Sorular ve Doğa Bilgeliği

Birkaç soruyla başlayıp bugün beni düşündüren konuya da değinip, paylaşımı da yapıp günü kapayayım. Bazen gerçekten bir şey yazmak ya da resim yapmak istemiyorum. Birkaç gündür pek tadım da yok. Üst sistemin işleri. Bazen öyle bir enerji veriyor ki canavar oluyorsun, bazen de senden en küçük enerji kırıntısını bile alıyor. Ne çeviri yapacak mecal ne çizim yapacak hayal gücü kalıyor. 😊

• Nüfus hızla yaşlanıyor, gelişen ekonomilerde gelir adaletsizliği de hat safhada, tüm dünya yüzünde nasıl orta sınıf bir yaşam standardı oluşturabiliriz? Bu değişimleri yönetecek insan kapasitemiz var mı?

• Bir dönem orta sınıf denen ve gittikçe gelir seviyesini artırabilen kitleler varken, tüketiciyken yani zamanında, tüketebiliyorken, bizlere sağlanan kolaylıklar, memnuniyetimizin sorgulanması, tamamen kişiliğimize ve kültürümüze dönük ürün geliştirmeleri, bu denli makineleşmeyle kolaylaşmışken, asıl bir sorun olarak karşımızda duran tüm bu yeniliklere ve sanayi refahına erişim engelini nasıl kaldırabiliriz?

• Yapay zekayı nasıl kullanacağız, nesnelerin internetine nasıl adapte olacağız, kendi kendine giden arabalardan bizim de olacak mı? Bir hizmet robotuna ya da drona sahip olabilecek miyiz? Bırakın bu yeniliklerle iş geliştirmeyi, bunlara kişisel olarak sahip olmayı hayal edebilenler var mı?

• Toplumsal zorlukları göz önünde bulundurursak, herkesin kendine içinde yer bulabileceği hem teknolojik hem kültürel bir insani seviyenin neresindeyiz? Geleceğe yönelik dijital girişimlerden anlıyor muyuz? Nasıl bunca farklı eğitim seviyelerinden ortak, global ve eşit bir toplumu, teknoloji destekli olarak inşa edeceğiz? Pilot bölgeler var mı? Yoksa pilot bölge oluşturmak için girişimde bulunan var mı? Her kesimden toplulukları nasıl geliştireceğiz ve teknolojiye adapte edeceğiz? Bu arada çevre felaketine sebep olmadan hem resmî kurumlarla hem de özel kurumlarla iş birliği projeleri hazırlayanlar var mı?

Sorularımı burada kesip, söylemek istediklerime devam edeyim.

Gerçeği bilmediğimiz için, tesadüfen doğruyu yapma ihtimalimiz çok az. Birkaç yıl önceki yaşam ortamımıza bakınca da düzelme bir yana bozulmalar gözümüze çarpıyor. İçinde bulunduğumuz zaman içsel olarak yanlış olduğunu bildiğimiz davranışları yapmaya bizi mecbur ediyor. İnsan toplulukları çaresizler. Bu sebeple zarar görme korkusuyla çevrelerine çok daha büyük zararlar veriyorlar.

Tıpkı yaralı bir hayvan gibi, veterinere bile saldırır ya öyle işte. Ve bu insanlık acıları ortak bir hedefe yönlenmediğimiz müddetçe devam edecek. Öncelikle bunu anlamalıyız. Üst sistemin kanunları vardır. Çalışılabilir, deneye açıktır ve aslında bunları uygulamaktan başka bir seçeneğimiz de yoktur. Bunun sebebi bizlerin onun bütününü oluşturan küçük ruh parçalarını taşıyor olmamızdır. Böyle bir bakış açısı kazanmak, içinde bulunduğumuz durumu ani bir ışıkla aydınlatır.

Gözlerimiz kamaşabilir ama ışığa alıştığımızda gerçekle yüz yüze kalacağız. Bu gerçek tek bir gerçek olmayıp, dolayısıyla bir sonraki gerçek için bir önceki gerçeğin yalan olacağı da açıktır. Ulaşılması gereken son hedefi göz önüne aldığımızda yolumuza çıkan fırsatlar bile engel gibi görünecektir. Hevesimin bir gün geçeceği herhangi bir materyale ya da unvana, üne neden yatırım yapayım?

Öyle bir şeye yatırım yapmalıyım ki ulaşamasam bile yolunda edindiklerim çok büyük kazanımlar olsun. Bir de bu yolda destek olacak aynı amacı taşıyan arkadaşlar da varsa, o zaman güçler birleşir ve kişi sadece kendini düşündüğü bir seviyeden, birlikte çalışmak denen bir seviyeye gelir.

DOĞA BİLGELİĞİ BİR BİLİMDİR

Doğa bilgeliği, üst sistemin bütün aşamalarını bütünsel olarak inceler. Bizler organlarımızın biyolojik yeteneğinin izin verdiği çerçevede ve sadece kendi çevremizde bu aşamaların minicik bir kısmını ancak algılayabiliyoruz. Doğa bilgeliği, diğer tüm gerçek bilimsel çalışmalarda olduğu gibi çalışılır. Önce tavsiye edilen şey yapılır, ne sonuç elde edilmişse bir yere yazılır ya da kaydedilir, sonra birkaç kere daha denenerek doğrulanır, sonra ortaya çıkan bilgi toparlanır, kategorize edilir.

Doğa bilgeliğinin herhangi bir dinle, inanışla, hiç ilgisi yoktur. Bir bilimdir. Doğa bilgeliğinin diğer bilimlerden farkı ise, materyali incelerken, materyalin sebebini de incelemesidir. Bu materyal neden vardır kısmına bilim cevap vermez, dünya üzerindeki maddeleri bir bir sıralayıp ne güzel diye şaşakalmaktır. Doğa bilimine göre eğer bir nesne varsa sebebi de vardır ve bu sebep öğrenilebilirdir.

Doğa bilgeliğini çalışmamız esnasında üst sistemin üzerimizde uyguladığı güçleri bir bir öğreniriz. Zaten bu güçleri yaşamlarımızda etki yöntemlerine göre kavramlaştığını da görmüş oluruz. Kavramlardan kastımız biyoloji, kimya, fizik, fizyolojik etkilerdir. Doğa bilimleri astrolojiden, mekatroniğe, zoolojiden, müziğe her türlü sanat ve bilim dalını kapsar. Aslında insanlar parça parça bilimleri, sanat dallarını incelerler ve sembollerle onları ayırmış olurlar.

Birçoğu da gerçek hayatta kullanılmadığı halde okullarda öğretiliyormuş gibi yapılır. Tamamını algılama kapasitemiz zaten yoktur. Böylece bir alanda uzmanlaşmış gibi yapar diğerlerinden daha bilgiliymişiz gibi görünebiliriz. Fakat burada sürpriz bir kural vardır. Bu kural her türlü varlığın birbirlerine biz görmesek de bağlı olmasıdır.

Ortak tek bir kaynaktan gelir her şey, sadece kendi kapasitemiz kadarını inceleyebildiğimizden kendi bilgimizi kocaman sanırız. Böylece yaşamımızı kolaylaştırmış oluruz. Doğa bilgeliği, yukarda bahsettiğimiz bilimleri içine alıyor olsa da onları tekrar edip durmaz, kısıtlı algımızla görebildiğimiz bu dünya denen yüzeysel alanı anlatan bir çalıma da değildir. O bilimler üst sistemin güzelliklerinden yansıyan dışsal ögelerdir. Asıl üst sistemin gücünün etkilerini ölçüp tartacağımız yer doğa biliminde, duygularımızdır.

Duygularımızın şekli şemaili yoktur. Ben sana karşı üçgen bir şey hissediyorum diyemeyiz. Güzel bir müzik sesi, lezzetli bir pasta, hoş kokulu bir çiçek, mutluluk veren bir hediye dediğimizde nesne sabitken his değişkendir. Bir biçimle şu anki duyularımızla tanımlanamaz. Doğa bilimi ise üst sistemin gücünü ek duyular edinmemizi sağlatarak algılayabilir bir seviyeye ulaşmamızın yolunu gösterir bize. Tamamen matematikseldir.

STEEMİTİN GÜZEL İNSANLARI BÖLÜMÜ

• Roma’yı yakan Neron’un hakkını yemeyen @firatuz
• İşinde gücünde olan @fotobot , sınavları yüzünden vakit bulamadığını anlatan yazısıyla
• Oldukça dikkat çekici yazısıyla @gcamkerten
• Kapak fotoğrafını güncellediğini ilan eden @guyruli

🌼🌼🌼🌼🌼 🌼🌼🌼🌼🌼🌼 🌼🌼🌼🌼🌼🌼

STEEMİT
YOUTUBE
D-LİVE
D-TUBE
FACEBOOK
INSTAGRAM

WHO AM I?