Ana Dili Türkçe Olmayanlar Dilimiz Hakkında Ne Düşünüyor?

in #tr7 years ago (edited)

school-1063556_960_720.jpg
Source: https://pixabay.com/de/schule-tafel-sprachen-schultafel-1063556/

Diller de aynı insanlar gibi sürekli nefes alıyor, durmaksızın büyüyor, gelişiyor ve zamanı gelince ölüyor. Etten kemikten kolları, bacakları ve narin ruhları var. Uzmanlar bugün dünyada altı bin kadar dilin konuşulduğunu tahmin ediyormuş. Altı bin adet farklı gramer yapısı ve milyonlarca kelime ... Ben hayal gücümün sınırlarını çoktan aştım, ya siz❓

Ucundan kıyısından varlığına aşina olduğumuz, bir iki kelimesini ezbere bildiğimiz bir yabancı dil mevzu bahis olduğunda net bir resim canlanır çoğu zaman kafamızda, belirli belirsiz heceler ve sözcükler kulağımızda çınlamaya başlar. Kendimden örnek vererek başlamak istiyorum. Lütfen sesli tekrarlayın. Ne demek istediğimi hemen anlayacaksınız.

Almanca: ayynee, zişşşşş, bahhhh, şşıtaynn
Rusça: kirunivşkk, kruçivskkk, moşke, matruş, ruşka
Fransızca: keth tu pööö, jö pö taht, dezağğğnnn
Japonca: kataruoo, mazuuo, nara, aşitaa, toimattakoreee
Çince: şihhşi, mihşişii, şişo ooo

Ne zaman yanımda bu dillerden birinin adı geçse aklıma direkt bu anlamsız söz öbekleri gelir. Çok eminim ki bu durum ana dilim Türkçe için de geçerli ama bu dilin herkes tarafından konuşulduğu bir yerde doğup büyüdüğüm için Türkçe kulağa hangi anlamsız söz öbeklerini getirir bilmiyorum. Çok merak ediyorum ama ana dilimin yabancı kulaklarda nasıl bir tını bıraktığını. Üşenmedim ve bu konuda uzun ve çetrefilli araştırmalar yaptım internet aracılığıyla. Uzun süredir yurt dışında ikamet etmem sebebiyle de karşılaştığım birçok insana ve Türkçe öğrettiğim öğrencilerime de bu konuda sorular sordum. Bir sonuca ulaşmayı başardım nihayetinde. Artık biliyorum Türkçe’nin kulaklarda nasıl bir tını bıraktığını. Hep beraber tekrarlayalım lütfen.

Türkçe: lülü gülü lülülüüü, yokk buzzz bık, bzım mırım, tpırım pırım, icem mıcım picam

Evet, ana dili Türkçe olmayanların aklına Türkçe denildiğinde genellikle bu anlamsız söz öbekleri geliyor. Bol miktarda 'ü' onlar için Türkçe demek. Bu 'pırımm pırımm' da size bir şeyler hatırlatmıştır mutlaka. Geniş zaman eki ve birinci tekil şahıs eki kullanarak kurduğumuz gülerim, giderim, yaparım, alırım, ederim gibi cümlelerden akıllarında genellikle bu anlamsız hece yığınları kalıyor.

Almanya’da tanıştığım birçok kişi Türkçe’nin aslında çok melodik bir dil olduğunu düşünüyor. Tabii bunu hemen düşünmüyorlar. Genellikle muhatap olduğum kişilere billur gibi İstanbul Türkçesi içeren bazı videolar göstermem gerekiyor bu şekilde düşünmeleri için. Almanya’da yaşayan sürüsüyle insanın İstanbul Türkçesi denen bir kavramın varlığından dahi haberleri yok. Hatta öyle zamanlar oluyor ki Türkçe dediğim zaman ivedi bir şekilde uzaklaşıyor insanlar yanımdan. Bu durumda suçu direkt Almanya’da yaşayan gurbetçi vatandaşlarımıza yüklemek istemiyorum ama vurgulamadan edemeyeceğim bazı gerçekler var. Almanya’da konuşulan Türkçe kalite bakımından yerleri süpürüyor. Almanca ile birçok şekilde karışmış, gramer ve cümle düzenine zerre dikkat edilmeden icra edilen bir Türkçe her sokak başında çıkıyor insanın karşısına. Kısaca örneklemek istiyorum bu durumu.

Schatz, Mittwoch günü önce putzen yapalım sonra da einkaufen yapmaya gidelim mi? Tamam anlarım ama arada da verarschen yapmak istiyorsun sanki beni.

Dilbilim üzerine uzmanlaşmışlığım yok ama bu durumun code mixing olarak adlandırıldığını biliyorum. Bir dilin başka dillerle karıştırılarak konuşulmasının sağlıklı bir süreç olduğunu düşünmüyorum. Bu durum için illa ki kendince haklı sebepleri vardır birçok gurbetçi vatandaşımızın ve ben bu sebeplere saygı duyuyorum. Gözlemlediğim kadarıyla vurgulamak istediğim nokta şu ki iki dilin karıştırılarak konuşulması Türkçe ile uzaktan yakından bir ilişkisi olmayanlarda dilimize karşı ciddi bir ön yargı oluşturuyor. Ana dili Türkçe olmayanlar sürekli cümle yapısı bozuk ve gramer kuralları ihlal edilen bir Türkçe ile karşı karşıya geldikleri ve dünyada yaşayan her Türk’ün bu şekilde konuştuklarını düşünme hatasına kapıldıkları için kafalarında çok negatif bir Türkçe resmi var. Bu insanlara İstanbul Türkçesi içeren videolar izlettirerek onların kafalarındaki o negatif resmi elimden geldiğince yıkmaya çalışıyorum. Ciddi bir oranda başarı sağladığımı da itiraf etmeliyim.

Almanya’da uzun yıllar boyunca değişik yaş grubundan birçok insana Türkçe öğrettim ve şimdi biraz da dilimizi sonradan öğrenen ve kafalarında Türkçe’ye karşı katı ön yargılar bulundurmayan kişilerin dilimize karşı hissettiklerinden bahsetmek istiyorum. Öğrencilerim şu an şakır şakır Türkçe konuşuyorlar ama bu evreye gelmeleri hiç kolay olmadı. Neden mi❓ Onları ne zorladı bu kadar❓

Almanca ve İngilizce gibi dilleri konuşurken bir sözcüğün ya da cümlenin anlamını genişletmek ya da değiştirmek istediğinizde cümlenize durmadan bağımsız yeni kelimeler eklersiniz. Aşağıda verdiğim örneği incelemenizi rica ediyorum.

room
in the room
I am in the room

Şimdi aynı örneği bir de Türkçe yazalım. Göreceksiniz ki birçok ek kullanacağım ve orta uzunlukta bir kelimeye benzeyen bir cümle elde edeceğim.

oda
odada
odadayım

Sondan eklemeli bir dil olan ana dilimizin bu sondan eklemeli yapısı ana dili Türkçe olmayan ve Türkçe öğrenmeye heves edenlerin suratlarına koca bir tokat gibi iner işin en başında. Öğrencilerime bu durumu çeşitli şekillerde örneklendirmeye çalıştım. Türkçe bir tren gibidir ve kelimelere vagon ekler gibi ekler eklemeniz lazım desem de pek bir fayda etmedi, öğrencilerim kafalarında hemen net bir resim oluşturamadılar. İngilizce ve Almanca gibi dillerden çok başka bir dil ailesinden gelen Türkçe kendisini ana dil olarak konuşmayanlara bu sondan eklemeli yapı yüzünden alışma süreci geçene kadar sistemli bir şekilde kabuslar gördürüyor. Öğrencilerim sondan eklemeli bu yapıya alışana kadar yüz türlü hatalı gramer çukuruna batıp batıp çıktılar. Çoğu öğrencim aitlik eki ile sorunlar yaşar mesela. Benim ev, senin çocuk gibi yanlış kullanımlar her zaman karşılaştığım bir şeydir. Onlara göre benim, senin, onun gibi kelimeler (İngilizce my, your, his, her ve Almanca dein-e, mein-e, sein-e/ihr-e) zaten aitlik bildiriyor ve bu sebeple de aitlik eki kullanımını gereksiz görüyorlar. Bilmiyorlar ki benim evim derken benim kelimesini isterlerse cümleden atabileceklerini ama "-im" ekini atmanın çok büyük bir gramer hatası olacağını.

Türkçe yeri gelince çok zor dil olabiliyor azizim. Sonradan öğrenen bilir ...

Gelelim öğrencilerime kök söktüren ikinci noktaya: Ünlü uyumları. En az sondan eklemeli yapı kadar zorluyor öğrencilerimi büyük ve küçük ünlü uyumları. Şimdi bana neresi zormuş yahu demeyin. Ana diliniz Türkçe ise tuzunuz kuru. Bu ünlü uyumlarının içine doğduğunuz ve çekirdekten Türkçe ile yetiştiğiniz için bu gramer kurallarının ne ciğer söken bir şey olduklarının muhtemelen farkında değilsiniz.

Bir cümle kurarken kelime köklerindeki ve kelime köklerine eklenen eklerdeki son sesli harfe sürekli dikkat etmek ve devam edecek ekteki sesli harfi belirli kurallara göre şekillendirmek zorunda olduğunuzu düşünmenizi rica ediyorum bir saniyeliğine. Siz ana dili Türkçe olan bireyler olarak bunu zaten otomatik olarak yapıyorsunuz ama bir dakikalığına Almanca olsun ana diliniz mesela ve siz uzunca bir cümleyi Türkçe kurmak zorunda kaldığınızı hayal edin.

Baba-cığım ayakkabı-lar-ım yatağ-ın altın-da değil, anl-ı-yor mu-sun?

Şu kurulması size göre bebek oyuncağı olan cümlede bile kaç yerde ünlü uyumlarına dikkat etmek zorunda kaldım. Bir de ana dilinizin Almanca, İngilizce ya da Japonca olduğunu ve bu ünlü uyumlarına dikkat ederek akıcı bir şekilde Türkçe konuşmaya çalıştığınızı düşünün. Cidden zor ama durun, hep böyle devam etmiyor tabii bu durum. Dört beş ay içinde alışıyor Türkçe öğrenenler bu duruma. Ne kadar pratik yaparlarsa o kadar hızlı ve doğru bir şekilde icra etmeye başlıyorlar dili. Acemilik dönemleri geçtikten sonra da ana dilimizin bol ü’lü bol ş’li bol ğ’li cennetinin tadını çıkarmaya başlıyorlar.

Ana dilim olduğu diye demiyorum, Türkçe gerçekten de çok hoş, melodik ve kıvrak bir dil. Senelerdir başkalarına öğrete öğrete objektif bir gözle bakabiliyorum ana dilime ve gördüğüm görüntü çok hoş.

Yazımdan keyif alan arkadaşlarımın parmaklarına kuvvet diyorum.

Hepinize şimdiden mutlu, huzurlu ve sağlıklı yıllar dilerim.

language 111.jpg
Source: https://www.flickr.com/photos/planeta/7288841414

Sort:  

Çok güzel bir yazı olmuş. Bölümümüzde 3 yıldır Türkiye'de olup çok güzel Türkçe konuşan(üstüne Türkçe mühendislik okuyan) ,Suriyeli bir arkadaş var. Biz de merak edip sorduk "Bu kadar yumuşama, kaynaşma, sertleşme kuralını yüzlerce eki nasıl öğrendin?"

Bize verdiği cevap yurt dışına giden her insan için ders olarak öğretilmeli: "Yurttaşlarımla değil sizlerle arkadaş oldum. Öğrenmedim, ezberledim"

Şu sıralar Rusça öğrenmeye çalışıyorum, kursa gidiyorum sınav dönemlerimiz sağ olsun tekrar yapıp yeni kelimeler öğrenmediğim için olduğu yerde sayıyor. Derste bir çekimi öğrensem bile bir istisna gelip tüm cümleyi değiştirebiliyor. Dilin her kelime için bir kuralı yok. O yüzden öğrenilen değil, ezberlenen bir şey olduğunu düşünüyorum. Türkçe için de bu geçerli.

Çok teşekkür ediyorum :)
Suriyeli arkadaşınızın dil azmine hayran oldum.
İnsanların dil öğrenme kabiliyeti ve yoğun bir emek sonucunda birçok dili konuşabilmeleri beni her zaman çok şaşırtmış ve insan beynine şapka çıkarttırmıştır :)
Bu arada Rusça´ya ben de zamanında merak salmıştım ama nasip olmadı maalesef. Türkçe ile benzer gramer özellikleri olduğu için Fince çok ilgimi çekiyor bugünlerde.

Açıkçası dillerin akıllarda bıraktığı tınılar konusunda şahsım adına konuşmak gerekirse oldukça hak veriyorum. Yazınızın ilgili kısmını okuduğumda benimde aklımdan Türkçe dili acaba nasıl bir tını bırakıyor sorusu geçmişti ki cevabını zaten yazının devamında aldım. Bu güzel yazı için çok teşekkür ederim.

Yazımı beğenmeniz çok mutlu etti beni, yorumunuz için teşekkür ediyorum :)

Güzel post, ellerine sağlık :)

Teşekkürler :)

The @OriginalWorks bot has determined this post by @nesibe.yildiz to be original material and upvoted it!

ezgif.com-resize.gif

To call @OriginalWorks, simply reply to any post with @originalworks or !originalworks in your message!

Tebrik ederim.
Bu güzel yazınızla @trliste ‘nin günün yazıları listesine girdiniz.
Emeklerinizin karşılığı değil belki ama nacizane gönderdiğim 3 Steem hediyemi kabul buyurun.
@fakire1sadaka

Merhabalar!
Güzel yorumunuz ve hediyeniz için çok teşekkür ediyorum, listeye girdiğim için çok mutluyum :)

Tebrikler! Yazınız Steemit Türk Topluluğu tarafından günün yazısı olarak seçilmiştir. Detaylara buradan ulaşabilirsiniz.

Çok guzel yazi olmuş. Hep merak etmişimdir yabancıların kulaklarina konuşmamız nasıl bir tınıyla geliyor diye. Aydınlattığınız için teşekkürler.

Güzel yorumunuz için teşekkür ediyorum :)

Çok güzel yazmışsınız elinize yüreğinize sağlık ☺️ @nesibe.yildiz

Teşekkür ediyorum :)

Çok güzel yazmışsınız vallahi bende merak ediyordum bizimki nasıl duyuluyordur diye çok teşekkürler :)))

Teşekkürler :)

Uzun zamandır okuduğum içeriği en doyurucu yazı olmuş. Emeğinize sağlık. Umarım devamlılığı olur yazılarınızın. Hakettiğiniz voteyi şimdilik küçük bir değer olsada atıyorum.

Teşekkür ederim, beğenmenize sevindim :) Diller hakkında yazmayı çok seviyorum, ilerleyen günlerde bu ve bu gibi konularda birçok paylaşımım olacak inşallah.

Coin Marketplace

STEEM 0.17
TRX 0.15
JST 0.028
BTC 58116.56
ETH 2361.49
USDT 1.00
SBD 2.42