İdam Cezasının Olumlu ve Olumsuz Yönleri

in #tr6 years ago (edited)

kaynak

Ölüm cezası, bir devletin suçun karşılığı olarak bir mahkûmun hayatına son vermesidir. Ölüm cezasına çarptırılan kişinin cezasının infaz edilmesine idam denir. Ölüm cezasının olumlu ve olumsuz yanlarına bakmadan önce izlerken çok etkilendiğim Danton, Thomas More, Sacco ve Vanzetti davalarına bakalım:

kaynak

Danton filminde Danton halk için kurduğu cumhuriyetin, maddelerinin, mahkemelerin -yani hükümetin- tiranlaştığını görmekte ve halkın aç kalmaması adına kurulan bu düzenin aslında bozulduğunu görerek buna karşı çıkmış bir devrimcidir. Halk için kurulan Devrim Mahkemesinde devrimi beraber yaptıkları Robespierre de bulunmaktadır. Robespierre tiranlaşma konusunda ne kadar ikilemde kalsa da sonunda Danton'u bir zamanlar kendisinin de kurulumunda pay sahibi olduğu Devrim Mahkemesi'nde idamı için yargılayacaktır.


Yargılama günü gelmiştir. Danton savunma hakkı elinden alınmasına rağmen susmayarak yapılan yanlışları, halkın ne durumda olduğunu, işleyişin sağlıklı olmadığını dile getiren etkileyici konuşmalar yapmış ancak bu konuşmaları kararı değiştirmeye yetmemiştir. Mahkeme her türlü engeli devlet gücünü kullanarak önlerine sermiş ve sonunda istenileni elde etmiştir ve devrim ilk önce kendi çocuğunu yemiştir.


Filme genel anlamda baktığımızda; filmin, günümüzde vazgeçilmez olan insan hakları, demokrasi, özgürlük kavramlarının net bir şekilde ifade edildiği maddelerin, bir çocuğun okumasıyla başladığını ve filmin sonunun da yine bu maddelerle bittiğini görmekteyiz. Sonunda Robespierre'in baş ucunda okunan bu maddelerle Robespierre'in yanlış bir karar verdiğini -vicdan azabından hastalandığını göstererek- film bize anlatmaktadır.

kaynak

Sacco ve Vanzetti davalarına baktığımızda savunma hakları elinden alınmış, tanık dinleme hakları yoksayılmıştı. İşçi hakları için protestolarda bulunan bu iki insan alakaları olmadıkları bir cinayet soruşturması için yargılanacaktı. Suçlulukları ispat edilmeden, taraflı bir hakim tarafından, ingilizce bile bilmeden, savcının dediklerini anlamamalarına rağmen zorunlu olarak denilenlere evet-hayır şeklinde cevaplar verilmesi istenerek adil olmayan bir yargılamadan geçmişlerdi. Bu durum karşısında tüm dünyada protestolar yapılmış, suçlu olmadıkları savunmuştu. Hatta bu sırada yakalanmış ve bu ikilinin suçlandıkları cinayetle alakaları olmadığını söyleyen Costa Rika göçmeni işçi Celestino Madeiros’un ifadesi de geçerli sayılmamıştı. Sacco ve Vanzetti davası 7 yıl sürmüş ve sonunda elektrikli sandalyede ölüme mahkum edilmişti.

kaynak

23 agustos 1927 günü idam edilen Nick Sacco'nun son cümlesi, "Yaşasın anarşizm! Elveda karıcığım, çocuklarım ve arkadaşlarım" olmuştu. Kayda geçen infaz anı kelimesiyse en insani, en saf yardım çağrısıydı; "mama!".

Sacco'nun hemen ardından infaz odasına getirilen Vanzetti'nin son sözleriyse "Şunun bilinmesini isterim ki masumum! Hiçbir suç islemedim. Bazı günahlarım oldu ama suç işlemedim. Ne bu suçu ne de bir başkasını!"olmuştu. Kayıtlarda infaz anında Vanzetti'nin hıçkırarak yüksek sesle ağladığını ancak konuşmadığı söyleniyor.

Ölümlerinden 50 yıl sonra suçsuz oldukları ispat edilmiştir. Ancak ölmeden önce duydukları son sözler "anarşist aşağılıklar" olmuştur.

kaynak

Thomas More'un idamına baktığımızda da sadece kimseye zarar vermediği ve kendi dinince ve vicdanınca doğru olan şeyi düşündüğü için ölüme mahkum edildiğini görmekteyiz. Thomas More hiçbir zaman koltuk meraklısı bir insan olmamasına rağmen hızla yükselmiş ve Kral'ın danışmanı, halkın diliyle 'Kral'ın Vicdanının Bekçisi' olmuştur. Ancak bir gün Kral başka birine aşık olmuş ve karısından çeşitli nedenler ileri sürerek, kendi çıkarttırdığı fetvalarla boşanmak istemiştir. Thomas More'un dinine göre boşanmak günah olduğu için kendi görevinden sessizce ayrılmış ve buna rağmen hiçbir yerde de bu görüşünü belirtmemiştir. Buna rağmen Kral kendi çıkardığı fetvalara sesli bir onay istemiş ancak Thomas More kendi düşüncelerinden asla vazgeçmemiş ve Kral'ın yanlışını onaylamamış, sessiz kalmıştır. Bu nedenle Kral, Thomas More hakkında önce asılmasını sonrasında da kararını değiştirerek başının kesilmesini emretmiştir. Ancak Thomas More bu kararı bile "Kellesi kesilmekle insanın başına felaket gelmez." diyerek büyük bir dinginlikle karşılamış ve idam edilmiştir.


Bu olaylar doğrultusunda ölüm cezasını değerlendirdiğimizde şunları görmekteyiz:

Ölüm cezası keyfi bir yargının elleri altında olduğunda çok yanlış kararlara neden olabilmektedir ve geri dönüşü yoktur. Danton'un şuan bile suçsuz veya suçlu olduğu hakkında tartışmalar devam ederken Thomas More, Sacco ve Vanzetti için suçsuz oldukları bilinmekte ve ispatlanmış durumdadır. Ancak ne yazık ki bir insanın hayatı geri getirilememekte ve bu hatalardan geri dönülememektedir.

image

kaynak

Yazımın ilk cümlesindeki tanım doğrultusunda baktığımız zaman; ölüm cezası, bir insanın elinden en doğal hakkı olan yaşam hakkını elinden almaktadır ve İnsan Hakları Evrensel Bildirgesi'nin 3. maddesini de dile getirecek olursak "Yaşamak, hürriyet ve kişi emniyeti her ferdin hakkıdır." ibaresi yer almaktadır. İnsan, özgür doğar, özgür yaşar ve eşitlik kurulduğunda huzurlu yaşayabilmelidir. Dünya üzerindeki her insan eşitken hiç bir gücün bir başka insanın yaşamına hukuki olarak son verme yetkisi olmamalıdır. Bu durum hukuki olamayacağı gibi insancıl da değildir ve insancıl olmayan bir kuralın hukuki bir norm haline getirilmesinin yanlış olacağı düşüncesindeyim.

kaynak

Bir devletin kesinlikle yaptırım gücü olmalıdır. Ancak bu güç orantılı şekilde kullanılabilir olmalı ve bu da sadece hukuki normlarla sağlanabilmelidir. Yaptırımlar caydırıcılığı arttırmak, suç oranını azaltmak, suçluyu tekrardan topluma kazandırıp hak ettiği cezayı çektiken sonra bir daha bu suçu işlemeycek hale getirmek için kullanılmalıdır. Çok ağır suçların da ağır cezalarla ömür boyu hapis gibi cezalarla değerlendirilerek caydırıcılığı arttırılabilir. Evet, baktığımız zaman idama mahkumiyetin yadsınamayacak derecede bir caydırıcılığı bulunmaktadır. İdam mahkumiyeti çerçevesinde işlenen suçların azalacağı kuşkusuzdur. Bu olumlu bir sonuç olmakla beraber gerçekten suçlu olmayan veya bu suçu bir daha işlememe ihtimali olan bir insanı idam cezasına çarptırmak ne kadar vicdani, ne kadar insancıl, ne kadar doğrudur? Bu durum tartışılması gereken ve hatta belki de idam geldikten sonra tartışılsa bile bazı şeyler için geç kalınacak, bir sonuca varılamayacak bir tartışma olacaktır. Thomas More, Sacco ve Vanzetti davaları bu tartışma için ne kadar geç kalındığının birer kanıtıdır.


Her insan suçlarının cezasını çekmelidir, devlet de bu cezaları vermekle yükümlüdür. Ancak her insan yukarıda da dediğim gibi yaşam hakkına sahiptir. Bir insan olarak yaşama hakkına sahip olduğumuzu, başta yaşama hakkımız olmak üzere haklarımıza sahip çıkmamız gerektiğini, tüm bu olumlu olumsuz yanlarıyla değerlendirdiğimde, idam cezasının geri dönüşü olmayan, insan haklarına aykırı ve hiçbir hukuki normla desteklememesi gereken bir ceza olduğu kanaatindeyim. Ağır suçların ömür boyu hapisle cezalandırılması gerektiğini belirterek, bu düşüncelerimi son olarak gerçekten etkilendiğim Danton filminin bir sahnesinde hapishanede liberal genç Philippeaux ile gazeteci-politikacı Kamil arasında geçen diyalogla bitirmek istiyorum:

  • Ben ölmek istemiyorum. Yaşamaya hakkım var.
  • Haklara ancak koruyabildiğin sürece sahipsindir.
Sort:  

Quraturk tr etiketi altında paylaşılan kaliteli ve orjinal içerikleri tespit edip ödüllendirmeyi hedefleyen bir kürasyon projesidir.

Yazınız değerlendirmen ekibimiz tarafından uygun görülmüş olup, günün seçilen yazıları arasında yerini almıştır.


Quraturk hakkındaki tüm sorularınızı discord üzerinden sorabilirsiniz.

Bu konuda okuduğum güzel yazılardan biri. Kesinlikle bir insanı öldürmenin hiç bir şekilde haklı tarafı olamaz. En ağır cezaları verirsin ama öldürmek olmaz.

Bu çağdışı uygulamaların gündeme getiriliyor olması bile saçma.

Değerli yorumunuz için teşekkür ederim :)
Ben de aynı düşüncedeyim. Caydırıcılık için ceza hukukunda bazı kanun maddelerinin daha ağırlaştırılması suç işlenme oranını daha da düşürecektir. Bazı yargı reformlarına gidilse de kanunlarımızda boşluk olduğunu düşünüyorum.

Genç bir insanı tankın altında deyim yerindeyse pestil gibi ezerken, ya da ‘zevk için’ 3 kişiyi burnunun direği dahi yanıp yere düşene kadar yakarken kameraya çeken bir Işidli mahlukatın ya da daha 5 yaşındaki kız çocuğuna yapılmadık iğrençlikleri yaparak ırzına geçerken onu keserek öldüren ve bunu da film olarak çekip parayla satan bir insanlık düşmanı haşere için yaşamak hakkı yoktur, olmamalıdır diye düşünüyorum.

Verdiğim örneklerin sert olmasından ötürü özür dilerim. Amacım herhangi bir irritasyona neden olmak değil ama bu verdiğim örnekler ve niceleri dünyada mevcut 😔

Düşüncelerinizi tabiiki dile getireceksiniz ki ben de bahsettiğiniz o ağır suçları işleyenleri görüncr ya da duyunca sizinle aynı duygulara kapılıyorum. Fakat ülkemizde ölüm cezasının adil bir şekilde uygulanacağını düşünmüyorum, masum insaların da yukarıda yaşanan gerçek örnekler ya da yeşil yol daki örnek gibi daha çok örnek verebilirim tabii, masum bir şekilde canlarından olabilirler ve giden masum canı kimse geri getiremez,
Gerçekten maddi olarak suçu kanıtlanmış, belirttiğiniz aşağılık suçları işleyenlere ölüm bir kurtuluştur bence, onlara gün yüzü görmeyecekleri ağır cezalar verilmeli ki yaşamamak için dua etsinler. Yani kanun koyucu idam yerine daha ağır cezalar getirebilir. Zaten gün yüzü göremeyeceği için aynı suçu işleyemez.

Mesela şu haberi sonuna kadar okuyamayacağınıza eminim iğreneceksiniz ve gözleriniz belki yaşaracak :

http://www.hurriyet.com.tr/dunya/almanya-turk-kadinin-yaptigi-igrencligi-konusuyor-9-yasindaki-cocugunu-istismar-ettirdi-40864493

Ama bu iki mide bulandırıcı hilkat garibesinin karanlık bir hücrede dahi olsa oksijen tüketmesi be kadar doğru olabilir? O yavrucağın ahı var herşeyden önce.

aynı şekilde düşünüyorum daha fazlasını da yazmak gelmişti içimden ama yazmadım, yorumda aynı fikirde olduğunuzu görünce belirtmek istedim.. @gokhan83kurt

@baycan ve ben iki zıt düşünceyi tartışıyoruz. Siz hangisiyle aynı fikirdesiniz?

tabi ki sizinle aynı fikirdeyim:)

Kesinlikle bir insanı öldürmenin hiçbir şekilde haklı tarafı olamaz. En ağır cezaları verirsin ama öldürmek olmaz.

3 yaşındaki çocuğa pis ellerini sürüp işkenceyle öldüren pisliklerin nefes alması asıl çağdışılık.

  • İdam cezasının yaygın olduğu ABD ülkesinde bile idam cezasının caydırıcılığı olmadığı batta suç oranını yüzde 44 arttırdığı kanıtlanmıştır.
  • Her idam cezasına çarptırılan 25 kişiden bir kişinin suçsuz olduğu öldükten sonra ispat edilmiştir.

Şimdi soruyorum sizlere o aşağılık suçları işleyenlerin ölerek kurtulmasını rahata ermelerini mi istiyorsunuz? yoksa en ağır bir şekilde cezalarını çekerek hergün yaşarken ölmelerini mi?
Burada iş kanun koyucuya düşüyor. Bu aşağılık suçları işleyenleri en ağır şekilde cezalandıracak yasal düzenlemeleri yapması gerekiyor idam cezası yerine yoksa yukarıdaki örnekler gibi masum canlar gidecek.
İdamı mesrulastirmak buna onay vermek bir cinayete ortak olmak demektir. İdam geri dönüşü olmayan insan haklarına aykırı bir yaptırımdır.
Haksız alınan canların geri dönüşü yoktur.
Aşağılık suçları işleyenler en ağır şekilde cezalandırılmalıdır. Onlara ölüm bir ödüldür, kurtuluştur.
Teşekkür ederim değerli yorumlarınız için.

Bence de haksız yere bir insanın canını almanın toplumda dahi bir karşılığı olamaz. Hatta bu cezanın caydırıcılığıyla cinayetler engellense bile o giden bir insanın vicdanı kapanmaz. Kimse bana başka insanlar için birini feda etmenin etikliğini savunmasın. Başka insanlar için kişi ancak kendini feda edebilir. Buna da kahramanlık deriz.


Elinize sağlık güzel bir yazı olmuş. Talebimize hızlı yanıt verdiniz :)

Değerli yorumunuz için teşekkür ederim, beğenmenize sevindim.
Demokrasi ve insan haklarından bahsettiğimiz demokratik bir ülkede idam cezası olmamalı. Yaşam iyi ya da kötü herkesin hakkı ve kimse kimsenin yaşam hakkını elinden almamalı. Cezaların yaptırımı daha ağır uygulanmalı ama ölüm cezası olarak değil.

Tüm ülkeler de demokratik olmalı :)

Çok güzel bir yazı olmuş eline sağlık. Bende özellikle son yüzyılda idam kararlarının birçoğunun yanlış olduğunu ve insan hayatına kastettiği taraftariyim. Özellikle demokrasi ve adalet kavramı tam olarak oturmamış ülkelerde tamamen siyasi bir silah haline dönüşmüş durumda. Dün kardeş olduğu bugün kalleş olabiliyor. O yüzden idam cezasınin olmaması taraftariyim ancak görüş olarak klasik okul taraftariyim suçların pozitif okul yöntemi ile engellenecegini düşünmüyorum :)

Kanun yapıcı bu konularda daha ağır cezalar getirerek gerçek suçluların cezaşandırılmasını sağlamalı.
Değerli yorumunuz için teşekkür ederim

Yönetim daima birinin eline olacak ve tam tarafsızlık asla sağlanamayacak. O yüzden idam gibi geri dönüşü olmayan cezalar hukuk alanında hoş karşılanmaz, olabildiğince arka planda tutulur.

Teşekkür ederim değerli yorumunuz için.
Aynen katılıyorum. Ölüm cezası hukuki ve insancıl bir ceza değildir. Bazen tv de izlediğim üzücü haberler sonrasında o ağır suçu işleyen kişinin ölmesini içimden geçirsem de, ölüm o kişiler için bir ödül olur diye düşünüyorum.

Hukukun evrensel ilkeleri bağlamında baktığımızda size katılmamak mümkün değil, ya da kamuoyunda bilinen isimli davaların sonuçlarını değerlendirirsek çok haklısınız.
Ancak suçları sabit görülen, maddi delillerle desteklenen, hatta itiraf edilen yani en ufak kuşku kırıntısına yer bırakmayacak ölçüde işlenmiş suçlar için, örneğin çocuk tacizcileri gibi, idam cezasının toplum vicdanı ve hukukun bireysel olarak uygulanmaması açısından değerlendirilebilir bulduğumu ifade etmek istiyorum.
Sağlam yapıları kurarsanız cezalandırma değil caydırma amaçlı kanun yaparsanız ve gerektiğince uygularsanız idam cezasına da gerek kalmayacaktır.
Meselenin özü kanunlardır, büyük sorumluluk kanun yapıcıya aittir kanımca...
Güzel çalışmanız için tebrik ediyorum,
Sağlıkla kalınız

Mesele suçların önlenebilir olmasını sağlayan bir daha işlenmeyecek şekildeki kanunlarla önüne geçmek, kanunlarımızda boşluk var malesef. Bahsettiğiniz en ağır suçların bile cezası kişilerin yaşam hakkını elinden alarak değil, daha ağır kesin ceza kanunları koyarak yaptırım uygulanmalı.
Tv de dediğin suçları işleyen kişileri gördüğüm zaman ölüm cezası ile cezalandırılmalarını içğmden geçirsem de, ölümün o kişilere ödül olacağını hemencecik kurtulacaklarını düşünüyorum asıl kesin maddi delillerle sabit olan o suçlar için en ağır cezalar getirilmeli ki suçlu olan cezasını gerçekten bulsun.
Değerli yorumunuz için teşekkür ederim 😊

Katılıyorum :)
Selamlar

Gandalf'tan çok sevdiğüm bir sözü hatırlattı bana bu güzel yazın. Emeğine sağlık .)

"Yaşayan pek çok kişi ölümü hak eder. Ölülerden bazıları da yaşamı. Yaşamı onlara verebilir misin? Ölüm hakkında karar vermekte aceleci olma. En bilgeler bile her sonucu bilemez"

Aslında bence hiçbir canlının ölüm kararını verme hakkımızın olmadığı düşünüyorum. Ölüm yolu kolay olandır. "Hata yaptı öldüreyim bir daha yapmasın" bu yanlış. Zor olan yollarla eğitim denenebilir...neyse uzatmayayım, emeğine sağlık tekrar ^-^

Gandalf ın sözü tam da yazıma uymuş . Aynen öyle ölüm kısa yoldan ödüldür suç işleyene, asılceza burada farklı şekilde etkili bir şekilde verebilmektir.
Teşekkür ederim değerli yorumunuz için :)

Prison Break'i yeniden izliyorum da paylaşımı görünce baya duygulandım 😊 Teşekkürler.

Tam da konunun üstüne paylaşmışım. 😃 Ben de yazarken duygulandım. Aslında Stephen King in romanından uyarlanan "yeşil yol" filminden de bahsedecektim ama gerçek yaşanan ve film olarak kurgulanan izlerken çok duygulandığım örneklerden bahsetmeyi tercih ettim.

Değerli yorumunuz için ben teşekkür ederim .

Kitabına da filmine de bayılırım, Stephen King okumayı çok severdim üniversitedeyken, kendisi de bu filmin kitabına en yakın olarak çekilen film olduğunu söylemişti hakkaten öyledir çok güzeldir çok .)

Bu sahneyi izlerken çok ağlamıştım.

Çokça tartışmali bir konu da yazmişsın.en ileri demokrasi bende var diyen ülkelerin bile idamı hala yasaklamadıği bir zamanda...Haksız yere idam edilmekten daha kötü ne olabilir.Yeşil yol filmi aklima aklıma geldi.orada da benzer bir konu vardı..

Evet yazarken tartışmalı bir konu yazdığımın farkındaudım ma bu konuyu uzun zamandır izlediğim filmlerin de etkisinde kalarak yazmak istedim. Çünkü geçmişte haksız yere öldürülen bir çok kişi oldu. Bu yüzden geri dönülemeyecek telafisi olmayan ölüm cezası geri gelmemeli. Haksız yere ölümler de olacak çünkü. Ne olursa olsun yaşam hakkı elden alınacak bir hak değil. Onun yerine ömür boyu hapis verebilinir.

Stephen King in romanından uyarlanan yeşil yol filmini defalarca izledim senden çnce @anadolu nun yorumunda idam sahnesinin videosunu paylaştım. Şimdi bile izlerken duygulanıyorum. Yazarken ayrı duygulandım...

Çok teşekkür ederim değerli yorumun için güzel arkadaşım benim

Eline sağlık @baycan :)
Allahin verdigi cani Allahtan baskasi alamaz .

Aynen öyle Allah ın verdiği canı ancak Allah alır. Teşekkür ederim yorumunuz için.

Coin Marketplace

STEEM 0.15
TRX 0.12
JST 0.025
BTC 56796.26
ETH 2497.29
USDT 1.00
SBD 2.23