Motto of the Day: ”It is better to be hated for what you are than to be loved for what you are not.”
In this serie, we will talk about the meaning of the mottos produced by the philosophers, authors or created by the society itself anonymously. This time we will talk about ”It is better to be hated for what you are than to be loved for what you are not.” This motto told by André Gide.
Bugünün konusu birey toplum karşısında nasıl bir duruş sergileyeceği hakkındadır. ''Olmadığın şeyler için sevilmek yerine, olduğun şey için nefret edilmek daha iyidir''. Bu söz toplum hakkında çok güzel çıkarımlara sahip olan düşünür Andre Gide tarafından söylenmiştir. Aslında çok tartışılan bir konudur. Biz bireyler olarak topluma göre mi yaşamalıyız yoksa olduğumuz kişiye göre mi ? Maalesef bu sorunun basit bir cevabı yok. Felsefeciler tarafından yüzyıllarca tartışılan ve hala tartışılmakta olan bir konudur. Bu konu hakkında çıkarımlar yapabilmek için önce bireyin kendisi olması ne demektir ve topluma göre yaşaması ne demektir onu incelemek gerekiyor.
Bireyin tamamen kendine göre yaşaması demek aslında tüm toplum değerlerini hiçe sayıp, kendi değerlerini oluşturması ve ona göre yaşaması demektir. Kulağa her ne kadar olması gereken buymuş gibi gelse de bunun içerisinde bazı değişkenler vardır. Örneğin bireyin tüm değerleri yok sayması aslında toplum kurallarını da yok sayması demektir. Şuan hepimiz tarafından kabul edilen bazı yasalar yani evrensel ahlak yasaları vardır. Bir erkeğin bir kadını taciz etmesi evrensel olarak hoş karşılanmayan bir durumdur. Eğer birey tamamen kendine dönük yaşaması gerekiyorsa ve bu eylemde bulunmak istiyorsa o zaman bireyin bunu gerçekleştirmesi yanlış bir durum değildir. Her birey kendine göre yaşayacaksa o zaman herkes kendi değerlerini oluşturacaktır. Bu da toplumda kaosun ortaya çıkmasına sebebiyet verir. O zaman bireyin bu şekilde yaşaması yanlışsa topluma göre mi yaşamalıdır? Yoksa çocukluğundan beri toplumdan öğrendiklerini kendi mantıklı süzgeçinden geçirip kendi değerlerini o şekilde mi oluşturmalıdır?
Bireyin topluma göre yaşaması da aslında toplumun büyük bir kesiminin yaptığı ama kesinlikle kabullenmediği bir durumdur. Gelenek-görenekler veya dini inançlar, ahlak kurallar gibi bir çok kendiliğinden oluşmuş değerlere göre yaşar insanlar. Yani ben burada topluma göre yaşamıyorum dersem kendime ve okurlara büyük bir yalan söylemiş olurum. Eğer ben evden kendime bakıp, güzel giyenerek çıkıyorsam aslında topluma göre yaşıyorum demektir. Bu küçücük ayrıntı bile aslında topluma adapte olduğumuzu gösterir. Bunun daha ilerisi bazı davranışları sırf gelenek-göreneklere veya dine aykırı diye yapmamak aslında bir nevi toplumdan dolayı yapmamak demektir. Elbette insanlar inançları için kendilerini durdurabilirler ama aslında çoğu insan bunu çevre baskısı yüzünden yapar. Topluma göre yaşamak da doğru değilse doğru olan nedir? Buradaki motto aslında bize olduğun şey için nefret edilmen daha iyi derken kendi değerlerimizi oluşturmamız gerektiğinden bahsediyor. Fakat bu cümle bilinçli olmayan bir bireyin elinde tehlikeye dönüşebilir. Taciz örneğindeki gibi hırsızlıklar, cinayetler ve daha bir çok evrensel ahlaka aykırı eylemler kabul edilebilir olur. O yüzden şahsi fikrime göre bu mottoyu ele almadan önce insanın kendini geliştirmesi ve toplumun öğrettiklerini bir süzgeçten geçirmesi gerekir. Körü körüne topluma bağlı yaşamak da, tamamen toplumdan kopuk doğru olmayan bir şekilde yaşamak da yanlıştır. Denge her zaman önemlidir. Eğer insan dengeyi sağlayabilcek kadar kendini geliştirmişse, topluma bağlı kalması için hiç bir sebep yoktur.
