Tv Show Criticism #6: Punisher

in #tr7 years ago

As you know I'm making criticism series about the movies that I love. (or hate) So I asked myself why not for Tv Shows ? I'm watching American Tv series every day and it's my best hobby in my life. I spent almost 2-3 hours to this shows in one day. I decided to make a criticism serie about it. This series includes tv show serie reviews than proposals. Of course you may want to watch the shows after you read posts about it in these series. But do not forget that these articles contain Spoilers.


Source


Eskiden Marvel filmleri çıkmadan önce büyük bir hayranıydım. Çizgi romanlarını zevkle okurdum. İlk Marvel filmleri çıkmaya başladığı zaman da çok heyecanlıydım. Özellikle ilk Spiderman'ler inanılmazdı. Fakat sonradan parayı gören Marvel yapımcıları bu işin tabiri caizse cılkını çıkarmaya başladılar. Bir senede birden fazla Marvel filmi geliyor, filmler olması gerekenden daha kısa zamanda çekilip pazarlanıyordu. Bu da kalitenin düşmesine yol açtı. Aynı zamanda filmlerin büyük bir kısmının yaşı küçük izleyiciler tarafından fonlanmasıyla filmler biraz daha onlara hitap edecek bir hale geldi. Rengarek dünyalar, kusursuz kahramanlar (veya ''cool'' kusurlar), çocukca diyaloglar beni Marvel filmlerinden tamamen kopardı. Bu yüzden Marvel'ın dizilerini de daha önceden hiç izlememiştim.


Source


Punisher'ın benim için ayrı bir yeri vardır. Yıllar önce lisede henüz daha filmi bile piyasada yokken Punisher'ın simgesini koluma dövme olarak yaptım. Bu simge aslında Antik Roma'dan beri kullanılan bir simge. Kimi Roma askerleri bu simgeyi vucutlarına işlerler. Bunun sebebi simgenin ölümü hatırlatması. İnsanlara ''ölüm aslında içimizde yaşayan canlı bir varlıktır'' mesajı vermesi. Bu dövmenin de bana tam olarak hatırlattığı şey bu. Kimi zaman ölümün içimizde yaşadığını unutur ve hayatlarımızı saçma sapan sebeplerden harcarız. Ufak sebeplerin hayatımızı işgal etmesine izin veririz. Veya güç kazandığımız zamanlarda aslında bir ölümlü olduğumuzu unutur ve bir tanrıymış gibi yaşam süreriz. Bu noktada bir şeyin insana ölümlü olduğunu hatırlatması gerekiyor. Dövme seven biri olarak ben de bir Roma askeri misali bunu koluma işledim. Romalılar nasıl savaş kazandıklarında böbürlenip ölümlü olmaları gerektiğini bu şekilde hatırlıyorsa, ben de bu dövme ile sürekli hatırlıyorum. Tüm bu anlamlar benim Punisher hikayesine olan ilgimin özel sebepleridir. İşte tam da bu yüzden uzak durduğum Marvel dizi evrenine Punisher ile girdim.


Source


Öncelikle Punisher'ın evreni her zaman daha karanlık olmuştur diğer karaktere göre. Punisher yani asıl ismiyle Frank Castle, eski bir piyadedir ve Amerika'nın en kanlı ve kirli cephelerinden biri olan Afganistan cephesinde pis işler yapmıştır. Daha sonra orada şahit olduğu şeyler yüzünden ailesi gözünün önünde bu pis işleri yapanlar tarafından katledilmiştir. Mesela Spiderman dönüşümünü bir hırsızın büyükbabasını öldürmesiyle yaşar. Fakat burada bir katliam değil, korku halindeki bir hırsızın yanlış zamanda yanlış yerde olmasıyla yaşanan bir cinayettir. Aynı zamanda DC dünyasındaki Batman de aynı şekilde. Bu şekilde ailesini kaybeden farklı evrendeki kahramanlar var olsa da, Frank'ın hikayesi en karanlık olanıdır. Frank'ın sıradan bir insan olmaması, zaten özünde bir asker olması ve psikolojisinin askerde bozulmasıyla daha karanlık bir karaktere dönüşür. Tüm bu karanlık dünya aynı zamanda askeriye psikolojisini de yansıtır. Askeriye psikolojisi de zaten kendi başına karanlık bir dünyadır. Bana bu dünyalar Marvel'ın rengarek evreninden daha çekici geliyor. Punisher'ın ağzından çocukça kahramansı diyaloglar duyamazsınız. Gereksiz espriler ve en kötü durumda bile sanki bir şey olmamış gibi sırıtan bir adam göremezsiniz. Frank Castle, karanlığın dibinde yaşayan intikam dolu bir ''anti-kahramandır.''


Source

Diziye gelecek olursak da bu karakterin karanlığı oldukça güzel işlenmiştir. Dizinin atmosfer seçiminden renklere kadar her şey Frank'in karanlık dünyasını bizlere başarılı bir şekilde yansıtır. Aksiyon sahneleri olabildiği kadar gerçekçidir ve vahşet doludur. Tabii ki vahşeti abartmadan dozunda verir. Frank'ı canlandıran aktör Jon Bernthal da başarılı bir şekilde bu vahşeti bize yansıtır. Kendisi Walking Dead dizisinden tanımıştım. Oldukça sinir olası bir karakteri gerçekten sinir ederek güzel bir şekilde yansıtmıştı. Burada da gayet verilmek isteneni veriyor. Marvel gibi dünyalarda bana en itici gelen şey kostümdür. Kostüm giyen kahraman her zaman bana itici gelir. Kahramanlar genelde zorluk yaşamış insanlardır ve hayatları çok zorludur. Ama kostüm giydiği anda bana bir karakterin bohemliğini ikna edemezsiniz. Frank karakteri kostüm işini minimal tutar. Kuru kafalı çelik yeleği, aslında ölümü temsil eder. Düşmanlarına ve kendine ölümlü olduğunu hatırlatır. Böylece hem düşmanlarını korkutur hem de ölümle iç içe olarak kendi korkularını yener. Dizinin bir yerinde yardımcısı olan David Lieberman ve Frank ile şöyle bir diyalog yaşanır;

Frank siyah çelik yeleğine beyaz kuru kafa çizmektedir. Bunu gören David Lieberman Frank'in yanına gelir:

-David Lieberman: Şu kuru kafa fazla parlak değil mi ? (Burada hem dezavantaj yaratacağına bir eleştiri gelir hem de karanlık dünyasında böyle bir aydınlığın yerini sorgular.

-Frank Castle: Evet parlak ve tamamen kendini ifşa ediyor. Ben de zaten bunu istiyorum. Düşmanlarım gelirken beni görmeli


Source


Bu tarz ayrıntılar ve benim size başta anlattığım kuru kafa simgesinin açıklamasının dizide de yapılması diziyi oldukça güzel kılıyor. Karanlık dünyanın tutarlılığını bozmuyor ve seyirciyi tutuyor. Gel gelelim ki Marvel dünyasının en olumsuz yanının dizide de bastıra bastıra gösterilmesi durumuna: Militarist Amerikan Milliyetçiliği. Marvel dünyası zaten bunu her kahraman hikayesinde okuyucuya veya izleyiciye verir. Kaptan Amerika bunun zaten zirvesidir. Bu dizide de bir piyade hikayesi anlatıldığından doğal olarak bize yansıtır. Fakat bazı sahneler var ki artık abartmayın dedirtiyor. Silah karşıtı bir senatörün korkak ve cahil gösterilmesi de bunun en büyük örneği. Evet Amerika'da büyük bir liberalizm akımı ve bundan rahatsız olan ve ezilen Amerikan milliyetçisi kesimi vardır. Fakat silah karşıtlığı ve liberalizm bu kadar aşağılanıp hiç sayılması gereken bir yapı değildir. Bu konu hakkında uzunca bir tezim var. Bunu bu yazıda anlatamam ama sonuç olarak keşke bunu biraz daha az yansıtsalarmış. Onun dışındaki işleyiş, kurgu, oyunculuklar, atmosfer, dramatoloji gibi etmenler oldukça başarılıdır. Zaten bu başarı beraberinde 2. sezonun onayını da getirmiştir.


Source


Gel gelelim ki 2. sezon için çok hevesli değilim. Frank karakteri final bölümlerde fazla yumuşak ve başkalarının hayatını fazla önemseyen bir karaktere dönüşüyor. İntikamını da alması sonraki maceralarında klasik bir Marvel karakterine dönüşmesine sebep olabilir. İlk sezondaki karanlık yapıyı göremeyeceğimizi düşünüyorum. Tabii ki diziye önyargı ile başladım ve yanıldım. İkinci sezonda da yanıltabilirler. O yüzden gene de çıktığı gibi izleyeceğim. Zaten dizinin anca 2019 civarı çıkacağı söyleniyor. Çünkü öncesinde Jessica Jones ve Daredevil gibi diziler çıkıyor. Bunla beraber bunları ortak evrende toplayan Defenders serisi de yapılacak. Bu yüzden muhtemelen 2019'dan önce görmeyiz. Ama 2. sezona daha var diye izlemekten vazgeçmeyin. Zaten 1. sezon sizi tamamen tatmin edecek çünkü yarım kalan bir hikaye yok. Uzun soluklu, güzel çekilmiş ve duyguları oldukça iyi verilmiş bir ''film'' izleme keyfi yaşayacaksınız. Aşağıdan fragmanını da izleyebilirsiniz. (Müziklerine bayılabilirsiniz)


follow_vitruvianman.gif

Sort:  

güzel özetlemişsin. bu türden amerikan yapımları biraz da amerikanın kendi savaş gazilerine ve kayıplarına karşı birer saygı duruşu niteliğinde. nitekim benzer şekilde, orjinal hikayelerde konu vietnam iken netflix versiyonunda konu afganistan'a taşınmış. daredevil'in özellikle ikinci sezonunu izlemeden doğrudan bunu izlemek konuya bir eksik bakış açısı getirebilir. en kısa zamanda izlemelisin. hikayenin temelleri oraya gidiyor. acı çeken bir gazinin yapabilecekleri ve sosyal hayata yeniden hayata adapte olma çabasının epik bir hikayesi aslında punisher. yine de en çok 1994 spider man'de geçen sert kaba - saba umarsamaz halini daha çok beğenirim. batman'den daha çok blade-vari bir kahraman çünkü varoşlardan gelme, maddi kısıtları hatta zaafları var. batman benzetme için çok daha idealize bir karakter. yazıların devamını dilerim...

Teşekkürler, Daredevil'ı da izlemeye başlacağım, nitekim Defenders serisi güzel olabilir. Söylediklerine katılıyorum zaafları ne kadar çok olursa bizler de o kadar kolay empati yapabiliyoruz.

defenders için iyi olduğunu söyleyemem ama hikaye bütünlüğü açısından izlemek icap ediyor. maalesef iron fist seri için zayıf halka oldu ve defenders'ı da bir şekilde aşağı çekti. defenders'ın sezon bitimi daredevil'in üçüncü sezonu için başlangıç oldu. daha fazla spoiler vermeyeyim.

Coin Marketplace

STEEM 0.19
TRX 0.15
JST 0.029
BTC 63407.49
ETH 2645.11
USDT 1.00
SBD 2.81