Jonathan Livingston Seagull - Richard Bach

in #drawing6 years ago (edited)

IMG_7297[1].jpg

You laugh at me because I am different, I laugh at you because you are all the same. Yes, this sentence was only one of the cover words we used when we were dealing with life in our high school when we were just a teenager. But look, this time we are facing a very different person, indeed, his name is Jonathan Livingston.

It's just a seagull, I know it, but it's actually a seagull that's more important than just living, getting a certificate of proficiency from Fish University that you can fly or just eating. To fly. To fly faster and higher!

IMG_7290final.jpg

I also know that the main purpose of the birds is to fly. Even if we can get away for a day, can we live outside of our own line and enjoy life?

Just as Jonathan's habit, the only goal of the pyramids built in time, of course, was not just the pharaohs tombs. Keops, the Jonathan of pyramids, had been aware of the hidden and mystical powers they had in their conversations with Kefren and Mikerinos from the very beginning. They just would not show it to the other pyramids. The same is true, as we humans are struggling and therefore the point of view of our life is plain and unspectacular; How almost all of the babies born in the Ford System of the Brave New World were born the same, almost all the seagulls clone in the world of seagulls.

IMG_7294final.jpg

But it was a utopia already, Seagull Jonathan Livingston. Indeed, it was a freedom utopia that the main purpose was to fly only if it could not have time to realize that utopia from the transient life occupations, whether or not all the seagulls wanted to be.

In fact, when we all hold on to the holdings in the "Seagullbus" and are trapped in silence, the people we do not know in the elevators are turning back and waiting in the waiting rooms to the delights of the people in our waiting rooms, and all the actions that we postpone, that all our selfs are casting out was a kind of seagull Jonathan Livingston.

IMG_7291final.jpg

Do you wanna fly with me tonight
Are you afraid of being on high
Let's leave the soil for a while
The world will never escape
We swim in the sky
Come with me, forget all your troubles
The wind waited for us not to waste more time, maybe Yavuz Cetin was right when he said this song.

We all wanted to fly because tonight and every night, everyone from Hezarfen Ahmet Celebi to Elon Musk wanted to fly since the day they were born. Cemal Sureya said in his poem, "Life is short, birds fly." He said. They knew very well that the world would never escape, like the seagull, Jonathan, so they got the most beautiful seagulls and left us here in this interesting world. And those good people had already rushed off with that beautiful seagulls, and we were left with the ignorance of our generation.

IMG_7292final.jpg

But then, as we do all the same to all other things, we have made a huge mistake to such an innocent sensation. We have forgotten our goals, our values, and our purpose of coming to life. As we are not enough of ourselves, we have also pitched other people into this idiosyncratic idols and strange rituals. While the real aim was to live like a man at first, we discovered idols outside our goal, such as money, political power, religious authority, leadership. We gave them wonderful forms and we began to worship them beautifully, until we forgot and lost ourselves.

IMG_7293final.jpg

Fortunately, in the minority, there were still seagulls Jonathan among us. Some of us who know us better than us, want us to recognize us not only for our sake but only for us.

If it was not some of them, this book was not written, nor did I have any inspiration for these drawings. Because of the seagulls that came to the opposite roof while I was always reading that book.

If you have read so far, you know that you are being loved by me, my pleasure is your reading.

TÜRKÇESİ :

Bana gülüyorsunuz çünkü ben farklıyım, ben de size gülüyorum çünkü hepiniz aynısınız. Evet bu cümle, lisedeyken ergen zamanlarımızda hayata karşı atarlanmışken kullandığımız kapaklı sözlerden sadece biriydi. Ama bakın, bu sefer çok farklı birisiyle karşı karşıyayız gerçekten de, onun adı Jonathan Livingston.

Sadece bir martı, bunu ben de biliyorum fakat aklında geçinip gitmekten, Balık Üniversitesi'nden o uçabileceğine dair mesleki yeterlilik belgesini almaktan ya da sadece yemek yemekten daha önemli şeyler olan bir martı. Uçmak. Daha hızlı uçmak. Daha yükseklere uçmak!

Kuşların ana amaçlarının uçma eylemi olduğunu ben de biliyorum. Fakat biz insanların da ana amacı yaşamak iken kaçımız yaşayabiliyor ki sanki? Kaçımız bir gün bile olsa kendi çizgisinin dışına taşıp yaşamın tadına vararak yaşatabiliyor kendini?

Nasıl ki Jonathan gibi bazı martıların tek amacı yemek yemek değil iken, zamanında inşa edilmiş piramitlerin de tek amacı tabii ki de sadece firavunlara mezar olmak değildi. Piramitlerin Jonathan'ı olan Keops da Kefren ve Mikerinos'la konuşurken kendilerinin içinde olan gizli ve mistik güçlerin farkındaydılar en başından beri. Sadece diğer piramitlere belli etmezlerdi bunu. Aynı, biz insanların martılara ve dolayısıyla hayata bakış açımızın dümdüz ve detaysız olması gibi, bazı martıların da hayata bakış açıları dümdüz ve oldukça detaysızdı. Nasıl Cesur Yeni Dünya'nın Ford Sistemi'nde doğan bebeklerin neredeyse hepsi aynı doğuyorsa, martıların dünyasında da neredeyse bütün martılar klon gibiydi.

Fakat bir ütopyaydı zaten Martı Jonathan Livingston. Aslında bütün martıların olmak isteyip de olamadığı, geçici hayat meşgalelerinden bir türlü o ütopyayı gerçekleştirmeye zaman bulamadığı, ana amacın sadece uçabilmek olduğu alabildiğine özgür bir ütopyaydı.

Aslında hepimizin martıbüslerdeki tutamaçlara tutunurken ve insanlar arasında sıkışıp sessiz kalırken, asansörlerde tanımadığımız insanlara sırtımızı dönerken ve bekleme salonlarında yanımızdaki insanların dertlerini kendi derdimizmiş gibi düşünürken delicesine bağırarak halay çekmeyi, çıldırmayı, içimizden ağzımıza gelen her şeyi gerçekten de tam olarak söylemeyi, en önemlisi de içimizden gelen ve ertelediğimiz bütün eylemlerin, bütün kendiliklerimizin dışarı dökülmesini arzulamaktı bir nevi Martı Jonathan Livingston.

Benimle uçmak ister misin bu gece
Yükseklerde olmaktan korkar mısın
Topraktan ayrılalım bir süre için
Dünya bir yere kaçmaz
Biz yüzerken göklerde
Gel benimle ol unut bütün dertlerini
Rüzgar bizi bekler daha fazla vakit kaybetmeyelim, derken belki de haklıydı Yavuz Çetin.

Hepimiz uçmak istiyorduk çünkü bu gece ve her gece, Hezarfen Ahmet Çelebi'den Elon Musk'a kadar herkes uçmayı istiyordu daha doğdukları günden beri. Cemal Süreya boşuna dememişti Kısa adlı şiirinde "Hayat kısa, kuşlar uçuyor." diye. Dünyanın bir yere kaçmayacağını onlar da martı Jonathan gibi çok iyi biliyorlardı ki onlar da en güzel martılara binip bizi burada, bu ilginç dünyada bırakıp gitmişlerdi.

Ve o iyi insanlar o güzel martılara binip gitmişlerdi çoktan ve biz de kendi başımıza demirin tuncuna ve martının cahiline kalmıştık.

Ama sonra, her şeyin içine ettiğimiz gibi böyle masumca bir duygunun da içine ettik. Önümüze gelen ne varsa putlaştırdık, kendi hedeflerimizi, değerlerimizi ve hayata geliş amaçlarımızı unuttuk. Kendimiz de yetmiyormuşuz gibi bu kendi ürettiğimiz putlara ve garip ritüellere başka insanları da alet ettik. Asıl amaç daha en başında adam gibi yaşamak iken birden para, siyasi iktidar, dini otorite, liderlik gibi amacımızın dışında putlar keşfettik. Bunlara harika şekiller verdik ve onlara bir güzel tapmaya başladık, ta ki kendimizi unutana ve kaybedene kadar.

Neyse ki azınlıkta da olsa, hala martı Jonathan'lar vardı aramızda. Bizi bizden daha iyi tanıyan, bizi herhangi bir çıkar uğruna değil de sadece biz için, sadece uçmak için tanımak isteyen o bazıları.

Zaten o bazıları da olmasa ne bu kitap yazılırdı, ne de benim bu çizimler için ilhamım gelirdi ya, neyse. Hep o kitabı okurken karşı çatıya gelen yavru martıların yüzünden.

Eğer buraya kadar okuduysan bil ki seviliyorsun, keyifli okumalar dilerim.

Sort:  

Ben de kitabı iki üç hafta evvelinde okudum, aslında sesli kitap olarak dinledim. Dediklerinize katılmakla beraber putlaştırma olayının altını çiziyorum ve kendi incelememde kurduğum şu sözü ekliyorum; ''Özgürlüğe giderken bize parmaklarıyla ışığı gösteren kişilerin bir vakit sonra o parmaklarına tapmanın acı sürecini de gösteriyor kitap.''
Ayrıca çizimlerinizde tahmin edersiniz ki son olan (putlaştırma) favorim oldu.

Çok teşekkür ederim yorumunuz için. Kesinlikle sizin kurduğunuz cümle de çok yerinde ve kitabın genel felsefesi için de açıklayıcı bir cümle olmuş.
Biz her şeyi putlaştırmayı çok seviyoruz maalesef.

Welcome to [email protected] my pleasure to see you here.steemit is a very good community here you will enjoy a lot.best of luck for future help and upvotes please follow me.@sohailharoon

Hello, please follow the rules of the group Steemit for Resteem ↕ and you will be resteemed by the most active members in the group.

You have to resteem a post from the group before you post yours there.

Here is : HOW TO RESTEEM ON STEEMIT ?

And send only the link to the group without any words please.

Coin Marketplace

STEEM 0.20
TRX 0.14
JST 0.030
BTC 68608.97
ETH 3280.67
USDT 1.00
SBD 2.74