Bir Garip UçAşk Kazası
Çaresiz gözlerle saygısız sözlere maruz kalarak terk ediliyordu sevgilisi tarafından bir whatsapp mesajlaşmasında.
Artık eski olan sevgilisi tüm sosyal mesajlaşma ortamlarında kendisini engellemiş, telefonlarına ise cevap vermiyordu. Kalbi acı bir keman sesinin gölgesinde tir tir titriyordu. Bütün bir gece uyumadan ağlamıştı yatağında, saksıdaki çiçekleri ise solarak varmışlardı sabaha.
Mekan değiştirerek bu durumu kabullenmeye çalışmaya karar verdi. İnternetten bulduğu ilk uçuşa biletini aldı ve havalimanına gitti. Güvenlikten geçerek kontuarda biletleme işlemini tamamladı ve tekrar güvenlikten geçerek uçuş kapısına doğru ilerledi. Sonrasında ise uçağa binerek elindeki bilet parçasında yazan koltuğa yerleşti.
Koltuğuna oturur oturmaz aklını da uçuş moduna alarak uyumaya koyuldu. Uçak tırmanmayı bitirip düz uçuşa geçtikten bir süre sonra kabin memurları servise başlamıştı. Yanındaki yolcu servisini alırken gayrı ihtiyari koluna dokundu. Koluna dokunulmasıyla ayağa fırlaması bir oldu. Kırmızı gözlerlerle etrafına bakındı ve sağ elini yumruk yaparak havaya kaldırdı.
"Ya beni öldürürsünüz ya da bu uçağı düşürürüm!"
Yolcular donup kalmıştı, kimisi dua etmeye o an başlamıştı bile.
Kabin amiri telaşla ama sakin bir ses tonuyla duruma müdahale etmeye çalıştı.
Beyefendi lütfen sakin olun. Kimseye zarar verecek bir şeye sebep olmayın lütfen?
Hayır hayır, kimseye zarar vermek istemiyorum ama lütfen öldürün beni, lütfen!
Beyefendi, nasıl böyle bir şey yapabiliriz? Yapamayacağımız bir şey istiyorsunuz bizden. Rica ederim sakinleşin. İçecek bir şeyler mesela bir viski getirme mi ister misiniz?
Bir viski neyi değiştirir ki? Yüreğimin kahrolmaktan kusmasını engelleyebilir mi?
Anlayamadım efendim ama gerçekten size yardımcı olmak istiyoruz.
Ya öldürün beni ya lanet olası yüreğimi değiştirin! Ya da hep beraber ölelim.
Yolcular tedirginliklerini devam ettirirken, birbirleriyle de şaşkın gözlerle gözgöze geliyorlardı.
Kabin Amiri söze girdi;
Beyefendi, eğer yerinize oturup uçuşunuzu sakin bir şekilde tamamlarsanız firmamız indikten sonra size yardımcı olmaya çalışacaktır.
Hayır, hayır! Kimse bana yardım etmeyecek biliyorum. Lanet olası bu uçağı düşüreceğim!
Son cümlenin arkasından yolcuların çığlık sesleri güçlü bir Meksika dalgası oluşturdu kabin içerisinde.
Bütün bunlar olurken, ön tarafta bir kabin memuru uçağın kaptanıyla interkom sistemi üzerinden konuşarak durumu bildiriyordu.
Kaptanım arka sıralardan bir yolcu aniden ayağa kalkıp bağırdı, uçağı düşürürüm diyor. Kabin amirimiz uğraşıyor ama sakinleştiremiyoruz maalesef.
Tamam sakin kalın öncelikle. Korsan'ın silahı var mı?
Bilemiyorum tam olarak, sağ yumruğu kapalı ve havada ama avucunda ne tuttuğu görülmüyor.
Allah Allah, peki ne istiyor? Derdi neymiş?
Kaptanım çok saçma gelebilir ama kendisini öldürmemizi istiyormuş.
Akli dengesi sağlam değil desene. Avucunda da kesin bir şey yoktur onun. Yine de konuşarak sakinleştirip yerine oturtmaya çalışın, oyalayın. Biz uçuşa devam edelim gerekirse yardım isteyeceğiz.
Tamamdır kaptanım, kabin amirimiz de o şekilde ilerliyor şu anda zaten.
Korsan ise arka tarafta bağırmaya devam ediyor ve ağlıyordu aynı zamanda.
Öldürün beni! Yalvarırım öldürün beni. Dayanamıyorum. Yoksa intihar edeceğim. İntihar edebilmem için ise tek yol uçağı düşürmem demek. Sizlere aslında zarar vermek istemiyorum fakat başka türlü intiharı beceremem ki ben. Çok acı çekiyorum yardım edin bana ne olur.
Kabin amiri ne diyeceğini şaşırmıştı. Korsan o kadar içli ağlayarak söylüyordu ki bunları, çok etkilenmişti, gözleri yaşarmıştı. Ama görevinin bilincinde devam ediyordu.
Beyefendi, uçağa nasıl soktunuz bilmiyorum ama avucunuzdaki şey her neyse lütfen yavaşça koltuğa bırakın. Bu kadar yolcuyu ve bizleri riske etmeyin. Siz kesinlikle çok iyi birisiniz. Kimseyi incitmek istemeyeceksinizdir. Size yardımcı olacağımızdan şüpheniz olmasın.
Avucum mu? Avucumda bir şey yok ki.
Kapalı tuttuğu sağ yumruğunu açtı, gerçekten de avucu boştu.
Kabin amiri sinirlenivermişti;
Uçağı düşüreceğim diye ortalığı inletip herkesi paniğe sevk ediyorsunuz ama elinizde uçağı düşürecek hiçbir şey yok! Derhal yerinize oturur musunuz? Yeter verdiğiniz rahatsızlık!
Ben size uçağı düşüreceğimi söyledim, avucumda silah var demedim ki. Düşüremeyeceğimi mi düşünüyorsunuz?
Beyefendi, lütfen diğer yolculara daha fazla rahatsızlık vermeden yerinize oturur musunuz?
Peki, madem inanmıyorsunuz, sizi inandıracak bir şey yapayım.
Cümlesini bitirdikten bir kaç saniye sonra uçak burnunu aşağı vererek hızla alçalmaya başladı.
Kabin amiri yere düştü, yolcular bağrışmaya ve ağlamaya başladı. Kaptan hemen yardımcı pilotu kabine gönderdi.
Hızla kabine giren yardımcı pilot korsana doğru yavaş yavaş yaklaştı.
Dostum sakin olur musun. Ne yaptın böyle? Uçağı kontrolümüzden nasıl çıkarabildin bilmiyorum ama her ne yaptıysan lütfen kontrolü bize bırak. Sana yardımcı olacağımıza emin olabilirsin. Bak bu kadar masum insana zarar verme.
Ne olur yardım edin bana. Gördünüz işte, avucumun boş olması ya da elimde uçağı düşürecek bir silah olmaması önemli değil. Ben de kimseye zarar vermek istemiyorum, demiştim.
Bak, nasıl yapabildiğini bilemiyoruz ama sana inanmadığımız için özür dileriz. Hadi düzelt şu durumu da sonra konuşalım.
Hayır öleceğiz. Hepimiz beraber öleceğiz. İntiharıma siz de ortak olacaksınız. Bana başka çare bırakmıyorsunuz!
O esnada kaptan da sinirlerine hakim olamayarak koşa koşa yanlarına geldi.
Ulan orospu çocuğu, sen ne tür bir teröristsin, uçağa hiçbir müdahalemiz kalmadı. Ne yapsak işlemiyor!
Çünkü tek kontrol bende.
Sen gerçekten intihar mı etmek istiyorsun? Tamam o zaman, biz seni öldürelim! Bu kadar insan şahit her şeye ne de olsa.
Yani beni öldürebilecek misin gerçekten?
Evet, ben olmasam da emin ol burada burada seni öldürmek için can atan 189 adet yolcu var.
Tamam anlaştık. Benim de istediğim bu zaten.
Kaptan o esnada uçağın kontrolü için yardımcı pilotu kokpite gönderdi.
Yardımcı pilot uçağı tekrar kontrol edebiliyordu ve uçak artık tırmanışa geçmişti.
Bıraktım işte, hadi öldürün beni. Bekliyorum. Rahatlatın beni artık.
Tamam evlat tamam ama önce bunu nasıl yaptığını açıklar mısın? Daha önce dünya böyle bir şeye şahit olmamıştı. Gerçekten bu nasıl mümkün oluyor bize anlatır mısın? Ne de olsa ölüp gideceksin.
Anlayacaınızı pek sanmıyorum ama...
Neden anlamayalım ki? Bak bu çok önemli, bunu bilip raporlarsak ileride olabilecek terör saldırılarına karşı savunma geliştirilebilir.
Siz daha beni algılayamıyorsunuz ki. Beyniniz sizi yanıltıyor.
Seni algılayamamak ?
Evet tam olarak öyle. Ben insan değilim aslında, sadece kendini insan sanan bir köpeğim. Ama o kadar güçlü inanıyorum ki buna, hepiniz beni insan olarak görüyorsunuz, ben de insanların yapabileceği her şeyi yapabiliyorum. Çünkü aslında ben de kendimi insan sanan ama bir yandan da bunun farkında olan bir köpeğim. Dediğim gibi kendimi insan sanıyorum sadece ama çok içtenlikle.
Bak dostum senin psikolojin yerinde değil. Bir şekilde uçağın kontrolünü ele geçirebiliyor olabilirsin. Ama otur yerine, inince sana psikolojik destek sağlayalım. Ne dersin?
Psikolojik destek ha. Komik oluyorsun gerçekten de kaptan. Uçağı nasıl ele geçirdim ve kumanda ettim anlayamadın değil mi? "
Açıklamadın ki anlayayım. Abuk subuk şeyler anlatıyorsun ve inanmamı bekliyorsun. Nasıl ele geçirdin uçağı anlat o zaman doğru düzgün?"
Kendini insan sanan bir köpek, insan olmayı becerebiliyorsa, uçağı kumanda ettiğini sandığında da uçağın kontrolünü ele geçirecektir.. Ben sandım mı öyle güçlü sanıyorum ki gerçek oluyor. İlişkiyi kurabildin mi şimdi anlattıklarımla?
Tamam, dediğin gibi olsun. Hadi otur şuraya artık.
İnanmıyorsun hala değil mi anlattıklarıma. Bak şimdi bir anlığına kendimi insan sanmayı bırakıyorum ya da insan olarak kendimi köpek sanayım. Burda biraz sıkıntı yaşıyorum çünkü beynimde çok güçlü bir insan olduğum düşüncesi hakim ama becerebilirim.
Hemen ardından havlayan bir köpeğe dönüştü. herkesin gözü önünde.
Kaptan ve tüm kabin ortak bir kabus görüyormuşçasına dehşete düşmüşlerdi
"Bu adam büyücü resmen" lafları dolanmaya başlamıştı yolcular arasında.
Kaptan gördüklerine inanamıyordu ve korkuyordu.
Yakalamak için köpeğin üstüne atladı ama köpek tarafından kolundan ısırıldı. Kendini geriye çekti kolunu tutarak. Kolundan kanlar akıyordu.
İt oğlu it! Nesin sen? Nasıl bir canavarsın böyle?
Köpek tekrardan tekrar insan'a dönüşmüştü.
İşte size anlatmaya çalıştığım şey bu. Gözlerinizle şahit oldunuz anlattıklarıma. Yalan söylemiyorum
İyi de niye bizi uğraştırıyorsun, bir köpek olarak yaşamaya devam etsene!
Edemiyorum, bu durumun farkındayım ama o kadar güçlü bir inanç var ki içimde insan olduğuma dair, bunu yenemiyorum.
Peki, insan olmanın nesi hoşuna gitmedi, neden ölmek istiyorsun?
Sevemedim insan hayatını. Siz insanları tanıdıkça kahroluyorum. Biliyor musun, köpekler sizleri çok iyi varlıklar sanıyor. Ama değilsiniz.
Neyimizi beğenmedin ki?
Sizler bir insanın en acıyan yerini acıtmayı çok seviyorsunuz.
Neresiymiş o?
Yüreği tabiiki.
Ne o aşık mı oldun yoksa?
Oldum evet, ama aşk insanların pisliklerine katlanmam için bir sebepti sadece. Onu da kaybedince, yüreğimin acısını hissetmeye başladım.
Biz ona aşk acısı diyoruz.
Hayır, yanlış biliyorsunuz, aşk acıtmaz! Ama insanların acımasızca zulmedişleri, görmezden gelişleri, hor görmeleri, üstünlük taslamaları bir acı bırakır bunu gören kalplere. Bir yara ki hep kanar. Aşk bu acıların üstünü örter, o yaraya bir kabuk olur. Aşkı kaybedince o kabuk atar ve o yaranın acısını fark edersin. Aşk acısı dediğiniz budur.
Köpeğe bak hele, felsefe yapıyor.
Al işte küçümsüyorsun, alaya alıyorsun sözlerimi. Alay en büyük zulümdür oysaki.
Yok ya kolumu ısırdın ya canım acıyor, aslında öyle demek istememiştim. Neyse, yeniden aşık olmayı neden denemiyorsun? Neden ölmeyi seçiyorsun?
Bilmiyorum, şu uçağa binene kadar aklımda böyle bir şey yoktu. Ama şurada uykuya daldığım 10 dakika da bütün acıları kustu yarasından kalbim. Dayanamayacağım artık.
Nelere takıldın bu kadar, ne bu acılar tam olarak?
Bu soruyu sorabilmen bile insanlar hakkındaki fikirlerimi onaylıyor. Saçma sapan savaşlar, ölen çocuklar, öldürülen çocuklar. Sen uçuşunun ardından sıcak evine gittiğinde önünden geçtiğin çöp karıştıran çocuklar. Bile bile açlığa itilen binlerce insan ve bu insanları hor gören, ötekileştiren insanlar. Sırf doğduğu topraklardan dolayı itip kaktığınız insanlar, düşüncelerinden ötürü işkenceyi hak gördüğünüz insanlar var. Çekilen acılar sizden değilse hoşunuza gidiyor. Söylenecek o kadar çok şey var ki.
İyi, güzel diyorsun ama yapabilecek bir şey yok, insanın doğası da bu değil mi? Bu düzeni de insan kurdu. Ne yapabiliriz? Yaşamaya devam edeceğiz kendimiz ve ailemiz için.
Ben dayanamıyorum artık.
Tamam, sen biraz daha dayan, bak birazdan inişe geçmemiz gerekiyor. İndiğimiz yerde işini çözersin. Bu insanlara da sen zulüm etme.
Edemem zaten. Ben sadece kendimi öldürtmek için şansımı denedim. Nasıl kıyarım bu kadar insana?
Ulan beni niye ısırdın o zaman?
Kusura bakma ama saldırıya uğrayan bir köpeğin güdüsü o.
Köpeklere gelince güdü, insana gelince zulüm. Hıh, güzel iş valla.
Aynı şey mi? Aynıysa ne farkınız kalacak bizden.
Aklımız var bizim.
Sıçayım aklınıza! Fesat, kıskançlık ve büyüklenmeye esir olmuş bir akıl! Akılsızlıktan beter!
Bak sen gerçekten çok özel bir canlısın, insanlığın sana ihtiyacı olacağı muhakkak. Sen de hayata tutun ve insanlığa yardım et.
Hadi canım ne özeli, benim gibi çok var.
Nasıl çok var ya?
Tabii, o içinizde gördüğünüz tertemiz iyi insanlar kimler sanıyorsun? Benim gibiler hepsi. İnsan bu kadar iyi olamaz, olamıyor.
Hadi canım sende.
Bak sana şöyle söyleyeyim, bu uçakta benim gibi 5 kişi daha var mesela.
Gerçekten mi?Neredeler, kimler onlar peki? Onlar damı kendini insan sanan köpekler?
Hayır, 1 fil, 1 kedi, 2 sincap ve 1 penguen var burada.
Kim onlar?
Arkadaşlar kendinizi gösterin lütfen, burada olduğunuzu anlayabiliyorum. Kokunuzdan anlaşılıyor. Benim burnum iyi koku alır, bilirsiniz.
Bir süre bekledikten sonra, 1C koltuğundaki yolcu penguene, 25A koltuğunda olan yolcu kediye, 12B ve 12C koltuğundaki yolcular ise sincaba dönüşerek uçak içerisindeki şaşkınlığın dozunu fezaya çıkardılar.
İnanılacak gibi değil. Gözlerim görüyor ama aklım inanma diyor. Ne diyeceğimi de bilemiyorum. Peki, fil nerede?
Fil de var ama kendini göstermedi henüz. Ön taraflarda olması lazım, kokusunu alıyorum.
Az bir süre sonrasında kokpitten sesler gelmeye başladı, camlar çatlamıştı, uçak burnunu aşağı doğru vermişti.
Kaptan şaşkınlığına korkuyu da katarak;
“Yoksa! Yardımcı pilot!” diyerek kokpite koştu.
Kokpitte yardımcı pilot bir file dönüşmüştü ve sıkışmıştı. Camlar çatlamış, filin ağırlığından uçak burnunu aşağı doğru vermişti. Kokpite ise girilmiyordu.
Hey hemen söyler misin herkes insan haline dönsün. Hemen!
Zaten hepsi döndü ama fil dönemeyecek gibi sanırım.
Neden? Niye dönemiyor?!
Oraya sıkıştı ve ani dönüşüm esnasında kafasına darbe alarak bayılmış olsa gerek.
İyi de uçak düşüyor, kokpite girilmiyor, camlar kırılmış, şimdi ne yapacağız?
Ben de bilmiyorum.
Ya sen bu uçağı kontrol etmiştin, yine etsene!
Edemem, ben normal bir uçağa müdahale etmiştim, ama bu derece ağırlık dengesi bozulmuş bir uçağa sen nasıl kokpitten müdahale edemiyorsan ben de edemem.
Kaç kilodur bu fil?
Yaklaşık 9 ton civarı olması gerek.
Lütfen bütün yolcular yerlerinden kalkıp uçağın en arkasına doğru ilerleyebilir mi, ağırlık dengesini sağlamaya çalışalım!
Panik içindeki yolcular uçağın en arkasına doğru yığıldılar.
Hadi, şimdi uçağı kumanda etmeye çalış.
Çalışıyorum, biraz zorlansam da olacak gibi.
Alçak irtifada gitmeliyiz.
Tamam, kontrolü sağlıyor gibiyim.
Uçak alçak irtifada kontrol altına alınmıştı fakat güzergahı kaybetmişlerdi ve önlerinde ne olduğunu bilemiyorlardı. Tam bütün yolcular rahatlamışken önlerinde bulunan dağa çarptılar.
Büyük bir patlama sonucu bir yolcu hariç uçaktaki bütün yolcular hayatlarıyla vedalaşmışlardı.
Kurtulan yolcu, annesinin kendisini devamlı "kuşum" diye sevdiği, kendini kuş sanan bir bebekti ve tam çarpışma esnasında uçaktan uçarak kaçmayı başarmıştı.
Fakat onu da dağda çakallar yedi.
Story Copyright : Zihnimin Abuk Kuşu - OTahirOZGN
Image Source
Ben ne okudum😅😅😅
:)
This post has received a 0.24 % upvote from @drotto thanks to: @tahirozgen.
Çok beğendim.İnsanliktan cıktik mi yoksa icimizdeki hayvanlar bizden daha mi iyiler artik.Tekamulde nefs her derecede bir hayvandir aslinda.ehlilestirilmesi gerekir.neyse ben kendi acimdan birseyler buldum sevdim.kaleminize saglik.
Teşekkürler @junostar. Sevmiş olmanıza sevindim ben de :)
İnsanlık dediğimiz şey kompozisyon olarak güzel ama fiiliyatta berbat bence :)
You got a 18.52% upvote from @automation courtesy of @tahirozgen! This is a service sponsored by @yehey. Please consider voting @yehey for Witnes. Use this short URL link https://on.king.net/witness simply click and vote, this will redirect to Steem Connect for secure connection.
Interested to earn daily? Delegate Steem Power to receive 90% payout rewards. Use this link https://on.king.net/automation to delegate SP to @Automation.
If you need an extra upvote, join us at https://SteemChat.com discord server.
Have a lovely day.
@Automation - Keep Steeming for a better future.
Thank you so much for using our service! You were protected from up to 20% losses!
Help us grow by delegating to us! 100sp, 500SP, 1000SP, ANY SPYou just received 5.38% upvote from @onlyprofitbot courtesy of @tahirozgen!
This post has received a 4.87% upvote from thanks to: @tahirozgen.
For more information, click here!!!!
If you use our Robot before your post has 1 day and get an Upvote greater than 1%, you will automatically receive Upvotes between 1% and 10% as a bonus from our other robots.
Help support @minnowhelper and the bot tracker by voting for @yabapmatt for Steem witness! To vote, click the button below or go to https://steemit.com/~witnesses and find @yabapmatt in the list and click the upvote icon. Thank you.
Voting for @yabapmatt
Resteem bot Service! Promote Your New Post.Find New Followers - Upvotes. Send 0.400 SBD to @stoneboy and your post url in memo and we will resteem your post to 9500+ followers from two different account.@stoneboy and @vimal-gautam.
Hocam mesaj kaygısı taşıyor ve çizdiğiniz sınırlardan da rahatsız olmadım fakat tepkiler ve olaylar kafamda uyuşmuyor. Duruma verilen tepkiler durumun aşağısında kalıyor bence
Yorumun ve eleştirin için teşekkürler @doctorbishop. Bunu dikkate alacağım ve üzerinde düşüneceğim. 👍
Ben teşekkür ederim. Elinize sağlık :)
We apologize for the continued delay of our upvotes. We’re working hard to obtain more SP to keep up with all of our amazing Thunder Supporters. Thank you for your continued patience and support! You are the lightning to our THUNDER!
As a friendly reminder, the upvote fee is $0.08 SBD ($0.081 for incognito). Current 300%+ upvote is now $0.24+ SBD.
Join our 10 SP Challenge!!!
That being said…
Investors who delegate SP to @thundercurator are entitled to 75% of @thundercurator income after curation. Get on-board early and grow with us!