''Engelsiz Yaşamı'' Yanlış mı Anladık?

in #tr7 years ago (edited)

Dünya Sağlık Örgütünün raporlarına göre 1 milyardan fazla insan herhangi bir engellilik ile yaşamakta.Bunların 200 milyonu hayatlarını devam ettirmek konusunda çok büyük zorluklar yaşamaktadır.Bu bilgiler Dünya Engellilik Raporundan alınmıştır. Ülkemizde ise durum çok farklı değil tahmin edilen rakam ülke nüfusunun %13 kadar engelli vatandaşımız var.

Rakamlardan da anlaşılacağı üzere ‘’engelliler dünyadaki en büyük azınlık’’ olarak tanımlanmaktadır. Kişisel olarak bu tanıma tamamen katılmasam da bazı gerçekleri açıkladığını da kabul etmek zorundayım. Etrafımızda genç, yaşlı, çocuk, erkek, kadın ne kadar çok engelli var, hiç dikkatinizi çekti mi?  

Ya da acıma duygusunun dışında ne yapıyoruz birlikte yaşamak için? 

  Hiç mi sorumluluğumuz yok bu durumda! 

Sorumluluk dediğim; vicdan rahatlatmaları ya da anlık düşünceli insan rollerimizin dışındaki şeyler. Biliyorum hepimiz duyarlı, duygusal, iyiliksever, can dostlarız. Denk geldiğinde; sırtımızda taşır, ayakları oluruz. Tercümanlık yapar,dilleri oluruz.ellerinden tutar gözleri oluruz,bundan hiç şüphem yok ama bu mu şimdi sorumluluk sahibi olmak, yaşadığımız dünyayı paylaşmak?  

Spontan yardımlar mı ihtiyaçları olan ya da yardımımıza en az ihtiyaç duyacakları ortamı sağlamak mı? Ya da en doğrusu yardımımıza biz mi muhtaç bırakıyoruz onları?  

Acaba yaşadığımız dünyayı paylaşıyor muyuz  yoksa bu dünya bizim, sizde canımız istediğinde kabul ettiğimiz misafirlerimizsiniz mi diyoruz, umduğunu değil bulduğunu yemek zorunda olan

Evet bir engelliye yardım ettiğimizde aslında bu düşüncenin yansıması ile hareket ediyoruz, yaptığımız işi kendimize paye çıkarıp aslında bir çeşit cahillikle, kendimizi tatmin ediyoruz.   Hangimizin iş arkadaşı engelli? Hangimizin sınıf arkadaşı var? Sokakta selam verdiğimiz kaç engelli insanımız var,hiç düşündünüz mü? Sayılar ortada en iyi ihtimalle her yaş ve cinsiyetten en az 10 kişiden biri, peki neden hayatımızda 1000 de birler, hiç düşündünüz mü?

   

Nerede bu insanlar? 

Hepsi ‘’olmayan ülkenin ‘’vatandaşları da, orada mı yaşıyorlar! Diğer ülkelere vize mi alamıyorlar da aramızda bu kadar azlar!  Yoksa ondan mıdır aramızda olan, az sayıdaki engellilere, mülteci gibi davranmamız? Kendi ülkelerinden, aramıza gelmiş kaçaklar gibi davranmamız! 

Evet diyeceksiniz son yıllarda farkındalık arttı, merkezi yönetim, yerel yönetimler ve toplum da değişim ve gelişim başladı.  

ACABA ? 

Sizlere meslek hayatım boyunca şahit olduğum birkaç örnekle açıklamak istiyorum.Emin olun bende 20 sene öncesine kadar herkes kadar yardımsever ve duyarlı idim, nasıl olmayayım ki bu konuda eğitilmemiştim! ama sonrasında bakış açım değişti , işin içinde olmak çok başka düşündürdü. Evet toplum olarak devlet olarak geliştik, gelişiyoruz . Acaba gerçekten öyle mi?   

Doğru yolda değiliz, baştan söyleyeyim. Neden mi? 

Belediyelerin günde tek sefer rink yaptığı engelli otobüsleri mi gelişme?  

Yoksa genişliği 1 metre yüksekliği 40 cm kilitli taşlı kaldırımlar mı, hatta o küçük kaldırım rampalarını kapatan son model arabalarımız mı gelişmişlik ölçütümüz? ya da sarı sarı kaldırım ortasına yaptığımız kılavuz çizgiler mi sonunda çukur olan!

Son teknoloji hastanelerimizin ışıl ışıl parlayan zeminleri mi? yüksek merdivenlerin yanına emaneten yapılan keçi rampaları mı gelişmişlik?  

Yoksa dev alışveriş merkezleri mi büyük döner kapıları ile, tutamaklı alafranga tuvaletler mi engelli hassasiyetimiz?Hiç kullanan gördünüz mü bu arada? 

Çevre düzenlemeleri yeterli mi, bitti mi yani tüm sorumluluk yoksa görüntü mü bunlar sadece Dünya bankası ve AB fonları alabilmek için!  

Tabi birde çocuklar için rehabilitasyon merkezleri var, ücreti bakanlık tarafından ödenen, kaçı bu iş için yeterli,  kaç aile bilinçli, zihinsel yetersizliği olan çocuklar için alt sınıflar bile var okullarda, İnanmayacaksınız ama yetişkin engelliler için yatılı bakım merkezleri var yine ücretini devletin karşıladığı.! 

Bunlar mı gelişmişlik sizce yoksa ayrıştırmak mı?  

Farkında mısınız iyi niyetle yapılmış her türlü düzenleme, bizden biraz daha ayırıyor onları, yoksa kendi etrafımızı mı temizliyoruz aslında! 

Eğer bunlar gelişmişlik olsaydı, hafif zihinsel engeli olan çocuğu sınıflarından atmak için imza toplayan aileler olmazdı. 

Eğer bunlar gelişmişlik olsaydı, kimse kimseye acıyan gözlerle bakmazdı, işyerinde polio sekeli mesai arkadaşın,  okulda sıra arkadaşın olurdu Down sendromlu, parklarda çocukların birlikte oynardı ama bunlar biz de olmaz nede olsa tüm korkumuz ‘’üzüm üzüme baka baka kararır ya da körle yatan şaşı kalkar’’ telkini deyimler ve bunlar aslında bizi anlatıyor başka söze gerek var mı? 

Bulaşıcı hastalıklardan korunmadığımız kadar korunuyor ve çekiniyoruz onlardan aslında. Acımanın da tüm bu görüntülerin de altında içten içe sebebi bu, başka birsey değil! 

Toplumsal olarak zihniyet devrimi yaşamadan olmaz bu işler maalesef, yetişkinler için tren kaçtı bari çocuklarımızı daha fazla zehirlemeyelim de akranları ile sağlıklı ilişki kurabilsinler.

 Belki onlar başarırlar paylaşmayı, paylaşarak büyümeyi ve hasta bir toplum olmamayı… 

Biliyorum acımasız bir yazı oldu ama bir de böyle bakın istedim, aynaya bir de bu açıdan bakın istedim, sürç-i lisan ettiysem, affola... 


 www.pixabay.com                                  

Sort:  

Geçen sene engellilerin hayatını kolaylaştırmak ve sosyal yaşama adaptasyonunu sağlamak için İzmirde bir kongreye gittim. Farkettimki biz hiç sokaklarda engelli insan falan görmüyoruz hep hayatlarını izole yaşamaya itilmilşler toplum tarafından.

Aynen dostum, gerçekler çok acı.Bir kaç timsah gözyaşı biraz vicdanla kendimizi rahatlatiyoruz.

Coin Marketplace

STEEM 0.20
TRX 0.13
JST 0.030
BTC 61839.57
ETH 3411.37
USDT 1.00
SBD 2.52