Mutlaka İzlenmesi Gereken Diziler ''DEXTER''

Dizinin konusu; gündüzleri adli tıp uzmanı olan Dexter Morgan, geceleri ise seri katil, üstelik ikisinde de çok başarılı. Bir katili en güzel başka bir katil anlar. Öldürme arzusu dışında insani duygulardan birçoğundan zevk almayan kahramanımız her ne kadar cani olarak görünse de ahlaki değerleri olan bir seri katil! Sadece kanunların elinden kaçmayı başarabilen azılı suçluları öldürüyor. Bu konuyu aşağıda derinlemesine incelemeye bırakarak Dexter Morgan'ı tanıtmak istiyorum; üç yaşında öksüz ve yetim kalan Dexter, bir polis tarafından evlat edinilmiştir. Yeni babası, Dexter'ın öldürme isteğini ilk anda fark etmiş ve onun önü alınamayan şiddet arzusunu, hiç değilse daha ahlaki sayılabilecek bir yöne yani kanunların zaafı yüzünden kurtulabilen suçluları öldürmeye kanalize etmiştir. Bunun sonucunda Dexter, hem seri cinayet işleyenleri hem de kanundan yakasını kurtaran diğer katilleri kendine hedef olarak seçmeye başlamıştır. Dexter Morgan içindeki müthiş öldürme arzusuna karşın, üvey babasının yetiştirmesi sayesinde günlük hayatta insanlarda hayli sakin, iyi huylu ve kendi halinde bir adam izlenimi bırakıyor. Sempatik görünümü sayesinde, kimse onun böyle bir "Seri katil" olabileceğinden şüphelenmiyor. Amerika ve dünyada birçok kişi bu dizinin bağımlısı olmuştur, bu başarıda tabiki de iki kez Altın Küre ve oyuncuların meslek kuruluşu SAG ödülüne aday olan, televizyon eleştirmenlerinin En İyi Erkek Oyuncu ödülünü alan Michael C. Hall'un da büyük payı var.

Aslında bu diziyi anlatmak burada çok mümkün değil sayfalar postlar yetmez ama birkaç noktaya bazı sorular sorarak parmak basmak istiyorum.

Gündüzleri görevi Miami’de işlenen en korkunç cinayetleri çözmek olan bir insan, nasıl olur da aynı vahşi cinayetleri geceleri kendi işler? Seri katillerin de kendi katili olan bir şehirde neler yaşanır? Bir seri katil olmakla kendi kanunlarıyla adalet sağlamaya çalışan bir kahraman olmak arasındaki çizgi nerede başlar ve nerede biter?

Dizi; Jeff Lindsay’nin ''Darkly dreaming dexter'' olan kitabından yola çıkılarak çekildi. insanı düşünmeye iten bu polisiye dizi etik bir ikilem ortaya atarak doğru ve yanlış kavramlarını sorguluyor ve şimdiye kadar yüzeysel bir önyargı ile tek boyutlu bir tanıma sıkıştırılmış olan seri katil kavramına yeni bir bakış açısı getiriyor. Ahlaki değerleri ve davranışları bazılarına son derece sadistçe gelebilecek bu derin ve karmaşık karakteri aynı zamanda ona hak vermemizi sağlayacak kadar başarıyla canlandıran Michael C. Hall, bir katilin bir insanın hayatını elinden alırken yaşadığı duygusal kargaşayı ve gel-gitleri tüm açıklığıyla ortaya koyuyor.

Dizinin Miami ve Los Angeles da yapılan çekimleri güney Florida’nın tüm doğal güzelliklerini ortaya koyuyor. Ancak bir yandan da şehrin arka sokakları ve oralarda gizlenen bataklıklar ve mezbelelikler bir bakıma Dexter’ın çarpık iç dünyasına ve devam ettiği ikili yaşama metafor oluşturuyor. Başka bir deyişle biz Dexter’ın Miami ve Los Angeles’ını izliyoruz, onun gözünden oradaki yaşamı takip ediyoruz.

Şimdiye kadar her ne kadar polisiye bir dizi olarak bahsetsem de Dexter hiç öyle polisiye bir dizi değil. Zaten işin polisiye kısmında bolca çuvallama var, ancak Dexter'ı bu kadar muhteşem yapan şey, karakter ve psikoloji evrimini un-fuckin-believeable bir şekilde yansıtmış olmaları. House ile ayrıldıkları nokta bu, House daha çok sabit karakterlerin birbirleriyle ilişkisine ışık tutmuş bir diziyken Dexter ise herkes her sezon giren çıkan yan karakterlerin de etkisinin çok olduğu bir dizi, bu açıdan tamamen KURGU olsa da hayatın tam göbeğinden bir yapım olarak karşımıza çıkıyor. Psikolojik gözlemi sevip de bu diziyi izlememiş bir insan için harika bir deneyim olacağının garantisini verebilirim.

İşin açığı burada bütün karakterlerin evrimi hakkında bir şeyler karalayabilirim ancak bunu gereksiz uzun olacağından bu postta yapmıyorum. Dizide Dexter'dan sonra favori karakterim Debra Morgan (Harikulade oyuncu Jennifer Carpenter etkisi de var bunda tabii), Dexter'ın kadınları arasında favorim Lumen Ann Pierce, en sevdiğim düşmanı da İsaak Sirko olduğunu belirterek bitireyim. Bu diziyi incelememi isteyen @goktug0814 'a teşşekkür ederim, bir sonraki yazımda görüşmek üzere.