Kitap İnceleme ve Önerisi: Simyacı

in #tr6 years ago (edited)

Herkese merhabalar. Geçen hafta, 1 haftalık tatil serüvenimde sadece arabadayken okuyacağım bir kitap yanıma almak istedim. O kitap da tesadüfen yine bir yolculuk hakkında oldu. Paulo Coelho’nun “Simyacı” adlı kitabından bahsediyorum. Dünyada en çok satan kitaplar arasında olan Simyacı romanını kendi tarzımda inceleyip, önermek istedim.  

Yazının ileriki kısımlarında kitabın konusu, kitap hakkında fikirlerim ve kitabın sevdiğim yerlerinden alıntılara değineceğim. Eğer kitabı çoktan okuduysanız benim bakış açımdan da görmek isteyebilirsiniz, daha okumadıysanız da neden okumalısınız bu yazıda bunlar hakkında bilgi alacaksınız. Şey, biraz aşağıda olacak bunlar tabii.

Simyacı, tek hayali ve isteği dünyayı gezmek olan, mutluluğu dünyanın farklı yerlerinde bulacağına inanan çoban Santiago’nun hikayesini anlatır. Santiago, rahip okulunda öğrenim görmesine rağmen dünyayı gezip görmek için çoban olmaya karar verir. Koyunlarıyla çok farklı bir iletişimi olan Santiago bir gün, öncesinde birden fazla gördüğü rüyayı tekrardan görür ve bu sefer rüyasında bahsedilen hazinenin peşine düşmeye karar verir. Endülüslü çobanın fiziki olarak İspanya’dan Mısırdaki Piramitlere olan yolculuğu, içsel ve manevi anlamda ise kişisel menkıbesini bulma adına olacaktır. Biraz da kitap hakkında konuşalım. Simyacı çok beğendiğim bir kitap oldu öncelikle. Kitabın türü roman fakat hayat için bir kılavuz gibi, içerisinde bir çok ders barındırıyor. Kitabı okurken benim de bir yolculukta olmam okurken ayrı bir tat almamı sağladı. Kitapta, Santiago’nun manevi yolculuğu çok güzel aktarılmış okuyucuya. Yazarın kitapta asıl belirttiği şey ise her insanın kişisel menkıbesini yaşamak için dünyaya geldiği ve eğer bir şeyi gerçekten istiyorsanız ise onu can-ı gönülden istemeli olduğunuz. Bu kitabı bitirdikten sonra hayatınızda çoğu şeyi sorgulayabilirsiniz fakat dönüp dolaşıp hepsinin tek soruda toplandığını göreceksiniz.

Kitap Mevlana’nın Mesnevisinde geçen kısa bir hikayeden yola çıkarak yazılmış. Bolca kişisel gelişim kitabı okuyan kişiler için; kitabın çoğu yerinde verilen derslerin tanıdık geldiğini, hatta basit geldiğini düşünebilirsiniz. Gayet basit ve sade dille yazılmış bir kitap Simyacı fakat öyle olması benim çok daha hoşuma gitti sanırsam.

Kitap sade bir dille anlatılmış dedim fakat kitabın çevirmeni olan Özdemir İnce’ye de burada çok iş düşmüş ve hakkıyla başarmış diye düşünüyorum. Kişisel menkıbe, mektup gibi bazı yerlerin çevirisi gayet uygun olmuş. Okuduysanız ne demek istediğimi daha iyi anlamışsınızdır.

Bu arada aldığım kitap Can Yayınları’na ait 25. Yıl Özel Baskı. Kitapta kullanılan çizimler benim hoşuma gitti, kitaba hoş bir hava kattığı düşüncesindeyim. Eski baskılarda bu çizimler var mıydı bilmiyorum. Okuduğunuz kitapta altını çizdiğiniz yerleri başka birine göstermek bir nevi karşıdaki kişiye yaranızı açmakmış. Bir yerde okumuştum bunu, çok hoşuma gitmişti. Herneyse, isterseniz incelemede en sevdiğim kısım olan “Alıntılar” bölümüne geçelim artık.
Her gün birlikte olmak gereksinimi duymaksızın, insan her zaman yeni dostlar edinir. Papaz okulunda olduğu gibi, insan her zaman aynı insanları görürse, bunları yaşamının bir parçası saymaya başlar. İyi, ama bu kişiler de bu nedenle, yaşamımızı değiştirmeye kalkışırlar. Bizi görmek istedikleri gibi değilsek hoşnut olmazlar, canları sıkılır. Çünkü, efendim, herkes bizim nasıl yaşamamız gerektiğini elifi elifine bildiğine inanır. Ne var ki, hiç kimse kendisinin kendi hayatını nasıl yaşaması gerektiğini kesinlikle bilmez.
Bir şeye karar vermek, başlangıçtan başka bir şey değildir. İnsan bir şeye karar verdiği zaman, karar verdiği sırada hiç öngörmediği, düşünde bile aklına gelmeyen bir yöne doğru, şiddetli bir akıntıya kapılıp gidiyordu.
Ama bu sayede Allah’ın kelamını anlayabildim: Kimse bilinmezden korkmamalı, çünkü herkes istediği ve ihtiyaç duyduğu şeyi ele geçirebilir. İster hayatımız, ister ekin tarlalarımız olsun, sahip olduğumuz şeyleri yitirmekten korkarız. Ama hayat hikayemiz ile dünya tarihinin aynı El tarafından yazılmış olduğunu anladığımız zaman, bunu anlar anlamaz, bu korku uçup gider.
O anda zaman durmuş gibi oldu; sanki Evrenin Ruhu, delikanlının önünde bütün gücüyle ortaya çıkıyormuş gibiydi. Kızın siyah gözlerini, gülümseme ile susma arasında karar veremeyen dudaklarını görünce dünyanın konuştuğu ve yeryüzünün bütün yaratıklarının yürekleriyle anladıkları dilin, en temel ve en yüce bölümünü anladı delikanlı. Ve Aşk’tı bunun adı, insanlardan da çölden de daha eskiydi, tıpkı kuyunun yanında bu iki bakışın buluştuğu her yerde, her zaman aynı güçle ortaya çıkardı. Dudaklar sonunda gülümsemeye karar verdi ve bir işaretti bu, bütün ömrü boyunca bilmeden beklediği, kitaplarda, koyunların yanında, kristallerde ve çölün sessizliğinde aramış olduğu işaretti.
“Kötülük” dedi Simyacı, “insanın ağzından giren şeyde değildir. Kötülük oradan çıkandadır.”
''Bir şeyi gerçekten istersen,'' demişti yaşlı adam ona, ''onu gerçekleştirmeni sağlamak için bütün evren işbirliği yapar. ''
Bu yazımda Simyacı kitabını kendi tarzımda inceledim. Ara başlık olarak kullandığım bölümler ve fotoğraflar bana aittir. Bir sonraki yazımda görüşmek üzere, kendinize iyi bakın! 

Sort:  

Çok güzel olmuş. Düzen ayrı, üslubun ayrı güzel. Eline, fikrine sağlık.

Ben bitirememiştim Simyacı'yı hala sürüklenir benimle. Bir gün bitireceğim, biliyorum ama ne vakit olur bilmem. Beğenmediğimden değil sadece sürükleyemedi beni.

Bu kitabı sevdiyseniz size Ursula Le Guin'in eğer okumadıysanız "Yerdeniz" serisini öneririm. Duru suda yüzmek gibi bir kitap. Başka benzetme gelmedi aklıma. :)

Tekrar elinize sağlık.

Çok teşekkürler, yazarken düzen konusunda baya uğraştım denilebilir. Sonraki bütün kitap incelemelerimde gelen geribildirimlere göre bu tarz da yazmayı düşünüyorum.

Simyacı'ya bir şans daha verin bence.

Kitap önerisi pek almam ve alıncada çok mutlu oluyorum. Ursula K. Le Guin'in herhangi bir kitabını okumak istiyordum, önümüzdeki günlerde İstanbul'da, kitap fuarında "Yerdeniz" serisine bakacağım. Metis Yayınları altı kitabı tek ciltte toplamış, güzelde olmuş. Öneriniz için teşekkürler.

Simyacı keyifle okuduğum eşsiz bir yolculuğun öyküsü. Esasında kahraman iç dünyasında yapıyor bu yolculuğu. Güzel inceleme elinize sağlık.

Çok teşekkürler.

Ellerine sağlık, ilk çıktığı yıllarda (20 seneyi geçti) okumuştum ve hala aklımda unutamadığım sahneler var. Bu da kitabın ne kadar iyi bir yapıt olduğunu gösteriyor zaten.

Ayrıca düzenleme güzel olmuş, ben de biraz çaba sarfediyorum bu konuda ama vakit darlığından dolayı düzenleme işine daha el atamadım.

İyi çalışmalar.

Ben daha yeni okuma fırsatı bulabildim maalesef ve çok beğendiğim için hemen inceleyeyim dedim. Ben de uzun bir süre unutacağımı sanmıyorum, kitabın bana verdiği dersler mutlu bir insan olmak adına çok yerinde derslerdi.

Yorumunuz için teşekkürler. Size de iyi çalışmalar.

Paulo Coelho is my favorite author. I learned about him when I was 13. I read “Nas margens do rio Piedra, eu sentei e chorei”. I don’t know if it was translated. The book was very important to me, a marked my development to adult age.
He is fabulous!

You’re right! Thank you for your comment. Paulo Coelho is absolutely important for all over the world. I hope the world will understand what his worth is.

Tebrikler! Paylaşımınız TRListe kurallarına uygun görülmüş olup, günün seçilen yazıları arasında yerini aldı!

Günün seçilen yazılarına buradan ulaşabilir, trliste curation traile nasıl katılacağınızı buradan öğrenebilirsiniz.

Eğer, bizimle iletişime geçmek isterseniz Steemit Türkiye Discord Kanalından bizlere ulaşabilirsiniz.

👍

Güzel ve özenli bir yazı olmuş. Eline sağlık.

Çok teşekkürler.

Coin Marketplace

STEEM 0.19
TRX 0.14
JST 0.030
BTC 59908.77
ETH 3191.82
USDT 1.00
SBD 2.43