Bir kovboy hikâyesi #11

in #tr6 years ago (edited)

Kaynak

Pazar sabahına önemli bir randevum varmış gibi hissediyorum artık:) Cumartesi gecesi sabaha doğru yatmama rağmen, alarmımı üç saat sonraya kurup, 09:25'deki kovboy filminin karşısına geçtim uykulu gözlerle:) Ama iyi ki izlemişim diyorum, unutamadığım filmlerin arasına girdi bile Shane...


Beni önceden takip edip okuyanlar bilir ki, filmi anlatmaktan ziyâde tekrar yaşıyorum. Kafamdaki sahneleri yeniden çekiyor ve bende oluşan çağrışımlarıyla yazıya döküyorum. Yani filmi izlemeyen ve izlemek isteyenler varsa, devamını okumayın ve hemen Shane'i izlemeye başlayın:)

image

1953 yapımı, tüm zamanların en iyi 45. filmi ve en iyi 3. western seçilen, ülkemizde de "vadiler aslanı" ismiyle gösterime giren Shane... Öyle pek bilindik western filmlerine benzemiyor doğrusu. Hafif bir Yeşilçam kokusu aldım diyebilirim. Bunda özellikle

Size baba diyebilir miyim

duygusallığının ön planda olmasının etkisi büyük tabi:)


Her şey bir yalnız kovboyun, atıyla Starrett'ların evinin yakınından geçmesiyle başlıyor. Aslında biz o kısmını görüyoruz ama hikâyenin öncesi var tabi.

Bir karı-kocanın sevimli oğulları Joey'la yaşadığı, toprağı ekip-biçtikleri küçük bir dünyaları var. Onlar gibi yaşamaya çalışan komşu evlerin de olduğu geniş bir arazi üzerindeler. Ama açgözlü çiftlik sahibi Ryker ise onları tehdit ederek evlerinden çıkarıp, hayvan yetiştireceği alanı arttırmak niyetinde.

Kaynak

İşte Shane o küçük aileye misafir olmuşken, kötü adamlar eve geliyor ve tehditler savuruyor. Onlar gittikten sonra güzel bir yemek hazırlıyor Marian ve sofrada ona her şeyi anlatıyorlar.

Kaynak

Kemal Sunal'ın "inatçı" filmi geliyor aklıma:) Tıpkı onun gibi ölüm pahasına da olsa topraklarını bırakıp gitmeyeceklerini söylüyor.

Yemekten sonra Shane borcunu ödemek ve kendini iyi hissetmek için dışardaki odunları kırıyor. Bu hâlinden memnun olan evin babası, ona beraber çalışmayı teklif ederken bir yandan da büyükçe bir kütüğe birlikte balta sallıyor.

Kaynak

Var güçleriyle ittirmeye çalışırken Marian "iple devirsenize hem daha çabuk yıkarsınız" diyor. Bunun üzerine kocası ona şöyle bir cevap veriyor;

Öyle yaparsam kütük bizi yenmiş olacak, hiçbir şey insanın emeğinin ve alın terinin yerini tutamaz...

Belki de şu anki mutsuzluklarımızın çoğu herhangi bir şeye kolayca sahip olduğumuz içindir. Emek verdiğimiz işlerin yaşattığı sevinçle sonundaki yorgunluk hissedilmiyor bile.

Kaynak

Shane artık aileden biri gibi olmuştur. Küçük Joey'a silah eğitimi bile veriyor, onun gözünde artık bir kahramandır. Marian, oğlunun silahlardan uzak bir hayat sürmesini istese de onları hayranlıkla izlemektedir ama daha çok Shane'i:)

Silah onu kullanana göre iyidir veya kötüdür, silah araçtır bir kürek bir kova gibi. Kimin nasıl kullandığı önemlidir.

Diyerek onu teskin etse de gözümün önüne babamın o soğuk ve siyah silahı geliyor. Elime aldığımda değişik bir enerjisinin olduğunu düşünürdüm bu da beni ürkütürdü...


Burada işler bu şekilde ilerlerken tehdit edilen ailelere gözdağı vermek için planlar yapan çiftlik sahibi Wilson adlı meşhur kiralık katili tutar. Bir gün ailelerden biri sırf konuşmak için gelmişken onu gözünü kırpmadan öldürür.

Kaynak

Bu bardağı taşıran son damladır ve ailelerin iyice gözü korkar ve eşyalarını toplayarak topraklarını terk etmek için yola çıkarlar. Bunu öğrenen Starrett onlara inanç aşılayıcı konuşmalar yapar. Birlikten kuvvet doğar mantığını onlara kabul ettirmeye çalışır. Bu sahneleri izlerken aklıma yine geçen hafta da bahsettiğim Eric Hoffer'ın "kesin inançlılar" kitabı geldi.

Bir kitle hareketinin canlılığı, taraftarlarındaki "birlikte hareket ve nefsinden fedâkarlık" etme isteğinden meydana gelir.

Bu tarz sözlerle onları ikna etmeye çalışsa da can korkusu daha baskın gelir ve gitmek için arabalarına bindikleri sırada bir duman görürler. İçlerinden birinin evini yakmışlardır. Kendi emeğiyle yaptıkları evin yanışını gözyaşlarıyla ve hüzünle izlerler. Starrett ve diğerleri de ona destek olup, "gitmeyelim ve o evi eskisinden daha iyi yapalım, pes etmeyelim, onlara bu sevinci tattırmayalım" diyerek galeyana gelirler ve geri dönerler:)

Hayalkırıklığına uğramış kişilerde, beraberlik ve fedâkârlık eğilimleri kendiliğinden doğar.

Âdeta ölümün üzerine gidiyorlar tamamen inanmış bir yürekle...

Eğer bir grup ölümü küçümsüyorsa o grubun sıkı örgülü ve birlikçi olduğu sonucuna varmamız yanlış olmaz.

《fakir nehirden balık tutarken, zenginin onun kovasındaki balıkları aldığı resim enter:(》

Bir tarafta yerleşik düzene geçmeye çalışan, ekip-biçip kendi yağıyla kavrulan, küçük dünyalı çiftçiler ve bir tarafta da onların arazilerinde gözü olan, ölümle tehdit eden hatta gözlerini bile kırpmadan adam öldürmeye kadar giden zavallı ve açgözlü sürü sahipleri var...

Kaynak

Asya'da maymunları yakalamak için bir tuzak kurulur. Maymun yiyeceği almak için elini uzatır ve yakaladıktan sonra yumruk yaptığı elini dışarı çıkaramaz. Elindekini bıraksa özgür olup gidecek ama tamahkâr olduğu için elini çıkaramaz ve avcılar tarafından yakalanır.

Biz de belki o maymunlar gibiyizdir de farkında değilizdir? Kocaman geniş bir salona sahip olduğu halde, minnacık odalara ailesini tıkıştıran anneler; konuşmak ve sms dışında işine yarayacağı hiçbir şey olmamasına rağmen kaç aylık maaşlar verilerek alınan son model telefonlar; sırf moda diye yakışmayacak ve dolaplara sığmayan kıyafetlere verilen paralar ve yemeyen, gezmeyen, ailesiyle güzel vakit geçirmeyenleri düşününce o maymunlardan pek de farklı değil hayatlar diye düşünüyorum... Hep daha fazlasını almak isteyen ama kullanmayan açgözlü insanlar yok mu etrafımızda?


Zengin olmak mı istiyorsunuz? Zenginliğinizi arttırmaya uğraşmayın. Bunun yerine açgözlülüğünüzü yok etmeye çalışın.(Epicure)


Bir yanda da gönlü göçebe ve özgür ruhlu bir silahşör olan Shane, onların kutsal mücadelelerine şahit olur. Kendisini hiç ilgilendirmese de onların tarafında bulur kendini.

Silahını kuşanıp evden çıkacağı sırada ev sahibi Starrett tarafından engellenir. Kendi meselesi olduğu için kendi çözmek istediğini söyler ama Shane onun başaramayacağını bildiğinden gitmesini istemez. Aralarında kavga başlar ve yumruklaşırlar. O anda dikkatimi atların ve köpeklerin korkuyla sağa sola kaçışmaları ve iplerinden kurtulmak için verdiği mücadele çekti.

Atların gözlerinde korkuyu ve dehşeti gördüm resmen. Filmin en etkileyici sahnelerinden biriydi bana göre. O duyguyu nasıl verebilmişler diye araştırma yaptım. Evet kulağa komik geliyor değil mi:) Bir kovboy filminde atlar o dehşeti nasıl bu denli yaşatır izleyenlere diye merak ettim ve bunun nasıl olduğunu da öğrendim:) Ama söylemeyeceğim isteyen öğrenir:)

Tamam söylüyorum öhöm öhöm:)
Yönetmenler, atların korkuyu olması gerektiği gibi yansıtabilmeleri için ayı kostümleri giyerek onlara saldırır gibi yapmışlar. Bu sayede dehşeti ve korkuyu
yakalabilmişler:)

Başarı da bu şekilde geliyor işte... 10 dalda Oscar'a aday olup ödül almışlar kolay değil öyle:) Duyduğum hayranlık ve saygı bir kat daha arttı bu özverilerini öğrenince...


Kavgaya dönersek, Shane adamın kafasına silah kabzasıyla vurdu ve bayılttı. Marian anladı ama küçük Joey anlamadı babasının hayatını kurtardığını ve "senden nefret ediyorum Shaaane" diye bağırdı atıyla uzaklaşmakta olan kovboyumuza:(

O gittikten sonra annesi bunun sebebini anlatınca mahçup olan küçük Joey, arkasından var gücüyle koşmaya başladı ve düellonun yapıldığı yere kadar takip etti:)

Her şeye küçücük yüreğiyle şahit oldu. Shane'nin çiftlik sahibi ve kiralık katille korkusuzca çatışarak onları öldürmesini izledi...

Kaynak

Birbirlerine baba oğul misali sarılmaları ve gözyaşları içinde olan Joey'un geri döndürme çabalarına, onu kırmadan cevap verdiği sahne de çok etkileyiciydi.
Shane'nin ardından Joey'un,

Shane comeeee baaaack!

Diye haykırışı eminim izleyen herkesi etkilemiştir...

Artık her şey bitmişti, açgözlülüğü sonlarını getirmişti kötü adamların.

Shane'de diğer western filmleri gibi dakikada birkaç adam ölmez, hem gözlerimizin aradığı kızılderililer de yoktur. Yer yer psikolojik gerilimin yaşandığı ve nefesimizi tutarak izlediğimiz sahneleri vardır.

Seni bir daha hiç göremeyecek miyim?

Diye soran Marian'a,

Hiç çok uzun bir zaman.

Cevabını veren Shane'in umutsuz aşkını anlattığı cümlede bize hiç'i sorgulattıran

Açgözlülüğün yokluğa açılan pencere

olduğunu bize canlandırmalı gösteren bu filmi çok naif buldum ve duygusallığına kapıldım...


Buraya kadar okuduysanız herhalde filmi izlemek istemeyenlerdensiniz:)
Galiba çok uzun oldu bu kez ve okuyan olmaz, yine de teşekkür ediyorum. Yeni bir kovboy filminde görüşmek üzere...🙋‍


# Bir kadın kovboy hikâyesi 10

Sort:  

Bu filmi izlemiştim sanki çok önceleri resimlerdeki karakterler ve hikaye çok tanıdık geldi nedense.

Bu sefer çok daha fazla uzun tutmuşsun içeriği. İçinden çok farklı ve güzel anlamlar çıkartarak detaylı bir şekilde anlatmışsın.

Ellerine sağlık, beğendim ;)

teşekkür ediyorum, demek ki sen de izlemişsin umarım benim kadar beğenmişsindir😊

izlediğim filmi buraya aktarırken bende yaptığı çağrışımları yazmak çok vakit alsa da hoşuma gidiyor özellikle böyle okunup beğenildikçe:)🤗

dedemle babaannem hayattayken yazları köye giderdik ve onların yanlarında uzun süre kalırdık. o zamanlar o dağ başında trt'ler çekerdi sadece .) western kuşağı'nı hiç kaçırmazdık.
bu güzel yazınla bana, herhalde çoğu insanın "en mutlu zamanlarım" dediği çocukluk yıllarımı hatırlatıp beni mutlu ettiğin için sana teşekkür ederim @sudefteri .) sağlıcakla kal

asıl ben teşekkür ederim çok mutlu oldum😊
eski güzel günlerin, çocukluğun özlemini ben de duyuyorum ve bana onları hatırlatan şeyleri çok seviyorum..

en mutlu zamanlarınıza dair bir şeyler hatırlamanıza vesile olduğum için çok sevindim🤗

Ne yazsam bilemedim,hem paylaşım hem de yorumlar esir aldı beni :)

çok teşekkür ediyorum beğenmenize, okumanıza ayrı ayrı sevindim😊

benim de bir yazıda ilgimi çeken seylerden en önemlisi belki de, altındaki yorumlar:)
hepsini okurum🙆‍♀️

Ben teşekkür ederim :) Ek cümlenize katılmakla beraber, olası görmediğim veya cevaplamayı atlamış olduğum yazılan yorumlar varsa affola :)

estağfirullah😊🙏

Okudummmm🤗 evet basardım sonuna kadar...yine güzel bir anlatım..izlemiş kadar oldum.Atıyla uzaklaşan yanlız kovboy gözümde canlandı.Kalemine sağlık.:)

okunması beni çok mutlu ediyor ve çok teşekkür ederim😊
ardından yaşlı gözlerle ve hayranlıkla izleyen küçük Joey'u da canlandırabildiysem ne mutlu bana:)


Bu görsel çok anlamlı gerçekten, duygu ve düşüncelerini ne güzel anlatıyorsun @sudefteri , harika gidiyor yazıların, hepimizin hayatlarına dokunuyor emin ol ♥

çok teşekkür ediyorum bu sözleri duymak çok sevindiriyor beni..🙏💕

:)) @sudefteri kesin izliyordur diye geçmişti içimden yanılmamışım filmin sonunu izleyemedim :( dükkana inmek zorunda kalmıştım. Eline sağlık

teşekkür ederim böyle düşünmen mutlu etti beni:)

filmin neresine kadar seyretmiştin acaba, umarım yazdıklarımdan yola çıkarak sonunu izlemiş kadar olmuşsundur:)

Barda kavga ediyordu .Boş gazoz şişesini iade ederken :)

filmin ortalarıymış:)
ev sahibi adam gelip yardım etti ve kurtardı Shane'i, sonrası da yazdığım gibi😊

İzlemektense böyle okuması daha keyifli :) Elinize sağlık.
Buarada bir itirazım var;

...konuşmak ve sms dışında işine yarayacağı hiçbir şey olmamasına rağmen kaç aylık maaşlar verilerek alınan son model telefonlar

Diyerek günümüz teknolojisine haksızlık etmişsiniz. Bakınız telefonumdan postunuzu okuyup yorum yazarak sizinle etkileşime geçebiliyorum. :)

teşekkür ediyorum, gözünüzde canlandıysa ne mutlu:)

yalnız orada demek istediğim şuydu

telefon son model ve yapılabilecek şeyler çokken sadece konuşmak ve sms'den başka birşeyini kullanmayacak kişilerin marka takıntısı yüzünden birkaç aylık maaşlarını yatırmalarından bahsetmiştim.

yoksa tabi ki işlerine yarıyorsa kullansınlar:)
bakın siz benim telefondan yazdığım bir yazımı çok uzaklardan yine bir telefon yardımıyla okuyorsunuz:)

:) takılmıştım sadece, yine de açıklama için teşekkürler :))

Kovboy filmleri serisinin bir de ingilizce versiyonunu mu yapsan acaba? Yabancılar bayılır böyle işlere :)) Eline sağlık, izlemiş kadar oldum :) 👍

çok teşekkür ederim😊
bunu yazıya dökmek o kadar zamanımı alıyor ki tahmin edilenden daha fazla.. keşke öyle bir imkanım olsa güzel bir fikirmiş👌

Bayılıyorum bu seriye! :) Sırf senin bu yazılarından dolayı bu pazarki film başladığında ekran karşısında olacağım. ☺️

Belki de şu anki mutsuzluklarımızın çoğu herhangi bir şeye kolayca sahip olduğumuz içindir. Emek verdiğimiz işlerin yaşattığı sevinçle sonundaki yorgunluk hissedilmiyor bile.

Katılıyorum sana. Bizim genel sorunumuz her şeye sahip olmak istemek ama bunun için hiçbir emek vermek istememek galiba.

Yazı çok iyiydi, ayı kostümü olayını kırk yıl düşünsem aklıma gelmezdi. 🤔

Evet hepsini okudum çünkü tekrar izlesem bile sorun değil yazı kendini okuttu çünkü. 😘

Diğer filmde görüşmek üzere dostum. 😏

çok teşekkür ediyorum güzel sözlerin için dostum😊

beraber izlemek çok hoş olacak, şimdiden heyecanlandım diyebilirim:)

eskiden kovboy filmlerini küçümser bakmadan basit olduğunu sanırdım ama bir defa tv'de seyredecek hiçbir şey bulamamıştım sabahın o saatinde ve kovboy filmine bakayım bari diyerek izlemiştim:)

o kadar beğendim ki o an anlatamam:))
hepsinin bir felsefesi var bir derdi var, taraflı bir gözle çekiliyor biliyorum ve kızılderililerin safındayım hep ama bu bilinçle izlemek bile güzel geliyor bana..

ayrıca tarih kokuyor yaşanmışlık kokuyor 70-80 yıl önce çekilen bir filmde yaşananların hiç değişmediğini ve günümüzde de insanların benzer şeyleri yaşadığını görüyorum.

çok uzattım galiba kısaca teşekkür ederim:)

Tebrikler! Paylaşımınız TRListe kurallarına uygun görülmüş olup, günün seçilen yazıları arasında yerini aldı!

Günün seçilen yazılarına buradan ulaşabilir, trliste curation traile nasıl katılacağınızı buradan öğrenebilirsiniz.

Eğer, bizimle iletişime geçmek isterseniz Steemit Türkiye Discord Kanalından bizlere ulaşabilirsiniz.

👍

😊🙏🎈

Coin Marketplace

STEEM 0.18
TRX 0.16
JST 0.030
BTC 62561.21
ETH 2449.99
USDT 1.00
SBD 2.64