İnsan Programlanabilir mi? Bilinç Nedir?

in #tr6 years ago (edited)

insan-programlama.jpg

Bugün Uşak'ın IQ ortalaması yükselten bir arkadaşım geldi. Çayla ülke kurtarmadık. Siyasetle germedik. Yaklaşık 6 saat boyunca beyin hakkında beyin fırtınası yaptık.

Beynin ne olduğundan, ne olmadığından, nasıl evrimleştiğinden bahsettik. Evrim karşıtlarının "evrim Göz'ü açıklasın" salvolarına "ışığa duyarlı bir sürü protein var ki " dedik, gülüp geçtik. Tv'de, youtube'da saatlerce zaman kaybı yaşatan Biyokimsal süreçler, garnitür tadında cümle aralarında geçti. Ama tahmin edileceği üzere beyin için en büyük kırılma noktası Us'lanma ve Bilinç'lenme aşaması olduğu için düşünür/konuşurken kortekslerimiz ısınmaya başladı :)

 

İnsan Programlama


Bir önceki konuşmamızda, uzaya çıkıyor olmamıza rağmen ilkelliğimizde ve orangutanlardan ya da primatlardan hallice olduğumuzda mutabık kalmıştık. Hatta ukalaca algılanabilecek olsa da gerçeklik payı olan şöyle:

Bazen öyle insanlarla konuşuyorum ki; Ağaçların, ormanların güzelliğinden bahsederken, "içinde yeşilin her tonu var, siyaha kayan yeşil, sarıya kayan yeşil, sonbaharda ise kırmızı, kahve, yeşil ve sarı bir arada çok hoş bir manzara oluyor" diyorum. Karşımdaki kişi yeşil-sarı renklerin Brezila formasında da olduğundan bahsedip, futbol konuşmaya başlıyor.

ya da

"Askeri eylemler kalıcı çözüm olsaydı Roma-Osmanlı-Hititler-Cengiz gibi imparatorluklar hala devam ediyor olurdu" diyorum. Karşımdaki kişi Askerlik anılarını anlatmaya başlıyor.

Abartmıyorum, böyle insanlar programlayabilirim.

 

bir söz sarf etmiştim. Şimdi bir adım daha ileri gideceğim:
Sadece yukarı bahsi geçen kişiler değil, hemen herkesi kapsayan bir programlama yapılabilir.

Oylar karşısında öyle davranışlar sergiler ki, gördüğünüzde "Aynı kaynım. Kayınım öyle, aynısı" :) dersiniz. Bu kadar utopik duran bir konuda bu kadar keskin konuşuyorum zira bugün ülkemizde de bulabileceğimiz "Enneagram" kitapları mevcut. Daha önceki bir yazımda da ucundan değindim üzere, Ennegram = İnsan Algoritması diyebiliriz.

 

 

Örneğin; Mükemmeliyetçi bir mizaç: Sorunun sonunda birimini yazmadın diye bütün soruya sıfır veren veren hoca. Bildin sen onu. Ya da 98 aldığında ağlayan arkadaşın (ya da sen).

Şayet bir kişinin Mükemmelliyetçi bir yapıda olduğunu anlarsanız, Ennegram vasıtasıyla, neden makyajının diğer kızlardan çok daha uzun sürdüğünü, hatta gelecekte Aklından GEÇECEK olan, Nx düşünce kalıpları nedeniyle, o jilet gömlek arkadaşı neden mağaradan çıkmış bir halde bulabileceğinizi öngörebilirsiniz.

Ya da "Araba dediğin rahat olacak" diyen arkadaşınızın, alakasız gibi görünse de, hiç "1" kimseye haber vermeden neden ortadan kaybolduğunu bilirsiniz.

So.. Ortada bir algoritma varsa, elbetteki programlanabilir demek ;)


Bilinç?


A olduğunda B ya da F olduğunda G tepkisi vereceğimiz bu derece öngörülebilir bir sistematik akış içindeyse, Bilinçli hareket ettiğimiz söylenebilir mi? Ya da aslında Bilinç nedir?
Sarı-Yeşil'den Brezilya maçına atlayan formu geçtim, bir kişinin kendi "özgür iradesiyle" ortadan kaybolmayı seçtiğini söylemesi aslında arabada rahat koltukları seçmesi ile direk bağlantı bir sistem içinde gerçekleşiyorsa; "kendisi" demek ne demektir?


Görsel: estanbul, bestnootropicsnow

Sort:  

BANA BÖYLE PAYLAŞIMLARLA GELİN :D

Şimdi öncelikle bir programcı olarak "Programlama" kelimesine katılmıyorum. "Manipülasyon" evet olabilir ama programlama, bir akışı sıfırdan yazmak bence insan için yanlış bir durum. Şu olabilir bir çocuğu alıp sıfırdan savaşmak için eğitirsin. Evet o çocuğu programlamış olursun, uzun bir hayat süreçinde ama düşünceyi bir yöne yoğunlaştırıp konuşmayı buraya çekmek "Manipülasyon" yani sadece bilinçli yönlendirmedir bence. Bunu şey olarakda düşünebiliriz bir web sitesini sıfırdan yazmak evet programlamadır. Ama o web sitesini kullanıcıların bilgilerini alabilecek şekilde hacklemek onu manipüle etmektir. Biraz saçma bir örnek oldu ama sanırım anlatmak istediğimi anlatabildim.

Yani özet olarak ben insan bilincinin evet yönlendirilebileceğini ama sıfırdan çözmenin en azından şu an mümkün olmadığını düşünüyorum. Bunu belki ileride bir bilgisayar yapabilir. Kendi bilincini kodlayabilir, insan bilincini anlayabilir ve yorumlayabilir belki. Ama insan için mümkün olduğunu düşünmüyorum.

Programlama deyince en Sıfır'dan almak şart değil bence çünkü ucu C++ hatta microdenetleyici icat etmeye kadar gidebilir :)

Ama senin bakış açından baktığımızda, söylediklerin gayet makul. Manipülasyon yapıyor olalım. ALICE gibi botların aslında neredeyse bunu yaptığı söylenebilir. Cümlenin içinden kendi dataları arasında {Yeşil-Sarı: Brezilya} varsa, dünya kupası hakkında konuşma başlatabilir.
//Ki zamanında ICQ'ya adapte etmiştim, Kendi çapımda Turing tesi yapmıştım. Bir seferinde karşıdaki kişi 5 dakika gibi ciddi bir süre sonra anlamıştı bot ile konuştuğunu :)


Enneagram açısından ise "kabaca" şöyle bir akış var
Input: İki kişi kavga ediyor

Output:
if Mükemmelliyetçi; "Doğru/Haklı" kim? Mümkünse sözle müdahale et
else if: Başarı odaklı; Kime yardım edersem bana faydalı olur
else if: Araştırmacı; Bu ne anlamsız davranış.. Boş ver ne diyordum, ha evren..
else if: Meydan okuyan; Hemen dal, olaya hakim ol
else if: Sorgulayıcı; Kim daha güçlü? Ona taraf ol

Benzer şekilde "Sınıf Birincileri" olma durumu için, birisi, Hoca beni çok SEVsin motivasyonu ile birinci olurken, diğeri Başarı İMAJı için bi diğeri işledikleri derslerdeki ANLAMı aradığı için Birinci olmuş olabilir.
Öğrencilerin Mizacı tespit edildiğinde, üç aşağı beş yukarı davranış kalıbı kestirilebilir.

Katılmıyorum hocam bu kabaca akışların hepsinde tüm insanlığı 9 özelliğe genellemiş oluyorsunuz. :D Mesela ben yukarıdaki 9 özelliğin 7'sinde kendimi gördüm 2'sinin hepsine katılmıyorum. Tamam evet bende "maslow hierarchy" vs bu tarz şeylere kesinlikle katılıyorum. Temel insan psikolojisi ölçülebilir ama konu genel psikolojiye geldiğinde hatta bundan çıkıp bilincin kendine geldiğinde bunu tahmin etmenin çok zor olduğunu düşünüyorum. Tabi şöyle birşeyde var yapay zeka ileride bizden binlerce kat daha zeki bir yapı olacak. Bu şekilde bizim düşünemediğimiz ve göremediğimiz şeyleri görüp bir algoritma çıkarabilir.

Belki de verdiğimizi sandığımız kararları biz vermiyor olabiliriz. Matrix'in içinde yalan bir hayat yaşıyor olabiliriz :D Veya şuda var tamamen gözümüzde bir gözlük ve duyularla sahte bir hayat yaşıyorsak ve bu bize gerçek gibi geliyorsa gerçekten yalan bir hayat mı yaşamış oluyoruz. Gerçek nedir? Yani kendimizin vermediği kararları kendimiz vermiş gibi hissediyorsak bu kararları gerçekten başkası mı vermiş oluyor. :D :D Güzel konular bunlar westworld/ black mirror izlemelik tam.

Matrix'teki Hintli programın söylediği "Love is a Words" gibi bir şey vardı; "Kelimesi varsa kodu da olabilir" diyordu. Bunu WestWorld ve öğrenen sitemlerle birleştirirsek, "Dolares" mümkün görünüyor ;)

Üstadım, # diyezle başlayan gizli Memo ile Adres ya da Kargo şubesi söylersen, sana bi enneagram kitabı hediye etmek isterim ;)

Yeter ki bu cahilliğinden kurtul mu diyorsun hocam :D maalasef ay sonu ödemeleri için hesabı boşalttım 0001 steem'im bile kalmadı :D ama isterseniz discord üzerinden konuşabiliriz.

Bu tarz konuşmalar o kadar dallanıp budaklanıyor ki, yazmak istemiyor insan. Yazıyı okuyunca oldukça heyecanlandım. Bütün işimi gücümü bırakıp bütün yorumları okudum. Şimdi gelelim benim düşüncelerime;

Ben bilime diyalektik yaklaşmayı doğru buluyorum. Bu ön bilgiyle başlayayım cümleme.

Evet insanların programlanabilir varlıklar olduğuna katılıyorum ve evet bunun birçok değişkeni olduğunu da kabul ediyorum. Elimizdeki değişkenin fazlalığı bizi daha çok yoracak olsa da, daha isabetli bir sonuç çıkarmamızı sağlamaz mı?

İşin biyolojik, sosyolojik, psikolojik, kimyasal taraflarını es geçmemek gerekir.

Mesela bu cevapları veren insanlar, hayatlarının her anında bu cevapları verecekler midir? İnsanlar değişir (nadiren de olsa gelişir), bugün olduğumuz kişiyle, yarın aynı kişi olmayız. Tecrübeler ediniriz ve bunlar birikerek değişiklikler yapmamıza sebep olur. (Sağlıklı bir bireyi baz aldım.)

Aynı zamanda insanların hormonel durumları cevaplarını etkiler, birinden hoşlanıyorken, birinden yeni ayrılmışken, yeni sevişmişken, uzun süredir kimseden ilgi görmemişken, mutluyken, zartken, zurtken verdikleri cevaplar aynı olmaz. Aynı insanı, aynı tecrübe, bilgi birikimi, çevresi ile birlikte, farklı duygu durumlarında bir manzaraya götürürseniz, her farklı duygu durumunda manzarayı farklı yorumlar.

Yine insanların sosyolojik durumları da cevaplarını etkiler, kalabalık bir ortamda verdikleri bir cevapla, baş başa iken verdikleri cevap aynı olmayabilir. Sizinle benzer düşündüğünü göstermek için veya zıtlaşmak için farklı cevaplar verebilirler. (sizinle benzer düşündüğünü göstermek istemesinin nedeni sizi ikna etmek de olabilir, size hoş görünmek de olabilir, sizinle tartışmaya girmek istememesi de olabilir, bilgisiz olduğunun belli olmaması da olabilir)

Zannediyorum ki daha değinmediğim onlarca şey var. Kısacası, insanların hareketleri, o anın koşullarına göre değişkenlik gösterir (bilim de zaten belli bir zaman aralığında çalışmaz mı?). Eğer elimizde, şimdiye kadar oluşan her ihtimali kaydetmiş bir veri tabanı var ise, bence de insanların söyleyeceklerini tahmin etmek, onları programlamak oldukça kolay olacaktır.

@hainkostok dostumuz da düşüncelerini çok beğendiğim bir yazılımcı, abi baksana bi' buraya çok tatlı bir konu ve tartışma. @romo.lampkin sen de gel abi.

Bu arada, haftada bir filan bir konu seçip uzun uzun tartışsak ya, yazıyı ve yorumları okurken nasıl mutlu oldum anlatamam.

Nasıl oldu da şoförsüz araçlar mümkün oldu diye baktığımızda, arkasındaki gücün ekran kartların, 2600+ işlemi eş zamanlı yapabilmesi olduğunu görüyoruz.

nvidia-telsa-v100-800x450.png

Bu kartlar Süper Bilgisayarlar sıralamasını da etkilemiş halde

Hatta el kadar bir kartla, TeraFlop seviyesinde işlem yapılabilir hale geldiği için artık Personal Supercomputer deyimi de var.

Demem o ki; çok yakın olmasa bile çok da uzak olmayan bir gelecekte, bahsettiğiniz etkenlerin/girdilerin çoğunu dikkate alarak hesaplama yapabilecek donanımlara sahip olacakmışız gibi duruyor.

Faydalı bir ortam burası,ellerinize sağlık güzel anlatmışsınız.

Teşekkürler ;)

Paylaşım için teşekkürler. Aydınlanıyoruz :) Ben de biraz dinselleştireyim. Yapıp ettiklerimiz kader (Dinsel: Ölçü, düzen. Geleneksel: Alın yazısı, program) midir? Beynimizdeki emir sinyalleri sebep>sonuç sıralamasıyla mı, yoksa sonuç>sebep sıralamasıyla mı gerçekleşir. Karar alma anında beyin kaçıncı sırada yer alır? Açlık, korku, cinsel dolgunluk vb. durumlarda aldığımız kararlar hangi oranda bilinçlidir? Ahlaklı olmamızın sebebi korku, faydacılık gibi programcıklar mıdır? Yoksa gerçekten bir üstel ahlak var mıdır?

Ya da boş verelim ağbi "Cehalet mutluluktur" :)

Açlık, korku, cinsellik konuların hemen hiç birinde enikonu "bilinçli" manasında bir bilinçten bahsedemeyeceğimiz sanırım aşikar. Bu durumda, bu konuların gelişim sürecinde de bilinçli olup olmadığımız tartışılır.
... ...
Enneagram'dan daha basit ölçekte, psikolojik olmayan biyolojik olan biyolojik olan süreçler de bolca var; Örn. bazı markalar var, caddenin belli noktalarına çok hafif bir koku veriyorlar, mağazanın önünde ise aynı koku daha yoğun. Bir de bakmışsınız içeride ürünlere bakıyorsunuz.

Şahsen kabaca, biyo-kimyasal bir makina olduğumuz sonucuna öykünebileceğimizi düşünüyorum. Hal böyle ise, yeterince güçlü bir yapay zeka ya da ulvi bir akıl,, olacakları öngörüp, levh-i mahvuza yazabilir.

Ayrıca Libet deneyi gibi kafa kurcalayıcı deneyler var: Düğmeye basmaya karar vermeden 2-10 saniye öncesinde beyinde oluşan aktivitelerinini gösteriyor:

Güzel paylaşım olmuş teşekkürler. Peki sizce ruh bilinci var mıdır ve varsa insan beyni ile etkileşim içinde olabilir mi?

Beyin sarsıntısı geçirmiş / Bilincini yitirmiş
Aklımdan çıkmıyor depresyondayım / Ruhum daralıyor
Ruhunu teslim etti / Beyin ölümü gerçekleşti
vb..
cümlelerin aynı kapıya çıkıyor olması, "hepsi aynı şey galiba(?)" dedirtiyor bana.

Bir ara bir haber vardı. Kadın kaza geçirmiş ve hastanede uyandığında Türkçe'yi unutmuş, Rusça konuşabiliyor ve yazıyordu. Daha sonra ilerleyen dönemde tekrar Türkçe öğrenmesine rağmen yine Rus aksanı ile konuşuyordu. Bilimsel bir açıklama getirilemiyor. Reankarnasyon ile açıklanabiliyor sadece. Ruhun geçmişte Rus olarak başka bir bedende hayat yaşadığı ve kaza neticesinde beynimizde süper bilinç diye adlandırılan kısımdan ruhtaki geçmiş hayat bilincinin beyindeki bilince aktarılmış olabileceği şeklinde yorumlandı. Bu tarz örneklerden Dünya'da başka vakalarda var. Ben ruh bilinci ve insan bilincinin beyinde etkileşim halinde olduğunu düşünüyorum. İlham, bir anda fikir gelip lamba yanma vs. gibi yaratıcı şeyler de muhtemelen ruh bilincimizden geliyor.

Sadece eski bildiklerime dayanarak konuşuyorum. Bilimsel bir açıklama getirelememişse insanların yetersizliğidir bilimin değil. Henüz anlayamamışızdır.

Bir iddiam yok tabi belki ruh da bilim tarafından açıklanır ölçülür vs bilemem. Ama bilim açıklayamıyor değil bilim insanları açıklayamıyordur.

Kastettiğim o zaten. İleride bilimsel bir açıklama getirilecektir muhtemelen ama ben şahsi olarak spiritüel bir konu olduğunu düşünüyorum. Ruhumunuzun bilinçlenen bir enerji olduğu, her bedende ve yaşam deneyiminde bilinç seviyesini artırdığı ve beynimizle de etkileşim halinde olduğu bu konulara meraklı ve ilgili biri olarak bana oldukça makul geliyor. Varlık ve yaşam amacımızı da bu yaklaşımla açıklıyorum. Esas amaç ruhun tekamülü ve bilinçlenmesi. Bilim farklı şekilde açıkladığında elbette onu tercih edeceğim.

Bu tür vakaların hemen hepsinde bir dönem o dil ile muhatap olmuşluk var.
Yanlış bilgi olmasın diye bu yorumu yazmadan önce yine 3-5 vakanın videolarına baktım. Çince konuşmaya başlayan genç, bir dönem kursa gitmiş. İsveç'e konuşmaya başlan kişi bir dönem orada kalmış. Osmaniye'deki Hatice hanım'ım üniversitede Rus-Özbek arkadaşları varmış.

Dolayısıyla olayların, Spirtüel ya da reenkarnasyonla ilgili bir yönü yok. Ana diline ait konuşma merkezi hasar alan kişilerin beyni, kör olan birilerinin daha iyi duymaya başlaması gibi mümkün olan en iyi alternatifi devreye alıyor.

Üniversitede Rus-Özbek arkadaşları olması o dili tarzanca konuşmasını sağlayabilir ama ana dili gibi konuşup, üstelik de yazmaya başlamasını açıklamıyor bence. Diğerleri kursa gitmiş eğitim almışlarsa olabilir bir şey diyemem ama Çince gibi bir dili de kursa gitmekle konuşabilmek kolay iş değil. Deliller ikna edici değil. Fakat hipnoz bilimsel kanıt olarak kabul ediliyorsa spiritüel yönde geçmiş yaşam deneyimlerine yönelik çok sayıda çalışma ve kanıt var. Yakın bir zamanda Dr.Michael Newton'un Ruhların Yolculuğu kitabını okudum tüm deneklerin ruhsal yaşama dair neredeyse aynı şeyleri anlatmaları beni çok etkiledi.

Hocam deliller ikna edici değil derken, kursun içeriğini ve çocuğun öğrenme kapasitesini bilmek gerekmez mi?

Ayırca hepsinin geçmişinde o dil var. Çocukluğundan bu güne, tek kelime bile duymadığı bir dile geçen bir örnek gösterirseniz, Spiritüel açıdan da bakabilir ya da araştırabiliriz.

Bilemiyorum araştırılması lazım. İnanmak istediğimizden çok delilleri ile tatmin edici şekilde bilimsel açıklamanın ortaya koyulması lazım. Kursta dil öğrenmiş olan diyelim ki o şekilde oldu. Fakat Rus veya Özbek arkadaşı var diye birinin aksanına kadar ana dili gibi o dili konuşabilmesi ve yazabilmesi akla mantığa uygun gelmiyor. Çocukluğundan bu güne, tek kelime bile duymadığı bir dil olması çok zor bir olay. Filmden duyarsın, bir yerden duyarsın neticede. Fakat duydun diye o dili öğrenemezsin. Bilmiyorum ben öğrenemiyorum en azından. Her açıdan ele alınıp araştırılması gereken bir konu.

İnsan olmaya çok anlam yüklüyoruz. O kadar da matah canlılar değiliz :)

Fakat hala programlanabilirlik durumu için biraz fazla değişken var. Brezilya diyen arkadaşı ben de programlayabilirim bu arada 😂

Evet hakikaten çok fazla değişken var ama ne demişler:

m1.png
Sadece en ileriye gitme riskini alanlar, nereye kadar gidebileceklerini bilirler
m2.png
;)

Bell? Bishop? Hangisiydi 😂

Önce Walter'dan duymuştum. Ama ilerleyen bölümlerde,
Walter, bu sözü zaman zaman Bell'in kendisini motive etmek söylediğinden bahsediyordu, yanlış hatırlamıyorsam.

Sözün sahibi T.S. Eliot ' muş, ondan alıntı yapıyorlarmış..

Şu araştırmacı yönüne hayranım. Netlik kazanmayan her şeye bakıyorsun. Merak insanı bilim insanı yapar :) Ne demiş Neil Tyson;

herkes bilim insanı doğar

Bu arada verdiğin link hata veriyor abi.

@doctorbishop iki kere "https://" eklenmiş yanlışlıkla :) Bilim insanı olmasada yazılımcı yapar :D link

Telefondayım. Hatta discorddan geldiğim için yukarıda link bile çıkmıyor :) teşekkür ettim :)

Güzel konu ve hoş bir yazı olmuş. Ellerine sağlık.
Güzel yorumlar da gelmiş, hepsini okudum :)

İnsanın programlanabileceğini ve hatta bu işin çoktan yapılmış olduğunu düşünüyorum. Yukarıda vermiş olduğun grafiği bir örnek olarak düşünebiliriz. Bizim değişkenlerimiz ve sistemimiz bundan çok daha karmaşık tabi ki. Fakat ne kadar karmaşık olursa olsun, müthiş bir programlama ürünü olduğumuzu düşünüyorum.

Bizi programlayan gücün, bizi test ettiğini ve bütün kayıtları tuttuğunu düşünüyorum.

Bu konu ile ilgili çok fazla notum ve eskilerden kalan fikirlerim mevcut. Lost, Westworl vb. gibi diziler ve bazı kitaplarla bu fikirlerim son dönemde biraz daha olgunlaşmış durumda.

Bir ara bu konu ile alakalı uzun bir yazı yazsam iyi olacak sanırım :)

Alınmış Not varsa, üzerinde düşünülmüş demektir. Yazıyı bekliyor olacağız ;)

İnsanlar ya da canlılar programlanabilir mi ? Evet. Programlanabilir. Sonuçta evrim kör bir programcıdır (sürekli deneme-yanılma yapan).
Fakat şöyle bir durum var. Bizim şu andaki durumumuza kadar gelebilecek şekilde öyle ya da böyle güncellenmiş bir yazılım var. Ben halen kendi komplexliğimizi çözemediğimize inanıyorum. Karar verme mekanizmalarımız, duygularımız, geçmiş tecrübelerimiz aslında hepsi birer plugin (eklenti) gibi değil midir ? Aradaki tek fark bu eklentinin kendi kendine oluştuğudur. Ki bu da inanılmaz bir zaman almıştır. Eğer yazılım ortamında bu koplexliği modelleyebilirsek (ki bunun henüz mümkün olacağını düşünmüyorum) o zaman gerçekten canlı programlaması yapmış olacağız. O zaman da şu soru aklıma geliyor.
Modellediğimiz ortam kendi kararlarını da alması lazım, ona müdahale etmememiz gerekiyor çünkü biz bile halen en iyisi olduğumuzu söyleyemeyiz.Bu aşamada kafam karışıyor. Cahilliğime verip, biraz daha kitap okumam gerektiğini itiraf ediyorum :))

Bana öyle geliyor ki "özgür irade yanılsaması" yaşıyoruz.

Yoldan geçen birisi ıslık çalıyor. -Orta okuldaki bi ıslık sesini hatırlatıyor-

Ortada hiç sebep yokken(?), orta okul arkadaşımız aklımıza geliyor oradan sınıftaki tahta gözümüzde canlanıyor, kara/yeşil tahta Beyaz tahta kıyaslaması yapıyoruz.
Az sonra, kendi isteğimizle(?) Peynir yemek istiyoruz.

++
Eğlenceli sosyal deney: Bi ortamda hafifçe "Hani herkes arkadaş, Hani çerçeveler boş.." şarkısını mırıldanın..
Az sonra doğacak muhabbeti gözleyin ;)

Coin Marketplace

STEEM 0.20
TRX 0.15
JST 0.029
BTC 62864.56
ETH 2538.87
USDT 1.00
SBD 2.93