İngilizce Dersleri - While Cümleleri (English Lessons - While Clauses)
Merhabalar
Steemit'de daha da etkin olmanın yolunun İngilizce bilmekten geçtiğini düşünüyorum. Bu nedenle elimden geldiğince İngilizce ders konularını içeren paylaşımlar yapmaya planlıyorum. Böylece unuttuğumuz konuları hatırlamış oluruz ve biraz da olsa İngilizcemizi geliştiririz.
Bu başlıktaki konumuz While ile kurulan cümlelerdir.
While bağlacı Past Continuous Tense'de sıkça kullanılır. Geçmişte devam etmekte olan bir eylem sırasında bir başka eylem olmuşsa bunu ifade etmekte kullanırız.
"While" cümleciği genellikle, temel cümledeki eylem sırasında devam etmekte olan bir
başka eylemi anlatmak için kullanılır. Bu nedenle, "while" in bağlı bulunduğu cümle Past Continuous, temel cümle ise Simple Past'dır.
While I was studying, he came in. (Ben ders çalışırken o geldi.)
(adverbial clause), (main clause)
I left home while my parents were sleeping.
I took a photograph while you weren't looking.
"While" cümleciği, temel cümledeki eylemle aynı anda olan bir eylemi anlatmak için de kullanılır. Bu durumda her iki cümle de Simple Past Tense ile kurulur.
I sang while I washed the dishes. (Bulaşıkları yıkarken şarkı söyledim.)
She watched me while I made the cake. (Ben kek yaparken o beni izledi.)
I waited outside while she had an interview. (O görüşme yaparken ben dışarıda bekledim.)
"While" birbirine paralel devam eden iki eylemi anlatmak için de kullanılır. Bu durumda her iki cümlede de Past Continuous Tense kullanılır. "While"ın bu biçimde kullanımıyla genellikle yakınma, içerleme gibi duygular ifade edilir.
While the teacher was lecturing, the students were talking among themselves. (Öğretmen ders anlatırken öğrenciler kendi aralarında konuşuyorlardı.)
I was studying while everybody at home was sleeping. (Evde herkes uyurken ben ders çalışıyordum.)
"While" ile aynı anlamı veren bir diğer bağlaç "as" dir.
While/As I was coming here, I ran into an old friend.
I had a look at the old magazines while/as I waited at the doctor's.
"Just as", daha vurgulu bir anlatımdır.
The postman came just as I was leaving home. (Tam ben evden çıkarken, postacı geldi.)
Just as I sat down at the table, the phone rang. (Tam masaya oturdum ki telefon çaldı.)
Past Continuous Tense, "always, continually, forever, etc." gibi zarflarla, (Present Continuous Tense'de olduğu gibi) sürekli tekrarlanan eylemleri ya da yakınma ifade etmek için de kullanılır.
You were forever reading books when you were a child.
I was always making mistakes when I was in primary school.
Resmi ortamlarda nazik bir biçimde soru sorarken ya da ricada bulunurken, özellikle "hope" ve "wonder" ile Past Continuous Tense çok sık kullanılır. Bu tür cümlelerde past bir yapı kullanılmasına rağmen, anlam Present'tır.
I was wondering if you could help me fill in this form.
Certainly, Madam. Which section do you have difficulty understanding?
I was hoping you could give me a lift to the airport.
Of course. One of our representatives will drive you there after the meeting.
To Be Continued..
Kaynak: ELS İngilizce Hazırlık Dergisi
Merhaba @videoaddiction,
Yazınız @trdaily tarafından otomatik olarak seçildi. Ve @trdaily curation trail'i takip eden
@emrebeyler hesabından da oy aldınız.
@trdaily curation trail'e bu adresten katılabilirsiniz.
Yine görüşmek üzere! :)
Tebrik Ederiz! Bu Paylaşımınız'da 'destektr' Tag'ını Kullandığınız İçin Upvote Ve Resteem Kazandınız.
(0.010 SBD) - (0.020 SBD) - (0.050 SBD) - (0.100 SBD) - (0.200 SBD) - (0.500 SBD) - (0.750 SBD) - (1.000 SBD)
Tüm Bağışlarınız SP Kiralamak İçin Kullanılacaktır. @destektr'ye Verdiğiniz Önemden Dolayı Çok Teşekkür Ederiz!