HİTLER HÜKÜMDARLIĞI #14 'Büyük Almanya'ya Doğru'

in #tr6 years ago

Herkese merhaba arkadaşlar 'HİTLER HÜKÜMDARLIĞI' serimin bugün sizlere on dördüncü bölümünü yazacağım. Umarım keyifli bir okuma yaşarsınız.


 

İsterseniz hemen kaldığımız yerden devam edelim :)



Büyük Almanya'ya Doğru


Almanya'da Stresemann'ın siyasetine yönelik milliyetçi eleştiriler, onun Weimar'ın "azınlıkların koruyucusu" olarak geçirdiği kısa dönemi sona erdiren ölümünden çok önce denetimden çıkmıştı. Mülteci örgütleri ve milliyetçi gruplar Milletler Cemiyeti'ne karşı uzun erimli bir kampanya yürütürlerken, Heimatbund Ostpreussen ve Deutscher Wehrverein gibi milis dernekleri, 1918 - 1919'da savaşmış eski askerlerden oluşan şebekelerini korumuşlardı.


Silezya ve Doğu Prusya'da, kaybedilen toprakların ve hala oralarda kurtarılmayı bekleyen kardeşlerin yasını tutmak için, "kan ağlayan sınır bölgelerine tren ve otobüs seferleri düzenleniyordu; 1930'lar gibi erken bir tarihte bu turlar bizzat yerel yetkililer tarafından örgütleniyordu. Bazıları da askeri yürüyüşler düzenliyor, sınırda ateşler yakıyordu. Daha ileri giden ve silahlı çatışma için hazırlık yapanlar da vardı.




Dışandaki Almanlar için duyulan kaygı kenarlarda kalmış milis gruplaşmalar ya da Nazi tipi ırk teorisyenleriyle sınırlı değildi. Polonyalılar eski Prusya mülklerini "Almansızlaştırma" konusunda son derecede başarılı olmuşlardı.


Gdansk yakınlarına on binlerce insan yerleştirdiler ve yakınlarda rakip bir liman inşa ettiler. Çok sayıda Alman'ın ayrılması nüfus dengesindeki keskin değişikliklere katkıda bulundu. Poznan Posen'de Almanlar 1910'da nüfusun %42'sini oluştururken, bu oran 1930'da sadece %2'ye inmişti;


Bydgoszcz/Bromberg'de oran %77'den 8,5'e düşmüştü. Weimar'da Alman mülteciler için yaygın bir kaygı ve "Almanlığı" güçlendiren kültürel kurumlar ve sosyal yardım örgütlerine büyük bir destek vardı.




Çok eski bir kurum olan ve devlet fonlarını ve özel fonları Alman azınlık okulları ve diğer kuruluşlar için harcayan Verein für das Deutschtum im Ausland (VDA) 2 milyondan fazla üyeye sahipti. VDA bir ana akım örgütüydü fakat yabancı hükümetleri çok düşmanca resmediyor, yurtdışındaki kuşatılmış Almanlara uygulanan kültürel imha hareketine karşı sürekli bir savaş veriyordu. Volksdeutsch araştırmaları için kurulan yeni kurumlarda ise daha aşırı görüşler gelişiyordu.


1918'den sonra ülkenin Doğu'daki misyonuna duyulan ilgi böylece yenilendi, bir siyasal coğrafya yaklaşımı olarak jeopolitikin yaygınlaşması ve Lebensraum (yaşam alanı) teorilerinin tanınmasıyla şişirildi. Bismarck'ın geçmişte bir kahramanlık olarak görülen başarıları artık mercek altındaydı: Weimar'da Küçük Almanya'ya razı olduğu, Rusya'yla aşırı bir dostluk geliştirdiği ve Drang nach Osten'i terk ettiği için gittikçe daha fazla eleştiriliyordu.


Bismarck'ın cumhuriyetçi sol denen Hohenzollern imparatorluğu, Prusya otokrasisinin gücünü korumasını sağlayan bir araç olmuştu. Öte yandan, Büyük Almanya 1848 devrimlerinin demokratik mirasına geri dönecek ve "demokratik temelde kurulan gerçek bir Grossdeutchland (Almanya'nın Avusturya'yı içine alarak birleşmesi)" imkanını kanıtlayacaktı.




Irk milliyetçileri de, kendi hesaplarına, Almanya ile Avusturya'nın birlikte boyunduruğa vurulmasını, toprağa daha yakın ve Kuzey ile Güney'in farklı gelenekleri arasında uyum sağlayan bir "Yeni Alman İnsanının sentezi olarak gördüler.


Katalik Merkez Partisi, Avusturya ile birleşmenin Kuzey'in Protestan üstünlüğünü dengeleyebileceğini düşünüyordu. Weimar'ın siyasal yelpazesinin sağındaki siyaset adamları ve entelektüeller ulusal yayılma, yurtdışındaki Almanlara hizmete hazır olma ve yeni bir "halk topluluğu" (Volksgemeinschaft) ihtiyacını telkin ediyorlardı.




Ders kitapları, özelde Avusturya'nın ve genelde etnik Almanların önemini öğretiyordu. Lobi gruplan "Şen Viyana" üzerine konferanslar düzenliyor ve Viyana Filarmoni Orkestrası'nın konserlerine destek veriyorlardı.


Bu ulusal utanç ve öfke atmosferinde her şey müzik bile Büyük Almanya tezini kanıtlamak için kullanılabiliyordu. Güç­lü müziğiyle Kuzey Almanya'nın "melankolik kırlannı, kıraç topraklarını ve belli belirsiz gri bulutlarını" anlatan Bach ve Handel'i, Mozart ve Haydn'ın daha yumuşak "Viyana Ormanları" lirizmiyle kıyaslayan müzikolog Robert Lach şu sonuca varıyordu:

‘’Her iki grup aynıdır ancak ikisi de içlerinde yatan Alman ruhu sayesinde birbirinin parçasıdır. Bach, Handel ve Schubert, Haydn ve Mozart tıpkı Almanya ve Avusturya gibi birbirine yakın değil mi? Beethoven'ın Alman ve Avusturya müziğini birleştirmesi gibi, onlar da yaşayan ortak Alman ruhunda birleşmiyorlar mı? Ve Beethoven Birleşen Alman ve Avusturya ruhunun bir sembolü, sonsuza dek varlığını sürdürecek bir sembol değil midir?’’

Arkadaşlar seri çok uzun olduğu için burada kesmek zorundayım. Umarım okurken keyif almışsınızdır. Okuyan ve destek veren herkese şimdiden çok teşekkürler. Aşağıda bilgi aldığım kaynakları ve resim kaynaklarını belirteceğim. Bir sonraki blog yazımda görüşmek üzere şimdilik sağlıcakla kalın.. :)

Resim Kaynak: 1 - 2 - 3 - 4 - 5

Bilgi Kaynak: 1 - 2 - 3 - 4 - 5



Posted from my blog with SteemPress : http://mehmetengin.steemblogtr.ovh/2018/08/08/hitler-hukumdarligi-14-buyuk-almanyaya-dogru/

Coin Marketplace

STEEM 0.30
TRX 0.12
JST 0.034
BTC 63799.64
ETH 3130.40
USDT 1.00
SBD 3.97