En olmaması gereken kişiye aşık olmak
benim verebileceğim örnek karşı cinsten en yakın arkadaş. bazen gerçekten güzel bir ilişkiye adım atılabilse de, çoğunlukla arkadaşlığın bitmesiyle sonlanıyor. etrafımdaki arkadaşlarımın başına geldiğini gördüm senelerce, hepsinin de hem arkadaşlıkları hem ilişkileri bir noktada bitti. lisede çok yakın arkadaş olup sonradan sevgili olan ve 7 senedir ilişkilerine devam eden sadece tek bir çift tanıyorum.
ama benim başıma geldi, benimkinde aşık olunmaması gereken kişi bendim. beni çok fazla etkiledi bu olay, hala kendime gelemedim. en dipte olduğum dönem tanıştık, senelerce herşeyimi, kimseye anlatmadıklarımı, sırlarımı, hayallerimi, herşeyimi anlattım, kardeşim gibi abim gibi gördüm. en yakın arkadaşımdı. hep o cesaretlendirdi beni, yeni kitaplar önerdi, filmler önerdi, akıl verdi, güldürdü, konulara farklı bakış açılarıyla bakmayı öğretti, yargılamamayı öğretti, ameliyat olduğumda evde dinlenirken tüm şehri didik didik edip bulabildiği en ekşi erikleri getirdi bana, ben hep "niye artık hiç ekşi erik yok ya" diye söylendiğim için. pek çok kız için harika bi erkek arkadaş olabilirdi, ben de etrafımda ondan hoşlanan kız arkadaşlarımı ayarlamaya çalıştım, hiç birini istemeyince belki eşcinseldir ama henüz açıklamaya hazır hissetmiyordur dedim. sonra ben birinden hoşlanmaya başladım ve doğal olarak en yakın arkadaşımla paylaştım. kendisi inanılmaz sinirlendi, kalktı gitti.
sonradan herşeyi anlattı bana. içime öküz oturdu. hani klişe vardır ya "ben seni arkadaşım olarak görüyorum" diye, arkadaştan öte abi olarak görmüşüm ben, aramızda öyle güzel bir bağ vardı ki. başka biriyle görmeye dayanamam zaten çok acı çekiyorum dedi, peki dedim görüşmeyelim o zaman artık. 4 ay falan hiç konuşmadık. sonra arkadaş ortamında karşılaştık, kimsenin durumdan haberi yok ama bi gerginlik de var. bi de nasıl özlemişim anlatamam, kafamdan ona anlatacak bir sürü şey geçiyor yokluğunda başıma gelen, okuduğum kitapları, izlediğim filmleri, sinirlendiğim, üzüldüğüm, güldüğüm şeyleri paylaşmak istiyorum, dostumu özlüyorum. sonra birden aramızda herşey düzeldi, o konuşma yaşanmamış gibi oldu. aradan zaman geçti, biriyle ilişkim başladı. haberi de vardı, pek umursamadı. sonra ayrıldım sevgilimden, o gün de rastgele hadi buluşalım dedi. buluşmayalım, iyi değilim dedim, neden iyi olmadığımı anlattım, dışarı çıkıp tek başıma içicem bu gece dedim. başkasının yanında sarhoş olacağına benim yanımda ol, en azından benden sana zarar gelmez, sağ salim evine bırakacak biri olur yanında dedi ve gidip onun yanında sarhoş oldum, salya sümük ağladım. sahile gittik, cila yapmalık bira aldık yanımıza. sevdiğin kişi yanında başkası için ağlıyor, daha aşağılık hissedemezdim kendimi sanırım dedim. bu senin seçimin değil, benim seçimim, ben gelmek istedim, sadece şaşkınlık içindeyim biri seninle sevgili olabiliyor ve seni üzebiliyor dedi. ben ayrılığa bile dayanamıyorum, sen bunca senedir sevip de birlikte olamamaya nasıl dayanıyorsun, benim canım şu an çok yanıyor dedim. ben zaten o acıyla yaşamaya alıştım senelerdir, artık bi parçam gibi, olur da bir gün seni sevmeyi bırakırsam asıl o zaman ne yaparım bilmiyorum dedi. tokat atsa daha az canım acırdı. daha fazla konuşmadık. göz yaşlarımı sildi elleriyle. hadi dedi, koluna girdim ve beni eve bıraktı. kapıyı kilitleyene kadar dışarıda bekledi, camdan kilitledim diyince evine gitti.
o gece sabaha kadar sevgilimden ayrıldığıma değil, arkadaşımı gerçekten kaybettiğime ağladım. içimde ona karşı arkadaşlık sevgisinden öte birşey olmamasına ağladım. eğer onu sevgili gibi görebilseydim, şu an büyük ihtimalle dünya üzerinde kendisine en değer verilen, en çok ve en tutkuyla sevilen kadınlardan biri olurdum. ama göremedim. hayatında olduğum sürece o hayatına devam edemeyecekti. hayatımda verdiğim en zor kararlardan birini verdim ve hayatından çıktım. hayatında olduğum sürece hislerini bilecektim, belki bir umut diye bekleyecekti o da. ona bu kararımı anlattığımda karşı çıktı.
3 sene oldu konuşmayalı, görmeyeli. ortak arkadaşlarımıza da soramıyorum onu, belki bu konuyu bilmiyorlardır ve bir şekilde kıllanırlar, gidip çoçuğa herşeyi hatırlatıp canını sıkarlar diye. köpek gibi özledim, o kadar çok şey birikti ki. telefonumda numarasını gördüğümde hala gözlerim doluyor, konuşmak, sesini duymak, dertleşmek istiyorum. eksikliğini ve gidişinin hayatımda yarattığı boşluğu hissediyorum. biz konuşmayalı ne filmler, ne kitaplar çıktı. neler oldu ülkede. ne kadar çok şey birikti konuşacak.
umarım iyidir, umarım çok çok mutludur. umarım hayatında biri vardır, umarım çok seviyordur.
umarım o benim eksikliğimi hissetmiyordur. öyle işte.