Akıllı oyna oyunu
Oyun giderek zorlaşıyordu. Yaklaşık 15 sene hiç sıkılmadan her sabah uyanıp oynadım. Hatta eskiden çok geç saatlere kadar oynadığımda babam kızardı. Hadi uyu artık derdi. Babam da kendi oyununa 1954'te başlamıştı. O artık ileri seviye oyuncu olduğundan geç saatlere kadar oynayıp karakterini çok az dinlendirerek ertesi gün işe yolluyordu. Yıl 2018 oldu babam hala usanmadan karakterini işe götürüyor.
Kaynak
Oyun o kadar zorlaşmaya başlamıştı ki, ben giderek daha iyi oynadığımı hissedemiyordum. Oyunda geçirdiğim her günden bir şeyler öğreniyor olmam gerekiyordu. Aslında öğreniyordum fakat daha fazlasını istiyordu oyun benden. Hatta yanlış şeyler de öğretiyordu. Ben bunu kullanırım dediğim şeyler elimde patlıyordu. Sonra oyunda bir karakterle tanıştım. Bilge bir karakterdi. Oyunu çok uzun yıllardır oynamamasına rağmen çok şey öğrenmişti. Bana dedi ki; Oyunu akıllı oynamalısın doktor! Nasıl? diye sordum. Senin oyunun ben söyleyemem ki dedi. Hemen girip araştırdım. Oyun nasıl akıllı oynanır?
Öğrendiklerim bir bakıma ilginçti. Politik davranışlar, yeri geldiğinde blöfler hatta yalan. Aynı doktor olmam gibi. Hangisini nerede kullanacağımdan emin değildim. Oyunu akıllı oynamak diğer oyunculara zarar verecek gibi duruyordu. Şüpheyle yaklaştım. Bildiğimi okumaya devam ettim. Sonra başka oyuncular bana zarar vermeye başladı. Oyunu akıllı oynadıklarını iddia ettiler bir de.
Kaynak
Ben oyuna daha yukarıdan bakmaya çalıştım. Akıllı oynadıklarını iddia edenler kazanıyordu ama bölümü geçmiyorlardı. Bölüm sonu canavarını kesmiş keyif yapıyorlardı. Evet hallerinden memnunlardı fakat diğer bölüme geçmeyeceksek neden oynuyorduk??
Oyunun amacını anlamak için diğer oyuncuları gözlemlemeye devam ettim. Bazıları ilerlemeye çalışıyordu bazıları ise bölümdeki görevleri bitirip keyfine bakıyordu. Bölüm geçmeye çalışanlar bana daha akıllı görünse de akıllı olduğunu iddia edip bölümü geçmeyenler daha mutluydu. Kimisi iz bırakmaya çalışıyordu kimisi mutlu olmaya. Amaçları olanlar başarabilse belki onlar da mutlu olurlardı bilemiyorum. Henüz 25 yıllık bir oyuncuyum. O kadar gözlemleyemedim. Fakat hırslı insanların adımları da bitmiyor... Oyunu akıllı oynamak gerektiğine ikna oldum ama nasıl oynayacağımdan emin değilim. Çok değişken var...
Gözlemleyebildiğim kadarıyla oyunun sonu hep aynı. Karakterini beyaz bir mermer ile buluşturuyorsun. Fakat sanıyorum bu yüzdendir ki oyunda çok ünlü bir söz var;
Önemli olan oyunu kazanmak değil, nasıl oynadığındır.
Oyunun içinde bir oyuna daha başlamıştım. Oyunu nasıl oynadığını anlatan karakterler toplanmış. Steemit diyorlar. Bugün 101. günümmüş. Ne kadar da az geldi birden. Fakat çok güzel karakterlerle tanıştım. Oyunu nasıl oynayabileceğime dair fikir kazanmamı sağlıyorlar. Ne güzel ne güçlü karakterler var. Bazıları benim için şimdiden çok özel.
İyi oyunlar...
Tek kelimeyle harika bir yazı sevgili Doktor 👏🏻👏🏻👏🏻
Okurken kendimi tekrar sorguladım, hâlâ oyunun içinde olmaktan mutlu oldum öncelikle, umudun bizi güçlü tutacağına da bir kez daha inandım...
Akıl, zeka, kurnazlık hep karıştırılır bu oyunda, kurnazlıklarının akıl olduğunu idda edenler gördüm ben, büyük hayatlarının içinde küçücük perişan hallerine acıdım... Kurnazlıklarının onları nasıl çürüttüğünü göremeyecek kadar da karanlıktı dünyaları, kokmuştu, uzaklaştım yanlarından...
İyi ki varsınız,
Selam ve sevgilerimle
🍀
Evet ben de başlığı öyle davranan insanlara yönelik atmadım zaten. Evet hala oyundayız bakalım neler yaşanacak :)
Aslında böyle düşününce hayatımız için heyecanlanabiliyoruz. Bilinmezliğin güzel yanları da var.
Çok teşekkür ederim güzel yorumunuz için :) Siz de seviliyorsunuz :)
Doktor, çok güzel bir yazı olmuş, belirtmek istedim.
Kızımın bana bir sözü vardı, bir hikayemde de bahsetmiştim;
İşte bu oyunda da kazanamasak da kaybetmemek önemli olan. Bazıları kazanırken kaybederken bazıları kazanmasa da kaybetmez.
İnsanın küçük kızından böyle bir destek alabilmesi nasıldır hayal etmeye çalıştım bir süre. Fakat zaten bu oyunu kazanmak diye bir şey söz konusu değil. İyi oynamaya çalışmak önemli. Keza karşımda iyi bir oyuncu duruyor :)
Ben kendi oyunumda şunu fark ettim; bölüm geçmek yok. Başka bölüm yok çünkü; tek bölümlük bir oyun. Kaybetmek de yok kazanmak da. Bazı şartlar olgunlaştığında kazandığını ya da şartlar geç olgunlaşınca sabırzılıktan kaybettiğini düşünürsün.
Oyunun sonunda ise yorgun düşen karakteri diğer karakter sırf hürmetten o beyaz mermere yatırıp kendi oyunlarına devam ederler.
Herkesin oyunu farklı tabi. Benimki bölümlerden oluşuyor açıkçası. Fakat dediğiniz gibi sabırsızlıktan benim de kaybettim dediğim oluyor. Fakat onlar küçük mücadeleler. Genel oyunum için biraz daha sabırlı olmak zorundayım.
Yorumunuz için teşekkür ediyorum :)
Rica ederim efendim. İyi oyunlar.
Yine doktorluk bir yazı.Bence sen doktorsun kesin.kazananin kime ve neye göre kazandığı belli olmayan bir oyunda kendi kurallarimi kendim belirlemek isterim.Oyun arkadaşlarimi da seçmek güzel olur.Oyun eğlenceli olur o zaman.butik bir oyun olsun.tercihimdir:
Hepimizin oynadığı oyunun belki de en güzel yanıdır, oyun arkadaşlarımızı seçebilmek :)
Doktorluk bir yazı :) sevdim bunu :)
You got a 2.98% upvote from @upme thanks to @doctorbishop! Send at least 3 SBD or 3 STEEM to get upvote for next round. Delegate STEEM POWER and start earning 100% daily payouts ( no commission ).
Herşey kazanmak mıdır? Yoksa kazandığını sanarak aldanmak mıdır? Kazanmanın tadına ancak kurallarına göre oynadığında varmak mıdır?
Kazanmak ya da kazanmamak kimi neyi nasıl kazanmak ?
Evet işte bütün mesele bu ....
Oyunu kuralına göre oynayan kazanır.
Sevgili baycan, yukarıdaki oyunda maalesef kazanmak yok. İz bırakmak var ama kazanmak yok.
İz bırakan kazanmış demek
Oyununu kuralına göre oyna izin kalsın:))
Ahahah. Bak bunu sevdim :)
Bu yazı Curation Collective Discord Sunucusunda küratörlere önerilmiş ve manuel inceleme sonrasında @c-squared topluluk hesabından oy ve resteem almıştır.
This post was shared in the #turkish-curation channel in the Curation Collective Discord community for curators, and upvoted and resteemed by the @c-squared community account after manual review.