NÛŞÎREVÂN-I ÂDÎL [V. BÖLÜM]

V. Bölüm

Fars Mubedi, aklındaki Mezdek'e tabii olma planından başarılı olup kendi ülkesine doğru yola çıktı. Henüz yolu bitirmemişken Nûşîrevân harekete geçip güya gece gördüğü rüyayı Mezdek'e anlattı.

Rüyamda büyük bir ateş beni yakmak için üzerime geliyordu. Cehennemden gelen bir ateş olduğu hissedebiliyordum. Tam beni yutup yok edecekken eli yüzü temiz bir zat beni kurtardı.

Rüyasını anlatmayı bitirdikten sonra devam etti:

O zat sen olabilirsin. Senin yokunu kabul ediyorum. Eğer güvenini kazanırsam büyük bir toplantı tertip edeceğim ve senin mezhebinden olanların gelip tekrar bağlılık göstermelerini isteyeceğim. Böylece mezhebimizden olmayanlar ortaya çıkacak ve onları zorlayacağız.

Mezdek, bu sözleri duyduğuna şaşırdığından fazla sevindi. Nûşîrevân, geri zekâlı Mezdek'in güvenini kazanmayı başardı Mezdek, onu ordu komutanı yaptı.

Bu durumlardan gayet memnun olan Mezdek, toplantı için kararlaştırılan günde mutluluktan vücudundan fırlayacak gibiydi. Çünkü 12 bin Mezdekî katılmıştı toplantıya. Görülmemiş bir ziyafet verildi. Ziyafetten sonra Nûşîrevân, tabii olanların 20 ve 30 kişilik gruplar halinde Cevgan Meydanı'na gidip orada onlara birbirinden süslü ve güzel hil'atler giydirilmesini istedi.

Ziyafetin ve kıyafetin şarhoşluğuna kapılan salak Mezdek ve Mezdekîler, dört tarafı çevrilen ve kapatılan meydanın altının kazılıp çukur haline getirildiğini ve ayak basanın baş aşağı çukura düşeceğini bilmiyordu. Neyse ki Mezdek kendisine tabii olanların gerisindeydi ki çukura düşmedi; fakat Nûşîrevân'ın da isteği bunun üzerineydi.

Meydana iyice yaklaştıktan sonra durumu fark eden Mezdek, Ceygan Meydanı'nın binlerce havada ayakla süslendiğini görünce titremeye başladı. Nûşîrevân, Mezdek'e:

Ey haramzade köpek! Senin lider olacağın ordunun giyebileceği en iyi hil'at budur. Dünyadakilerin mallarını, Hüdâ'nın kullarının kadın ve oğullarını ziyan etmeye, bunca yıllık padişahlığı hanedanımızdan koparmaya gelmiş bir köpeksin!

Haydi bakalım. Konuş. Adamın birini ateşgedenin altına yerleştirip konuştuyor ve "ateş konuşuyor" diyordun. Şimdi sen konuş!Tüm hünerlerini göster ve kendini kurtar!

Farahavar

Sözlerini bitiren Nûşîrevân, Mezdek'i de gömmeleri için askerlerine emretti. Şşkınlık ve korkudan hemen itaat eden askerler, Mezdek'i yakalayıp göğsüne kadar gömdüler ve etrafına kireç döktüler. Öylece sıkışıp kaldı Mezdek.

Babasına dönen Nûşîrevân:

Tüm felaketler senin zayıflığın yüzünden çıktı. Ordu ve halk sakinleşinceye kadar evinde oturmalısın.

Böylece babasını ülke idaresinden uzaklaştıran Nûşîrevân, saltanata geçti. Aradan uzun zaman geçmeden babası vefat edince de tek başına idare etmeye başladı ülkeyi. Sene: 531.

Nûşîrevân tahta henüz 18 yaşında bir gençken çıktı. Geniş bir imparatorluk elinin altındaydı. Suriye, Klikya ve İç Anadolu bölgelerine kadar yayılan geniş bir imparatorluk. Babasının zayıf idaresi yüzünden imparatorluk tam bir zulüm ve fesat yuvasına dönüşmüştü. Hak ve hukuk tanımayan Emirler kendilerince hareket ediyorlar. Nuşîrevan yaklaşık 5 sene ülkeyi bu zorluklarla baş ederek idare etti.

Farahavar

BAYKUŞ DÜĞÜNÜ

Nûşîrevân'ın nihayetinde adil idareye geçmesi bir baykuş kıssasının gerçekleşmesi ile olmuştur. Bu kıssada veziri Destûr ile av sırasında karşılaştıkları iki baykuşun söz gelimi ne konuştuklarını soran Nûşîrevân, vezirinin baykuşları anladığını söylemesi üzerine iyice açığa çıkmıştır.

Kıssa, Nazmî'nin Mahzenü’l Esrar’ında işte böyle nakledilir:

Hikâyedir, söylemişler raviyan,
Seyre çıkmış, bir gün Enûşirvan.
Pâdişah’ın yanında varmış biri,
Destûr denen O’nun büyük veziri.
Yol üstünde harap köye varmışlar,
Dam üstünde uluyormuş baykuşlar.
Şah vezire demiş, bunu dinlesin,
Kuş dilinden bizim dile çevirsin.
Vezir demiş, Şahım, hayır bir iş var,
Düğün için konuşuyor bu kuşlar.
Birinci kuş oğluna kız istiyor,
İkinci kuş ise ona söyliyor:
“Kalım, diye kaç harabe verirsin?”
Cevaba bak: “neden merak edersin?
Şah bu ise, böyle gitse rûzigâr,
Yüz bin harabelik dilersen de var.”
Şah vezirin bu sözünü dinlemiş,
Kinayeyi anlıyarak, inlemiş
Adalete vermiş o günden karar,
Olmuş adı adaletle paydâr.

Sonraki bölümde görüşmek üzere.

@sahinadm, @edebiyat

Yararlandığım Kaynak: Ahmet Şimşirgil