilk onu okusaydım; ama ben bulurum bunu. :) Kendi kendime konuştum farkındayım. 🤷‍♀️ 'Kar adamları Koca Ayak Yeti'ler gerçek mi?' 'Chupacabra' adında kanla beslenen bir hayvan var mı bölümlerini merak ediyorum evet. Çizgi filmlerden hatırladığım Yeti varsa eğer çok memnun olurum. :)

Giriş kısmındaki şu ifade hayli ilgi çekici değil mi?
Derin devlet, Hızır (as)'ın teşkilatıdır. Birler, üçler, yediler ve kırklardır. Osmanlı'nın ledün sırlarını yaşatan Türkiye Devleti dua ile harmanlanır, can bulur.

Pandora, Zülkarneyn, Afrodit Projesi, Nekromansi toplantısı kitapta yer alan bazı isimler ve bölümler. Kısacası okumak için sabırsızlandım şimdi sayfalarına göz gezdirirken. 🙆‍♀️

---

Yıldız Gezgini 'nin ismine ve kapak resmine duyduğum hayranlık, arka kapaktaki yazıyı okuyunca daha da şiddetlendi ve bu kitap benim olmalı dedirtti. :) Tabi ki onları hemen yazıyorum, belki burayı okuyan birinin daha ilgisini çeker. 👧

Bir akademisyen meslektaşını öldürerek San Quentin Hapishanesi'ne düşen eski bir profesör, burada yaşam boyu hapis cezasını çekerken maruz kaldığı korkunç işkenceden kaçmak için 'zihinsel' taktikler geliştirir. Acı çeken bedenini terk ederek, tarihin farklı dönemlerinde ve farklı coğrafyalarda geçen önceki yaşamlarına geri döndüğü yolculuklara çıkar.

Anlaşılan o ki astral bir seyahate çıkacağız profesörle, kitabı okurken. Hep bunu yaşamak istemişimdir, farklı türde yaşadım; ama istediğim gibi değildi. Belki bir gün olur. 👧

---

Doktor Moreau'nun Adası 'nda, sekiz yaşındayken bacağının kırılması sebebiyle bir müddet yatağa bağımlı kalan yazarımız, babasının kütüphanesindeki kitaplara gömülür ve ordaki bambaşka dünyaların kapısından girer ve bizi de peşinden sürükler. Adada geçen hikâyelerin beni kendine çektiği gibi bir gerçek var, bu kitapta olduğu gibi.

Bir deniz kazasından kurtulan Edward'ın garip yaratıklarla karşılaşmasıyla karanlık sırlar da açığa çıkar. İnsansı melez varlıklar yaratma peşindedir.

İnsanın doğaya müdahalesi ve Tanrıcılık oynama çabasının anlatıldığı bu kitabı da en kısa zamanda okumak istiyorum. :)

---

Gelelim en en çok okumak istediğim kitaba. Efsuncu Baba. İsmi çok güzel değil mi ve o kapak.. 👧 Sanki gizemli bir sarnıcın içinde sessizce bir sırrın peşinden gidiyorlar gibi değil mi? Çok beğendim; ama önsözünü okuyunca biraz hayal kırıklığına uğradım. 'Sadeleştirilmiş' yazısı gibi beni sinir eden cümle yok, bir kitaba dair. En iyisi eski basımlarından birini alıp okumak. :( Tamam sakin olup Efsuncu Baba'ya kulak vereyim en iyisi. 🙆‍♀️ Kendisi ismiyle müsemma, büyüyle, sihirle uğraşıp, define arayan, tılsımla ilgilenip, madeni altına çevirmeye çalışan ve yıldıznamede yetkin olan biridir.

İstanbul'daki tüm definelerin yerini şifreli şekilde gösteren eski bir kitap bulur. Tılsımı çözmek için insan şeklindeki Melekleri arar ve serüven bu minvalde ilerler. 1924 yılında böyle bir hikâye yazılması beni şaşırttı ve baya da meraklandırdı.. İlk fırsatta okuyacağım. 👧

---

Bu arada Kitapyurdu baloncuklu poşete koyup kolilediği için biri dışında hasarsız elime ulaştı ama çocuklar gibi onu patlatmaktan kendimi alamadım. 🙆‍♀️
Hemen hemen her kitabın içinde kendi ayracı vardı. Bu da hoş bir detaydı benim için..

_Kaynak

Umarım seçimlerimden dolayı pişman olmam ve zevkle okuyabilirim.
Bu yazıyı sıkılmadan okuyan belki birileri vardır, teşekkür ederim ve tavsiye edebileceğiniz kitaplar varsa öğrenmek isterim. 👧

---

_{# Yılın son kitap alışverişi 1}