Bir kadın kovboy hikâyesi #10

in #tr6 years ago

Kaynak

Beni az çok tanıyanlar pazar sabahı yine Trt 1'deki kovboy filmini izlemek için ekran karşısına geçtiğimi biliyor artık:)
Bu sayede kahvaltı eşliğinde, miss gibi sıcacık çayla tarihte gezintiye çıkmış gibi hissediyorum kendimi:)


1954 yapımı bu filmde yine geçen haftaki gibi kadın kovboy izleme keyfini doyasıya yaşayacaktım ki diğer kovboy kadın beni gıcık etti. Yani anlayacağınız iki kadının kapışmasını izledik film boyunca. Sonunda da tahmin ettiğiniz üzere düelloda biri yaşamı, biri ölümü seçti...

Hayret ettim; bu kez yan karakterde bile ilaç niyetine bir kızılderili bile yoktu, gözlerim aramadı değil:)


Filmde Vienna'nın kasabanın hayli dışında ve ileride arazisinden demiryolu geçecek olan salonu, kasaba halkının iştahını kabartmıştı. Bu nedenle onu yıldırarak kasabadan göndermek istiyorlar.

Bu görünen sebebin altında tabi ki başka bir şey vardı. Diğer bir başrol Emma ise Kid'e âşıktır ama gururuna yedirip bunu itiraf edemez. Bunun dışa yansıması ise Kid'in âşık olduğu Vienna'ya duyduğu kıskançlık, öfke ve nefret şeklinde olur.

Kaynak

Kendisine yönelik tehditleri sezen Vienna, beş yıl kadar önce tutkuyla bağlandığı Johnny Guitar'ı çağırır. Onun geldiği sıralarda bir posta arabası soyulur ve içindeki Emma'nın ağabeyi öldürülür. Bunu kimin yaptığı film sonunda bile açıklığa kavuşmaz ama Emma'nın eline çok büyük bir koz geçmiştir artık...

Kaynak

Johnny geldiğinde Vienna'nın eski duyguları depreşmeye başlar, aralarında fondaki şarkının da çaldığı efsane diyaloglar gelişir:)

-Unuttuğun kaç erkek oldu?
-Senin hatırladığın kadınlar kadar.

Her ikisi de birbirlerini unutmamıştır ama başka başka hayatlara da girip çıkılmıştır. Artık ikisi de o eski zamanların özlemiyle yanıp tutuşurlar...

Ateş yanıp söndükten sonra geriye kalan sadece küldür...


Filmin bu sahneleri bana Yeşilçam'daki Hülya Koçyiğit ve Tarık Akan'ın benzer sahnesi olan "Vefasız" filmini çağrıştırdı:)
Pinas... (Hiç unutmaz mı bi insan bunu:)

Kaynak

Bütün kazancımı ikinize borçluyum, Pinas sizler için kuruldu, baş harflerinde sizler varsınız: " Para için namusunu arkadaşını satanlar:)"

"Nasıl anlatsam sana, ilk harflerine baksana" adlı çocukluğumuzun hatıra defterinden fırlamış bir replikle hem de:))


Film filmi açtı yine:)
Kaldığımız yere dönersek; Emma ağabeyinin öldürülmesi ve soygundan, sevip de bir türlü söyleyemediği Kid'i sorumlu tutar. (Seviyorsan git konuş demeyeceğim maalesef:)
Kendi nefretine esir ettiği bir grup kasabalıyla Vienna'nın salonunu basar. Bu sayede ikisinden de intikam alacaktır.

Kaynak

"Böyle sevgi olmaz olsun, sevdiği adamın asılmasını, başkasına âşık olmasına tercih ediyor. Deli bu kadın" diye tv ile konuşarak izlemeye devam ediyorum:D

24 saat mühlet veriliyor kasabayı terk etmesi için ama gururlu ve güzel Vienna,

Hiçbir yere gitmeyeceğini, ölse bile bu topraklara gömüleceğini söylüyor.

Kaynak

Bu süre içinde Jhonny ve Vienna duygularını daha fazla içinde tutamıyor ve evlenmeye karar veriyorlar.


Filmin isminin konma mantığını da anlamış değilim ayrıca. Feministlik gibi olmasın ama Vienna ve Emma dururken neden Johnny'nin ismi konmuş anlamıyorum hıh.


Vienna çalışanlarının ücretini ödeyip yol vermek için bankaya tüm parasını çekmeye gidiyor. Tam bu sırada Kid ve adamları bankayı soymaya geliyor. Nasılsa "diğer soygun da bizim üstümüze kaldı, battı balık yan gider hesabı:)"

Ama gözden kaçırdığı bir şey var ki kendisi soygun yaparken Vienna'nın da tesadüfen orda olması, kasabalının Emma'ya hak vermesine neden olacaktır.
Kid kaçarken Vienna kendi evine gelir. Beyaz bir elbise giyip piyano başına geçer ve gelenleri çaldığı şarkıyla karşılar.


Emma gözlerinden çıkardığı nefret ateşiyle evi yakar:) Vienna'yı da asmak için götürürler.

Kaynak

"Bu sırada şu pisliği biri sevabına uçurumdan yuvarlasa:/" diye kendi kendime konuşma seansıma devam ediyorum:)


En gıcık olduğum film diyebilirim sırf bu kadının şeytani gülümsemesi yüzünden soğudum:/


Filmin en çarpıcı tarafıysa, azgınlaşan kitlenin hak ve hukuk dinlemeden lince girişmesi. Linç kültürüne de başarıyla odaklanan etkileyici bir film yine de.


Yıllar önce üniversitede hocamızın bize sınavda sorumlu tuttuğu, Eric Hoffer'ın "Kesin İnançlılar" kitabı geldi aklıma. Kendisi küçük ama etkisi hayli büyük olmalı ki hâlâ hatırımdadır ve ara sıra gidip okurum, özellikle altı çizili yerlerini...

Haksız olduğumuzda nefretimiz de artar, taraftar bulma arzumuz daha şiddetli olur. Bizim gibi nefret eden başkalarıyla birleşmeye bizi iten, genellikle işte bu haksız yere duyduğumuz nefrettir. Bu cins nefret en etkili birleştirici etkenlerden bir tanesi olarak görev yapar.

İnsanda kendini aşağı görme duygusu, düşünülebilecek en haksız ve en câniyâne hırsları yaratır. Çünkü o kendini suçlu bulan ve kusurlu olduğuna kendini ikna eden gerçeğe karşı öldürücü bir nefret duyar. (Pascal, Pensées)

Nefret ettiğimiz kişilere kötülük yapmak, nefretimizin ateşini körüklemek demektir. Bunun aksine bir düşmana karşı asil bir davranışta bulunmamız ona duyduğumuz nefreti körleştirmek demektir.

Bana göre, tıpkı bu kitapta anlatılanların canlandırılması gibiydi film. İnsanların iyilikte birleşmeleri ne kadar zor oluyor bazen. Ama kötülük denince akan sular duruyor resmen. Bu filmde bunu iliklerinize kadar hissediyorsunuz diyebilirim...

Kaynak

Tam asılmak üzereyken Jhonny tarafından kurtarılır güzel Vienna. Birlikte Kid'in saklandığı yere giderler ve kahrolasıca federaller pardon Emma yine bulur onları:)

Kaynak

Sonunda içindeki nefret, sevgi tohumlarına galip gelir ve Emma Kid'i öldürür. Vienna ile de karşılaşırlar ve sonunda tek kurşunla uçurumdan yuvarlanmasını zevkle izleriz Emma'nın.
Filmin ortasında temenni ettiğim olay gerçekleşmiştir nihâyet:)


Yazarken kendimden korkmaya başladım, izlerken fark etmemişim.😮

Kötü insanlar kötü insanları yaratır, kötüden nefret eden kişiler kendilerini o kötüye benzer duruma getirirler ve böylece kötülük devam eder...

Kitapta geçen bu satırlar birden beynime hücum etti ama yok canım o kadar da değil diyerek bir bir kovuyorum şu an:)


Tüm kara çalılar aradan çekildiğine göre mutlu son yaşanır:)

Filmde sık sık duyduğumuz şu şarkıyı dinleyerek okumanızı tavsiye ederim, yeni bir kovboy filminde görüşmek üzere esen kalın:)


Sort:  

Tavsiyeyi en üste koysaydın keşke :(


Doğrudan ilişkili değil ama bir araştırmayı paylaşmak istedim. İnsanlar bir şeyden ortak nefret edince, ortak sevgiye nazaran birbirlerine daha çok yaklaşıyorlar. Bu da bizim acınası gerçeğimiz.


Emma'nın vurulma sahnesini bulamadık mı yahu :)

bilmiyorum pek okunacağını düşünmediğim için aşağıya koydum şarkıyı:)

teşekkür ederim okuyup düşüncenizi paylaştığınız için😊

kötülük ve nefretin birleştirici etkisinin olduğu yadsınamaz maalesef..

Emma'nın vurulma sahnesi işte burada:)
sayenizde tekrar izleyip keyiflendim:))

Açıkçası Vienna da rahatsız etti beni :) belki sadece sonunu izlediğimdendir. Zahmet verdim teşekkür ediyorum :)

rica ederim:)
Vienna filmde iyi bile dayandı Emma'ya çok hoşgörülüydü ama merhamet de bir yere kadar:)
teşekkür ediyorum🙆‍♀️

ayrıca "doctorbishop" ismini her duyduğumda aklıma eskiden oynadığım "çiz bakalım" adlı oyun geliyor😊
oradaki nickimdi benim:))

Pazar sabahları kovboy filmlerinden nedense küçüklüğümden beri hep bir uzak durmuşumdur :) Elinize sağlık. Tebrikler.

teşekkür ediyorum😊
ben de hiç izlemezdim yakın zamanlarda bir defa denk geldim, izledim ve hoşuma gitti, hikâyeleriyle dekoruyla manzarasıyla tarih kokuyor ve hiç kaçırmıyorum şimdilerde:)

Öğrenci evi olmasa pazarları sana eşlik ederdim de tv yok :)

güzel olurdu ama olsun ben burdan anlatıyorum elimden geldiğince, izlemiş kadar oluyorsunuz nasılsa🙆‍♀️

E tabi hakkını vermek lazım :) teşekkür ederiö keyifli bir sohbetti. İyi geceler :)

güzel bir sohbetti ben de teşekkür ederim, iyi geceler:)

Sizdeki bu nostalji havası hiç gitmez :)

Elinize sağlık

teşekkür ediyorum😊

Tebrikler! Paylaşımınız TRListe kurallarına uygun görülmüş olup, günün seçilen yazıları arasında yerini aldı!

Günün seçilen yazılarına buradan ulaşabilir, trliste curation traile nasıl katılacağınızı buradan öğrenebilirsiniz.

Eğer, bizimle iletişime geçmek isterseniz Steemit Türkiye Discord Kanalından bizlere ulaşabilirsiniz.

👍

teşekkürler:)

film incelemelerin çok güzel, eğer bir gün incelersen keyifle izlediğim bir film vardı. 7 kardeşe 7 gelin isminde. filmin başrol kadın oyunucusu da takdire şayen bir performans sergiliyordu. başarılı çalışmaların için ayrıca tebrik ederim.

çok teşekkür ediyorum, az önce youtube'da aradım bir bölümüne baktım hoş bir filme benziyor:)
eğer tek parça hâlinde ve türkçe dublajlı bulabilirsem ilk fırsatta izlemek isterim😊

siz de bulabilirseniz buraya yorum olarak atarsanız sevinirim:)

İlgilendiğiniz için memnun oldum. Bulursam mutlaka linkini atarım.

http://otukenim.tv/2016/02/film-izle/1226
bu linkten izliyebilirsiniz. keyifli zaman dileğiyle.

Okuruken düşünmedim değil yani. Ben olsam yarıda bırakırdım yazmayı. İyi bir iradeden çıktığı belli. Güzel olmuş elinizde sağlık...

teşekkür ediyorum, keyif alarak yazıyorum 😊

Kızılderelisiz kovboy filmi Yamaç'sız Çukur'a benzer.

o diziyi izlemesem de biliyorum teşekkür ederim:D

Yakındır kovboy olman :)

olmadığımı kim söylemiş🕵️‍♀️

Bugün yorum etkinliğini unutmuşum ben ya :(
Ne oldu bilmem, biriniz de hatırlatmıyor :(

bilmiyorum normalde bizden önce geliyordun ya işin var sanmıştım yoksa etiketlerdim:)

o arada 3-4 kişiyle mesajlaşıyordum discord da ondan kaynadı sanırım, ben de anlamadım şimdi :(
neyse yarın devam :))

Coin Marketplace

STEEM 0.17
TRX 0.16
JST 0.029
BTC 60754.63
ETH 2349.52
USDT 1.00
SBD 2.53