Amin Maalouf’un Destanı Semerkant
Çok az sayıda kitap vardır ki okuduktan aylar sonra bile hala zihninizde okunmaya devam etsin. Semarkant tam olarak bu kategoriye girebilecek bir kitap. Belki de yaşayan en başarılı yazarların başında gelen Amin Maalouf Semerkant’ta adeta bir tarihsel kurgu şöleni sunuyor. Nelerden bahsettiğini anlatmak için bile tarihsel bir birikim gerekli. Öncelikle ilk defa bir kitabın ana karakteri ve asıl oyuncusu olarak bir kitabı yani Rubaiyatı görüyoruz. Rubaiyat Ömer Hayyam’ın rubailerini topladığı altın varaklı ve şaşalı kitabın adı. İşte Semerkant romanı bu kitabı öznesine alarak mükemmel bir tarihsel geçirgenliği içerisinde bizlere sunuyor.
Öncelikle binli yıllarda ki Selçuklu devleti topraklarındayız. Fars sınırları sürekli savaşlar devrin büyük sadrazamı Nizamımülk ve her daim bir merak konusu olan Hassan Sabah ve haşşaşileri. Sadece bu kadarı bile okumaya fazlasıyla yetecekken Maalouf bununla yetinmeyip Ömer Hayyam’ı ve onun eşsiz dehasını romana katarak kurgu olup olmadığı hala tartışılan bir çalışmaya imza atmış.
Bu üçlü arasında yaşanan olaylar aynı dönemin karmaşıklığı içerisinde ki bir çoğrafyayıda gözlerimizin önüne seriyor. Sürekli taht kavgaları yükselen bir doğu medeniyeti ve bilimden öte ilmin sınır tanımazlığı. Daha buradan bir yere gidemez derken mevzu bahis kahramanımız bir kitap olduğu için onun hikayesi asırlar sonrasına kadar uzanabiliyor. Binli yılların maveraünnehir devletlerinden günümüz İran’ının kuruluş sancılarına ve İran devrimine geliyoruz. Tam bu kadar derken dönüp dolaşığ Titanik’in batmasına kadar varıyor macera.
Hepsi birbirinden bağımsız görünse bile tüm olayların ana unsuru olan Rubaiyat için hepsi birer arka plan. Dönüp dolaşıp o eşsi Rubailere gelince ise kimse hala varlığını da yokluğunu da ispatlayamıyor. Her ne kadar günümüzde Hayyam’a atfedilen binlerce rubai olsa da hangilerinin gerçekten ona ait olduğunu bir türlü bilemiyoruz. İşte bu gizem perdesinin tam üzerinde bize bir çok eşsiz ve tarihi hikayeyi oradaymış gibi anlatıyor Maaoluf bu yüzden okumadan geçemeyin derim.
Yazıyı "flag"ladığım için yorum yapmak zorunda hissettim kendimi. Yanlış anlaşılmasın yazıyı beğendim ama 27 gün önce kelimesi kelimesine aynısı yayınlandığı için flaglamak zorunda kaldım. Semerkant gerçekten harika kitap. Böyle güzel bir değerlendirmeyi hakediyor.