AVRUPA BİRLİĞİ İLE İLİŞKİLER -2

in #tr6 years ago

ab.jpg

Tam Üyelik Yerine Gümrük Birliği

Türkiye-AT Ortaklık Konseyi Çalışmaları ve Artan İşbirliği

Matutes Paketi

AT Komisyonunun 1989’da Türkiye’nin tam üyelik başvurusunun askıya alınmasına ilişkin olarak hazırlamış olduğu görüşte öngörüldüğü üzere bir ‘işbirliği programı’ hazırlanarak 6 Haziran 1990’da AT Bakanlar Konseyine sunuldu.Bu çalışmayla, gümrük birliğinin 1995 sonu itibariyle gerçekleştirilmesi, daha sıkı bir ekonomik bütünleşmeyle ilgili bazı alanlarda işbirliğinin artırılması,mali işbirliğinin yeniden başlatılması ve siyasal işbirliğinin geliştirilmesi öngörülmekteydi.

Matutes Paketi Türk siyaset,bürokrasi ve iş çevreleri tarafından temkinli bir iyimserlikle karşılandı.Özal hükümeti,tam üyelik başvurusunun askıya alınmasının iç politikada doğurabileceği tepkilerin giderilmesi için kullanabileceğini düşündüğü bu işbirliği programına dört elle sarıldı.ANAP’a göre,paket, ilişkilerin geliştirilmesi arzusunun AT tarafında da mevcut olduğunu göstermekteydi.Muhalefet,DTP başta olmak üzere,bürokrasinin bir kesimi ve iş çevrelerine göreyse,Matutes planı ancak AT Konseyinde onaylanması halinde önemli bir gelişme anlamına gelebilirdi.

Konsey tarafından 1990 yılı boyunca olduğu gibi daha sonra da karara bağlanamayan ‘işbirliği programı’,temkinli yaklaşımı benimseyenleri haklı çıkardı.Buna rağmen hem AT bürokrasisi hemde Türk siyaset ve bürokrasi çevreleri hukuken karara bağlanamayan bu programa fiilen işlerlik kazandırmak üzere harekete geçmeye hazırdı.Zira, Konsey onayı olmasa da Ankara Anlaşması çerçevesinde gümrük birliğinin gerçekleşmesi için karşılıklı adımlar atılması mümkündü.Dolayısıyla gümrük birliğinin temelleri Matutes Paketinin ortaya çıkmasından itibaren atılmaya başlandı.

Ortaklık Konseyinin Uzun Bir Aradan Sonra Toplanması

1991 Temmuzunda kurulan yeni ANAP hükümeti,AT’yle ilişkilerin gelişerek devam etmesinden yana olduğunu,5 yıldır toplanmayan Ortaklık Konseyinin yapılması yönünde çabalarını yoğunlaştırarak gösterdi.Bu girişimlerin sonuç vermesi üzerine 30 Eylül 1991 tarihinde gerçekleşen Ortaklık Konseyi toplantısı,taraflar arasında kurumsal alanda kopmuş olan ilişkilerin ve özellikle siyasal diyaloğun yeniden başlatılması açısından önem taşımaktaydı.

Bu çerçevede 6 Aralık 1991’de yapılan ve AT üyelerinin daimi temsilcileri AT Komisyonu yetkilileri ile Türkiye’nin AT nezdindeki büyükelçisinin katıldığı Ortaklık Komitesi toplantısında,özellikle gümrük birliği takvimi,tekstil kota ve damping soruşturmaları, Avrupa’da çalışan Türk işçilerinin sorunları gibi genelde teknik içerikli konular üzerinde duruldu.

Bu sırada Türkiye’de gerçekleşen 20 Ekim 1991 seçimleri sonucunda iktidara gelen DYP-SHP koalisyonu, ‘her ne pahasına olursa olsun tam üyelik’ şeklinde özetlenebilecek Özal dönemi politikasından farklı bir eğilim sergilemeye başladı.Demirel hükümeti AT’nin sıcak bakmadığı tam üyelik üzerinde ısrarcı olmaktansa,Ankara Anlaşmasının işletilmesine ve bu bağlamda gümrük birliğinin kısa sürede gerçekleştirilmesine öncelik veriyordu.

Avrupa Birliğinin Genişleme ve Derinleşme Hareketleri ve Türkiye Açısından Sonuçları

Maastricht Antlaşmasının Sonuçları

1991’de Hollanda’nın Maastricht kentinde bir araya gelen AT devlet ve hükümet başkanları,üye devletler arasında bir parasal birliğe geçilmesinin kararını verdiler ve dış politika ve güvenlik ile adalet ve içişleri alanlarında ortak politikaları kapsayan bir siyasal birliğin temellerini attılar.Maastricht Antlaşması Türkiye-AB ilişkileri açısından iki önemli sonuç doğurdu:

Birincisi, antlaşmanın yeni üye kabulüyle ilgili olarak Roma Antlaşmasının 237.maddesinde yaptığı değişiklikti.Buna göre tüm Avrupalı devletler Birliğe üye olma talebinde bulunabilirler denilmekteydi. Avrupalı devlet olmanın tanımının açıkça yapılmamış olması ve özellikle 1980’den sonra Avrupa Parlamentosu’nun Türkiye aleyhine çok sayıda karar alması Ankara’da endişeyle karşılandı.

İkincisi, Batı Avrupa Birliği AB’nin ortak dışişleri ve güvenlik politikasının bir uygulayıcısı konumuna getirilmiş,NATO üyesi olup,BAB üyesi olmayan Avrupa ülkelerine de bu kuruluşa üye olmaları yönünde bir çağrı yapılmıştı.Böylece Türkiye BAB’ne ortak üye olacaktı ama Avrupa’nın güvenliği ve savunması gibi hayati bir konuda karar alma mekanizmasına tam üye olarak katılamadığı için Türkiye bu yapılanmada kendini dışlanmış riskiyle hissetmeye başladı.

Genişleme Hareketi


1980’lerin sonunda meydana gelen ve Soğuk Savaşın sona ermesine neden olan olaylar,AT’nin kurumsal ve yapısal gelişimi ve Türkiye’yle ilişkileri üzerinde önemli etkiler doğurdu.Orta ve doğu Avrupa ülkeleriyle imzalanan ‘avrupa anlaşmaları’ bu ülkeleri AT üyeliğine hazırlama amacını taşımaktaydı.Böylece Türkiye sahip olduğu özel konumunu yitirmeye başladı.

1990’ların ilk yarısı boyunca,AB’nin hangi ülkelerle ve hangi takvime göre genişleyeceğinin tartışıldığı platformlarda Türkiye ya tamamen ihmal edildi ya da orta ve doğu Avrupa ülkeleri,Güney Kıbrıs ve Malta’nın arkasında yer aldı.

Kopenhag Zirvesi


Genişleme yönünde en önemli dönüm noktalarından biri,AB üyeliği için aranan koşul ve kriterlerin saptandığı 1993 Kopenhag Zirvesidir.Genişleme süreci açısından büyük önem ifade eden Kopenhag Zirvesinin sonuç bildirisinde Türkiye ile ilgili olarak ‘AT Zirvesi,Türkiye ile işbirliğinin bir gümrük birliğinin kurulması ile ilgili olduğu ölçüde,1963 tarihli Ortaklık Anlaşması ve 1970 tarihli Katma Protokol’de öngörülen perspektif içinde geliştirilmesi ve yoğunlaştırılması konusunda,Lizbon’da toplanan AT Zirvesi’nde kabul edilen esasların etkili bir biçimde uygulanmasını,konsey’den istemiştir deniliyordu.

Bu ifadeler ilişkilerin bir gümrük birliği temelinde yürütülmek istendiğini göstermekteydi.Ankara tam üyelik yolundaki ısrarın sonuç vermeyeceğini ve ‘gümrük birliğini oluşturmanın AB’ye arka kapıdan girmek anlamına geleceğini düşünerek gümrük birliği politikasına ağırlık verdi.


Image Source
Sort:  

OK. Improving on Beautifu

Hey @osmania
Amazing post man!
I am admirer of your post!😍

Can you help me?? Man..
Please take a look on my post also.

https://steemit.com/utopian-io/@hadim123/beautiful-nature-respect-and-protect-it

You got a 13.08% upvote from @upme thanks to @osmania! Send at least 3 SBD or 3 STEEM to get upvote for next round. Delegate STEEM POWER and start earning 100% daily payouts ( no commission ).

Çok ilginç bir yazı, tebrikler

Coin Marketplace

STEEM 0.18
TRX 0.15
JST 0.028
BTC 63283.09
ETH 2463.49
USDT 1.00
SBD 2.54