Türkiye Ekonomisi Nereye Gidiyor ? Reel Piyasa Şartları Nasıl İşlemektedir !

Yıllardır Türkiye'de esnaflık yapan birisiyim. Esnaflık yapıyorsanız ister istemez piyasayı ve genel ekonomik tabloyu takip etmek zorundasınız. Özellikle Türkiye gibi kırılgan ve dış ve iç etkenlerden kolayca etkilenen bir ekonomi piyasası içerinde iseniz bu adeta zorunlu hale geliyor.
Piyasa analistlerinin verilerini takip ettiğimizde genellikle teorik söylemlerle konuşmakta ve birçok zamanda yanlış yönlendirmelerde bulunabilmektedirler. Kimi zaman iktidarların yandaşlıklarından dolayı, kimi zamanda bu iktidara karşı negatif bir algı oluşturmak için realitenin dışında söylemler geliştirmektedirler. Durum böyle olunca insan gerçekliliği konusunda sürekli bir şüphe içinde kalmaktadır.
Türkiye gibi ülkelerde reel piyasa ve teorik piyasa şartları birçok zaman uyumsuzluk göstermektedir. Mesela bugün için bir kısım analistler ülke ekonomisini göklere çıkartırken, bir kısmı da yerin dibine batırmaya çalışıyorlar. Oysa reel piyasada evet iyi giden birşeyler varsa da genel olarak 15 Temmuz olaylarının ardından ekonomik bir kaos yaşanmaktadır.
Ülke insanı her ne kadar istikrarla devam eden güçlü bir iktidar var olsa da Türkiyenin ekonomisinin yurt dışına olan aşırı bağımlılığı nedeniyle parasını fiili bir işe yatırmakta çekingen davranıyor. Dolar ve Euro'nun nedeni ne olursa olsun sürekli bir yükseliş göstermesi, bunun yanı sıra petrol fiyatlarındaki yükseliş Türkiye gibi hem ithalata dayalı hemde petrole dayalı dışa bağımlı ülkeler için içinden çıkılması zor bir kıskaç. Hepimizinde gözlemlediği gibi Merkez bankamız ne kadar müdahalede bulunmaya çalışırsa çalışsın, piyasaların nabzını bir türlü düşürmeyi başaramıyor. Yapılan her müdahale adeta bir sonraki krizin fitilini ateşliyor. İktidar bu kıskaçtan kurtulabilmek için yıllardır yatırımı teşvik etmek amacıyla birçok yeni düzenlemeler yapıyor ancak maalesef parası olanların yatırım yaptığı tek sektör var oda inşaat. Neden inşaat ? Çünki yaptığınız yatırımı en hızlı şekilde yüksek karlarla geri alabildiğiniz tek sektör bu. Bir fabrika kurmak öncelikle kurulum için uzun bir zaman alıyor. Sonrasında üretime geçirip yaptığınız yatırımı geri almak yıllarınızı alabiliyor. Tabiki bu yatırım belli bir düzene oturduğu zaman sürekli ve daha büyük kazançlar getirecektir, ancak kısa yoldan zengin olmak varken neden uğraşalım ki !!!
Evet şimdi belki de hepimizin bildiği sorunlardan bahsettikte, çözüm ne acaba ???
Hani bir söz vardır; "İyilikten Maraz Doğar"** diye. İnsanların önünü açmak ve kolaylıklar getirmek iyi birşeydir. Ancak açtığınız kapının içeriye giren kişiyi nereye götürdüğü önemlidir. Özellikle de bu kapıdan geçen kişi içerideki ortama uygun bir eğitime veya donanıma sahip mi diye bakmazsanız işte o zaman hem kapıdan gireni hem de o kapıyı açan olarak kendinizi tehlikeye atarsınız. Kalıcı yatırımı teşvik ederken yine her zamanki gibi bir bürokrasi ormanına sürüklediğiniz yatırımcı burada yolunu bulup zorluklarla yol almaya çalışırken, kısa yoldan para kazanma derdinde olanlar çoktan yolun sonuna varmış oluyor.

Piyasa Ekonomisi

1. O zaman ilk olarak kalıcı yatırım yapacakların önündeki tüm engelleri hızlı bir şekilde ortadan kaldırmak.
2. Kalıcı yatırımları yapacak kişilerin güvence karşılığı ihtiyaç duydukları finansman desteğine çok düşük faizlerle ulaşmasının önünü açmak.
3. Yüksek teknolojik yatırım yapabilecek imkana sahip kişileri devlet olarak arayıp, bulup, teknik ve ekipsel destekleri önüne koyup bu yola girmeleri için ikna ekipleri kurmak.
4. Bazı yap işlet devret yatırımları gibi ürün alım satım garantileri vermek.
5. Sıcak paranın en çok döndüğü inşaat sektöründeki bazı büyük yatırımcıları kalıcı yatırım yollarına zorlamak. Mesela inşaat malzemelerinin üretimini yapan işletmeler kurmalarını zorunlu hale getirmek.
6. Birlik halinde hareket etmeyi başaramayan milletimizi devlet destekli kooperatifleşme sistemiyle yapılacak yatırımlara yönlendirip yastık altı paraları reel piyasaya kazandırmak. Meydanı Mehmet Aydın gibi uyanıklara bırakmaktan daha iyidir.
7. Geleceğin güçlü Türkiyesi için gerekirse büyüme hedeflerinde biraz frene basıp, Reel ve kalıcı yatırımların önünü açarak gelecek yıllara yatırım yapmak. Büyüme hedeflerini finanse edecek yabancı yatırımcıları kalıcı yatırımlara yönlendirmek.
   Düşündüğünüz zaman bu yedi maddeye belki birkaç tane daha eklenebilir, ancak ülke ekonomisinin bir an evvel yeni adımların atılmasına ihtiyaç duyduğu acı bir gerçek. İyi niyet karın doyurmuyor. Aç insanlara da birçok mesele anlatılamıyor, çünki aç. Allah Rasulü Hz. Muhammed dahi Allah'a dua ediyor: "Ya Rabbi Ümmetimi Açlıkla ve Yoklukla İmtihan Etme"
   Maalesef ülkemiz dışarıdan gelen sıcak paraya muhtaç durumda. Bu sıcak para yatırım olarak gelse ne ala. Halbuki biz bu paraların yüzünü dahi görmüyoruz, çünki yalnızca bono, repo, veya borsaya geliyor. Buraya da gelişinin tek nedeni var. Türkiye gibi ekonomisi büyük ancak bu denli yüksek faiz olan ülke sayısı çok az. Bu denli yüksek faiz oranlarıyla da kalıcı bir kalkınmayı yakalamak mümkün değil. Serbest piyasa ekonomisi diye sunulan sistem aslında halkı veya tüketiciyi korumak için oluşturulmadı. Tam aksine yatırımsız bir şekilde paraya para kazandırmak için yine dünya para babalarının kurduğu bir düzen. Belki de herşeyden önce yapılması gereken bu serbest piyasa ekonomisinin bazı yönlerine bir ayar verip faizleri belirleyen bölümünü iptal etmek olacaktır.
   Naçizane benden...