Zürafa Adam ve Bereketli Topraklar

in #tr6 years ago

Burada yazılarımı okuyanlar, her defasında konuların gittikçe ağırlaştığını, birçok detay barındırdığını görüyorlar. Burada benim de öğrendiğim ve öğreneceğim şeyler var. Konuların içerisine ne kadar dalarsak, o kadar çok ayrıntı göreceğiz. Haydi başlayalım!

Dünyanın bilinmeyen bir yerinde bilinmeyen bir ülke varmış. Bu ülkede bolluk ve bereket dolu günler geçer, nehirlerden bal akarmış. Bir gün bu ülkede yaşamı süper devam eden zürafa adamın aklına “neden yaşıyorum?” sorusu gelmiş. Sonra kendisiyle aynı soruyu sorup duran başkalarını da peşine takmış ve gece gündüz bu sorunun cevabını aramaya başlamışlar.

Fark etmişler ki tüm bolluk ve bereketin içinde yaşıyor olmalarına rağmen birbirlerine vermek için bu bolluğu almazlarsa mutlu olamıyorlarmış. Sonra ülkenin kralı fark etmiş ki zürafa adamın peşine takılmış bir grup mutsuz insan var, “hemen getirin onları buraya” demiş. Huzuruna çıkarmışlar bu grubu. Kral demiş ki “yediğiniz önünüzde yemediğiniz arkanızda, siz neden mutsuzsunuz?“ Cevap zürafa adamdan gecikmemiş “biz hayatın anlamını arıyorduk, senin bolluk ve bereketin bize huzur vermedi, biz sadece senin gibi bu bolluğu ve bereketi verebilirsek mutlu olabiliyoruz.” demiş.

Bunu duyan kral, onları ikna etmeye çalışmış, “ülkenize geri dönün ben veriyorum, siz de üzümünü yiyin bağını sormayın” demiş. İşin ucunda kral fermanı olunca ne yapsınlar, geri gelmiş bizimkiler, ama mutsuzlukları peşlerini bırakmamış ne yediklerinden lezzet alabilmişler ne uykularından huzur bulabilmişler! Bakmışlar ki etraflarındakiler mutlu, ama hep kendi altın kaselerini dolduruyorlar. Bizim zürafa adamın aklına bir fikir gelmiş.

Toplamış tayfasını kralın gözünden uzak bir yerde. Demiş ki; “arkadaşlar bizden başka her bir kişi mutlu şu altın, gümüş dolu ülkede. Baktım herkes kendi atın kasesini gümüş, yakut ile doldurup mutlu oluyor. Gelin biz birbirimizin kaselerini birbirimizden ödünç alalım, kralın haberi olmasın, biz de mutlu olalım, o da biz sadece kendimiz için alıyoruz sansın.” demiş.

Şimdi bu hikâye simgeleriyle beraber zihnimde canlandı ve sorular oluştu:
1- Özellikle diğerlerinin kaselerini almanın ne yararı var? Sonuçta altın, gümüş ve yakut karalın değil mi?
2- Zürafa adam ve kendisi gibi olan arkadaşları neden doğuştan bu zenginliklere sahip değiller de ya kraldan ya da birbirlerinden ödünç almaktalar?
3- Neden zürafa adam herkesle değil de sadece kendisiyle aynı soruyu soranlarla bu değiş tokuşu yaptı?
4- Gerçek hayatlarımızda ne yapalım ki sadece kendimiz için almaktan vazgeçip diğerlerine de verebilelim?
5- Aynı soruyu sormayanlar neden mutlu?
6- Zürafa adam ülkesindeki diğer adamlara göre nasıl bir içsel değişim geçirdi?
7- İsteklerimizi yalnızca kendimize almaktan, diğerlerine de vermeye doğru nasıl çevirebiliriz?

Bu soruları anlık düşünmemiz bile yeterli.
Çok üstünüze gidiyorum farkındayım 😊
Aramızda bir bilim adamının oturmasına gerek yok. Tüm işimiz bilmemek, gittikçe daha çok bilemediğimizi göreceğiz. Hissettiğimiz şeyler ise daha çok üst sistemin o anda bizim hissetmemizi istediği şeyler. İyi, kötü, korku, mutluluk… her şey üst sistemden gelir.

Bunların üzerine tek bir şeyi tayin etmemiz gerek;
• Bir amaç var. Amaca gelmemiz gerek.
• Elimizden geldiğince hislerimizin üzerinde olacağız.
• Onlara kafamızı takmayacağız.
• Olduğu gibi öğreneceğiz.

Asıl soru şu: alma isteğimiz var ve üst sistemin kanunlarını kullanarak bu isteğimizi nasıl birbirimiz yararına geliştirebiliriz?

Sort:  

Hello! I find your post valuable for the art community! Thanks for the great post! ARTzone is now following you! ALWAYs follow @artzone and the artzone tag, and support our artists!

Yine harikasın, zürafacık ta çok şirin, yazında dayanışma ve yardımlaşma gördüm. Emeğine ve yüreğine sağlık güzellik 😍

Birazdan yardımlaşma ve dayanışmayla ilgili postu hazırlayıp, linkini yorum atacağım :) Teşekkür ederim ♥

Güzel kurgulanmış ve hayata dokunan hikâyeleriniz var. Kendi kavram setinizi kullanarak yoğun benzetmeler yapıyorsunuz. Size ait kavramlar kullandığınız için simgelerin neye tekabül ettiğini kestirmek güç olabiliyor. Örneğin üst sistem kavramı birkaç şeyi simgeliyor olabilir. Eleştirileri bu çerçevede haklı bulabiliriz. Çizimleriniz çok hoş. Hikayeye gçre mi çiziyorsunuz yolsa çizdiğinize göre mi hikayeleştiriyorsunuz merak ettim?

Öncelikle okuduğunuz için teşekkür ederim.
Aslında anlatmak için uygun kelimeler yok.
Üst sistem yanlış bir kelime öbeği, bunun yerine kullanacağım ne varsa onlar da yanlış.
Sadece benden yansıyanlar bunlar, ama benim kelimelere dökemediğim bir güç var ve onu toplumun değer yargılarından ayrı tutmak, herhangi bir çağrışım ile körü körüne şimdiye kadar tavsiye edilen bir kabul edişle sunmak istemedim.
Sizin gibi anlayan birkaç arkadaş var, gerisi zaten resimlere bakıp gidiyor.
Olsun, şimdiye kadar farketmediyse bile belki bir cümle, kelime yeni bir ufuk açar ve oradan ışık hüzmesinin geçebileceği bir yol oluşur kim bilir!
Resimleri çizerken aklıma gelenleri de yazıyorum, aklıma gelenlere göre çizdiğim de oluyor.
Aslında soyut resimler ya da sürrealist çizgiler daha fazla dikkatimi çeker ama insan algısı tanıdığı şeylere karşı sempati duyar, bu onun duvarlarıdır, ama aynı zamanda da konfor alanıdır.
Bu alanı terketmeden yeni bir bakış açısını itiraf etmem gerekirse resmen empoze ediyorum.
Bazen resmi çizerken aklıma gelenleri yazıyorum bazen de düşünürken bir nesne ya da canlı hayal ediyorum. Çoğu zaman zaten var olan bir resme bakarak çizdiğim gerçek.
Ama bazen de sadece aklımda kalan biçimleri kağıda aktarıyorum.
İyi ki beğeniyorsunuz.
Mükemmel olmadığını biliyorum ama zamanla o da gelişecektir.
Eminin bir kaç ay sonra çok daha etkileyici sonuçlar ortaya çıkacak.
Bunda sizin de payınız çok, geri dönüş olmasa neden post hazırlayayım ki :)

  • Feronio - 25 Oy Listesine postunuz eklenmiştir. Yazıyı oylayarak veya resteem yaparak listenin daha fazla kişiye ulaşmasına yardımcı olmak istermisiniz?

  • Feronio Oy Listesi Linkinden detaylara ulaşabilirsiniz.

Coin Marketplace

STEEM 0.17
TRX 0.15
JST 0.029
BTC 57668.08
ETH 2381.55
USDT 1.00
SBD 2.42