Finding Answers About Life #5: Moral philosophy - Religions (2)
Hello dear Steemians, let's slow down and think some things about life. Life means not exactly our world. Life means everything on the universe. The creation and disappearance. This serie will be started from the begining about the life and it will ends only when we vanish. Fifth part is about good and evil. What is good and what is evil ? They can be change from people to people. Is there any universal laws or they are just society rules? In this post, we will talk about religion effects on good and evil terms.
Bir önceki yazıda iyi ve kötü kavramlarından ve bunların nelere göre değiştiğinden bahsetmiştim. Bunların değişiklik göstermesinde en çok dinlerin ve inançların olduğunu görmüştük. Bu etkiler hem olumlu hem de olumsuz olabiliyordu. Olumlu etkiler üzerinde zaten tartışmaya gerek yok. Fakat dinler neden kötü etkilere sebep oluyor hiç düşünüyor muyuz? İyi ve kötüyü net bir şekilde ayıran ve insanları birleştirmeyi amaçlayan din felsefeleri bir süre sonra tamamen başka bir hal aldılar. İlk dinlerden tutun son din müslümanlığa kadar bu hep böyle olmuştur. Peki bu dinlerin yanlış yönlendirmesi veya hatalı felsefelerinden dolayı mı olmuştur yoksa bunları uygulayan insanlar başka türlü yönlendirmeler mi yapmışlardır? Bu yazıda buna bir cevap bulmaya çalışacağız.
Öncelikle din felsefesine hatalı veya hatasız demek onlara inanıp inanmamaya bağlıdır. Yani bir insan hem bir dine inanıp hem de o din hatalı diyemez. Çünkü din felsefesi bunu gerektirir. Fakat dine inanmayan biri onun hatalı olduğunu söyleyebilir ve kötü etkilerinin nedenini buna bağlayabilir. Biz her iki durumu da ele alalım. Öncelikle dinler gerçek ise herhangi bir hata da olamaz. Çünkü tanrı kusursuzdur. Bu demek oluyor ki sorun uygulayan insanlarda. Dinlerin kötü etkisi olmamasına rağmen insanlar kendi çıkarlarına göre kendi iyi ve kötü terimlerini ortaya çıkartıyorlar. Bu bütün büyük dinlerde vardır aslında. Bir takım din adamları papazlar veya imamlar olsun, dinden farklı şeyler çıkararak bunları insanlara dikte etmeye çalışabilirler. Böylece din evrensel bir şey olmaktan çıkar ve farklılık göstermeye başlar. Bu da dinlerin geçerliliğini kaybetmesine sebebiyet verir. Yani din için en büyük zararı inanmayanlar değil inananlar veya inandığını söyleyenler verir. Bu da dinlerin olumlu etkilerinin de kaybolmasına sebebiyet verir. Yani bu demek oluyor ki insan faktörü üstündür. Aynı şekilde dinlerin gerçek olmadığını varsayarsak, her dinde adam öldürme gibi ağır suçlar en büyük suç olarak görülürken insanlar daha küçük ve dinlerde tam olarak belirtilmeyen şeylere takılırlar. Bu da insan etkisinin dinin üstünde olduğunu gösterir ve dinlerin değil de insanların kötü etkilere sebebiyet verdiğini gösterir.
Tüm bu durumları ele aldığımızda aslında iyi ve kötü kavramını yönlendirenlerin gene insanlar olduğunu görüyoruz. Yani bir inanan olsanız da olmasanız da iyi ve kötü kavramları insan elinden çıkmadır. Asla iyi ve kötü tam olarak nedir karar veremiyoruz. Evrensel bazı şeyler olsa da çoğu eylem evrensel değildir. Böylece neyin iyi ve neyin kötü olduğu hakkında bilgi sahibi olamıyoruz. Bu durumda etrafa ve topluma bakmak yerine kendi benliğimize bakmamız gerekiyor. Bir çok davranış toplumdan öğrenilse de asıl iyi ve kötünün temeli insan kendi içinde araştırıp öğrenip deneyimleyerek bulmalıdır. Benlik ve iyilik-kötülük kavramı da bir sonraki yazının konusudur. Esenle kalın efenim...
