BİRAZ DA UZAK GEÇMİŞTEN BAHSEDELİM

Bazen bu geçici dünyada koşuşturma duruyoruz. Her zaman kendi dünya işlerimizle ya da bir başkasının dünya işleriyle uğraşmaktayız. Bu fani hayatta o kadar meşgulüz ki çevremizde olup bitenden, bazende geçmişimizden bi haberiz. Geçmiş demişken yakın geçmişten daha çok uzak geçmişten bahsediyorum. Milyonlarca yıllık tarihimiz; evrenimizin tarihi, gezegenimizin tarihi, milyon yıllık yaşamın tarihi.

Zaman nasıl da gızlıca geçip gidiyor, o kadar hızlıca geçiyor ki bazen geçen yılları bir film sahnesi kadar kısa süre anlatmaya yetiyor. Oysa ki insan yaşamı sanıldığı kadar uzun değil, bir insanın ömrü tarihte sadece bir nokta kadar yer kaplıyor. Zaman o kadar hızlı geçerken insan kendi zamanını hunharca katlediyor diyebilirim. Zamanı gerçekten yapmak istediğimiz şeylere ayırmamız gerekiyor aksi taktirde gelecek zamanda geçmiş günler için üzülmenin bir esprisi kalmıyor.

Bu kadar anlattım da asıl konuya gelmek istiyorum. Gündelik hayattan çıkıp biraz uzak tarihe değinip resme çerçevenin dışından bakmak istiyorum.

Peki resme çerçevenin dışından bakınca ne olacak?

---

Aslında bu kez de değinmek istediğim konu, yukarıda da bahsettiğim gibi gezegenimizin tarihi olacak. Gezegenimizin tarihinden başlayarak dünyada görülen yaşamın ilk olarak hangi şartlarda nasıl başladığına dair bilgilerimi ve gerektiği yerde yaptığım araştırmalarım ile edindiğim bilgileri sizlerle paylaşmak istiyorum. Yani anlayacağınız duruma yaklaşırken genelden özele doğru bir yaklaşım sergileyeceğim.

Tabi durum böyle olunca ortaya ister istemez ortaya bir seri çıkacak. Açıkçası istesem de bu uzak geçmişi bir çırpıda anlatacak kadar kısa bir yazı yazmayı beceremem. Ayrıca birkaç yazıdan oluşturacağım bu seriyi zamana yaymayı planlıyorum ve sık sık çıkararak kimseyi sıkmak istemiyorum.

Ara sıra değineceğim bu konuları herkesin istekle ve ilgiyle okumasını diliyorum, sağlıcakla kalın!..

Görsel kaynak;

---

kaynak1

kaynak2