Misafir #2 - Bilinmeze Yolculuk
2. Bölüm - Bilinmeze Yolculuk
Dünyada insan eli değmemiş %3 lük bir kısım var. Ve insanoğlu daha kendi dünyasını tam olarak keşfedememişken gözünü uzayın derinliklerinde evlerinden çok ama çok uzaktaki gezegenlere dikti. Kâşif, gezgin, kurtarıcı veya kahraman, onlara ne derseniz deyin sekiz güzel insan insanlık için kendilerini bilinmeze doğru götürecek olan bir serüvene hiç düşünmeden atıldılar.
Hikâyemizin nasıl başladığını öğrenmek isterseniz yazımızı okumaya devam etmeden önce bu yazıya göz atmak isteyebilirsiniz.
Kaptan @sahinadm ekibe bakarak “Hazır mısınız?” dedi ve kargo kapağını açan kolu aşağı çekti. Kapı yavaş yavaş açılıyor ve ışık Explorer H-4’ün içine süzülüyordu. Tüm ekipte heyecan doruk noktasına ulaştı.
“Çok heyecanlı değil mi? lan. Tıpkı Avatar gibi” dedi. @yusufyusuf
Ekipte herkesin kafasında farklı farklı sorular vardı. Ama avatar benzetmesi çok yakıştı bu gezegene. Toprak yüzeye ilk adımlarını bastıklarında daha da hissedilir oldu her şey. Teknolojimiz ne kadar ileri olursa olsun bir yapıyı, düzeni veya oluşumu kameralarla oturduğun yerden incelemek o şeyin yanına gidip onunla birlikte aynı havayı koklamak kadar tecrübe kazandırmaz insana. Bu gezegeni kendi yörüngesinde kalarak 28 gün boyunca izlediler ve incelediler. Gönderilen sondalar sayesinde her şeyi bildiklerini sanıyorlardı. Ama gezegenin yüzeyinde her şey daha mükemmel görünüyordu. Etraflarındaki ağaçlar devasa boyutlarda ve renkleri çok güzeldi. Ormanın içinden gelen sesler yaşayan bir gezegenin kanıtı gibiydi. Farklılıklar insanları her zaman korkutur ama bu gezegenin büyüleyici güzelliği insanı korkutmaktan çok kendisine doğru çekiyordu.
Kaptan ormanda oluşabilecek tehlikeleri göz önünde bulundurarak bir karar almak zorunda kaldı. @etasarim ‘a Salvation K-1’in yörüngede yeniden konumlandırılması ve sürekli olarak ekibi takip etmesi görevini verdi. @etasarim bu ayarlamaları yaparken ekip şaşkın gözlerle etrafı inceleme devam ediyordu. Ekibin planı gezegenin bütün bölümlerinde detaylı incelemeler yapmak ve eve geri dönmekti. Bunun için bir yol haritası çizdiler öncelikle gezegenin ormanlık alanları daha sonra okyanuslar ve sonunda turkuaz rengi çöllerinde incelemeler yapılacaktı. Oluşabilecek tehlikeli durumlar için ekibi dağıtmadan ortak şekilde hareket etmek en doğru seçim olduğu için 8 kişi hep birlikte hareket ediyorlardı. Yavaş yavaş ormanın derinliklerine doğru ilerlerken derinlerden gelen garip hayvan sesleri ekibi hem şaşırtıyor hem de meraklandırıyordu. Sesler sanki o ormanın içerisinde yaşayan kuşlara ait gibiydi. Yüksek ağaçların tepelerinde çok güzel ezgilere sahip kuş ötüşüne benzeyen hayvan sesleri.
@baycan sürekli termal kameralarla etrafı tarıyor ama kameralara yakalan hiç bir şey göremiyordu. Derinlere doğru indikçe sesler artıyor ama görünen hiçbir şeyin olamaması ekipte biraz endişeye sebep oluyordu. Aynı zamanda @etasarim Salvasion K-1’in tüm radarlarını ekibin bulunduğu konuma yönlendirdi. Ama monitörlerde kendilerinden başka hiç bir şey görünmüyordu.
@yusufyusuf orman incelemesini tamamlamak için hızlı hareket etmeye karar verdi. Etraftaki ağaçlardan ve bitkilerden örnekler topluyor ve küçük tüplerin içerisine doldurduğu örnekleri sonda cihazının içerisine yerleştirerek Salvation K-1’e gönderiyordu. Çalışmalar devam ederken @mesafe daha iç kesimlerden gelen farklı bir sesi fark etti.
“Duyuyor musunuz?” dedi.
Ekip bir anda sessizleşti ve dinlemeye başladı.
“Neyi duyuyor muyuz?” dedi @sudefteri.
“Farklı bir ses var dikkatli dinleyin sanki su sesi gibi” dedi @mesafe.
Sessiz bir şekilde biraz daha dinlediler etrafı. Hayvan sesleri o kadar yüksek geliyordu ki bu gürültüde bir su sesi duymak neredeyse imkânsızdı. Salvation K-1 uydularına bağlanan @avina bulundukları yerin yakınlarında bir akarsu ya da herhangi bir şey olup olmadığına bakmaya başladı. Çok geçmeden @mesafe ‘nin duyduğu şeyin ne olduğu anladı. Yaklaşık 1 Km kuzeyde bir göl ve bu göle dökülen bir nehir var. Nehir şelale şeklinde yüksek bir tepeden göle dökülüyor. Ama nasıl olurda 1 Km mesafeden bu suyun sesi duyulabilir? Ekip gölün olduğu yere doğru yürüme kararı aldı ve araştırmaya orada devam edeceklerdi. Gezegende gün dönümü oluşmadan işi bitirip tekrar Explorer H-4’e dönmek istiyorlardı. Göle doğru yaklaştıkça su sesi daha belirgin bir hale gelmeye başladı. Hatta hayvan seslerini bastırıyor ve bir uğultu gibi kulaklarının içini dolduruyordu. Daha da yakına gittiklerinde ekip artık kendi konuştuklarını bile zar zor duyar oldular. Gölün kıyısına geldiklerinde gördükleri manzara şok ediciydi. Yüksekten dökülen nehrin genişliği dünyada eşi benzeri olmayacak büyüklükteydi ve su o kadar yüksekten dökülüyordu ki yere çarptığına çıkan ses kilometrelerce öteden duyulabiliyordu. Ekip bir an her şeyi unuttu ve bu güzelliği seyretmeye başladı. @avina su sondaları ve yüzey görüntüleme sondaları yeniden konumlandırarak bu devasa şelale hakkında bil toplamaya başladı. Şelalenin genişliğini 1 buçuk Km ve dökülme yüksekliği ise 590 metre olarak hesapladı. Dünyamızdaki en büyük şelaleden 2 kat daha büyük olan bu şelale ekibi büyülemişti. @avina burada inceleme yaparken diğer ekip üyeleri de kalan işleri bitirmek için uğraşıyordu.
Orman içerisinde bunca hayvan sesi duyulurken hiçbir hayvana rastlamayan @baycan biraz üzülmüştü aslında. Elindeki tüm sondaları ve termal kameraları etrafta bir tane hayvan bulmak için kullansa da sonuç elde edemedi. @avina incelemeleri tamamladıktan sonra ekibin yanına döndü ve 8 kişi güneş batmadan önce Explorer H-4’e dönmek için yola koyuldular. Dönüş sırasında hava yavaş yavaş kararmaya başladığında orman daha sessiz bir haldeydi. Yüksek ağaçların uzun dalları ve devasa yaprakları arasından giren ışık azaldıkça ormanın sesi de azalıyor ve karanlık sessiz bir mekana dönüşüyordu. Ekip kıyafetleri üzerinde bulunan ışıkları yaktı. Explorer’a doğru yaklaştıkça hava daha da karamıştı. Orman tamamen sessiz bir hal aldı ve tam bu sırada etraftaki bitkileri inceleyen @yusufyusuf bir şey fark etti. Bitkiler uykuya geçiyordu. Bitkiler ve ağaçlar gün ışığı azaldıkça oksijen üretimini bırakıyor ve neredeyse hiç yaşam belirtisi göstermiyordu. Ormandaki seslerinde yok olmasıyla gezegene bir ölüm sessizliği hâkim oldu. Gün ışığı varken büyüleyici bir şekilde görünen orman artık o kadar çekici değildi. Ekip Explorer’a iyice yaklaştığında @baycan bir şeyler duydu.
“Durun bir ses var” dedi.
Ekip duraksadı ve @baycan ‘ın gösterdiği yere doğru bakmaya başladı. Ama görünürde bir şey yoktu. Termal kameralar ile sesin geldiği yeri kontrol ettiler yine bir şey çıkmadı. Ama @baycan bir şey duyduğuna emindi. Kaptan her ihtimale karşı ekipten silahlarını hazır tutmasını istedi. Daha dikkatli bir şekilde Explorer’a doğru yürümeye devam ettiler. Bir müddet sonra tam karşılarından bir ses daha geldi. Bu defa sesi herkes duymuştu. Bu orman içinde dolaşan bir hayvanın ayak seslerine benziyordu. Ama hızlı hareket eden bir hayvan değil. Termal kameralarla bakıldığında bir şey görülmüyordu. Ekip kıyafetlerindeki ışıkları söndürdü ve sesiz bir şekilde ilerlemeye başladı bir süre sonra Explorer’ın bulunduğu açıklık alan geldiklerinde gördükleri şey çok etkileyiciydi. Karşılarında Explorer yakınlarında bir hayvan vardı. Bu hayvan dünyamızda bulunan atlara benziyordu ama daha çok masallarımızda anlattığımız tek boynuzlu atlara. Bu hayvan sanki otluyor gibi yerden bir şeyler yiyordu. Karanlıktan dolayı net göremiyorlardı bu yüzden @baycan daha da yaklaşmak istedi. Ayrıca bu canlının termal kamerada görülmemesi çok fazla ilgisini çekmişti. @baycan bu garip yaratığa daha fazla yaklaştı ve gördükleri onu daha çok şaşırtmıştı. Dünyamızda bulunan atlardan daha heybetli ve daha büyük bir canlı. Kafasının üzerinde sivri tek boynuzu var. Masallarımızda anlatılan tek boynuzlu atlara benziyor fakat bir farkla. Bu yaratık masallarımızdaki kadar sevimli değil. Üzeri tüylerle kaplı değil. Simsiyah derisi vücuduna yapışmış şekilde vücudunu sarıyordu. O kadar zayıf görünüyordu ki isterseniz tüm kemiklerini sayabilirsiniz. Gözleri yerinden çıkacak kadar iri ve büyüktü. Yerden bitki yemiyor aksine toprağın altını eşeliyor ve toprak altından çıkardığı şeyleri yiyordu. @baycan heyecanına yenik düştü ve bu yaratığa doğru iyice yaklaşmaya başladı. Ekibin diğer üyeleri onu durduramadılar ama silahları hazır bir şekilde arkasından gidiyorlardı. @baycan hayranlıkla karşısında duran canlıyı izlerken aynı zamanda kayıt cihazlarını ve sondaları da devreye soktu. Bu şekilde onu daha iyi inceleyebilecekti ama tam bu sırada dikkat etmediği için ayağı takıldı ve bir anda yere kapaklandı. @baycan ‘ın çıkardığı sesi duyan yaratık kafasını yerden kaldırdı ve ona doğru bakmaya başladı. Bu yaratık bizim bildiğimiz atlara benzese de burada durum farklıydı. Ağzında köpek dişleri gibi sivri ve uzun dişleri vardı ve görünen o ki bitki yemek yerine toprağın altındaki diğer küçük canlılarla ilgileniyordu. Etçil ve avcı bir hayvan olduğu net anlaşıyordu.
@baycan bunu fark etti ama yaratığın kendisine saldırmaması için hareket etmemeye çalışıyordu. Kaptan ekibi yaratığın etrafına dağıttı ve dikkatli olmalarını söyledi. Yaratık etrafında hareket eden insanlar yüzünden iyice tedirgin oldu. @baycan yavaşça yerden kalkmak için bir hamle yaptı tam o sırada kıyafetinin ışıkları aktif oldu. Bu durum yaratığın bir anda garip bir kükreme sesi çıkartarak @baycan ‘ın üzerine doğru koşmasına sebep oldu. @baycan hızla arkasını döndü ve koşmaya başladı. Bu sırada Kaptan ateş emri verdi ve ekip ellerindeki silahlarla var güçleri ile ateş açtılar. Fakat bu yaratık çok hızlı bir şekilde sağa sola sıçrayarak kendisini kurtardı ve @baycan ‘ın peşinden gitmeye devam etti. @baycan Explorer’a doğru gitmek yerine ağaçların arasına ormana doğur koştu. Bu yaratığı burada daha kolay atlatacağını düşünüyordu. Durmadan içeri doğru koşuyor ama arkasından gelen yaratığın ayak seslerini ve soluk alışını duyabiliyordu. Ekip bu yaratığın ve @baycan ‘ın peşinden koşuyordu. @baycan büyük bir ağacın arkasına geçti ve ağacın gövdesindeki boşluğa saklandı. Arkasından gelen yaratık bir köpek gibi havayı kokluyor ve @baycan ‘ın gittiği yeri bulabiliyordu. Yaratık onun saklandığı ağacın yanına geldiğinde önce havayı sonra yeri kokladı ve garip hırıltılar çıkartarak @baycan ‘ın bulunduğu ağaca yöneldi. Bir süre ağacı inceledikten sonra oyuktan içeri kafasını sokmaya çalıştı. @baycan kendisi çekebildiği kadar geri çekiyordu fakat yaratık ona ulaşmak için çabalıyordu. Arkadaşları hızlıca ona yetişmek için koşuyordu. Kaptan sesin geldiği yönü işaret etti ve.
“Doğu yönündeler acele edin. Sanırım @baycan ‘ı köşeye sıkıştırdı” dedi.
Ekip hızlıca ağacın yanına geldi ve yaratığın etrafını sardı. Yaratık etrafındaki insanlara aldırmıyordu. Tek amacı ağacın içindeki @baycan 'a ulaşmaktı. Ekip ellerinde silahları tam kapasiteye çıkardı ve yeniden ateş açtılar. Ama yaratığın derisi silahlarından etkilenmemişti. Yaratık kafasını oyuktan çıkardı ve en yakınında duran @edebiyat ‘a doğru yöneldi. Dişlerini göstererek ve garip hırıltılar çıkartarak ona doğru yürümeye başladı. @edebiyat elindeki silahın bir işe yaramadığının farkında küçük adımlarla geriye doğru kaçıyordu. Diğer gurup üyeleri çaresiz ellerine taş alıp atmaya başladılar ama dikkatini dağıtamadılar. @edebiyat birkaç adım daha attı ve sırtı bit kayaya dayandı. Artık ya arkasını dönüp koşmaya başlayacak ya da bir mucize olmasını bekleyecekti. Koşmaya başlarsa Explorer’a kadar yetişebileceğini düşündü yavaşça yere çömeldi ve yerden büyük bir taş aldı. Yaratık kendisine iyice yaklaştığında elindeki taşı yaratığın kafasına sertçe fırlattı ve bir anda arkasını dönüp Explorer’a doğru koşmaya başladı. Yaratık kafasına çarpan taştan etkilenmedi bile. Hemen @edebiyat ‘ın peşine düştü. @edebiyat @baycan ‘ a göre daha hızlı koşabiliyordu. Bu yüzden kendisini biraz daha şanslı görmüştü. Ama koştuğu yerde ağaçların arasında bulunan devasa kayalar ona zorluk çıkarıyordu. Bir anda önünde bulunan üç dört kayanın etrafından dolanmak zor olacağı için aralarından geçmek istedi. Kayaların arasına girdiğinde ayağı iki kayanın arasına sıkıştı. Ekip yaratığın peşinden koşuyor ve @edebiyatı kurtarmaya çalışıyordu. Ama ellerinden bir şey gelmiyordu. @baycan ağacın kovuğundan çıkıp ekibe katıldı. Kaptan bu yaratığın zayıf bir yönü olup olmadığını soruyordu ama @baycan ‘ın ilk defa karşılaştığı bu canlı karşısında elinden hiç bir şey gelmiyordu. Yaratık köşeye sıkışan @edebiyat ‘ın üzerini doğu yürümeye başlamıştı. O kadar yakındı ki @edebiyat artık bu yaratığın pis nefesinin kokusunu alabiliyordu. Dişlerinin arasından çıkan ve ağzının kenarından süzülen iğrenç salyalarını görebiliyordu. Yaratık @edebiyat 'a iyice yaklaştı ve yüzüne karşı yüksek bir sesle kükredi. Daha sonra boynuzunu kafasının hizasına getirdi. Ekip üyeleri ateş açıyor, bağırıyor ve taş atıyordu ama onu durduramıyorlardı. Kaptan @sahinadm manyetik ağ atıcı silah ile yaratığa ateş açtı. Manyetik ağ yaratığın etrafını kapladı ve onu sıkıştırdı. Bu sırada @edebiyat sıkıştığı yerden çıkmaya çalışıyordu. Ama manyetik ağ yaratığı çok fazla tutamadı. Yaratık ağı parçalayarak kurtuldu ve tekrar @edebiyat ‘a doğru yöneldi. @edebiyat artık sonun geldiğinden emin bir şekilde arkadaşlarına seslendi.
“Explorer hemen arkada. Gidin buradan.”
Ekip çaresizce çırpınırken bir anda ağaların tepesinden bir çığlık sesi duyuldu. Genç bir kız sesi gibi gelen bu sesin arkasından ıslık sesi çıkararak ağaçların dalları arasından gelen bir ok bir anda yaratığın ön ayaklarının gerisinden göğsüne doğru saplandı. Yaratık okun vücuduna saplanmasıyla anında yere yığıldı. Hiç kimse sesin veya okun nereden geldiğini anlayamadı. Ama bu şey @edebiyat ‘ın ve ekibin hayatını kurtarmıştı. Ok aslında bu gezegen üzerinde yaşayan daha medeni bir varlığın olduğunu gösteriyordu. Ekip şakın ama bir o kadarda mutluydu. Kaptan @sahinadm hemen ekibi topladı. @baycan yerde yatan yaratığı incelemek için sondalardan birine yükledi ve Salvation K-1 e gönderdi. Ekip yaşanan olaylardan sonra hızlıca toparlandı ve yüzey görevini yarım bırakıp tekrar yörüngeye Salvation’a dönmeye karar verdi. Döndüklerinde @baycan yüzeyden getirdikleri yaratık üzerinden incelemeler yaparken @sudefteri, @sahinadm ve @mesafe neden silahlarının veya termal kameraların bu yaratık üzerinde işe yaramadığını tartışıyordu. Ve nasıl olurda silahlarımızın etkili olmadığı bir yaratık basit bir okla öldürülebilirdi. @mesafe Yaratığa saplanan oku incelediğinde okun ucunda bir metal parçası yerine sivriltilmiş bir taş olduğunu gördü ayrıca bu taş dünyamızda değerli sayılabilecek sınıfta bir taştı. Ellerindeki metal bileşenli bıçaklarla yaratığın derisini kesmeye çalıştıklarında başarılı olamadılar bu bıçaklar değil deriyi kesmek çizik bile atamıyordu ama @mesafe elindeki okun ucuyla deriyi çizdiğinde neredeyse bir kâğıt parçası gibi kesiliyordu. Okun yapısı da @mesafe‘nin dikkatini çekmişti. @sahinadm ve @sudefteri ile konuşurken ok hakkında düşüncelerini paylaşacağı sırada @edebiyat yanlarına geldi ve.
“Arkadaşlar aşağıda arasına sıkıştığım kayalarda bir şey buldum. Başta çok önemsemedim ama dikkatli incelediğimde o kayaların sıradan olamadığını aslında yazıt olarak kullanıldığını fark ettim. Ve en ilginci de yazıtlarında kullanılan alfabe eski Göktürk ve Kiril alfabesinden harfler içeriyor” dedi.
Bunun üzerine @mesafe.
“Bende size bunu söylemek istiyordum. Okun yapısı dünyamızda uzun yıllar önce yaşamış olan Hun imparatorluğunda av için kullanılan oklara çok benziyor” dedi.
Olaylar daha da ilginçleşmeye başlamışken ekibin girdiği görev daha farklı hal almaya başladı. Kaptan @sahinadm son sözünü söyledi.
“Hazırlanın. Yüzeye iniyoruz…”
Sabırla okuduğunuz için teşekkür ediyorum. Yazım hataları için şimdiden özür dilerim :)...
Çok güzel olmuş. Elinize sağlık. Heyecanla ve keyifle okudum.
Teşekkür ederim hocam.
Harika olmuş. Emeklerine sağlık hocam. En az ilk hikaye gibi sürükleyici olmuş. Teşekkür ederim.
Ben teşekkür ederim hocam. Güzel yorumlarınız için.
Waaaww bu harkaydı, bilimkurgu film izlee gibi oldum hatta yaşadım diyebilirim, o yaratık çok iğrençti çok korktum beni köşeye sıkıştırdığında neyseki kurtuldum ekibim ve o esrarengiz ok atıcısı sayesinde .
Emeğine yüreğine sağlık hocam harika bir kurgu olmuş . 👏👏👏👏
Güzel yorumlarınız için teşekkür ederim.
elinize sağlık yine devamını merak ettiren bir yazıydı:)
:) bu sesi nasıl duyamamışım hayret🤷♀️
sizin için en duyulası ses olsa gerek :). Teşekkür ederim yorumunuz için. Devamı gelecek.
Bu yazı Curation Collective Discord Sunucusunda küratörlere önerilmiş ve manuel inceleme sonrasında @c-squared topluluk hesabından oy ve resteem almıştır.
This post was shared in the #turkish-curation channel in the Curation Collective Discord community for curators, and upvoted and resteemed by the @c-squared community account after manual review.
@c-squared runs a community witness. Please consider using one of your witness votes on us here
Teşekkürler.
Öncelikle tebrik ederim güzel yazı için. Postunuz @bot-az ve onun curasion traili terefinden oylanmıştır.
Desteğiniz için teşekkür ederim.
Merhaba. Yazınız C² ekibi değerlendirmesi ile Trliste kürasyon kuyruğu tarafından oylanmıştır. Sevgiler.
Desteğiniz için teşekkür ederim.