Sultan Abdulhamid'i Anlamak

Tarihimizi yanlış ellerden öğrenme konusunda hiçbir millet herhalde bizim gibi talihsiz olmamıştır. Özgür, kendi bayrağımız, kendi topraklarımızda kendi insanlarımız tarafından senelerce bize tarihte olmayan şeyler –derslerde- anlatıldı.

600 sene boyunca birçok milleti bünyesinde barındıran ve her millete kendi milli ve dini değerleri ile yaşama imkanı tanıyan hoşgörü timsali padişahlarımızı haremden çıkmayan başka düşüncesi de olmayan kişiler olarak anlatıldı, yetmedi diziler yapıldı.

Bu çalışmaları elbette boşa gitmedi. Abdulhamid Han'da bu noktada en çok tartışılan ve en çok karalanan padişahlardan olma noktasında nasibini aldı.

Abdulhamid Han hakkında neler denilmedi ki? Ulu Hakan mı Kızıl Sultan mı, Vatan Haini ya da korkak mı… Bu ve bunun gibi söylemlerin hepsi bize ait. Merak ederseniz bakabilirsiniz: 1 2 3

Sultan Abdulhamid Han’ın hayatı ile alakalı farklı yazarlardan farklı kitaplar okudum. Kendisi özellikle ümmetinin birlik ve beraberliğini her şeyden öte tutmuş bir padişahtır.

Ülkenin en borçlu olduğu dönemde bile Filistin karşılığında ülke borçlarını ödeme teklifinde bulunan Siyonizm fikrinin kurucusu olan Theodor Herzl i huzurundan kovmuştur. Süreci buradan okuyabilirsiniz

Buna rağmen hala Abdulhamid’ i Osmanlı topraklarını Yahudilere toprak satmakla suçlayan ve bunu haber yapanlar var.Bakınız

Bu haberin akabinde Marmara Üniversitesi Tarih Bölümü öğretim görevlisi Prof. Dr. Vahdettin Engin ise aşağıdaki gibi bir açıklama yaptı :

Kitabı okumadım ama tanıtımından anlaşıldığı kadarıyla içeriğinde II. Abdülhamid'in Rotschildlerden borç para aldığı ve Filistin'de Rotschildlere toprak sattığı şeklinde bilgiler bulunduğu anlaşılıyor. Sultan Hamid'i sevmeyenlerin bu değerlendirmeleri büyük bir fırsat telakki ettikleri görülüyor. Çünkü bu yönde çok paylaşım gördüm. ‘İşte Abdülhamid bu, Yahudilerden borç almış, Filistin'de toprak satmış' denilerek Padişahı aşağılama kampanyası başlamış', dedi. Kaynak

Bu haksız yapılan iddaayı okuyan Tarihçi yazar Ahmet Anapalı ise aşağıdaki açıklamalarda bulundu :

“Kaynak olarak sadece Başbakanlık Osmanlı Arşivinde bulunan belgeye göre denen haberde ciddi tek bir kaynak bile verilmemiş. Halbuki yine aynı Başbakanlık Osmanlı Arşivindeki hadise ile ilgili belgeler tam tersini söylüyor. Sultan Abdülhamid Han'dan, kaynaklara göre o an 33 yaşında olan Yahudi avukat Teodor Herlz, toprak istemiyor. Sadece kendisinden dünyada eziyet çeken Yahudilere tıpkı dedesi Sultan İkinci Bayazıt Han'ın İspanya'daki Yahudileri kurtarıp Osmanlı topraklarına yerleştirmesi gibi, bir babalık yapıp sahiplenmesi isteniyor. Bu noktada eziyet görenlere merhamet gösterilmesini emreden İslam dini gereği o da tabi ki buyurun gelin diyor ve Osmanlı'ya sığınan Yahudileri Selanik, Zonguldak, İstanbul, İzmir, Aydın gibi batı bölgelerine yerleşmeleri için gerekli talimatları veriyor.”
Kaynak

Görüldüğü gibi Abdulhamid Han merhamet konusunda da dedelerinden aşağı kalır bir tavır sergilememiş ve aman dileyen yardım isteyen kim olursa olsun bu teklifi reddetmemiştir. Ama görüyoruz ki O'nun bu samimiyane tavrı bile günümüzde çok farklı yerlere çekilmeye çalışılmış ve insanlara Osmanlı düşmanlığı aşılanmaya çalışılmıştır.

Osmanlının en zor dönemlerinde tahta geçmesi Abdulhamid Han için kaderden öte bir şey değildi. O ki birlik beraberliği bu kadar önem verirken; Balkan Harbi’nde Rumeli topraklarının elden çıkışını gördü. Yetmedi, Cihan Savaşı’nda Bağdat ve Kudüs gibi büyük şehirlerimizin düşmesini çaresizlikle izlemek zorunda kaldı.

Osmanlı bu kadar çetin şartlar altında ve zorlu düşmanlar arasında kalmışken Abdulhamid böyle bir ülkenin padişahı olarak 33 sene ülkeyi idare etmiştir. O kadar karalanmasına aleyhine o kadar propaganda yapılmasına rağmen etkisinin ve hatırasının günümüze ulaşması manidardır.

Bilinenlerin aksine Abdulhamid Han'ı tanıyan insanlardan birkaç itirafla yazıyı sonlandırmak istiyorum.

“Sultan Abdülhamid’in akıllılığı, çalışkanlığı ve vatanseverliği her şüphenin üstündedir.”
İngiliz Casus Arminius Vambery

“Sultan Abdülhamid, Avrupa’da bir hasta olarak ele alınmaktadır. Fakat bana göre o, Haliç kıyılarında bulunanların hepsinden daha yüksek bir diplomattır. Ona karşı âdilâne hüküm verilmediği kanaatindeyim.”
Alman Başbakanı Otto Von Bismark

“Komşularının zaafları üzerine şüphe edilebilecek gizli emellerin sahibi olduğu ne kadar iddia edilirse edilsin daha sonra anlaşıldı ki Abdülhamid, bizzat Avrupalıların huzur ve çıkarlarını, hatta kendilerinin bile başaramayacakları en akıllı ve dengeli şekilde koruyabilmiş bir hükümdardı.”
İngiltere Dışişleri Bakanı Edward Grey

Bu itiraflardan beni en çok etkileyenleri ise yaşarken onun aleyhinde atanların sonrasında pişmanlıklarını ifade ettikleri şu sözleri oldu :

“Sultan Abdülhamid Han’ın hal’ edilmesi kararını destekledim. Ancak, altı ay sonra anladım ki Abdülhamid’in siyasetteki ağırlığı bütün meclise denk ve hatta meclisten fazla idi.”
Şeyhülislâm Mustafa Sabri Efendi

Filozof Rıza Tevfik’’in“Sultan Abdülhamid Han’ın Ruhaniyetinden İstimdad” isimli şiiri
Nerdesin Şevketlim Sultan Hamîd Hân
Feryâdım varır mı bârigâhına
Ölüm uykusundan bir lahzâ uyan
Şu nankör milletin bak günâhına

Okuduğunuz için teşekkür ederim.