Farklı zamanlar, farklı isimler, farklı hikayeler ve farklı mecarelar. Geriye kalan ise hep aynı şey: HEYBET. Sultanhamet meydanında(tarihi adıyla Hipodrom meydanı) bulunan Dikilitaş, toplamda yaklaşık 35 asırdır tüm HEYBETİYLE zamana meydana okuyor ve ayakta kalmaya devam ediyor.

Kısaca hikayesine özetlersek: Antik Mısır'da M.Ö. 15 YY'da Firavun 3.Thutmosis'in zamanında ünlü Karnak tapınağaına diktirilmiştir. O zamanlar en iyi granit kumu olan Asvan'dakinden yapılmıştır. Doğu Roma İmparatorluğ'u başkenti İstanbul olduktan sonra şehre tarihi kaideleri getirme çalışmaları kapsamında, arihi kaynaklara göre Konstantin zamanında ilk defa Karnak tapınağından çıkartılıyor. Çeşitli sebeplerden ötürü yıllarca İstanbul'a getirilemiyor ve sonunda 3. Theodosius bunu getirtiyor ve bugünkü mermer kaidenin yerine dikiliyor. Bazı tarihi kaynaklara göre orjinal boyu yaklaşık 35 metre olup taşınma ve dikme işlemleri sırasında son kısmı kalmıştır. Gerek sütunun 4 tarafındaki hiegrolifler olsun, gerekse de kaidenin üzerinde Latince ve Greekçe yazılar ve şekiller olsun, bunların anlamını Wikipedia safasında bulabilirsiniz.

Peki, nedir bu obelisk? İşin içinde Antik Mısır, Firavunlar, İmparatorlar, ustalıklar ve heybetli yapılar olunca, gizli veya mistic hikayesi olmaz mı? Elbbet var :)
Öncelikle "obelisk"in diğer sütun ve taşlardan farkı nedir? Bunlar 4 köşeli, tek parça yekpare(monolitik), özel bir kırmızı granit kumdan yapılan, tepesinde ufak bir piramid bulunan ve sütunun yüzlerinde çeşitli yazılar veya hiyegrolifler bulunan yapılardır. Söz konusu şartlara en çok uyan, şüphesiz Antik Mısır obeliskleridir. Şu an itibarıyla bilinen, yaklaşık 25 tane orjinal Mısır obeliski var dünyada.
Komplo teorisi, ezoterik bilgiler ve gizli örgüt araştırma tutkunlarının en sevdiği yapılardan biridir. Çünkü obelisklerin tarih boyunca Masonik örgütleri temsil ettiği ve onların için "kutsal" yapılar olduğu "iddia" ediliyor. Sütunun tepesindeki piramid ve taş üstünde bulunan bir tane "göz" işareti onların temsilidir(Obeliskin yılanlı sütuna bakan yüzünde, üst taraflarda bir göz şareti görebilrisiniz). Yerli yabancı birçok yapımda bu göndermelere rastlayabilirsiniz.
Yine, başka bir hkiayeye göre, sütun üzerinde kıyamete kadar Constantinople'de yaşanacak tüm büyük olayların görülebileceğine dair bir büyü olduğu iddia ediliyor(Kim bilir, eskiler idüşününce herşey mümkün). Yani, her kimki büyüyü okuyabilirse, İstanbul'un kaderini de okumuş olacak :)
Evliya Çelebi'nin bazı aktarımlarına göre, şehri çeşitli belalardan korumak için bu büyük sütunlara büyü yapılmıştır ve bu sütun da bunlardan biridir.

İstanbul'un kıymetini bilelim ve o eserlere özen gösterelim :)