HİTLER HÜKÜMDARLIĞI #2
Herkese merhaba arkadaşlar dün başlatmış olduğum 'HİTLER HÜKÜMDARLIĞI' serimin bugün sizlere ikinci bölümünü yazacağım. Umarım keyifli bir okuma yaşarsınız.
İsterseniz hemen kaldığımız yerden devam edelim :)
Kıtasal imparatorluk, ırk karışması korkusuna diğerlerinden daha fazla yakalanmış bir rejim için muazzam bir dezavantaj içeriyordu. Reich'ın nefret edilen Untermenschen'e genellikle fiziksel olarak Alınanlardan farksız ama emekçi olarak gittikçe önem kazanan insanlara katıksız yakınlığı Berlin'i endişelendiriyor ve onun en baskıcı eğilimlerini ortaya çıkarıyordu.
Reich'ın içinde, Polonyalıların, Rusların ve Ukraynalıların ülkeye akın etmesi Gestapo'nun çiftlikleri ve fabrikaları gözetim altına almasına ve halka açık idamlar ve toplu tutuklamalara yol açtı. Yeni işgal edilen bölgelerde, savaş ve ırk kaygılan sonu olmayan zehir li bir bileşime dönüştü.
Gene de Avrupa'nın doğu sınırındaki bölgeler, Nazilerin geleceği belirleme iddiasında olduğu yerlerdi. Bu durum savaş alanında da görülüyordu: İngiliz ve ABD ordularının her biri yarım milyon un altında adam kaybederken, Ruslarda bu sayı en az 8 milyondu.
Doğu Cephesi'nde 2,7 milyon Alman öldü. Bu sayı Batı Avrupa'da 340.000, İtalya'da ise 151.OOO'di. Cephe hatlarının gerisindeki oransızlıklar daha da büyüktü. Paris 'in kurtarılması sırasında yaklaşık 1.500 Fransız erkek ve kadın öldü fakat aynı anda gerçekleşen Varşova ayaklanması sırasında yok olup giden Polonyalıların sayısı yüz kat daha fazlaydı.
Avrupa'daki Nazi işgali sırasında, ezici çoğunluğu doğuda olmak üzere 8,6 milyon sivilin öldüğü hesaplandı; Rusya'da ölenlerin sayısı daha da fazlaydı. 1914-1918 savaşının aksine bu, sivilere yani esas olarak kaderi Alman Lebensraum'ı için önceden belirlenen ülkelerde mücadele edenlere- karşı verilen bir savaştı.
Bu nedenle Doğu Avrupa, Nazi İmparatorluğu'na ilişkin her değerlendirmenin merkezinde yer almalıdır fakat asıl Avrupa'nın kendisiyle ilgili daha kapsamlı bir sorun vardır. Sonuçta, gördüğümüz gibi Almanların emperyal. Avrupa idealiyle eğitildiği düşünülüyordu ve başka ülkelerdeki daha idealist Nazi yanlılarının çoğu da bunu benimsiyordu.
Örnek vermek gerekirse, 1 942'de sağcı Fransız yazar Pierre Drieu la Rochelle, Almanyanın "gelecekte Avrupa'ya önderlik" edeceğini umuyordu. Goebbels ise Hitler'i komünizme karşı bir Avrupa Haçlı Seferi'nin komutanı olarak resmetmek için elinden geleni yapıyordu. Ancak Berlin'den yapılan Bolşevik karşıtı Avrupa propagandasına rağmen Hitler ölene kadar bir Büyük Almanya milliyetçisi olarak kaldı ve özel ortamlarda savaşın sadece Almanya ve halkı için verildiğini tekrar tekrar vurguladı.
10 Aralık 1944'te ordu komutanlarına, savaşmalarının amacının Avrupa'nın Alman sorununa kesin çözüm bulmak olduğunu söyledi. Savaş sadece I. Dünya Savaşı'nın değil, 19. yüzyıl Alman savaşlarının da devamıydı ve aynı hedefe yönelikti: "Bütün Almanların birleşmesi. Bu türden konuşmalarında Hitler tipik bir Alman milliyetçisi, belki de 19.yüzyıl pan-Germenlerinin varisi olarak görünür.
Kaybedilen topraklan geri almak isteyen diğerler gibi onlann hedefi de, kendi sınırlarının dışında mümkün olan en az sayıda yurttaş bırakan, olabilecek en geniş ülkeyi kazanmak olmuştu. Polonyalı ve Romanyalı milliyetçilerin, söz gelimi 1919'da kazandıkları ödül buydu; Macarlar ve Bulgarların umduğu şey de, Almanların 1940'ta onların kazanmasına yardım edeceğiydi.
Fakat Nazi siyasetine göre oldukça geleneksel sayılabilecek bir tek bu boyutu öne çıkarmak, ABD ya da Britanya'ya kafa tutabilmek için akla uygun tek yol olarak Almanya'nın Avrasya'ya hakim olmaya yönelik jeopolitik odaklanmasının kritik önemini, Üçüncü Reich milliyetçiliğinin çerçevesini oluşturan katı biyolojik ırkçılığı, sınırsız gaddarlığı ve hukuka karşı kayıtsızlığı görmezden geleceği için son derece yanıltıcı olabilir.
Öte yandan, 1. Dünya Savaşı sırasında da yüzeye çıkan- belirgin bir Avrupa misyonu düşüncesi, 1940'ta yaşanan kısa bir dönem dışında Reich için bir daha asla aynı ölçüde önemli sayılmadı. Wehrmacht Batı Avrupa, İskandinavya ve Balkanlar'ın büyük bölümünü şaşırtıcı ve kesinlikle öngörülmeyen bir hızla fethedince, Alman önderliğinde geniş bir ticaret bloku yaratıp kıtayı yenilenmeye dayalı eski planlar bir süre için yeniden geçerli oldu.
Almanya'nın geniş bir iç piyasanın koordinatörü olarak Avrupa'nın merkezi olması, kökleri 19. yüzyıl Alman düşüncesine uzanan bir beklentiydi. Fakat bu vizyon neredeyse yükseldiği kadar hızlı kayboldu. Kapitalist ekonomiler arasında akılcı etkileşimler sağlamak Alman sanayici ve bankerlerin (ve onlarla yakın ilişki içinde olan Hermann Göring gibi kişilerin) zihnini meşgul ediyor fakat bu Hitler'i pek ilgilendirmiyordu. 194 l 'de SSCB'nin işgali onun dikkatini doğuya yöneltti. Bundan böyle Avrupa'nın geri kalan kısmı onun zihninde sadece Alman ekonomisine sağladığı destek açısından yer aldı ve rejimin Avrupa koşullan çerçevesinde düşünmesinin tek sebebi savaş çalışmasını yönetenlerin bunu yapmaya mecbur edilmesiydi.
Beyaz Rusya'da faaliyet gösteren partizanlarla savaşma yöntemleri Güney İtalya ve Finlandiya'da benimsendi. İş gücünün çarı Fritz Sauckel zorunlu çalışma için yapılan sevkiyatları denetlemek için Fransa'dan Ukrayna'ya seyahat ediyordu. Tipik bir Gestapo görevlisi olarak savaş döneminde farklı yerlere atanması, onu Güney Avusturya'dan Kuzeybatı Almanya'ya, Kafkasya, Polonya ve Slovakya'ya götürdü; hatta bir noktada Afrika'daki yeni sömürgenin hizmetinde çalışmak üzere iş başvurusu yapmayı bile düşündü. Nazilerin kıtayı bü tünleştirme yöntemi olan savaş ve işgal. Top yekün Alman savaş faaliyetinin tükettiği kaynaklann aşağı yukarı dörtte birini sağladı. Ancak bu bütünüyle kendi kaynaklarını seferber etme ihtiyacının bir sonucuydu: Bunun ötesinde hiçbir somut vizyon yoktu.
Arkadaşlar seri çok uzun olduğu için burada kesmek zorundayım. Umarım okurken keyif almışsınızdır. Okuyan ve destek veren herkese şimdiden çok teşekkürler. Aşağıda bilgi aldığım kaynakları ve resim kaynaklarını belirteceğim. Bir sonraki blog yazımda görüşmek üzere şimdilik sağlıcakla kalın.. :)
Resim Kaynak: 1 - 2 - 3 - 4 - 5 - 6
Bilgi Kaynak: 1 - 2 - 3 - 4 - 5
Posted from my blog with SteemPress : http://mehmetengin.steemblogtr.ovh/2018/07/24/hitler-hukumdarligi-2/