Geometrik Ahlak #1 : Özgür İrade

in #tr7 years ago


Geometrik Ahlak felsefe üzerine hazırladığım bir yazı serisi. Adını ise Spinoza'nın Ethıca adlı kitabın açılış cümlesinden aldı. Çeşitli kavram ve durumlar üzerine ünlü düşünürlerin görüşlerini yazıp bu görüşleri irdelemeye çalışacağım.

Spinoza "İradeye özgür denilemez, sadece zorunlu denilebilir." diyor. Çünkü iradenin tıpkı akıl gibi belirli bir düşünme tarzı olduğunu savunuyor. İnsanın tüm seçim ve kararları her zaman bir neden-sonuç ilişkisine bağlıdır. Herhangi bir sonucu hedeflemeden veya herhangi bir sonucun doğurduğu nedenlerin yarattığı mecburiyet olmadan insan seçim yapmaz. Yani her seçim bir sebebe bağlıdır. Ve bu seçimin sonucunda oluşan sonuçta yine kendinden önceki seçimi bir sebep olarak baz alır kendisine. Bunun aksi mümkün değildir ve bu döngü sonsuza kadar gider. Dolayısı ile Spinoza bu düşünceden yola çıkarak iradenin özgür olamayacağını ancak zorunlu olabileceğini söylüyor.

Bu konuda Descartes'in güzel bir örneği var. Günün birinde bir kral ülkesinde düello yapmayı yasaklar. Hiç bir sebep mazeret olarak kabul edilmeyecektir. Yasağa karşı gelip düello yapanlar ağır bedel ödeyecektir. Kral aynı zamanda ülkede birbirlerinin can düşmanı olan iki kişinin varlığını da bilmektedir. Bu iki kişi karşı karşıya gelirse mutlaka tartışıp düelloya tutuşacaktır. Sonra kral bu iki kişiden birisin diğerinin yaşadığı şehre gönderir. Kral tarafından gönderilen kişi düşmanı ile karşılaşınca tartışır ve düelloya başlarlar.

Bu örnekte kral iki farklı irade gösterir. Önce ülkede düello yapmayı yasaklar ardından ise iki kişiyi düello yapmaya zorlar. Hem halkın uymak zorunda olduğu bir kural koyar hemde ona uyulmamasına sebep olur. Dikkat ederseniz ikinci iradeyi gösterebilmesi için ilkinin var olması gerekiyordu. Düşman olan iki adam da burada iki farklı irade gösteriyor. Kral'ın koyduğu yasağı çiğnedikleri için suçlular. Sonuçta bu seçimi yapmaya da bilirlerdi. Fakat onları karşı karşıya getiren kralın bizzat kendisiydi. Dolayısı ile karşı karşıya gelip düello etmek gibi bir niyetleri yoktu en başta. İradeleri dışında gerçekleşen bir olay onların sonuçlarını hazırlayan sebep oldu. Eğer kral onları bir araya getirmeseydi düello olmayacaktı.

Bu örnekten de anlaşıldığı üzere kişinin seçim ve kararını Spinoza'nın da söylediği gibi iki temel şey belirliyor.

  • Bir önceki seçim ve kararın, kişinin yeni kararı için sebep konumuna gelmesi.
  • Dış güçlerin oluşturup dayattığı bir seçim ve kararın, kişinin yeni kararı için sebep konumuna gelmesi.

Bu temelde determinist görüşün bir ürünüdür. Spinoza'da determinist bir düşünürdür. Yine determinizm'i benimsemiş bir matematikçi olan Pierre-Simon Laplace özgür irade ilgili bu durumun daha büyük ölçekte olup evrensel bir yapıya sahip olduğuna inanır ve durumu;

Evrenin bugünkü durumu, evrenin önceki durumunun sonucu ; sonraki durumunun ise nedenidir.

şeklinde açıklar. Bu Simon Laplace ve Simeon Poisson'nın "makine gibi çalışan evren" modelinin bir parçasıdır. Tarih ilerleyip bilim geliştikçe determinizm'de değişmeye bazı görüşlerini kaybedip bazı görüşlerini ispatlamaya başladı. Bu da Determinizm'i savunanların genelde bilim insanı olması ile alakalı sanırım.

Kuantum Determinizm'i denilen bu yeni alt kategori Spinoza'nın özgür irade ile ilgili görüşlerini destekler nitelikte çalışmalara imza attı. Öyle ki; EEG(electro encephalography), Gamma Dalgaları ve FMRİ(functional magnetic resonance imaging) sayesinde beyin aktivitelerini incelemeye başladık. Bu sayede de karaları aslında bilinçaltının aldığını ve bilincin bunu 6-8 saniye sonra uygulamaya aldığı yönünde ciddi buluşlara ulaştık. Dolayısı ile özgür iradenin gerçek olmadığı yönündeki görüşler güçlenmeye başladı. Peki sizin görüşünüz ne? Aldığımız kararlar üzerindeki etki payımız ne kadar sizce?


Coin Marketplace

STEEM 0.18
TRX 0.13
JST 0.030
BTC 58296.60
ETH 3064.91
USDT 1.00
SBD 2.26