Mehmet'in Çılgın Projesi

in #tr6 years ago

-Ah Amca ah sana ne anlatayım. Bilmem ki nereden başlayayım. Uzun yıllar önceydi. Gönül tarlama ne hayaller ekmiştim. Şu yağan yağmur var ya işte o zamanlar sanki sadece hayallerimin üzerine yağardı ve hayallerim güneşle beslenirdi.
-Ya sonra
-Her şey güzel gidiyordu aslında. Ektiğim tohumlara nisan yağmurları ilaç gibi gelmişti. Sonra o malum olay işte…
-Oğlum olan oldu ve senin hayallerin hala yeşerebilir baksana yağmur yine yağıyor.
-Amca artık kurudu hayallerim. Bir yudum su diye yalvara yalvara kurudu amca anlıyor musun? Artık yağmur yağmış, güneş açmış ne çıkar?
-Oğlum elini göğsünün üzerine koy.
-Neden?
-Koy diyorum.
-Koydum.
-Kalbini hissede biliyorsun değil mi?
-Evet amca.
-Bırak ektiğin tohumlar kurusun. Tohum sende değil mi? Bak işte tarla yerinde duruyor. İstersen yeniden Gönül tarlana o tohumdan yine ekebilirsin.
-Amca artık zamanı geçti. Yaşım olmuş yirmi beş. Meyvenin olgunlaşması için en az bir yıl gerekli ki o da meyve verecek yaşta bir ağacın varsa.
-Bak yavrum. Ben bundan yıllar önce bir kıza âşık olmuştum. Onu deliler gibi seviyordum. Karşılıksız bir aşktı ama yine de seviyordum. Ki karşılıklı olsa belki bu denli sevemezdim belki. Benim de hiç umudum yoktu. Senin hayallerin kurumuştu benim ki ise hiç yeşermemişti.
-Eee Amca ne alakası var bunun benimle şimdi. Benim derdim kız derdi değil ki?
-Oğlum dinle bir.
-Ya amca bıraksana beni hangi nasihat kurtaracak. Benim dünyam yıkıldı sen bana aşk hikâyesi anlatıyorsun. Hem ben aşka da inanmıyorum zaten. Benim gözümde aşk cinsellik kökenli egoya dayanan bir histen başka bir şey değil.
-Ego mu dedin? Oğlum ben onu yıllarca karşılıksız sevdim sen ne egosundan bahsediyorsun.
-Eee amca yüreğin yaralanmasaydı merhem arar mıydın yarana? Yüreğin yanıyordu sen de acını dindirmeye çalışıyordun. Bu şimdi ego değil de ne bana bir açıkla…
Mehmet’in söyledikleri Ahmet Amca’nın zoruna gitmişti. Kendisini dinlememesini Ahmet Amca saygısızlık saymıştı. Kalktı yerinden ve şöyle dedi Mehmet’e
-Oğlum yaşın genç bana yaptığını gençliğine veriyorum. Senin derdine bir çare olacağımı düşündüğüm için ben bunca yıl sonra yaramı deştim. Sense bana saygısızlık yaptın. Kendine iyi bak. Allah’a emanet ol.
mehmetincilginprojesi.png

Dedi ve gitti Ahmet amca. O günden sonra Mehmet yalnız kaldı. Zaten Mehmet’in Ahmet Amca’dan başka kimi vardı. Mehmet biraz çatlak bir çocuktu. Okuldaki arkadaşları Mehmet’i anlayamadıkları için ondan uzak dururlardı. Mehmet’in şimdi dağ gibi bir derdinden başka kimsesi kalmamıştı. Geceleri dertleriyle dertleşir olmuştu. Gündüzleri ise kendini dersleriyle oyalıyordu. Ama zaman hızla geçiyor Mehmet’in çılgın projesi için çektiği kredisinin günü an be an geliyordu. Mehmet’in acilen en az elli bin lira bulması gerekiyordu. Ve Mehmet aç karnını bile zar zor doyurabiliyordu.

Mehmet aslında alışmıştı bu durumlara. Onun şimdiki derdi Ahmet Amca idi. Acaba kim bilir şimdi nerede? Ne yapıyor. Evini de bilmezdi ki gidip özür dilesin. Ahmet amcayla bir kahvehanede tanışmışlardı ve dost olmuşlardı. Artık Ahmet Amca o kahvehaneye de uğramaz olmuştu.

Günlerden bir gün Mehmet sahile oturmuş denizin akislerini seyrederken birden yerinden doğruldu. Koşar adımlarla evine geldi. Bilgisayarını açtı. Yarım kalan projesini tamamlamaya koyuldu. Ama tek satır kod yazamamıştı. Aslında yazamadığından değil yazardı yazmasına, deli programcı idi. Boştan yere yazmaktan korkuyordu. Çünkü büyük bir sermaye gerekiyordu bu projeyi hayata geçirmek için. Çektiği krediyi ise yıllar önce evi terk eden ve kendisini hayal meyal hatırladığı babasını bulabilmek için şehir şehir dolaşırken harcamıştı. Yine de kodları yazmaya koyuldu. Ben programı bitireyim sonrası Allah kerimdir dedi. Hem zaten programın fazla bir şeyi kalmamıştı. Bir ay gibi bir sürede bitirdi. Tek bir hata bile yoktu. Her şey dört dörtlük çalışıyordu. Şimdi bir sunucuya ihtiyacı vardı. Ama sağlam bir sunucuya… Çünkü yaptığı kitap okuma alışkanlığını kökten değiştirecek bir siteydi. Binlerce ağacı kesilmekten kurtaracaktı ve basımı bitti, elimizde kalmadı gibi engeller okuyucuya duvar olmayacaktı.

Ve nihayet kodlama bitti. Mehmet aylık 60 TL’ye bir VDS kiralayarak projenin denemesini yayınladı. Biliyordu reklam olmazsa kimsenin dikkatini çekmeyecek ve yayınevleri düşman olarak görecekti. Ama projenin tanıtımı yapılsa ona küfredenyayınevleri kitaplarını buradan yayınlayacak ve böyle bir projeyi hayata geçirdiği için Mehmet’e teşekkür edeceklerdi. Mehmet her şeyi göze aldı ve devasal kitap portalını kısıtlı imkanlarla faaliyete geçirdi. Ama siteye üye olan yayıncı sadece deneme hesabıyla kendisiydi.

Yine bir gün sahilde dalgaları seyre dalmışken orta yaşlı bir adam yanına geldi. Bu adamı daha önce hiç görmemişti. Ancak ona karşı hiç de yabancılık hissetmedi. Sıkıntısını bu adama anlatmakta Mehmet hiç de mahsur görmedi. Adam Mehmet’i dinledikten sonra onu tebrik etti ve Mehmet’e KOSKEB desteğinden bahsetti. Mehmet KOSKEB’i daha önce de haberlerde duymuştu ancak hiç de düşünememişti. Bu adama önerisi için teşekkür etti ve Google Haritalardan en yakın KOSKEB merkezini aradı. Yarım saate oradaydı. Ancak sonuç yine hüsran oldu. Oradaki Memur’a Mehmet’in cevabı şöyle: “Memur bey Girişimcilik sertifikasını anladım ama benim amacım devletin parasını yemek değil, projemi hayata geçirmek. Yoksa devletimin 50 bin lirasında gözüm yok.” oldu ve hüsranla oradan ayrıldı.

“Demek 50 bin lira hibe veriyor ha” dedi. “Peki, parası olmayana ne veriyor? “

Aradan bir ay geçti. Mehmet’in umutları artık sönüyordu. Psikolojisi de deyim yerindeyse darma duman bir vaziyetteydi. Vaktinin tamamını da bu proje için harcadığı için para kazanmaya da pek vakti kalmıyordu. Yani artık aç karnını doyurmakta bile zorlanıyordu. Her şeyi bırakıp köyüne dönmeye karar vermişti. Kaydını donduracaktı. Öğrenci işlerine gidecekti. Evden çıktı Akbili doldurup şehir içi dolmuşa binecekti. Parası yoktu. Bankada kalan son 100 lirasını da çekmeye karar verdi. Zaten başka ihtiyacı olmayacaktı. ATM’ye vardı, sıkıcı kuyruğu bekledi. Kartı cihaza yerleştirip şifresini girdiğinde gözlerine inanamadı. Yanlış okumuş olmalıydı. Ama hesabında 100 lira vardı. Bu para nasıl 100. 100 tl olmuştu. Yaşadığı şokun ardından mobil uygulamadan hesabına giriş yaptı. Hesap hareketlerini inceledi. Ahmet amca Mehmet’e tamı tamına 100.000 tl para transferi yapmıştı.

Mehmet ne yapacağını bilemiyordu. Eli ayağına dolandı. Ahmet amcayı da fena kırmıştı. Şimdi ne yüzle ona teşekkür edecekti. Hayır bu parayı kabul edemezdi geri iade mi etmeliydi? Akşama kadar kafasında bu ve türevi sorularla dolandı durdu. Ama sonra şöyle dedi kendi kendine bu benim son şansım. Önce özür dilerim sonra da teşekkür ederim.” Sonra gidip bir ofis kiraladı. Şirket başvurusunda bulundu. Devasa bir sunucu satın aldı ve siteyi buraya taşıdı. Reklam şirketleri ile anlaşıp projenin tanıtımını yaptırdı. Paranın bir bölümünü de Adwords hesabına aktardı. Ve profesyonel bir şekilde yeni bir devri başlatmanın startını verdi.

Haber bültenleri sıkça Mehmet’ten söz etti. Kendi üniversitesi de dahil çeşitli eğitim kurumlarınca kendisine plaketler verildi. Yayınevleri kısa bir sürede bu projeyi benimsedi ve dijital yancılığa geçtiler. Kitap kurtları artık tabletlerinden video seyreder gibi dünya klasiklerini okuyor okumaktan sıkılınca sisteme okutuyordu. Evet, bu gerçekten de bir devrimdi.

Her şey Mehmet’in hayallerindeki gibi olmuştu sonunda. Proje onlarca dilde yayın yapıyor ve binlerce çalışana sahipti artık. Ama Mehmet’in hala yapması gereken bir şey vardı. Ahmet amcaya minnettarlığını bildirmek için belki onu yine orada görebilme umuduyda tanıştıkları kahvehaneye gitti. Kahveci Mehmet’in çayını getirirken Mehmet onun dudaklarından şu cümleleri: “Çok iyi adamdı. Mekanı Cennet olsun Ahmet amcanın. Kimi kimsesi de yoktu ama kim bilir ne hikayesi vardı.” duydu. Mehmet yıkılmıştı.

Bu gecenin geç saatlerinde Mehmet kendisinin kurduğu bu online kitap portalında öylesine dolaşırken Ahmet Amcan diye bir hesaptan yüklenen ve ücretsiz yayınlanan bir kitaba gözleri erişti. Yayıncının profiline baktı önce evet bu Ahmet Amcadan başkası değildi. Yüklenen kitabı okumaya başladı. Kitabı okurken şok üstüne şok geçiriyordu. Ve Ahmet Amca’nın yazdığı kitap şöyle bitiyordu.

"Evladım, evet aşk egodan başka bir şey değil senin tabirinle. Evet benim yüreğim yanıyor ve bu olanlara bu yarama bir merhem sürebilmek için çalışıyorum. Ama şunu iyi bil ki bir başkası bu yaraya asla merhem olamıyor. Sen adına ister ego de, ister bencillik de istersen benlik de yani ne dersen de bu aşktır canım oğlum. Gidip asla bir başkasında egomu tatmine meyletmedim. Bir başkası bende böyle bir ego uyandırmadı ve yaralamadı. Seni çok seviyorum oğlum."

-Baba…

Görsel Kaynağı

Sort:  

Merhaba, ben @kusadasi ve @try-market küratörü olarak #tr ve #cointurk etiketlerinindeki kaliteli yazıları inceliyorum. Sonrasında bu yazılar @kusadasi veya @try-market tarafından upvote ediliyor. @kusadasi ve @try-market #tr etiketinin daha yukarılara çıkması için çok büyük bir çaba içerisindedir. Tabii ki bu ilerleyişin kaliteli yazılarla olması yönünde çaba harcıyoruz.Paylaşımlarınıza 'cointurk' etiketini ekleyerek @kusadasi ve @try-market tarafından desteklenmesini sağlayabilirsiniz. Ayrıca, sürekli olarak @kusadasi tarafından düzenlenen projeler ve discord kanalımızda anlık yarışmalar mevcuttur.
Katılmak isterseniz discord kanalımıza buradan ulaşabilirsiniz.

Elinize sağlık güzel bir yazı olmuş. Bir sonraki yazınızda tercih ederseniz, 'cointurk' etiketini kullanmanız ailemizi daha da büyütecektir.

Teşekkür ederim

Etkileyici bir öykü olmuş. Kalsiğin dışında teknoloji temelli fakirlik öyküsü...

Anlayan için bir çok ders içeriyor.

#tr ve #edebiyat etiketlerini kullandığın için upvote ve resteem aldın. Başarılı öykülerinin devamını dilerim.

Sevgilerimle.

Teşekkürler...

Tebrikler! Yazınız @tryardim ve @trliste tr topluluk hesabindan oy kazanmıştır. Tr tagi altında yazmış olduğunuz kaliteli içerikleri görmekten mutluluk duyarız. Detaylı bilgi için TrYardım Desteklenen İçerikler 23 Mayıs 2018 bağlantısını ziyaret edebilirsiniz. Bilimle hareket etmek ;))

Destekleriniz için çok teşekkürederim.

Coin Marketplace

STEEM 0.30
TRX 0.12
JST 0.033
BTC 62891.03
ETH 3103.58
USDT 1.00
SBD 3.89