Günümüz teknolojisinde yıldızların gözlemlenebilmesi yıldızların nasıl oluştuğunu anlamamıza yardımcı oluyor. Işıl ışıl lambalar gibi evrenin ve galaksinin içinde muazzam bir şekilde parlayan yıldızlar.

Peki nasıl oluşur;

Yıldızlar gök adalardaki yüksek yoğunluktaki kısımların çökmesiyle oluşur. Bu kısımdaki moleküllerin birbirleriyle çarpışması sonucunda doğan hareket enerjisini moleküllerin içsel enerjisine aktarılır. Böylece uyarılan moleküller temel enerjilerini geri dönerek sahip oldukları içsel enerjinin bir bölümünü kızılötesi ışık olarak yayarlar.Bu muazzam ışık şöleni bu şekilde ortaya çıkmış olur.

Evrendeki en hafif en basit ve en çok bulunan hidrojen yıldızların anahtarbileşenidir. Yaratılış sütunları bir yıldız doğum evidir.Dünyadan yedi bin ışık yılı uzakta olan sütunlar evrendeki milyarlarca yıldız oluşum bölgelerinden yalnızca biri olan kartal nebulasının bir parçasıdır. Sütunlar toz ve hidrojen gazından oluşan buz kümeleridir. Bir nebulada bu gaz ve toz dan oluşan yığınlar,aşina olduğumuz bir güç tarafından milyonlarca yıldız bir araya getirilip daha küçük bulutlar halinde yoğuşurlar. Kütle çekimi resimleri birbirine çeken ve bir anlamda bize evrendeki gezegenleri,yıldızları ve galaksileri kazandıran güçtür.

Günümüz yaşantımızda da bildiğimiz gibi ısındığı için ışık yayan cisimlerin yaylı ışığı rengi ısının kendisi ile alakalıdır. Örnek olarak Evimizde kullandığımız Kırmızı renkte olan elektrikli ısıtıcının çubuğunun ısısı 2000 santigrat derecedir. Evimizde kullandığımız bir ampul sarı renk yayar bu ampulün içinde bulunan filamanın sıcaklığı yaklaşık 3000 derece civarındadır.

Dünya üzerinde gördüğümüz alevlerin rengini sadece sıcaklık belirlemez. Alev'in oluşumunda bulunan kimyasal maddeler renge etki eder.Örnek olarak kibrit de ki ateş kaynağına yakınken mavidir. Kaynaktan uzaklaştıkça ateşi yani alevi oluşturan partiküller soğuduğu için maviden kırmızıya doğru geçer. Bunu bir kibrit ve çakmakla gözlemleyebiliriz.

Yıldızların Çöküşü Ve Ölümü

Bazı Yıldızlar öyle büyük Olabilir ki belki de Güneş kütlesinin 25 veya 40 katı kadar olabilirler.Bir nötron yıldızı bile çöküşlerinin ağırlığına direnemez. Kütle çekimi onları daha fazla sıkıştırıp sonsuz yoğunlukta ve neredeyse aynı ölçüde sonsuz sökücü bir cisme dönüştürür yani kara deliğe, kara delik bir anlamda bir yıldızın kesin ölümünü ifade eder karadelik temelde kütle çekiminin kütleye karşı kazandığı zaferdir.

En büyük yıldızın bile tam anlamıyla çöküşü anlamına gelir .Bu çöküş maddenin öylesine yüksek yoğunlukta sıkıştırıldığı bir alan yaratır ki bu çekim alanından kaçmak imkansızdır. Kara delikler muazzam cisimlerdir onlardan hiçbir şey kaçamaz. Sonuç olarak yıldız ne kadar büyük olursa olsun sonsuza kadar varolmayacaktır.Bir nötron yıldızı dahi olsa milyar yıllar içindede olsa zamanla soğuyarak gözle görülmecek hale gelecektir.Evrenin kaderide bu genişleyen buharlaşma sebebiyle tüm maddelerin en temel parçalarına ayrışması mı olacak bilmiyoruz ama yüzlerce trilyon yıllar sonra da olsa sonsuz bir karanlığın egemen olacağını biliyoruz.