Deri altı chipler: distopik bir dünyanın ilk adımları

Fırsatım oldukça, yabancı teknoloji haber sitelerini takip etmeye çalışıyorum. Bunlardan biri de business insider. Geçen gün, "ilginç" bir habere denk geldim. Haberin detaylarına şu linkten ulaşabilirsiniz.
Özetle, İsveç'te yaklaşık 3.000(Üç bin) insan, deri altına akıllı miro-chip yerleştirmiş. Şimdilik beta aşamasında olan bu chipler ile günlük hayatta çeşitli işlemler yapılabiliyor. Bu sayede, "hayat bir nebze daha kolaylaşabiliyor-muş". Tren bileti alma, evi anahtarsız açma, ufak ödemeler yapma vs gibi günlük hayattaki çoğu ufak tefek işlem artık "kolaylıkla" yapılabiliyor. Haberin detaylarında chip'in detayları, sağlık açısından riski ve kullanım alanlarına dair bilgiler var.

Source

Asıl burda ilgimi çeken ve dile getirmek istediğim nokta, acaba robo-insan olmaya doğru gidiyor muyuz? Seyredenler bilir, bu konuyu en çarpıcı bir şekilde dile getiren yapım Zeitgeist belgeseli idi. Bugün Facebook, Google, Amazon gibi büyük firmalar her türlü bilgimizi toplayıp bunlar üzerinden hayatı tasarlamaya çalışırken, bunun bir sonraki adımı "devamlı" takip edilen bir sistem oluşturmaktır. Bunu yapmanın temel iki yolu var: ya beyne yada deri altına yerleştirilecek bio-chipler.

Düşünsenize, her daim nerde olduğunuz bilgisi var. Ne konuştuğunuz biliniyor. Tüm sağlık bilgileriniz anlık görülüyor. Ben bazen olaya karanlık taraftan da bakmaya ihtiyaç olduğunu düşünüyorum. Klasik tehlikelerin ötesinde(bio-hacking), devamlı kontrol/takip edilebilen varlıklar olmak nasıl bir durum yaratır? Bütün bu bilgilerin sadece belli kişilerin elinde olması. Teknoloji/IT sektöründeki bir kişi oalrak şunu biliyorum ki, değişim durdurulamaz, teknolojinin gelişimi durdurulamaz. Olması gereken şey nihayetinde de olacaktır. Her ne kadar çoğu şey gözümü korkutsa da, tüm bu değişimler gerçekleşecektir. Madem, nehrin akışına karşı duramıyoruz, nehrin akışını hesaplayıp ona göre davranmalıyız. Bu örnekte de, bu gelişmeler karşısında insanevladının neler yapması gerektiğini aklımzıda tutmalıyız ve fikirler üretmeliyiz.