Haftanın Kitap Alıntısı #2

in #tr6 years ago (edited)
Sevdiğim bir söz var. "Mozart'ın müziği bittikten sonraki sessizlik de Mozart'tandır."

Bazen okuduğumuz bir kitap da bu etkiyi oluşturur. Sayfaları biter, belki birçok şeyi unuturuz kitaba dair ama bazı satırlar dönüp durur içimizde. O sessizlik anları ne çok şeyi barındırır içinde, bilseniz.

Bu sabah daha gözlerimi açar açmaz elimi başucumdaki not defterime götürdüm ve her sabah yaptığım gibi rastgele bir sayfasını açtım. Acelem yoktu. Hiç olmadı. Önce aklımdan bir şeyler geçirdim. Tıpkı doğum günü pastası üstündeki mumları üflemeden önce duraksar gibi. Nedir bu defterin önemi derseniz, şöyle açıklayayım. Bu defterde okuduğum kitaplardan aklıma kazınan yerleri not aldığım bir yığın sayfa var. Bir nevi küçük kitabım benim artık. İşte her sabah muzipce gülümseyip, elim alışkın olduğum üzere komodinin üzerine uzanıyor ve kırmızı kaplı defterimden merakla bir sayfa seçiyorum ve güne onu okuyarak başlıyorum. Bazen günümün gidişatını da bu sayfada okuduklarım şekillendiriyormuş gibi gelmiyor değil. Tesadüf deyip geçiyorum. Ama yapmaktan da vazgeçmeyeceğim yegâne oyunum da bu işte.

İşte yine bir sabah aynı ritüelimi gerçekleştirdim ve bu sayfa beni yıllar yıllar öncesine götürdü. Bir kitaba başlayıp saatlerce yataktan çıkmadan gözlerim kızarana kadar okuduğum günlere. Şu bölüm de bitsin, ah bu bölüm ne olacak acaba diye diye kaç kitabı hiç bırakmadan bitirdiğimi bilirim. Şimdilerde de yapılabilir aslında ama araya başka meşgaleler giriyor.
Herneyse günün alıntısı Rüzgârın Adı adlı kitaptandı ve şöyleydi:

Zihnimizin sahip olduğu en büyük beceri belki de acıyla başa çıkmaktır. Klasik yaklaşım bize herkesin ihtiyacı doğrultusunda geçtiği dört kapı olduğunu öğretir.

Böyle başlıyordu. Bu cümleleri düşüne düşüne kalktım ve çalışma masama geçtim. Bir taraftan masamı düzenlerken, bir taraftan zihnim bu paragrafla meşguldü. Çok düzenli biri olmasam da çalışma masamda her şeyin kendine özel bir yeri vardı ve bu yerleri korumak benim görevimdi. Sol üstte tam köşede minik not defterlerim sıralanmıştı. Hangi renk en altta, hangisi onun üzerinde ve sonuncu yani en üstteki hangisi asla değişmezdi. Neden bilmiyorum, bu üç defterden herhangi biri bitene kadar bu sıralama değişmeyecekti. Bu defterlerin her birinin farklı görevi vardı çünkü ve oldukça önemliydi benim için. Onların yanında renkli kalemlerim yer alıyordu. Bazen sadece bir şeyler çizip boyamak isterdim. Ne konuşmak, ne yazmak... Sadece zihnimden geçenleri çizmek. Kimseye göstermediğim gizli hazinem... Daha 8 yaşındayken "benim dünyam"ı çizip de resmimin bir sergide sergilediğini öğrenmenin (sadece bir zarfla öğrendim çünkü sergi salonuna gitmemiştim) ilginç duygusunu hissedip, kendi iç dünyamı ifşa etmenin garip hüznünü yaşadığımdan ve pişman olduğumdan beri, çizimlerim sadece bana özel. Bu dört kapıdan biri, hatta benim için ilk kapı kesinlikle "çizmek" olmalıydı. Ama devam ediyor zihnimde kitaptan satırlar...

Birinci kapı uykudur. Uyku bize dünyadan ve onu dolduran tüm acıdan kaçabileceğimiz bir sığınak sağlar. Bir insan ağır yaralandığı zaman genellikle kendinden geçer. Aynı şekilde travmatik haberler alan birinin bayıldığı olur. Zihin ilk kapıdan işte böyle geçerek kedini acıdan korur.

Uyku... Evet uyku küçüklüğümden beri benim kaçış noktam olmuştu. Tatlı bir sığınak, gerçek hayatın can sıkıcılığından, kötü insanlarından, yapmak isteyip de yapamadıklarımızdan kaçış noktası. Biraz da şey değil midir uyku; yaşamak istemediğimizde yaşamamak? Bana öyle gelmiştir hep.
İnsandan ümit ve uykuyu alın, onu dünyanın en bahtsız ve en perişan insanı haline getirmiş olursunuz.

Aslına bakarsak başka başka alemlere düştüğümüz bir çeşit ölüm hali... Kısacası, çok şeydir uyku.

İkinci kapı unutmaktır. Bazı yaralar kısa zamanda kapanamayacak, hatta belki de asla iyileşemeyecek kadar derindir. Ayrıca bazı anılar o kadar azap vericidir ki onlara alışmak mümkün değildir. “Zaman tüm yaraları iyileştirir” sözü yanlıştır. Zaman çoğu yarayı iyileştirir. Geri kalanlar bu kapının ardında saklıdır.

Unutmak; kaçmak, uzaklaşmak... Çoğu çocukluk anımı hatırlamıyorum. Aslında genel olarak hafızam çok kuvvetli değil galiba. Ama bazı şeyler var ki unutmak mümkün olmuyor. Bilirsiniz işte.

Hani insan her şeyi unutarak yaşayabilirdi ama her şeyi hatırlayarak yaşayamazdı. Hani unutmak, insan soyunun en büyük şifasıydı.

Unutmak, bir kapının ardına saklamak bazı anıları, bazı insanları, bazı şehirleri, bazen kendini bile. Ve bazen kapısını kilitleyip anahtarı da unutmak öylece, "unutmak kayığı"na binip her şeyi geride bırakmak... Bize gereken bazen bu değil midir?

Üçüncü kapı deliliktir. Bazen insanın aklı öyle bir darbe alır ki kendini delilikte saklar. Bu ilk bakışta faydalı gözükmese bile öyledir. Gerçekliğin acıdan başka bir şey getirmediği zamanlar vardır ve bu acılardan sakınmak için zihnin gerçekliği geride bırakması gerekebilir.

Küçük yaşta bilirsiniz, küçücük şeyleri takar kafasına insan, çocuk aklıyla, ve büyütür içinde. Eğer biriyle paylaşamayacağını düşünüyorsa, sessiz gözyaşları ile uğurlar onu zihninden. Yanaklardan süzülürken ılık ılık, sanki her şeyin ilacıdır gözyaşları. O şekilde ıslak yanaklarla uykuya dalmaksa iki kaçışın birleşmesi gibi, huzura erdiren yegâne şeydir belki de. Tabi bu iç sıkıntısı rüyalara da yansıyabilir. En korkuncu da budur işte. Ama olsun, gerçek hayattan iyidir yine de, der, kendi kendimizi teskin ederiz. İşte böyle, o yıllarda hep düşünürdüm, hep yaşımızdan daha olgun olmaya mı zorlandık, öyle mi olması gerekiyordu bilmiyorum. Bir bakışla neyi yapmamız gerektiğini bilen çocuklardık. Herhangi bir söze hacet yoktu. Büyüdük ve etkisi devam etti o yılların ve yetişme tarzımızın. Çocukken şımarıklık yapma hakkımız elimizden alınmıştı sanki, büyüdüğümüzde de; delilik hakkımız. Hâlâ da öyle geliyor aslında.

Dördüncü kapı ölümdür. Son sığınak. Öldükten sonra bizi hiçbir şey incitemez. Ya da en azından bize öyle söylenir.”

Son sığınak... Kendi ölümünüzü gördünüz mü rüyanızda hiç? İnsana korkunç geliyor başta ama kendine has tuhaf bir hissi var aslında. Hâlâ hatırladıkça içimi ılık bir his kaplar. Uyku gibi, uyumak ve rüyada başını hatırlamadığın bir mekanda ve zamanda uyanmak gibi. Son sığınak kelimesinin hakkını veren, en güzel sığınak belki de...

Görsel Kaynak 1 | 2 | 3 | 4 | 5 | 6

Sort:  

hani bazı yazılar vardır; sözlerini seversin, cümlelerini seversin ve imrenirsin onlara dersin ki benden çıkmış olsaydı onlar da bir güzel bağrıma bassaydım, kucaklasaydım, sarıp sarmalasaydım..

işte bu satırlar da onlardan biri🙆‍♀️
söylenecek bir söz yok aslında çok beğendim👌

ama şunu da buraya yazmadan gidemedim:)

Biraz da şey değil midir uyku; yaşamak istemediğimizde yaşamamak? Bana öyle gelmiştir hep.

bana da..🙄

Çok mutlu oldum bu sözleri duyduğum için 😘😘
Aynı şeyleri hissetmek ne güzel değil mi 😊😊

Paylaşımınız günün en Jumbo yazısı seçildi, tebrikler :)

Yazınız Jumbot ve Jumbot Kürasyon Kuyruğuna bağlı hesaplar tarafından oylanmıştır.



Jumbot Nedir?

Jumbot, TR içerik oluşturucularına destek olma amacıyla kurulmuş bir oluşumdur.

Jumbot Hakkında Daha Detaylı Bilgi İçin

Teşekkürler 🤗

Ellerine sağlık güzel arkadaşım 😃 emek ve duygu dolu bir paylaşım olmuş. Hepimiz geldik gideceğiz, rüyamda öldüğümü gördüğüm çok oldu. Aynı gerçek gibi yaşıyor insan o anı...😃

Çok teşekkür ederim canım 😙

Çok akıcı bir yazınız var tebrik ederim. Bir de markdown kullanımınıza bayıldım, gerçekten nizami ve yerinde.

Teşekkür ederim beğenmenize çok sevindim 😊

Unutamamak gibi bir durumu, "Akıllanma" ile eş tutuyor bazı eserler ;)

Harika bir yorumdu 😳 İçimde çalmaya başladı jenerik müziği 😏

Congratulations! This post has been upvoted from the communal account, @minnowsupport, by neokuduk from the Minnow Support Project. It's a witness project run by aggroed, ausbitbank, teamsteem, theprophet0, someguy123, neoxian, followbtcnews, and netuoso. The goal is to help Steemit grow by supporting Minnows. Please find us at the Peace, Abundance, and Liberty Network (PALnet) Discord Channel. It's a completely public and open space to all members of the Steemit community who voluntarily choose to be there.

If you would like to delegate to the Minnow Support Project you can do so by clicking on the following links: 50SP, 100SP, 250SP, 500SP, 1000SP, 5000SP.
Be sure to leave at least 50SP undelegated on your account.

Coin Marketplace

STEEM 0.18
TRX 0.14
JST 0.030
BTC 59367.33
ETH 3172.01
USDT 1.00
SBD 2.43