Bir sigarayı bırakma hikayesi...

in #tr6 years ago

Hayatımda hiç sigara içmedim. Hayır sağlık takıntılı biri değilim, hatta gece hayatını severim, müziği severim, yediğime içtiğime hiç dikkat etmem, çevrem reklamcı ve sanatçı kaynıyor, girip çıktığım ortamların haddi hesabı yok ama hiç sigara içmedim. Belki çok küçükken denemişimdir ama onu bile hatırlamıyorum. Hiç ilgi duymadım, hiç "acaba?" demedim, merak etmedim, ortama uyma gereği duymadım, sosyal ya da sanatsal bir zorunluluk gibi görmedim. Zaman zaman "nasıl olur da içmezsin?" diyen, hatta çakmak istenecekse ilk bana soran insanlarla tanıştım. Nedense çok garipsendim. Zaman içinde bir şekilde sanki bunun nedenini açıklamam gerekiyor gibi hissettim, kendimce bir bahane buldum : "Ailem baca gibi içiyordu, bana da içme diye baskı yapmıyorlardı, ondan herhalde istemedim." Oysa bahane işte adı üstünde. İstememişim, içmemişim, nedir yani. Ben sana " Ne? Brokoli yemiyor musun? Nasıl yemezsin?! Ya dışarı çıktığında, bara gittiğinde ya da sanatla uğraşırken ne yiyorsun?" diye soruyor muyum? (Bak yazınca hoşuma gitti, belki bir sonraki büyük tepkide aynısını yaparım.) 


Gelelim asıl meselemize... Sigara bırakmaya dair bir başlıkla size sigara içmediğimi anlatacak değilim tabii ki. Ben içmedim ama günde 2 paketin üzerinde sigara içen erkek arkadaşımın sigarayı bırakma hikayesine tanık oldum. Aslında kendisinin yazmasını istiyordum, çok daha etkili olacaktı ama Steemit dünyasına girdiği gibi çıktığı için öyle bir şansımız yok, onun yerine belki birilerinin işine yarar umuduyla ben anlatmak istiyorum.

 

Önce kısaca kendisinin sigarayla geçmişinden başlamam lazım. Kendisinin söylediğine göre sigaraya oldukça erken yaşlarda başlamış. Ergenlik döneminde başlayan alışkanlık üniversite, iş güç derken aralıksız olarak yakın döneme kadar gelmiş. Son 2,5 senesine ben de şahit oldum. Bu 2,5 sene içerisinde günde ortalama 2 paket sigara içiyordu. Bir ara tütüne sardı, sonra tekrar pakete döndü. Durumu "aslında içmek istemiyorum ama bağışıklık lanet olsun ki" şeklinde olmadı hiç. Aksine hep sigara içmeyi sevdiğini, zevk aldığını söylüyordu. Hatta şu an bırakmış olmasına rağmen halen aynı şeyi söylüyor. Yani sigarayla ilişkisi mecburi değil baya baya sevgi ilişkisiydi. Halen zaman zaman sigaranın tadını değil ama keyfini, tribini özlediğini söyler. Neyse ki biraz keyfi bir şey olduğunun farkında sanırım ki özlemesine rağmen hiç içmedi. İçtiği dönemlerde sigara sabahları ilk, akşamları ise son işi olurdu. Hatta mümkünse sabah ilk iki sigarasını içene kadar çok bulaşmamak gerekirdi. Bir iki kez gripten dolayı boğazı ağrıdığı için azalttığını biliyorum ama hiç bırakmaya yeltenmedi, yeltenmemiş öncesinde de. Peki neden bıraktı, nasıl oldu da bıraktı? 


Baştan söylemem lazım, her ne kadar sigara içen biriyle olmak benim için çok zor olsa da kendisine bu konuda hiç etkim olmadı. Sadece bir, bir buçuk sene kadar önce sokakta elektronik sigara içen birine baktığını gördüğümde "Düşünür müsün?" dedim, "Hayır" dedi, konu kapandı. O sorunun üzerinden tam ne kadar geçti hatırlamıyorum, muhtemelen 6-8 ay kadar sonra başka bir şeylerden konuşurken laf nasıl olduysa elektronik sigaralara geldi. Bu sefer geçen seferki gibi değil, ilgili ve pozitifti. Ben "denemek ister misin?" dedim, bu sefer "Olur" dedi ve hemen nereden alırız, ne alırız diye bakınmaya başladık. 


Benim sigara konusundaki cahilliğim ayrı ama konu elektronik sigara olunca ikimizin de ne kadar şuursuz olduğumuzu anlamamız uzun sürmedi. Biz sandık ki siparişi vereceğiz, gelecek bu meret, o da içe içe bırakacak. Araştırmaya başlayınca ikimizin de kafası epey yandı. İnternette herkes başka bir şey söylüyordu. Yok patlıyormuş, yok ince modelleri dandikmiş, yok büyük modelleri kabaymış, yok vapelerini bulmak sorunmuş, yok sigarayı bıraktırmış ama kendine bağımlı yaptırmış, yok modu daha önemliymiş tadı değiştiriyormuş, yok sigaranın yerini tutmuyormuş, yok sigaradan daha iyiymiş, yok kaç mm tel kullanmak gerekiyormuş, yok pamuğu nasıl sarmak gerekiyormuş, yok piyasadakiler sahteymiş... Yazılanları okudukça sanırsınız sigara içmiyoruz, mühendislik harikası yaratıyoruz. İnsanlar da yazdıkça yazmışlar, sayfalar dolusu bilgi. Ben sigara kafasını bile anlayamamış biri olarak iyice uzaylı gibi hissediyorum. Bir süre sonra bir baktık ki daldıkça dibe dalıyoruz, kafamız iyice karışıyor sıkıldık, "tamam" dedik, neyse ne uğraşmayalım, alalım bir tanesini sonra bakarız gerisine.  Bahsi geçen ünlü forumlardan birine üye olup, daha önce insanların sipariş verdiği birinden aldık gitti. İlk likitleri de aynı kişiden aldık ki iki kere kargoyla, hesaba para yatırmayla uğraşmayalım. Merak edenler için aldığımız modelin fotoğrafı aşağıda. 

Siparişi verdik, gelmesi yaklaşık bir hafta sürecek ve bu bizim psikolojik olarak hazırlanma sürecimiz. O sürede erkek arkadaşım "Bak biraz sinirli olabilirim ilk başta" diye beni uyarıyor, sabah sigarasını içerken "off bunsuz nasıl ayılacağım ben" diyor, ben içimden off kim bilir ne kadar zorlanacak, acaba evde yedekten bir paket bulundursak mı diye düşünüyorum. Öyle ya bu konudaki kitapları, programları, yazıları, insanları gördükçe hiç de kolay olmadığının farkındayız. Kargonun gelmesine iki gün kala "Hazır mısın?" diyorum, "Değilim ama bırakacağım" diyor. Kargoyu beklerken başına bir iş gelecekmiş gibi bekleyen kurbanlık koyunlara benziyoruz. Sigara bırakma psikolojisi eve eyleminden önce geliyor. 


Bolca muhabbetini yaptığımız planımız şöyle; kargonun geldiği gün ne olur ne olmaz diye bir paket sigarayı eve yedeğe alıyoruz, öyle ya gece 3'te "kesmedi bu beni" diye delirirse geçiş süreci için sorun olmasın istiyoruz. Sonuçta ne gelecek, nasıl bir şey, ne kadar işe yarıyor, bizimki kullanabilecek mi hiçbir fikrimiz yok. Makine gelip de ufak bir denedikten sonra son sigarasını törenle içiyoruz ve jübilemizi yapıyoruz. Gel gör ki gerçek hayat planları pek sallamıyor. Kargonun geldiği İstanbul'un iki ucundaki iki ayrı toplantıda bol miktarda kafa açılmasına maruz kalıyoruz. Hava inanılmaz soğuk ve yağmurlu. İki toplantı arasında zor bela kendimizi bir yere atıp yükselen açlığımızı bastırıyoruz. Yemek sonrası, toplantı öncesi, o soğuk ve yağmurlu havada cebindeki son sigarayı aceleyle içiyor, hangi hızla toplantıyı girip çıktığımızı anlamamışken kapanmadan kargoya yetişmeye çalışıyoruz. O kadar yorgunuz ki eve gelip geri giden kargocuya ertesi gün gidebilecek gücü bulamayacağımızdan korkuyoruz. Ve son sigara işte o yemek sonrası, koşturma ve ıslanma arasında tadını bile alamadan içtiği sigara oluyor. Kargo şubesinden eve dönerken "Bir paket alalım mı?" diyorum, "Yok" diyor. Tahminim ya çıkıp gece açık kuruyemişçi arayacağız, ya da komşuları taciz edeceğiz. Yanılıyorum. 


Eve girer girmez sanki hiç yorulmamışız, üşümemişiz gibi birer kahve kapıp, hediye almış çocuk gibi paketi açıyoruz. Daha doğrusu o açıyor ben yancısı olarak heyecanla bakmakla yetiniyorum. Önce tabii ki şekli şemali, malzeme kalitesi inceleniyor, keyfi yerinde, sevdi. "Ohh" diyorum içimden. Dandik bir şey çıksa bir süre sonra sıkılacak biliyorum. Kullanma kılavuzuna baka baka aleti kurcalıyor biraz, hiç öyle anlatıldığı yüksek mühendis olmaya gerek yok, iki dakika bile sürmüyor. Son sigarasının üzerinden saatler geçtiği ve kahvesini sigarasız içemediği için, "Bana yetmez" diye korkudan normalin epey üstünde aldığı nikotin miktarlı ve tütün aromalı likitini makineye koyuyor. Tütün aroması neden demeyin, geçiş sürecinde tütünün tadını özler diye düşünüyoruz, yoksa benim aklım çileklide kalıyor, bana neyse artık. Mezunun sandığımız gibi olmadığını sonradan anlıyoruz.  İlk denemelerde konsantrasyon gerekiyor, sıcaklığını ayarlamaya çalışıyor, Youtube videolarını izleyip "E bunlar nasıl bu kadar duman çıkarıyor?" diye sorguluyor ama bir şekilde halinden memnun. "Nasıl?" diyorum, kıkırdayıp "Güzel ya! Garip ama güzel!" diyor. Bir ohh daha çekiyorum içimden. Biraz öksürüyor ama keyfi yerinde. O öksürüğün nedeninin de korkudan aldığımız yüksek nikotinli likit olduğu ortaya çıkıyor. Sigara bağımlılığı yüksek olsa da meselenin aslı pek öyle değil, yüksek nikotin öksürtüyor, her geçen gün yeni şeyler öğreniyoruz. Zaman geçtikçe o da ben de bağımlılığın tamamen psikolojik bir şey olduğunu anlıyoruz. Korktuğumuz hiçbir şey olmuyor. Bir daha sigara çekmiyor mesela canı, hiç sinirlenmiyor, gerilmiyor, sabahları ayılmasında sorun olmuyor, kilo almıyor, sakıza dalmıyor, yaratıcılığı ölmüyor, işler aksamıyor, kahve de sigarasız gayet güzel içiliyor. 


Olmayanları geçelim, size biraz olanlardan bahsedeyim. O ilk siparişle gelen likitler kısa sürede bitiyor, başka satıcılardan başka likitler söyleniyor, sonrasında yakındaki bir dükkandan başka likitler deneniyor, tütün aromalı likit bir daha hiç alınmıyor, nikotin miligramı kademe kademe düşürülüyor, her geçen gün elektronik sigarayı farkında olmadan biraz daha az kullanıyor, çilekliler kurabiyeliler derken bambaşka tatlara yelken açıyor, "Hayatta işim olmaz" dediği ne kadar garip tat varsa hepsini merak edip deniyor. Bir süre sonra sigarayı bırakmasının etkisiyle düzelen tat alma becerileri gelişiyor, hazır likitler yavan gelmemeye başlıyor ve ben nasıl oluyorsa elimde eldivenler, önümde boy boy şişelerle Breaking Bad kıvamında ona özel likitler yaparken buluyorum. "Hadi elmalı tarçınlı yapalım!" gibi saçma sapan muhabbetler dönüyor aramızda. Sigara içmiyorum, elektronik sigaranın tadını bile bilmiyorum ama aromalı likitler yapıyorum. Tarif defterimiz bile var, daha ne olsun! Onun sigarayı bırakma süreci gergin geçecek diye beklerken bize bolca eğlence ve bin bir türlü aroma kokan bir ev getiriyor.


Aradan çok değil, 2-3 ay kadar geçiyor, elektronik sigarayı kullanma miktarı o kadar azalıyor ki dışarıda işlerimiz yoğun olduğunda yanına bile almıyor, eskisi gibi yarım saatte bir bacak sallamaya başlayıp sigaraya ne zaman çıkarım acaba diye düşünmüyor. Bu süreçte bizimkinin damak tadı da iyice değişiyor. Nikotinin vücuttan etkileri yavaş yavaş uzaklaştıkça her şey lezzetli gelmeye başlıyor.  Tatlıyla işi olmayan adam gözleri fal taşı gibi açık, ne yesek diye pastane arşınlıyor, aslında acıyı yiyemediği ortaya çıkıyor, sanki onunla tanıştığımdan beri ilk defa yemek yerken sadece doymayı düşünmüyor, bildiğin zevk alıyor. 


4. ve 5. ay arasında gün içinde çok az içiyor elektronik sigarasını, istemiyor canı. Bir gün grip ilacı alırken eczaneden bir bakıyorum nikotin sakızı alıyor. Çünkü biz hala bize öğretilenler, söylenenlerin etkisiyle nikotinsizliğin vuracağını varsayıyoruz ve o artık bu işi komple bitirmek istiyor. İlk gün sakızın tamamını neredeyse çiğniyor, sonraki gün onu da istemiyor. Derken bir bakıyoruz ki hiç bir şey içmiyor, yemiyor, çiğnemiyor, yerine koyacak bir şeyler aramıyor. İşte o gün anlıyoruz ki bu iş bitti. Likitler çöpe atılıyor, elektronik sigara kutusuna konuyor ve işine yarayacak birine verilmeyi bekliyor. 


Şimdi diyeceksiniz ki bu kadar mı yani? Evet, bu kadar. Gerçekten bu kadar. Sizin de eminim ki bizdeki gibi o geçiş döneminde şöyle zorlanacak, böyle kilo alacak, şöyle gerginleşecek, insan içindeyken dayanamayacak, arada kaçamak yapacak gibi beklentileriniz oldu ama gerçekten hiçbiri olmadı. Hiç mi bir şey olmadı? Oldu. Migren ağrıları geçti, daha az uyumaya başladı -normal insan seviyesine geldi diyelim-, daha dinç uyanmaya başladı, sabahları ayılma gibi bir sorunu kalmadı, nefes problemi yavaş yavaş düzeldiği için her geçen gün biraz daha hareketli olmaya başladı. Olmayan tek şey ufacık bir sigara kokusuna bile tahammülünün olmaması. Artık kapalı alanlarda, sigara içilen yerlerde ve sigara içen insanlarla duramıyor. Bunların yanında zihni daha açık, daha mutlu ve tüm yiyecekleri sanki ilk defa keşfediyor olması da cabası. Tek bir sigara bağımlılığının bir hayat üzerindeki etkisi inanılmaz. 


Yakın elden bir gözlemci olarak meselenin sadece elektronik sigara olduğunu ise sanmıyorum. Evet belki nikotinin fiziksel etkilerini hafifletiyor ancak asıl mesele bağımlılık psikolojisi. Tanıdığım, süreçlerini okuduğum, gözlemlediğim pek çok insan sigarayı bıraktı ama elektronik sigaraya bağımlı oldular. "Zararı da yok gibi" olunca bırakmaya gerek bile duymadılar. Bence -ki kendisi de bana katılıyor bu noktada- asıl mesele işin psikolojisi. Bu süreçte anladık ki insanların sigarayı bırakırken yaşadıkları anlatmasının nedeni kendilerini çok önemli ve büyük bir şey başarıyormuş gibi hissetmeleri. Elbette sigarayı bırakmak çok önemli bir süreç ama siz gözünüzde büyüttükçe size yaşattıkları da aynı derecede büyük oluyor. Eğer "gerçekten" fiziksel bir takım semptomları olsaydı ya da herkeste aynı şekilde işliyor olsaydı biz de yaşardık. Erkek arkadaşım o kadar rahat bıraktı ki kendi bile şaşırdı. Şimdi hep söylüyor "İnsanlar amma abartıyormuş". İnsan hayatında sevdiklerini kaybediyor, sevgililerinden ayrılıyor, işinden vazgeçiyor, okulu uzatıyor, parasız kalıyor, yeri geliyor rezil oluyor küçük düşüyor, üşüyor, terliyor, daralıyor; fiziksel ve ruhsal olarak pek çok şeyi yaşıyor da hepsi kendi sürecinde geçiyor, sigarayla olan ilişkiniz mi geçmeyecek, sigarayı mı atlatamayacaksınız yani? Bırakmak istiyorsanız emin olun rahatlıkla bırakırsınız. Asıl soru şu? Gerçekten bırakmayı istiyor musunuz? 


photo source

Sort:  

Çok şanslısınız siz hiç bulaşmamışsınız erkek arkadaşınız da kurtulduğu için şanslı bende bir dönem bırakmayı başarmıştım doktor kontrolünde sigara bırakma polikliniği sayesinde çok kolay bıraktım bende ama tedavi bitince doktor beni uyarmıştı hiçbir zaman hiç içmemiş bir insan gibi olamazsın herhangi bir durumda o ilk sigarayı içersen herşey başa döner haberin olsun diye işte ben o hatayı yapıp o ilk sigarayı içtim ve yine başladım malesef size tavsiyem dikkatli olmanız bu konuda

Evet öyle bir risk var her zaman. Umarım başlamaz, böyle çok iyiyiz :)

aslında sigaraya hiç başlamamak ama malesef bu biraz güç günümüzde, fakat içenlerin bırakması mümkün.bazı insanlar var, bıraktım deyip paketi atıyor işi beyinde bitiriyor.bazıları hekim kontrolünde yardım ile bırakıyor, bazıları devam bırakamıyor.yaşamımızın en büyük problemi olan sigara olayına parmak bastığınız için kutluyorum.güzel yazı olmuş gerçekten tebrik ediyorum

Teşekkür ederim.

Gönderi çok canımı sıktı bi dal yakıp geliyorum hemen 1sn.

Tebrikler! Paylaşımınız TRListe kurallarına uygun görülmüş olup, günün seçilen yazıları arasında yerini aldı!

Günün seçilen yazılarına buradan ulaşabilir, trliste curation traile nasıl katılacağınızı buradan öğrenebilirsiniz.

Eğer, bizimle iletişime geçmek isterseniz Steemit Türkiye Discord Kanalından bizlere ulaşabilirsiniz.

👍

Haha biri izmaritlerime böyle çizse içmeye kıyamam bırakırım :)

Aslında iyi fikir, gerçekten içmem dersen çizeriz biz :)

tebrik ediyorum ama en çok da sizi:)
arkadaşınız çok şanslı olmalı, sizin gibi biri destek olduktan sonra sigarayı bırakmak ona zor gelmemiş:)
çok da güzel anlatmışsınız bence herkes okumalı👏

Çok teşekkür ederim ama süreci ben anlatsam da asıl başarı onun :)

Harika bir yazı olmuş, başlarda elektronik sigara konusu geçince tedirgin olsam da sonuna kadar okuyunca asıl verilen mesajın o olmadığını da anlamış oldum ^^ Bırakmak istedikten ve sizin gibi de destek olan birileri olduktan sonra eminim çok kolay bırakılıyordur. Darısı bırakmak isteyip bırakamayanların başına.

Çok teşekkürler :)
Evet başta biraz öyle duruyor bizim hikayemiz öyle başladığı için ama onun pek bir önemi yok. Kimi azaltarak bırakır, kimi sakızla, kimi direkt, kimi elektronik sigarayla. Mesele nasıl olduğundan ziyade gerçekten yoksunluk psikolojisine ve kafasına kendini sokmamak. Gerisi geliyor :)

Hiç sigara kullanmamış biri olarak bu yazıyı okudum. Konunun sigara alışkanlığını bırakabilmek olduğunun bilincinde olmak güzel. Bu tıpkı her gün aynı yolu kullanma alışkanlığı gibi ya da montunuzu önce sağ koldan başlayıp giymek gibi önce bunun bir alışkanlık olduğunu fak edip sonra vücut tepkimelerini bastırmaya çalışmak gerektiğini düşünüyorum.

Tabi bu hiç süt içmemiş bir adamın süt tadı hakkında yorum yapmasına benziyor. Ne derece dikkate alırsınız bilmiyorum :D

Alışkanlık ile bağımlılık aynı değil tabii ama dediğin gibi bağımlılık dediğimiz şey herkeste farklı işliyor. Kimi sigaraya, kimi alkole, kimi uyuturucuya kimi de benim gibi çikolataya bağımlı olabiliyor :) Ve beynin o tarafı cidden kara delik gibi, çok fazla beslemek istemeyeceğimiz bir yer :) O yüzden sigara içmiyor olabilirsin ama eminim senin de hepimiz gibi başka bağımlılıkların vardır.

Süreç evet psikolojik ben de sigara kullanıyorum. Yazı boyunca beni üzen tek şey kendini gözlemci olarak nitelendirmen. Tebrik ediyorum erkek arkadaşına inanılmaz güzel yaklaşmış ve kurtulmasını sağlamışsın :)

Hadi o zaman gözlemci ve angaryacı diyelim :)
Ama cidden asıl işi o yaptı, bir bağımlılıktan vazgeçmek kolay değil.

Elinize sağlık, yazınız güzeldi, tek nefeste okudum denilebilir. Ben de hayatımda hiç sigara kullanmadım ve sigara kokusu aldığım ortamlarda çok rahatsız oluyorum. İsteyen içsin fakat toplum içerisinde, içilmemesi gereken yerlerde içilmesinden hiç hoşlanmıyorum.

Yazıyı sigara bağımlılığından çok bir şeye bağımlılığımızı yenmek şeklinde okumak daha iyi oldu benim için. Gereken dersleri çıkardım.

Güzel bir yazı olmuş tekrardan elinize sağlık.

Teşekkür ederim.
Şimdi sigarayla ilgili alanlar da insanlar da daha bilinçli. Ben kendi çocukluğumda bırak cafeleri, restorantları, şehirlerarası otobüslerde sigara içildiğini hatırlıyorum. 8 saat yol giderken çocuklar varmıi yaşlılar varmış demeden insanlar baca gibi tüttürürdü. Belki o yüzden hiç içmedim ben de ama sağolsunlar sayelerinde ömrümün yarısını sigara içmişim gibi geçirdim zaten.

Coin Marketplace

STEEM 0.31
TRX 0.12
JST 0.033
BTC 64485.37
ETH 3156.53
USDT 1.00
SBD 4.05