🤵Bir Öğretmenin Gözünden Türkiye'de Eğitim [TR Liste Yarışma 03]

in #tr6 years ago (edited)

 Bir yandan bilgisizliği ortadan kaldırmaya uğraşırken, bir yandan da memleket evladını toplumsal ve ekonomik hayatta aktif şekilde etkili ve verimli kılabilmek için zorunlu olan ilk bilgileri, uygulamalı bir biçimde vermek metodu eğitimimizin temelini oluşturmalıdır.                                   Gazi M. Kemal Atatürk

EĞİTİMİN AMACI NEDİR PAYDAŞLARI KİMLERDİR?

      Eğitimin amacı, kişilerin yaşadığı toplumun ve toplumun bağlı olduğu çağdaş dünyanın uyumlu bir üyesi haline getirerek onları çağın gerektirdiği bilgi ve becerilerle donatmaktır (Dilaver, 1996). Eğitim, okul denilen örgütler aracılığıyla verilmektedir .Eğitimin paydaşlarına baktığımızda öğrenci, öğretmen, veli ve diğer paydaşlar olarak ele alabiliriz. Günümüzde her örgütte örgütsel yaşam hızla değiştiği gibi okulda da değişmektedir. Bu değişimle baş edebilmek için değişime ayak uydurmak gerekmektedir. Küreselleşme, yeni teknolojiler, artan kültürel farklılıklar; örgüt yaşamının bir parçası olarak çalışanların ve diğer bireylerin değişen beklentileri, örgüt açısından etkililiği ve verimliliği sürekli sağlama noktasında bir zorunluluk ortaya koymaktadır. 

Peki biz ülke olarak bu değişime ayak uydurabiliyor muyuz ? 2002'den beri neler yapılıyor ?

     Cumhuriyet'in ilk yıllarına baktığımızda Atatürk'ün aslında bir milletin kalkınmasında, bağımsız yaşamını kazanmasında en önemli şartın eğitim olduğunu gören ve her fırsatta bunu vurgulayan bir lider olduğunu görmekteyiz. Ülkenin dört bir yanında eğitim seferberlikleri, mllet mektepleri, meslek okulları üniversiteler gibi birçok kurum açılmış birçok öğrenci yurtdışına gönderilerek gerekli eğitimleri almış ve vatanın birer eğitim neferi olarak yurda dönerek son nefeslerine kadar çalışmışlardır. 


     Tarihe çok daha fazla girmeden biraz da son yıllarda yapılan çalışmaları değerlendirmek gerektiğini düşünüyorum. Dünya'da eğitim sisteminizin başarısında ölçüt olarak kullanabileceğiniz PISA, TIMMS gibi sınavlar mevcuttur. Ülkemiz PISA sınavına 2003 yılından beri girmektedir. 2003-2012 arasında bir yükseliş sergilemiş 2015 yılında yapılan sınavda ise 2003'teki sıralamamızın bile altına düşerek son yıllarda yapılan işlerin ne kadar hatalı olduğunu en çarpıcı şekilde göstermiştir.

Grafik 1: PISA 2012 sonuçlarına göre, Türkiye okuma becerilerinde 65 ülke arasında 41'inci sıradaydı. Fen ve matematikte ise başarısızlık daha da belirgindi. Matematikte 44, fende 43'üncü sıradaydı. PISA 2015 sonuçlarına göre Türkiye fende 70 ülke içinde 51'inci, matematikte 48'inci, okumada ise 49'uncu.


   2005 yılında LGS vardı Lise Giriş Sınavları diye aynı yıl içinde ismi değişti, OKS oldu. Ortaöğretim Kurumları Sınavı, 2008 yılında OKS’den üç aşamalı BS’ye geçildi. Seviye Belirme Sınavı. 2009 yılından itibaren ise bu sınav sadece ilköğretim 8’inci sınıflara uygulandı.İlerleyen dönemlerde yine 8’inci sınıflar için devam etti.2012-2013 yılında SBS son kez uygulandı.Ve TEOG geldi! Temel Eğitimden Ortaöğretime Geçiş Sınavı. 2017 yılına geldiğimizde ise bir anda TEOG'da kalktı denildi ve yerine gelecek sistem aylarca açıklanamadı. Sırf burada bile ne kadar plansız hareket edildiğini bir kez daha gördük.

     Milli Eğitim Bakanlığı, bir ülkenin en önemli bakanlığıdır. Bu teşkilatın başında tecrübe sahibi, konusunda uzman, hem öğretmenin hem öğrencinin hem de diğer paydaşların sorunlarını bilen biri olmalıdır. 2002'den bu yana 6 bakan değişti ve her gelen reformlarla, afilli sözlerle, sistem değişiklikleriyle geldi. Peki hiç biri düşünmedi mi ? Getirilen bir sistemin sonucunu görmek için en azından bir öğrencinin o sistemden mezun olması gerektiğini. Öğrenciler her yıl değişen bir sisteme adapte olmak için tökezlerken, öğretmenler, veliler ve yöneticiler de bu süreçlerden nasibini aldı. Öğrencilerimizin başarısı gittikçe düşüyor ve beyin göçü üniversite yıllarından lise yıllarına kadar düştü. Bu belirsizlikten rahatsız olan ve çocuğunun geleceğini düşünen aileler daha lise yıllarında onları yurtdışına yollamaya başladı.Fatih projesinden bahsetmek istemiyorum bile cumhuriyet tarihinin en büyük eğitim yatırımı olarak lanse edilen, eğitimde fırsat eşitliği sağlanacağı söylenen Fatih Projesi'nden de kısaca bahsedeyim bilmeyenleriniz varsa öğrenmiş olur. Fatih Projesi kapsamında 2010 yılından günümüze kadar milyonlarca lira para tabletlere ve etkileşimli tahtalara verildi. Önce il ve ilçe merkezlerine verilmeye başlandı. Zaten tableti, telefonu, bilgisayarı olan çocuklar verilen tabletlerin şifrelerini kolayca kırarak bir oyun cihazı daha elde etmiş oldu. Etkileşimli tahta konusunda gerekli hizmet içi eğitimi alamayan öğretmenler onları projeksiyon cihazı olarak kullanmaktan öteye gidemedi. En önemlisi ise fırsat eşitliğinden bahsedilen proje il ve ilçe merkezlerinde çoktan uygulanırken köyden tüm bu imkanlardan yoksun çocuklar en sona bırakıldı. 12.04.2018 tarihi itibariyle çalıştığım köye hala ne tablet ne de etkileşimli tahta gelmedi.  Bu konularda sayfalarca yazı yazabilirim ama okunabilirlik açısından burada kesiyorum ve neler yapılması gerektiğine gelmek istiyorum.

Başarı İçin Ne Yapılmalı ?

Eğitim sisteminda başarı tek kaynaktan çıkan ve direk sonuca götüren bir olay değildir. Eğitim sistemi konunun başında da bahsettiğim gibi birçok paydaştan oluşan çok yönlü bir sistemdir. Sistemin başarısı ne alttan üste ne de üstten alta olabilir bunun olmayacağını defalarca eğitim politikalarının başarısız olmasıyla malesef gördük. Başarı ancak üst ve altın birlikte çalışmasıyla mümkündür. Üstten kastım MEB, alttan kastım ise kurum yöneticileri, öğretmenler, veliler ve öğrenciler gibi paydaşlardır.Birkaç şey sıralamak gerekirse:  

1. Öncelikle küresel çapta başarılı olan ülkelerin neden ve nasıl başarılı oldukları araştırılmalıdır.

Örneğin PISA'nın son yıllarda yaptığı bütün sınavlarda Singapur ve Çin başı çekmektedir. Bunu nasıl başardılar ? Neler yaptılar ? Bunu araştırmak aslında çok kolay merak edip akademik bir arama motoruna girdiğiniz taktirde bu konuyla ilgili yüzlerce makale karşınıza çıkmakta. Mesela Çin'i merak edip bir iki makaleye baktığımda öğretmenleri eğitim sisteminin lideri konumuna getirdiklerini ve çift taraflı bir iletişim kanalı olarak kullandıkları bu sisteme de "Omurga Öğretmen" dediklerini gördüm.

2. Ülkemizdeki sorunlar ve sebepleri araştırılmalıdır.

Politikalar neden başarısız oluyor ? Öğretmenlerin sorunları neler ? Öğrencilerimizin başarısını arttırmak için neler yapılmalı ? Okulların ne gibi eksiklikleri var ? Ülkemizin hangi konuda eğitim almış bireylere ihtiyacı var ? gibi sorunlar derinlemesine araştırılmalı.

3. Acele edilmemeli ve çerçeve olacak bir milli eğitim planı hazırlanmalıdır.

ABD gibi ülkeler kısa vadeli ve uzun vadeli milli eğitim planları hazırlarlar ve bu plan doğrultusunda ilerlerler. Bakanlar değişse dahi bu planlar değişmez sadece planın başarılı olması için çalışırlar. Bizde ise her gelen bakanın daha bir dersin bile nasıl işlendiğini bilmeden kendi planını hazırladığını ve uygulayamadan değiştiğini görmekteyiz.

4. Öğretmenlerin sorunları giderilmelidir.

4 yıldır öğretmenlik yapıyorum. Biliyorum uzun bir süreç değil ama ülkemizde öğretmenlerin sorunları hakkında az çok bilgi sahibi olduğumu düşünüyorum onlardan biri olduğum için.  😄 Öğretmenlerin sorunu maaş değil, öğretmenlerin asıl sorunu itibar, özgürlük, iş yükü. Yeni gelen bir kanunla öğretmeni öğrenci ve veli dahil birçok kişi değerlendirecek. Peki öğretmeni öğrencinin eline düşürmek ne kadar doğru ? Malumunuz videolar sosyal ağlarda dolaşıyor "hoca bana düşük vermiş ben de ona sıfır verecem." diyen öğrencilerin olduğu.

malum video: https://www.youtube.com/watch?v=ksnn3IF2qDw

5. Başka ülkelerin başarılı eğitim sistemlerini kopyalamak yerine onların başarısının sırlarına bakılarak kendi MİLLİ eğitim sistemimizi tüm paydaşların fikirleri alınarak oluşturulmalıdır.

Yapılan çalışmaların başarısızlık sebeplerine baktığımızda ya başarılı olan bir sistemi ülkemize entegre etmeye çalışmaktan ya da paydaşların gerekli görüş ve önerilerini almadan uygulamaktan olduğunu görmekteyiz. Bir eğitim sisteminin en önemli paydaşı öğretmendir. Bir yenilik yapılacağı zaman tepeden inme bir değişiklik yerine öğretmenlerle, okul yöneticileriyle, veliler ve öğrencilerle iletişim halinde olmak görüş ve önerileri değerlendirmek ve buna göre hareket etmek gerekmektedir. Çünkü yapılan değişikliği benimsememiş bir öğretmen kitlesi bunu uygulamayacak ya da uygulayamayacaktır. 

Okuduğunuz için teşekkür ederim... 💓 

 Eğitimdir ki, bir milleti ya özgür, bağımsız, şanlı, yüksek bir topluluk halinde yaşatır; ya da esaret ve sefalete terk eder.                                                                                                                     Gazi M. Kemal Atatürk

Kaynakça

1.   Dilaver,      H. (1996). Türkiye’de öğretmen istihdamının dünü, bugünü ve yarını,      Eğitimimize Bakışlar, İstanbul:      Kültür Koleji Vakfı Yayınları( Kendi tez çalışmamdan aldım.)

2. 1. Görsel: Atatürk ve Eğitim

3. 2. Görsel: Yurtdışına giden öğrenciler

4. 3. Görsel: Pisa Grafiği

5. 4. Görsel: Fatih Projesi

6. 5. Görsel: Atatürk

Sort:  

Etkili ve iyi noktalara değinmişsiniz bravo. Düzelmesi için dediğiniz gibi el birliği veya işbirliği olmalı. Eğer olmazsa aynı birşekilde her gelen bakan benimde tuzum olsun der ce yemek hem tuzlu hemde karman çorman olur. Hayırlı günler.

çok teşekkür ederim aslında bilgisayarım arızalı olduğu için düzenleyemedim ve istediğim şekilde değerlendiremedim. çok daha fazla başlık var değinebileceğim ama malesef başka yazılarda :)

Bende yazdıklarınıza katılıyorum.Eğitim ve Ögretim yöneticiler değistiginde bile degismeyecek sağlam temellere oturmalı.Ben dahil hepimiz devamlı değisen egıtim sisteminin parçalarıyız.Öğretmenlerin sorunları da cabası.Düzelir mi derseniz işte orası karışık bence☹tabi gelecek neler getirir belli de olmaz.

Türkiye'nin en büyük sorunu el değiştiren yönetimle değişen politikalar ve verilen emeklerin paraların böyle boşa gitmesi. Umarım düzelecek ve ülkemiz açısından çok daha iyi olacaktır.

We recommended this post here.

We are Discover Steem, if you like our work consider giving us an upvote. :) If you don't wish to receive recommendations under your posts and to be recommended, reply with STOP.

Gelişmiş çağdaş bir millet ancak iyi bir eğitim ile mümkündür. Türkiye de eğitim bilincinin ve sisteminin halen eksik olduğu aşikar. Hele son zamanlarda eğitim sistemi ile ilgili sürekli değişimler yaşandı, ÖSYM sınav değişikliği yaptı, öğrencilerin hafta hafta girdiği sınavlar yine bir haftasonuna sığdırıldı. Çocukların hayatını belirleyen sınav sistemleri sürekli değişiyor, daha iyiye mi yoksa kötüye mi gidiyor zamanla göreceğiz.

Ayrıca dediğiniz gibi Türkiye de öğretmen olmak da zor. Veliler en ufak bir hususta çocuğuna terbiye vereceğine arkasına düşüp öğretmeni şikayet etme eğiliminde, yani insanımız da çok bilinçli değil malesef, eskiden öğretmenliğin ağırlığı daha fazlaydı. Herkes saygı gösterirdi, şimdi ne kadar geçerli siz yaşayarak daha iyi farkediyorsunuzdur.
Elinize emeğinize sağlık hocam inşallah eğitim sistemimiz sağlam temeller üzerine oturtulur. Eğitime ve eğitimciye hakkettiği değer ve önem verilir.

malesef yöneticilerin basiretsizliği öğretmenlerin motivasyonunu düşürüyor. Hadi biz olgunlaşmış insanlarız kendimizi toparlıyoruz da en kötüsü nesiller ziyan oluyor. Bunun için eğitim yönetiminde yüksek lisans yapıyorum Semra hanım. Başarılı olursam eğitim sistemine katkımı çok daha etkili yerlere taşıyacağım İnşallah :)

İnşallah hocam, azim ve isteğiniz sizi başarılı kılacaktır eminim:)

Resteemed your article. This article was resteemed because you are part of the New Steemians project. You can learn more about it here: https://steemit.com/introduceyourself/@gaman/new-steemians-project-launch

thanks for it

Coin Marketplace

STEEM 0.20
TRX 0.12
JST 0.028
BTC 64453.36
ETH 3507.44
USDT 1.00
SBD 2.56