Suyun Temizleyiciliği Üzerine Saykodelik Meditasyonlar

in #writing7 years ago (edited)

Burada yazanlar, yazarın o an aklından geçen garipliklerden fazlası değildir. Eğer yazar, kendi beceriksizliğinden ötürü >herhangi bir şekilde bilimsel bir teori ileri sürüyor gibi algılanırsa şimdiden tüm okuyuculara özürlerini iletir.

washing.jpg

Fotoğraf: Flickr

Su ile yapılan temizliği fiziksel ve kimyasal olmak üzere ikiye ayırıyorum. Şimdi şöyle bir düşündüğüm zaman, fiziksel temizlik işlemi temelde bir transfer işlemini andırıyor. Çeşmeyi açar, elimizi suyun altına götürür ve elimizdeki mevcut kiri su yardımıyla elimizden ayırıp, gider deliğine yollamayı amaçlarız. Ancak çoğu zaman bu işlem yeterli olmaz ve sabun gibi ikincil bazı kimyasal ürünleri kullanma ihtiyacı duyarız. Bu durumda suyla aktif hale gelen kimyasal, elimizdeki zararlı ve istenmeyen partikülleri/bakterileri yok eder ve elimiz temizlenmiş olur. Kimyasal temizlik işlemi ile söyleyeceklerimi burada noktalıyorum, zira burada duru suyla yapılan (fiziksel temizlik) temizlik ile ilgili konuşuyor olacağım.

Öncelikle kirlenmenin tam olarak ne olduğunu anlamaya çalışalım. İkiye ayırdığım temizlik işleminin ikincisini yazının dışında bıraktığıma göre yalnızca ilkinin üzerinde durmam yeterli olacaktır.

picnic.jpg

Fotoğraf: D Coetzee, Flickr

Şimdi hayal edelim. Güneşli bir bahar günü, sevgilinizle kırlarda piknik yapmaya karar verdiniz. Her şeyi organize ettiniz; sandviçler, su termosları, güneş gözlükleri, kitaplar ve yere sermek için temiz bir kilim.

Kiliminizi serip uzandınız ve bir süre sonra fark ettiniz ki çimenlikten kopan birkaç ot rüzgarla sürüklenip kiliminizin üzerine düşmüş ve öylece duruyor. Bu görüntü sizi rahatsız etti ve otlardan kurtulmaya karar verdiniz. Hemen su dolu termosunuzu kaptınız ve otları kiliminizden uzaklaştırmak için suyu otların üzerine hunharca savurmaya başladınız.

Bu sırada sevgiliniz size şaşkın gözlerle bakıyor ve en sonunda dayanamayıp soruyor, “Ne yaptığını sanıyorsun?” İstifinizi bozmadan cevap veriyorsunuz, “Kilimdeki otlardan kurtulmaya çalışıyorum!” Sevgiliniz size çıldırmışsınız gibi bakmaya devam ediyor ve şaka yapıp yapmadığınızı anlamaya çalışıyor. Evet, oysaki o sizi daha önce defalarca kilimdeki çimen lekesini suyla çitilerken görmüş ve bunu gayet doğal karşılamıştı (bir süreliğine duru suyla çimen lekesinin temizlenebileceğini farz edelim.) Peki ya ne değişti?

Duru suyla yapılan temizliği bir transfer işlemine benzettiğimde, kilimdeki çimen lekesini suyun altında çitilemek ile kilimin üzerindeki birkaç otu suyla ittirerek kurtulmaya çalışmak arasındaki fark tam olarak ne olabilir?

Elbette sevgiliniz haklı. Eğer bir kilim lekelendiyse yıkanmalı, “otlandıysa” silkelenmeli. Bir dakika yoksa öyle değil mi? O zaman şöyle düşünelim. Çimen lekesi dediğimde otların, kilimin ilmeklerinin içine işlediği durumu kastediyorum. Lekeyi çıkarmak için lekeyi oluşturan taneciklerden daha küçük tanecikli bir maddeye ihtiyacım var. Araba tekerleğinin kanallarına girmiş küçük taşları oradan çıkarmak için kanallardan daha ince bir cisme (örneğin ince bir dal parçası) ihtiyacım olduğu gibi.

İşte tam olarak sevgilinizin size deliymişsiniz gibi bakmasının sebebi de bu. Kilimdeki otların üzerine su savurmak yerine, onlardan el yordamıyla kolayca kurtulabilirdiniz. Çünkü ellerinizin karşısında otları kilimden ayırmasını imkansız hale getirecek fiziki bir engel yoktu.

robin hood in the hand.jpg

Fotoğraf: Flickr

Şimdi kırlardan uzaklaşıp şehre geri dönelim ve evdeki lavabonun başına geçelim. Çeşmeyi açtınız, ellerinizi yıkıyorsunuz. Ellerinizdeki çamurdan kurtulmaya çalışıyorsunuz. Peki yaptığınız bu temizlik işlemi ne kadar etkili? Her ne kadar elimize değen suyun tazeleyiciliği ile kendimizi iyi hissetsek de ellerimiz gerçekten hayal ettiğimiz kadar temizlenmiyor olabilir. Burada temizlik; yıkama tekniği, süresi, suyun temizliği ve yıkama sonrası kullanılan havlunun temizliği gibi birçok değişkene bağımlıdır.

Tamam bu kadar laf salatası yeter, şimdi çözüm üretmeyi deneyelim. Bir dakika neye çözüm üretiyorduk, konumuz neydi? Kırlarda yuvarlanmak mı, yoksa çeşmeyi tamir etmek mi? Ha, tamam! Elleri yıkamaktan bahsediyorduk. Bu arada, burada suyu bir yıkama aracı olarak kullanmanın saçma olduğunu düşündüğümü falan sanmayın, aksine çeşmeden akıtıp (tüm dünyada geleneksel olarak kullanıldığı üzere), çoğunu boşa harcayarak onu etkili bir şekilde kullanamadığımızı düşünüyorum. Peki, çeşme gibi medeniyetin temel taşı icatlarından birini sorgulamak, kaldırıp yerine daha etkili bir sistem geliştirmeye girişmek bizi deli gömleğinden uzakta tutabilir mi?

boston dynamics.jpg

Boston Dynamics

Teknoloji ne kadar da gelişti; nano teknoloji, uzaya gidip geri dönen roketler, havada ters takla atan robotlar, sanal gerçeklik, blockchain vs. gibi bir sürü havalı yeni teknolojiyle tanıştık. Ancak gelin görün ki, tüm bu teknolojik ilerlemeler şuan için günlük hayatımıza çok az etki ediyor. Kafayı kaldırıp Mars’ta koloni kurmayı hayal etmek ne kadar da güzel, ama arada bir de olsa kafayı indirip çözülmesi çok daha az maliyetli ve daha az karmaşık tasarım problemlerini çözmek de tatmin edici olmaz mıydı?

Her gün arabamızı kullanırken hoplamayalım diye kaçtığımız asfalta pusmuş sinsi rögar kapakları, ittirilmesi gerekirken çektiğimiz üç kağıtçı kapılar, en küçüğünü yakmayı denerken en büyüğünü yaktığımız kimliği belirsiz ocaklar, ısınmasını beklerken onlarca litresini boşa akıttığımız suyun katili acımasız duş armatürleri ve daha niceleri. Sahi, bu küçük şeyler kimsenin ilgisini çekmiyor ve dolayısıyla medeniyet tarihinin kabullenilmiş çaresizlikleri haline mi geliyor?

Şimdi bir beyin fırtınası yapmaya girişelim (beyin fırtınası yöntemi ülkemizde “bu böyledir işte o kadar!” yönteminden sonra en çok kullanılan karar alma yöntemidir (Kaynak: Valla öyle duydum.)

“Valla öyle duydum” kaynak gösterme yöntemi ülkemizde en yoğun kullanılan kaynak gösterme yöntemlerinden biridir.

Bir el yıkama ünitesi hayal edelim. Bunu basitçe içi sulu bir solüsyon (ünite, solüsyon, beyin fırtınası gibi havalı kelimeler kullanarak fikrinizin itibarını yükseltebilirsiniz) dolu yassı bir kap gibi düşünebiliriz. Bu öyle bir cihaz ki, kirli ellerinizi içine daldırıyorsunuz ve siz hiçbir şey yapmadan 3 saniye içinde elleriniz tertemiz oluyor. Ardından içindeki su otomatik olarak yenisiyle değişiyor ve kendini sterilize edip bir sonraki el yıkama işlemi için sizi hazırda bekliyor. O bunu yaparken siz ıslak ellerinizi hemen onun yanındaki bir diğer cihaza sokuyorsunuz ve 3 saniye içinde ellerinizi kuru olarak çıkarıyorsunuz.

Boşa su israfı yok, daha kısa sürüyor, üstüne üstlük temizleme işlemi çok daha başarılı. Hepsinden önemlisi, kilimdeki otlara mataradaki suyu savurmak yerine, silkeleyerek kilimden uzaklaştırmış oluyoruz. Bu icadı düşünürken aklıma Leonardo da Vinci’nin 500 yıl önce yaptığı helikopter çizimi aklıma geldi.

Leonardo_da_Vinci_helicopter_and_lifting_wing.jpg

Leonardo da Vinci İtalyan değildir. Adının aslı Levent Darıncı’dır ve kendisi gizli bir Müslümandır. Leonardo da Vinci’nin İcatları

Dünyayı kurtaracak icadımı da paylaştığıma göre şimdi de birkaç istatistik vereyim. Tüm dünyadaki suyun %70’i tarımsal kullanıma giderken, %20’si endüstriyel kullanıma ve %10’u ise evsel kullanıma gidiyor (Worldometers.info, 2017.)

Şimdi bu istatistiklere bakıp “Aman efendim siz de, harcanan suyun %10’una takılacağınıza gidin biraz da tarımda ve endüstride harcanan %90'ı ile ilgili konuşun” gibi vurucu bir eleştiri gelebilir. Bu eleştiri bir noktaya kadar haklı olabilir ancak şunu da unutmamak gerekir diye düşünüyorum. Tarımda ve endüstride harcanan su, son tüketiciye satılan mal ve hizmetleri üretmek için harcanıyor. Dolayısıyla son tüketici olan bizlerin böyle ufak konularda bilinçlenmesi, bir domino etkisi yaparak endüstriyel ve tarımsal üretimdeki su harcamasının da azalmasına (Say’in teorisi yanlış idi) sebebiyet verebilir ve kim bilir biz de belki günün sonunda şirinleri görebiliriz.


Bu yazı Faik İzan tarafından ilk olarak Medium'da paylaşıldı.

Sort:  

Congratulations @faikizan! You have completed some achievement on Steemit and have been rewarded with new badge(s) :

You published your First Post
You made your First Vote
You got a First Vote

Click on any badge to view your own Board of Honor on SteemitBoard.
For more information about SteemitBoard, click here

If you no longer want to receive notifications, reply to this comment with the word STOP

By upvoting this notification, you can help all Steemit users. Learn how here!

Coin Marketplace

STEEM 0.18
TRX 0.13
JST 0.029
BTC 57517.13
ETH 3013.74
USDT 1.00
SBD 2.35