Sanrı Tanrısı - Bölüm 1 [Bilim-Kurgu Hikaye]

Merhaba dostlar,

Daha önce Tübitak'ın yapmış olduğu bilim-kurgu hikaye yarışmasına katılmıştım. Oraya gönderdiğim hikayeyi burada sizlerle paylaşmak ister ve beğenilerinize sunarım :)

SANRI TANRISI

Bölüm 1

5 Eylül 2058 10:32, İstanbul

-Merhaba iyi günler yeni bir hesap açtırmak ve para yatırmak istiyorum.
-Yavuz bey yatırmak istediğiniz miktar nedir ?
-Beşyüzbin TL

5 Eylül 2058 11:00, Ankara

-Merhaba iyi günler yeni bir hesap açtırmak ve para yatırmak istiyorum.
-Said bey yatırmak istediğiniz miktar nedir ?
-Beşyüzbin TL

6 Eylül 2058 09:00, Bursa

Bu sonbahar biraz sert başlamıştı sanki.Günlerdir devam eden rüzgarlı ve yağmurlu hava metropol şehirlerini adeta kabusa dönüştürmüştü.Hava koşulları yüzünden çalışma saatleri beş saate düşürülmüştü.Zeki yataktan doğrulduğunda gün ışığı yeni yeni çıkıyordu.Perdeyi aralayıp acaba bugün bisikletle işe gidebilir miyim ümidi ile gökyüzüne baktı.Hava kapalıydı.”Allah kahretsin” diye iç geçirdi ve mutfağın yolunu tuttu.Filtre kahvesi çoktan hazırdı.Saat 06.30 da çalışmaya programlanmış filtre kahve makinesi, kahveyi demlemiş ve evi bir kahve kokusu sarmıştı.Kahvesini yudumlarken masanın üstündeki yüzeyden haberlere göz gezdirdi.Gök gürüldemeye başlamıştı.Görünüşe göre yine yağmur geliyordu.Acele ederek aşağı garaja indi. Arabaya yaklaştığı anda aracın alarmı pasif hale geldi ve kapıları açıldı.Birden aklına babası ile konuştuğu bir anı geldi; eskiden arabaların anahtarlarının olduğunu ve “Arabaları çalıştırmak için bu anahtarları kullanırdık” dediğini anımsadı ve garipsedi.

Ofisi binanın en üst ve en köşe yerindeydi buraya kadar yürümesi gerekiyordu.Bazen bu durum onun sinirlerini bozuyordu.Yine aldırış etmedi ve ofisine geçip bilgisayarını açtı.Gelen e-postalarını kontrol etti.

-Zeki bey çay ister misiniz ?
-Sağ ol Semiha teşekkürler.

Şirket içi kullandıkları haberleşme programından bir bildirim geldi.Bugün Özgürün doğum günüydü.”Puşt Özgür” diye iç geçirdi.Akademiden olan arkadaşı Özgürü çok seviyordu.Yıllardır beraber çalışıyorlar ve aralarından su sızmıyordu.Onun için özel bir şey yapmam gerekiyor diye düşündü.Sosyal network hesabına bakarken telefon çaldı:

-Komiser Zeki.
-Zeki dün gece saat 8 gibi banka müdür Ertan bey aradı.Sistemlerinin hack yediğinden şüpheleniyor.Olay ile ilgilenir misin ?
-Hack mi ? Emin misiniz efendim ?
-Biliyorum bana da biraz garip geldi fakat yine de araştırmamız gerekiyor.
-Emredersiniz amirim.

Hack..Akademide iken bu tarz hack işlemlerinin bilgisayar korsanları tarafından en son 30 yıl önce kullandıklarını, ancak günümüzde artık bu yöntemlerin çok eskidiğini hatırladı. Bankaya doğru yaklaşırken bu yöntemleri aldığı dersleri hatırlamaya çalışıyordu.Ne de olsa Bilişim Suçları komiseriydi.Bankanın önüne yanaştığında buranın altmış dört katlı bir bina olduğundan haberi bile yoktu.Güvenliğe banka müdürüyle görüşmeye geldiğini bildirdi.Birkaç dakika bekledikten sonra hemen altmış ikinci kata çıkmak için asansöre yöneldi.Asansör durup kata giriş yaptıktan sonra kendisini bir asistan karşıladı.

-Zeki bey müdür sizi bekliyor lütfen bu taraftan.

Odaya girdiğinde pencereden neredeyse tüm İstanbul görünüyordu.

-Merhaba ben Komiser Zeki Orkun.Bilişim suçları bürosundan.
-Hoşgeldiniz.Lütfen oturun.Ben banka müdürü Ertan Kusursuz.
-Evet sizi dinliyorum Ertan bey.

-Efendim çok garip bir olayla karşı karşıyayız.Dün saat 11 gibi bankamıza bir şahıs tarafından beş yüzbin TL’lik bir para yatırma işlemi oldu.Fakat gün sonu hesaplarını kontrol ederken bu paranın yatmadığını tespit ettik.Bu işlemi Ankara da diğer bir şubemizde de olduğunu öğrendik.Aynı miktar para.
-Kamera kayıtlarını incelediniz mi ?
-Evet inceledik.
-Sonuç ?
-Zeki bey işin garip kısmı orada isterseniz beraber izleyelim.

Banka müdürünün rengi değişmişti.Garip derken yalan söylemediğini Zeki hemen anladı.Akademi de insanların yüz ifadelerini ve vücut dillerini aldığı derste çok başarılıydı.Bu adam kesinlikle yalan söylemiyordu.Beraber kamera kayıtlarını incelemek için tekrar en alt kata için güvenlik bürosuna geçtiler.

-Cankat şu kayıtları oynatır mısın tekrar ?
-Tabi Ertan bey hemen.

Güvenlik odası her yeri büyük monitörler ile dolu bir odadan ibaretti.Giriş, gişeler, banka kasasının dört farklı açıdan görünümü, dışarıdaki kameralar, ayrıca termal kamera görüntüleri,hareket sensörleri.Açıkçası burada kuş değil, sinek bile uçamazdı.

-Görüntüyü saat 10.55 itibariyle başlatıyorum.
-Şimdilik anormal bir şey yok gibi.
-Bir saniye şu kadın ne yapıyor öyle ? Kimle konuşuyor ?

Herkes şaşkınlıkla Zeki komisere bakıyor ve herhangi bir şey söyleyemiyordu.

-Maalesef durum böyle Zeki bey.
-Benimle dalga geçmiyorsunuz değil mi müdür bey ?
-Değerli zamanınızı böyle bir şakayla harcayacağımızı düşünmüyoruz.

Devam edecek..