Bir kovboy hikâyesi #12

in #tr6 years ago (edited)

Kaynak

Cumartesi gece yarısı Trt1'in yayın akışına bakıp da, filmin ismini 'kan davasının sonu' olarak gördüğümde açıkçası hiçbir şey hissetmedim; ta ki filmin adını aratıp da bilgilerine ulaşana dek:)

Kirk Douglas ve Anthony Quinn isimlerini görmek beni hayli sevindirdi. İkisinin de daha önce ayrı ayrı kovboy filmlerini izleyip hayran olmuştum ama birlikte ilk defa seyredebilecektim, imdb puanı 7.4 olan 1959 yapımı bu filmi:)

Kaynak

Pazar sabahı bu kez 09:50'de jeneriği dönmeye başladı filmimizin. Ekranda at arabasını kullanan güzel bir kızılderili kadın vardı yanında oğluyla birlikte. Neşe içinde ormanda ilerlerken, 2 sarhoş adamın içki içtikleri yerin yakınından geçtiler. Pis adamlar musallat oldu ve atlarıyla takip etmeye başladılar. Hızlı sürdükleri için taşa çarpıp yuvarlanan at arabasının altından yaralı çıkan kadını hırpalamaya başladılar. Oğluna kaçmasını söyleyen kadının sözünü dinleyen çocuk, onların atına binerek eve doğru dört nala sürmeye başladı...

Kasabanın Şerif'i de yakışıklı Kirk Douglas tabi:) Çocuklara neşeli hikâyeler anlattığı sırada, atıyla hızla gelen oğlunu görüyor ve bir çırpıda olayları anlatmasının üzerine birlikte şimşek hızıyla olay mahalline doğru yol alıyorlar.

Şerif Matt'in karşılaştığı manzara çok kötüydü, karısına tecavüz edilip öldürülmüştü:(( Cansız bedenini şefkatle kucaklayıp evine götürmesi gerçekten hüzünlü bir sahneydi...


2 haftadır kızılderili yoktu filmlerde, keşke bu hafta da olmasaydı dedim kendi kendime, böyle bir sahne görmek çok üzücüydü...


Bindikleri atın CB harfleriyle işlenmiş eyerini görünce, katilleri nerede bulacağını çok iyi anladı. Zira o eyer eski bir dostuna aitti ve muhtemelen adamlarından biridir diye düşündü.

Kaynak

Bu sırada Gun Hill kasabasında, babasının karşısında titreyerek cevap veren korkak zengin züppesi ve arkadaşı; atları hırsızların çaldığı yalanını anlatıyordu. Babasının güçlülüğü, zenginliği, otoritesi altında ezilmiş ve bu ezikliğini masumlara zarar vererek unutturmaya çalışan, bundan büyük haz duyan çocuğu ekranda görmek çok sinir bozucuydu.

Kendi değersizliğimizi öğrenmenin ezikliği içine girdiğimiz zaman, kendimizi bazı kişilerden aşağı bazılarından da yukarı görmeyiz. Fakat en aşağı insandan da aşağı görürüz. Böylece bütün dünyadan nefret ederiz ve bütün insanlığa zulmetmek isteriz...

Geçen haftalarda da bahsettiğim Eric Hoffer'ın 'kesin inançlılar' kitabındandı bu satırlar. Belki de onun bu şekilde oluşunda böyle düşünmesinin bir payı da vardır kim bilir...


Kızılderili kadının yüzüne kamçıyla boylu boyunca yaptığı izi ise saçma sapan şeylerle açıklamaya çalışıyordu. Ama Şerif Matt için bu çizik en önemli delildi ve bundan tanıyacaktı onu...

Kaynak

Atın eyerini sırtlayıp kasabaya giden trene bindi, yanına güzel bir kadın oturdu ve eyeri tanıdığından bahsetti, dikkatli olması konusunda onu uyardı. Ama Craig Belden'ı Şerif de iyi tanıyordu ve gözüpek bir şekilde hedefine kilitlenmişti hiçbir şey onu geri çeviremezdi...

Kaynak

Kasabaya geldiğinde istasyondan kalkan son trenin saatini sordu ve 21:30 cevabını aldı. O trene iki katil ve ırz düşmanıyla birlikte bineceğine adı kadar emindi.

Aslında burda film ve kitap isimlendirmelerine dair bir sitemimi belirtmek istiyorum. Yıllarca Agatha Christie kitaplarını okudum. Şahâne orjinal isimlerinin yerine abuk subuk, ölümün uykusu, ölümün eli, ölümün sesi, ölümün bilmemnesi şeklinde yazmaları ne kadar kötüyse; filmleri de kafalarına göre değiştirmeleri bi o kadar saçma.

Geçen hafta anlattığım Shane'i 'vadiler aslanı' diye çevirenler, Gun Hill'den son treni de 'kan davasının sonu' olarak çevirmişler. Zaten filmin en önemli noktası o son trene yetişmekti, kan davalık bir durum yok ortada yani:)

Filme geri dönersek, Matt kasabada dolaşırken sorduğu sorularına hiç kimse doğru cevabı vermiyor, herkes üç maymunu oynuyor resmen. O kadar korkutulmuş, ezilmiş bir topluluk ki insanı tiksindiriyor.

Kaynak

Sonunda eski dostunun çiftliğine gidiyor ve eyeri teslim ediyor. Bu ana kadar oğlunun yaptıklarını bilmeyen Craig'in, Şerif'in olayları anlatmasıyla yaşadığı şaşkınlığı ve şoku tarif etmek imkansız. Oğlunu ele vermemek adına şekilden şekle giriyor koskoca Anthony Quinn:) Durumu anlayan Şerif, bu akşam son trenle birlikte oğlu ve adamıyla dönüp onları yargılatacağını söyleyerek ayrılıyor.

Anthony Quinn oğluna bir tokat bile atmadı valla içimde kaldı, imkanım olsa o ana gidip dövmek isterdim. Aman be böyle bir imkanım olsa niye boş bir şey için kullanayım değil mi sonuçta cezasını buluyor:)


Hiçbir zaman sessiz sessiz film izlememişimdir. Mutlaka konuşur yorum yaparım o yüzden sinemada film izlemeyi sevmiyorum. Sonuçta bu; yurtta ranzanın altına 3-4 kişi oturup cips yiyerek, laptoptan yeni çıkan filmleri baya baya konuşup yorum yaparak izlediğimiz günlerden miras kaldı bana:)) Keşke o günlere geri dönebilsem:(


Ben en iyisi filme geri döneyim, Şerif Matt Craig Belden'in oğlu Rick'i sorduğu herkesten şöyle bir yanıt alıyordu:

Ölmek istemiyorsan terk et bu kasabayı.

Herkesi korkutmuştu belli ki. Bu defa kasaba Şerif'ine gidip tutuklama belgelerini gösterdi. Ama o da diğer insanlardan farklı değildi...

Buralarda biz kızılderilileri öldürenleri tutuklamıyoruz, onu ödüllendiriyoruz,

diye akla zarar fikirleri dile getirince; Matt 'neden bu kadar korkuyorsun biz haklıyız ve korkmamalıyız' minvalinde sözler söylüyor ama şu cevabı duyuyor:

Benim mezarımda da senin mezarındaki gibi yabani otlar büyüyecek ama hiç kimse benim bir korkak olduğumu bilmeyecek. Senin de bir aptal gibi öldüğünü hatırlamayacak...

Şerif'ten de ümidini kesen Matt yalnız olduğunu anlıyor. Bu sırada trendeki güzel kadınla karşılaşıyor ve

Sana kasabadan git demiştim, yaşamaktan mı yoruldun yoksa delirdin mi?

diyerek hayretini belirtiyor. Matt'in 'kasabada ondan korkmayan var mı' sorusuna da 'vardı, mezarlık onlarla dolu' cevabını veriyor.


Burada şu soru akla geliyor; haklı olan mı güçlüdür, güçlü olan mı haklıdır ya da üstünlerin hukuku mu, hukukun üstünlüğü mü?

Bu kasabadaki herkes şikâyetçi olmasına rağmen, güçlü diye, zengin diye sözünü dinleten zorbayı haklı görüp sessiz kalıyor. Ama diğer tarafta sadece ırkı yüzünden kolaylıkla öldürülen birine 'ama o kızılderiliydi' diyerek, insan yerine dahi koymadıklarını ulu orta gösteriyorlar. Gücünü de haklılıklarından değil, kirli parasından ve nüfuzlu oluşundan alıyor.

Ne acı ki bu film 1959 yılında çekildiği anda yaşananları gözler önüne sermesinden sonra, dünyada pek de bir şey değişmemiş. Şimdi bile garibanlar ve zenginlere ayrı ayrı kanunlar işliyor gözümüzün önünde. Baklava çalan çocuklar hayatlarını hapishane köşelerinde çürütürken, zenginler çaldıkları milyonlarla gününü gün ediyor.

Kaynak

Filme gelirsek, Şerif Matt sonunda Rick'i kaldığı odada bayıltarak sırtlayıp otel odasına götürdü. O an; 'duyacağın son ses ittikleri sehpanın sesi olacak, bağıracaksın ama hiç kimse duymayacak' diye nasıl idam edileceğini anlattığı sahnede ben bile ürktüm:)

Kaynak

Bu sırada Craig oğlunu kurtarabilmek için ne diller döktü ama Şerif 21:30'daki son trene binip gideceğini vazgeçmeyeceğini söyledi. Bu kez silahlar konuştu ama Şerif Matt usta bir silahşör olduğu için kiralık katillerin icabına baktı:)

Kaynak

Dışardaki suç ortağı tam bir korkak gibi davranır ve can korkusundan oteli ateşe verir ama bu Matt'in işini kolaylaştırmaktan başka bir şeye yaramaz:) Tüfeğin namlusunu Rick'in çenesine dayar ve o şekilde tren istasyonuna kadar ilerler. Amacı götürüp yargılatmaktır. Tam o anda Rick'in suç ortağı silahını doğrultup ateşleyince o Rick'i vurur, Matt de onu... İki suçlu da gebermiş olur böylece.

Kaynak

Oğlunu kanlar içinde yerde gören babası hemen silahına davrandı eski dostunu vurmak için ama geç kaldı, ölen kendisi oldu...


Böylece Şerif Matt hem o pislikleri hem de insanların 'Tanrı yerine koyduğu' eski dostunu yenmiş oldu. 21:30'daki Gun Hill'den kalkan son trene binip; zafer ve intikamını almanın verdiği hazla kasabaya attığı son bakış görülmeye değerdi...

image

Okuduğunuz için çok çok teşekkür ediyorum varsa tabi:)

# Bir kovboy hikâyesi 11


Sort:  

ben teşekkür ederim zevkle okudum .)

hem okuyup hem beğendiğin hem de düşünceni paylaştığın için çok teşekkür ediyorum🤗

Pazar sabahlarının kahvaltıdaki eşsiz huzurudur Western
Okuması da bir o kadar keyifli
Ellerine sağlık

pazar sabahlarını onsuz düşünemiyorum:)
teşekkür ederim beğenmenize sevindim😊

Çok güzeldi. Elinize sağlık.

teşekkür ederim😊

Varsa tabi ne yahu :) bu bölümde daha fazla atarlı cümle oldu sanki.


Çeviri konusu da "Türk toplumu böyle sever" psikolojisi. Bu gözler ne çeviriler gördü... :)

burada pek uzun yazı okumak istenmiyor ya o yüzden dedim aslında:)

buna rağmen okuyanlar gözümde ayrı bir yere sahip tabii ki:) teşekkür ediyorum🤗

evet çeviri konusu bence bizim toplumumuza yapılan büyük bir saygısızlık..

Seninle beraber bir kültür tekrar canlanıyor burada sanki, pazar sabahı denince aklıma artık @sudefteri kovboy filmi izliyordur kesin diye geliyor. Bu hafta biraz geç geldi, çok yoğundunuz galiba :))

Bu sefer daha uzun ve detaylı anlatmışsın, Son Tren olsaymış daha iyi olacakmış cidden ismi.

Anthony Quinn'li bir western filmini izlemiş kadar oldum sayende.

çok teşekkür ederim böyle bir şeyi canlandırabildiysem ne mutlu bana:)

kovboy yazısı deyip geçemiyorum maalesef çok vaktimi alıyor ama bi o kadar da zevkli olduğundan geç de olsa yazmak istedim:)

Congratulations! This post has been upvoted from the communal account, @minnowsupport, by sudefteri from the Minnow Support Project. It's a witness project run by aggroed, ausbitbank, teamsteem, theprophet0, someguy123, neoxian, followbtcnews, and netuoso. The goal is to help Steemit grow by supporting Minnows. Please find us at the Peace, Abundance, and Liberty Network (PALnet) Discord Channel. It's a completely public and open space to all members of the Steemit community who voluntarily choose to be there.

If you would like to delegate to the Minnow Support Project you can do so by clicking on the following links: 50SP, 100SP, 250SP, 500SP, 1000SP, 5000SP.
Be sure to leave at least 50SP undelegated on your account.

Yine çok güzel anlatılmış bir kovboy hikayesi daha. Büyük emek :) Ellerine sağlık @sudefteri

çok teşekkür ediyorum😊💕

Loading...

Coin Marketplace

STEEM 0.15
TRX 0.12
JST 0.025
BTC 56002.99
ETH 2458.17
USDT 1.00
SBD 2.28