Maruz kaldığımız kimyasallar
Modern dünya, şehir yaşantısı derken istemeden bir çok kimyasala maruz kalıyoruz. İçtiğimiz su, soluduğumuz hava, yediğimiz yiyecekler her geçen gün bizi daha fazla zehirlemeye devam ediyor.
Hadi organik beslenelim saçmalıklarına girmeyeceğim. Bunu tükettiğiniz, yediğiniz, daha doğrusu temas ettiğiniz hemen hemen her şeyde başarabilmek; ütopyadan daha fazlası değil. Fakat hem kendimiz hem de çevremiz için zehirlenmenin dozunu azaltabilmek bizim elimizde.
Gaz salınımı yapan ürünler
Mesela gaz çıkarmayan deodorant ürünleri ile ilk adımı atabilirsiniz. Malum yazı atlattık ve kışa giriyoruz. Yazın çeşitli haşerat için kullandığınız ziraiyi ilaçları yine gaz içermeyen su bazlı ürünlerden seçebilirsiniz. Özellikle bu tarz ürünler ciddi kimyasallar içerir. Siz fark etmeseniz de kendiniz ve sevdikleriniz bu gaza maruz kalır. Aynı zamanda üzerinde yaşadığımız dünyaya verdiği zarar da var.
Şebeke suları
Birde içme suların temizliğine değinmek istiyorum. Doğa ile uğraşan insanlar zaten içme sularının nasıl temizlenmesi gerektiğini biliyorlar. Kaynatarak ya da filtre ederek. Fakat evimizin mutfağına kadar gelen şebeke suyunu her seferinde kaynatmak ya da filtrelemek mümkün olmaz. Öncelikle kendinizden yani, içme suyu olarak tükettiğiniz suyun temizliğini araştırmadan önce, atık yağlarınızı kanalizasyona dökmemekten başlamalısınız. Ardından pillerinizi şehrin farklı noktalarında kurulmuş pil dönüştürücülerine atmaya özen göstermelisiniz. Hemen hemen her şehirde bulunan atık cam şişe, karton ve plastik ürünleri ayırıcı çöp kutularına gerekli önemi ve özeni göstermelisiniz. Ardından suyunuzun temizliğini kontrol edersiniz. Çok çok hazır su tüketirsiniz.
Turkish Breakfast
Yiyecek
Aslına bakarsanız bu konuya hiç girmek istemiyorum. Çok uzun ve her kafadan bir çok ses çıkıyor. Sadece bir kaç tavsiyem var.
- Hazır gıdalardan kaçının. (Gerçi marketten aldığınız tavuk bile kimyasal içeriyor)
- Genelde kurtlu ürünler tercih edin. (Gidip manavdan ne kadar kurtlu elma varsa alın demiyorum. Ürün kurtlanmışsa büyük ihtimalle organiktir. Aralarından sağlamlarını seçersiniz. Şunu da belirtmek istiyorum. Mesela elma kurdu. Çok akıllı hayvandır. Bozuk elmaya, tadı kötü elmaya girmez. Her zaman en iyisini seçer. Aklınızda olsun.)
- Pazardan alış veriş yapmaya özen gösterin.
- Çok basit bir ürün tarifi var. Baktığınız ürün eğer hayvansal bir gıda ise ve siz onu hayvanın herhangi bir yerine benzetiyorsanız o ürün diğer işlenmişlere göre çok daha sağlıklıdır. Realiteden ne kadar uzaklaşıp hayal gücüne giriyorsanız da o kadar işlenmiş ve bir o kadar da katkı maddesi ile doldurulmuş olma olasılığı yüksek. Bu tarz ürünlerden uzak durmaya çalışın.
Isıtma, çözünme ve pişirme işlemleri.
Son yıllarda bu konularla ilgili süper marketlerde, müşteri bilinçlendirici çok not yazıldı. Bir dönem kamu spotları yayınlandı. Sanırım az çok insanlar dondurulmuş ürün alışverişlerinin marketteki en son alışveriş eylemi olması gerektiğinin farkında.
Çünkü doldurulmuş ürünlerde üzerindeki bakteriler bulundukları soğuk ortam nedeniyle aktif hale geçmezler. Sıcaklık düşmeye başladıkça da hızla çoğalmaya bazı zamanlarda da vücut için zararlı organizmalar üretmeye başlarlar.
Dondurma, çözdürme ve yeniden dondurma konusunda da çok fazla yorum ve birbirinden ayrılar iki düşünce var. Kimi olur, kimi olmaz diyor. Siz en iyisi mi yiyeceklerinizi tüketimlerinize göre paketleyip dondurucunuza yerleştirin.
Pişirme setleri
Yüzlerce yıldır bu coğrafyada alüminyum bu işin başını çekiyor. Zarlı diyen var zararsız diyen var. Hemen arkasında yer alan döküm tavaların da tarihi oldukça eski. Bu konuda da farklı görüşler söz konusu. Özellikle erkeklerde kanda toplanan fazla demir miktarının zararlı olabileceğinden söz ediyor. Yeni granit tavalar var. Bunlar da şimdilik oldukça sağlıklı görünüyor.
Plastik dumanı ve Karbon Monoksit
Sanrım Karbon Monoksitten çok bahsetmeme gerek yok. İnsanlar yıllardır ülkemizde soba zehirlenmesinden ölen kişileri duyuyorlar ve izliyorlar. Gereken bilinç artık sağlanmıştır sanırım.
Kamp sırasında bazı atık çöplerimiz oluyor. Çoğu zaman da bunlardan ya kamp sırasında ya da kamp bitmeden bir kaç saat önce yakarak kurtulmaya çalışıyoruz. Bu da tartışan bir davranış ya neyse... Özellikle plastik ürünleri yemek yaparken yakmamalısınız. Çünkü yaptığınız yemek çevredeki bir çok etmeni (buna hava da dahil) içerisine dahil eder.
I really enjoyed your post, thank you for sharing with us. Enjoy the vote!
This post received a 20% vote by @msp-turkey courtesy of @ezgibaki from the Minnow Support Project ( @minnowsupport ). Join us in Discord.
Upvoting this comment will help support @minnowsupport.
@OriginalWorks
The @OriginalWorks bot has determined this post by @orcunk.karaca to be original material and upvoted it!
To call @OriginalWorks, simply reply to any post with @originalworks or !originalworks in your message!
To enter this post into the daily RESTEEM contest, upvote this comment! The user with the most upvotes on their @OriginalWorks comment will win!
For more information, Click Here! || Click here to participate in the @OriginalWorks writing contest!
Special thanks to @reggaemuffin for being a supporter! Vote him as a witness to help make Steemit a better place!
@orcunk.karaca got you a $7.65 (4.0%) @minnowbooster upgoat, nice! (Image: pixabay.com)
Want a boost? Click here to read more about @minnowbooster!
This post has received a 7.71 % upvote from @booster thanks to: @orcunk.karaca.
güzel ve bilgilendirici bir yazı olmuş. Elmanın vs. kurtlu olanını tercih etmek eskiden beri bildiğim birşey ve bildiğim kadarıyla yabancılar da bu şekilde yapıyor. Bizdeki meyveler o kadar kimyasal içeriyor ki kurt bile yemez..