Küresel Isınmadan Neden Korkmalıyız

En kötü senaryoyu ele alacak olursak, küresel ısınma insanlığın sonunu getirebilecek büyüklükte bir felakettir. Bundan 50 yıl önce adı bile geçmeyen bu konu nasıl oldu da 50 senede varlığımızı tehdit eder hale geldi? Çığırından çıkan sanayileşmenin yarattığı artan karbon ve sera gazlarının salınımı ne yazık ki bizi bu duruma getirdi. Yaz kış düşünmeden kullandığımız klimalar, bol bol sıktığımız parfümler, hızla artan kişisel araç sayısıyla doğru orantılı fosil yakıt tüketimi. Besi çiftliklerinde yetiştirilen hayvanların atıklarından oluşan metan gazları, katı yakıtlı enerji santralleri, hemen hemen her akarsuya kurulan barajlarla ne yazık ki kendi sonumuzu kendimiz hazırlıyoruz. Bilim adamlarının bazıları geri dönülemez noktayı geçtiğimiz söylemeye başladılar bile.

Peki, bunun önüne geçmezsek bizi ne bekliyor? Bildiğiniz üzere kutuplardaki buzullar hızla erimekte, buzul tabakası güneşten gelen ışınları yansıtma işlevi gördüğünden dünya giderek daha fazla ısınmaya başlayacak. Deniz seviyesi yaklaşık 70 metre yükselecek, bunun sonucunda ise kıyı şeritlerinde yaşayan milyonlarca insan evsiz kalacak. Tatlı su kaynakları azalacağı için su sıkıntısı başlayacak. Küresel ısınma sadece insanları etkilemeyecek, dünya üzerindeki canlıların en az %30’u yok olacak. Mevsim değişiklikleri neticesinde tarımsal olarak kullanılan bitkilerin birçoğundan artık hasat elde edilemeyecek. Yiyecek stokları tükenecek ve şimdiye kadar hiç yaşanmamış bir kıtlık baş gösterecek. Değişen hava akımları yıkıcı fırtınaların sayısını ve şiddetini arttıracak. Nadir gerçekleşen kasırgalar sıradan hale gelecek, dünyanın birçok yeri çölleşecek.
Ve en nihayetinde bütün bu olanlardan sonra kaçınılmaz olarak kendisini resetleyecek olan dünya küresel ısınmanın bir sonucu olarak tekrar buzul çağına girecek. Milyarlarca insan, açlıktan, susuzluktan, sıcaklardan, zorunlu göçlerden sağ çıkamadığı için ölmüş olacak. Peki, bütün bunlar bilinmesine rağmen siyasiler neden hala küresel ısınmayı reddetmektedir? Çünkü küresel sermaye babaları, lobileri ile devletleri sıkıştırmakta, küresel ısınmanın engellenmesi için atılacak adımların ekonomiyi mahvedeceğini söylemektedirler. Bir bakıma haklılar, daha az araç kullanımı, daha az et tüketimi, daha az enerji tüketimi vb. yöntemler bu insanların cebine daha az para girmesi anlamına geliyor. Fakat burada sormamız gereken soru şu; küresel sermayenin sıkıntıya girmesi, çocuklarımıza üzerinde yaşanmaz bir dünya miras bırakmamızı haklı çıkarıyor mu? Tek başıma ben mi engelleyeceğim diye düşünmeyin. Ailenizi, arkadaşlarınızı bilinçlendirin. Unutmayın, üzerinde yaşayabileceğimiz tek bir dünyamız var. Onu da korumak bizim elimizde.