Pasifikten Gelen Hediye; Türkün Kızıl Yılları ( İstanbul'un Fethi)| Tr

Merhaba arkadaşlar steemite ilk üye olduğum zamanlarda yazdığım bi konuyu tekrardan yazıyorum. Yaklaşan İstanbul'un Fethi ve bu sıralar Pasifik Okyanusu temalı yazılar yazmam vesilesi ile bir kez daha anlatmak istedim bu olayı. Duyanların tekrar hatırlaması ve duymayanların duyması vay be demesi için şimdi yazımıza geçelim. Elimizde iki tane veri var Pasifik Okyanusu ve İstanbul'un fethi bunu nasıl birbirine bağlayacağımı merak ediyorsunuzdur eminim.

image source

Olayımız Pasifik Okyanusunda adalar ülkesi olan Vanuatu'da başlıyor. Beyaz kumsallar sıcak hava adını bilmediğiniz değişik meyveler. Yaşamak için çok güzel bi yer. Ama Pasifik Okyanusu öyle aldının pasif olması gibi pek sakin bi yer değil. Dünyadaki depremlerin büyük çoğunluğu bu okyanusta oluyor. Yanardağların çoğunluğu burada. Vanuatu da volkanik adalardan oluşan bi ülke ve yüzlerce yıl önce çok büyük bi felaketi yaşamışlar. Bi yanardağ patlaması günümüzde artık olmayan Kuwae dağı paylamış. O kadar büyük bi patlama ki 2 milyon atom bombası gücünde bi patlama. 30km3 lük bi toz bulutu püskürtmüş bu dağ. Üzerinde bulunduğu adayı ikiye bölmüş Epi ve Tongoa adaları oluşmuş. 70 km2 lik bi krater oluşmuş.

image source

İşte bu yanardağın patlama zamanını bilim adamları 1452 veya 1453 başları olarak tahmin ediyor. Tarih tanıdık geldi değil mi. Hani bu yanardağ patlayınca atmosfere 30 km3 gazlar ve toz yaymıştı bu yaymıştı. İşte bu malzemeler jet akımı rüzgarlar ile tüm dünyaya yayılmıştır. Hatırlarsınız İzlandada bi dağ hafif bi pürkürme meydana gelmişti ve dünya hava trafiği felç olmuştu adı da şuydu Eyjafjallajökull buda o püskürme sonucu yaşananları anlatan link
Bu hafif püskürmenin dünya hava trafiğine etkisini gösteren harita da şöyleydi

image source

Yazımıza konu alan Kuwae patlaması ise bundan yüzlerce kat büyük bi patlama olayın boyutunu düşünün atmosfere olan etkisini dünyada nerelere kadar bu kül ve tozun yayıldığını. Tam bu sıralarda Osmanlı tahtında bulunan 2. Mehmet Konstantinapolis'i elegeçirerek Bizans'ı tarihin tozlu sayfalarına göndermek için toplar döküyor hisarlar yaptırıyordu. Bu hazırtlıklar sürerken o dönemde yaşayan insanlar alışık olmadığı hava olayları ile karşılaşıyordu. Tabi o zaman insanlar küresel ısınmadan bi haber Kadıköy'de önünüzü kesip bundan bahseden Greenpeace üyeleri yok ki nereden bilsinler. Atmosferdeki küllerin güneş ışınlarını kırmızıya çalan renkte kırdıkları için o dönemde harika gün batımları izledikleri şüphesiz ama.

image source

Eyjafjallajökull patlaması sonucu oluşan küllerde meydana gelen ışık kırılmaları

Böyle bi ortamda bi atmosferde tarihin akışını değiştirecek İstanbul kuşatması başlıyor. Nisan ayındayız ortalık kızıla boyanmış. Bu tozlardan dolayı yağmur fırtına koca koca dolular yağıyor ortalık toz duman. Osmanlı hücuma başlıyor şahi topları Bizans surlarını dövüyor güm güm. Bizanslılarda moraller sıfır tüm bunları kötü alametler olarak yorumluyorlar. Tüm bunlar yetmezmiş gibi bide ay tutulması oluyor. Ne var bunda diyeceksiniz . Düşünün o devirde yaşayan bi Bizanslısın ve karşında binlerce hilalli kırmızı sancaklar var ve gökte şöyle bi görüntü oluyor.

image source

Ortalık kıpkırmızı deniz yanıyor karşınızdaki ordu sizden kat kat üstün bi ordu ve işin kötü tarafı Osmanlıda o devrin en ünlü astnomu (Ali Kuşçu) var ve bu ay tutulmasından haberdarlar ama siz bilmiyorsunuz. Morali düşük olan Bizansın artık hiç umudu kalmıyor.Kızıl gök yüzünde parlayan dolunayın ışığında cayır cayır yanan bakır kaplamasıyla bi kızıl elma görüntüsü veren Ayasofya fatihini selamlıyor.

image source

29 Mayıs 1453 yılında çanlar Bizans için çalıyor Avrupa başkentlerinde. Bizans düştü Türklerin eline geçti haberleri ile inliyor. Bir çağı açıp diğerini kapayan 2. Mehmet artık Fatih Sultan Mehmet oluyor. Böyle görkemli bi zafer kazanmamızı sağlayan Kuwae dağının külleri 1456 yılında Halley kuyruklu yıldızı geçerkende göklerde olmaya devam ediyor. Bu sefer Fatih Belgrad kulşatmasında ve Bizansı saran korkuyu bu sefer Avrupa iliklerine kadar hissediyor. Halleye Türklere yardıma gelen şeytan dediler. Vatikandaki kubbebin altında oturan devrin papası V. Nicholas Quintus Halley kuruklu yıldızını afaroz etti. Avrupadaki Türk korkusunun temelleri bu zamandan gelir işte. Bana göre gösterilen hedef olan kızıl elma da o kızıl günlerin altında bakır kaplaması ile kıpkırmızı yanan Ayasofyanın kubbesidir. Yine rivayetlere göre Osmanlı sultanlarının yeniçeriye kızıl elmada görüşmek üzere derken Vatikan'ın kubbesini kastettiği söylenir.