Hocam selamlar

Bu yazınızı gözden kaçırmışım. Kusura bakmayın. O kadar uzun zaman oldu ki, en son ne zaman gezi yazınızı okudum hatırlamıyorum. Heyecanlandım :)

Gidişimin ardından şehirde tornado oldu ve birçok kişi de yaşamını yitirdi. Ucuz kurtulduk valla.

Aynen hocam, verilmiş sadakanız varmış :) Ucuz atlatmışsınız.

Jack Daniels abimizin mezarında duasını eksik etmedik. Adamlar da utanmadan sandalye koymuş millet otursun içsin diye.

Hocam siz de hiç poz vermemişsiniz, sanki oradan geçerken çekilmiş bir foto gibi olmuş :)

'Fakir' kahvaltısı...

İdare eder hocam yani tabi Türk sofralarının havalı kahvaltısı gibi değil ama doyurucu gözüküyor.

Jack'in düldüllerinden birisi...

Hocam bu araba çalışıyor yoksa müzelik mi duruyor orada. Teker genişlikleri ne kadar ince.

Bu arada Jack Daniels'ın nasıl öldüğünü de öğrenmiş olduk. Jack, her sabah işe en erken gelen kişiymiş. Yine erken saatlerde işe geldiği bir gün, kasadan para almak istemiş...

Hocam nasıl enteresan bir hikayesi varmış. İlk olarak kasasının şifresini niye başkası biliyor bunu anlayamadım. İkincisi ise ayak parmağından alan yarayla ölmesi yani şaka gibi.

Bu olayın benim için en enteresan tarafı ise ayağına viski dökmüş olsa, yaşayacağı olması.

Bunu bilmiyordum mesela...

Ayrıca içerisinde bir de sanat müzesi mevcut ama ben bu sanat müzesi yerine uzun zamandır görmeyi istediğim bir ressamın resimlerinin yer aldığı başka bir müzeye gittim. Sıra ona da gelecek :)

Evet sizin gezi yazılarınızın vazgeçilmezi, müzeler :)

Evet bir yazımızın daha sonuna geldik. Ben sonunda yazabildiğim için mutluyum. Umarım sizler de okuyunca beğenirsiniz.

Ben de mutlu oldum hocam. Sayenizde biz de gezmiş oluyoruz. Teşekkürler, güzel bir gezi yazısı olmuş. Devamını bekleriz :)