Vizesi 01 olan ders : ZEMİN MEKANİĞİ

Bir kuple Hikaye 

İlk olrak bu yarışmaya katılmayı düşünürken aklımda 2 hikaye vardı. 

1. Üniversite yıllarında geçen.
2. İlkokul yıllarında geçen. 

2.si biraz kısa olduğu için ilk hikayemi anlatacağım sizlere. Bundan yaklaşık olarak 5 sene önce kadar Kırıkkale Üniversitesinde İnşaat mühendisliği bölümünde okuyan bir genç yani ben. 

Kyk yurdunda kalıyorduk D blok 13 numaralı oda 6 kişi ufacık bir oda (mezun olalı 3 yıl oldu ama sürekli görüşürüz hala birbirimizle evlenenler oldu çok şükür hepsinin düğününe gittik)  Oda da Ben ve sınıf arkadaşım Mesut üst dönemimiz Kağan , Makine mühendisi olan Muhittin ve Emre, Emre çift anadaldan inşaat yaptığı için bizimlede derse giriyor ve odamızın kutsal değeri Musa Abi.

Bu mühendisler topluluğu gece olunca Age of Empires 2, Battle for Middle Earth partileri mi düzenlemez, 6 kişi bi ranza da yanyana oturup Spartacus, Game of Thrones mu izlemez Sabahlara kadar Takımca LOL oynayıp sabah kahvaltı yapıp öyle mi uyumaz. Yani anlayacağınız herkes birbirini bulmuş bi aile gibi olmuştuk. 

Ve bi kaç sene önce 1.sınıfken biz birgün sınıf arkadaşım Mesut üst dönemimiz kağana Yapı statiğinden 100 alcam dediydi, Yapı statiğine giren hocamızda ODTÜ mezunu 7 dil bilen bizim üniversite ayrı başka üniversitede de ders veren bir hoca ( ki adama hayranız çok güzel dersinin anlatır ona göre de sorar =İlker Hoca) Neyse efendim iddiaya tutuştular ve Mesut 120 puan üzerinden 105 alarak iddiayı kazandı ve Kağan odamıza bir kilo baklava aldı böylece sınav öncesi birbirimizle iddiaya girmeye atışmaya başladık.

Gelelim hikayemizin ana temasına 3. sınıfta olsak gerek Zemin Mekaniği dersimiz var, nedense biz İnşaatçılar pek hazzetmez bu dersten, derste biraz zor denilebilecek ketum  bi ders hocamızda böyle şahsına has bir insan. 

Neyse efendim vize yardırmalarına başladık Mesut Ben Emre köpek gibi yardırıoz gerçi ben pek sevmem ders çalışmayı arada kaçamak yapıyo olsamda genel manada it gibi çalıştık. Arkadaşımız vardı merkezde oturan onlara gitti bi hafta orda kaldık bir hafta yurtta ayrı çalıştık ve geldi çattı vize haftası girdik sınava.

Bu arada dip not olarak Hocamız'ın cevap kağıdı soru kağıdının üzerine çözülebilecek kadar kısa sayılır asla bi ekstra kağıt tutmaz  napar ne eder o kağıda sığar. 

Ulan girdik sınava sorular mantık isteyen bilgilerinizi birleştirmeniz gereken o formülü öbürü ile bağdaştırman gereken bişey yazıyorum ama nası yazıyorum bende bilmiyorum soru kağıdını yazdım bitti ikinci kağıdı yazdım bitti sorular gidiyo bir yere ama bi yandanda Ulan 1 sayfadan fazla tuttu anasını satayım kesin yanlış yapıyoz diyom ama silsen bu sefer hiç olmayacak en azından gidebildiğimiz yere kadar gidelim dedik ve arkalı önlü 3 sayfa çözüm ile vizeyi teslim ettik. 

Sınav sonrası goy goy tabi nasılsın  nası geçti muhabbetler iyi işte 40 falan alırız tarzı cümleler. 

Muhittin - Olum bak  harbi nası geçti 10-20 almayın biden falan diyo.  Mesut'un cevap biz sizmiyiz olum hoca 30 ötelesin 31 alalım derken. Muhit Ankaraya gitti o ara sınav sonuçları açıklandı. 

Sınıf ortalaması 17 

Varol Gündüz : 01 

Mesut Çalışkan : 01 

Emre de 30 larda birşey aldıydı tabi hemen Muhittin'i arayarak dalga geçti  bunlar 01 aldı diye. Muhit Mesutu arıyo dalga geçiyo falan rezillik kepazelik son safhada :D 

Bu arada okulun önceden geçme notu 60 dı çan gelince geçme notunu 35 yaptılar yani sınıf notu isterse 05 olsun yine de en az 35 alman lazım.

Hatta Muhit telefonda konuşurken yanında kız arkadaşı varmış ( şimdi evliler) kıskanmış kimdi o niye öyle gülüyosun benimle telefonda konuşurken böyle mutlu değilsin falan diyince Mesut ile Varol 01 almış ona gülüyom demiş :D 

Ve final köpek gibi çalışıp 86 alıp vizesi 01 olupta finalde geçen nadir insanlardan oldum.  Buda böyle bir anımdır.

Mesut mu büte kaldı ama geçti koçum yine dersi. 

2. Hikayeyi de anlatam madem ayrı gayrı olmasın.

• Anaokulu yılları babam bi iş için Ağrı/Doğubeyazıta gittiydi bir tane oyuncak uçak almış bana böyle yerde kendisi gidebiliyor tekerliği var önünde böyle bi alıcısı var kanatlarında füzesi falan hedefi görünce  ateşliyo, Hala daha durur annem kalsın senin oğluna der hep.  
• Uçmak dışında herşeyi yapan bu uçağı tabi ben anaokulunda çocuklara anlatıyom oyun oynarken falan ağzımdan düşmüyo sevmişim keratayı hocada duyuyor bunu tabi. 
• Babam pazarcılık yapıyor, Babamı pazarda görünce öğretmenim Akif Bey '' Tankı ne zaman alıyorsunuz.'' demiş.
•  Tabi babam ne olduğunu anlamayınca ne tankı hocam diyince. Öğretmenim  Varol okulu ele geçircek uçaklarını falan hazırlamış Tankıda alın eksik olmasın.'' demiş. 

Buda aile ortamında anlatılan çocukluğum ile ilgili bir anımdır.