Ufak Bir Eleştiri

Nasıl bir roman yazmalıyım ki çok satmalı, malum para lazım bu düzen parayla dönüyor. Evvela içerik ilgi çekici olmalı. Düşünmeliyim ne olabilir?

Düşünüyorum, düşünüyorum bulamıyorum. En iyisi hazır bir konu seçmeli tarihte dünya kadar olay olmuş öyle değil mi? Ne biri tarih mi dedi? Evet, tarihi bir roman yazabilirim. Tarihten bir padişah seçerim, bir de yeni tarihselcilik adı altında bu padişahı oğlancı yaparsam hem dikkat çekerim hem de eleştiri alırım. Sonuçta eleştiri yapmak için bile bu kitabı okumak gerekecek. Bu eleştirmenlerin elinden de ben post-modern yazıyorum, yeni tarihselcilik yapıyorum der kurtulurum. Hem padişah da kalkıp kendini savunamaz ya ölmüş gitmiş sonuçta…

Yok! Efendim, yok. Tarihi roman yazmak bu değil. Hele olayları günümüze taşımak hiç bu değil. Kusura bakmayın bu zihniyetle tarihi roman yazan, Mevlana’yı oğlancı yapan, Osmanlı padişahlarını olmadıkları biçimlerde gösteren, Mustafa Kemalleri vatan haini yapan bu ve benzeri tüm zihniyetler; kökünüze kibrit suyu…

Sizlere haddimi bildiğim için fazla bir şey söyleyemiyorum. Fakat şu meseleye değinmek isterim; tarihi roman yazmak için ilk önce iyi bir tarih şuurun olmalı. Sonra romanda olmuş bitmiş ve ölmüş gitmiş şahsiyetleri işleyeceğin için son derece titiz davranmalısın. Tamam, tarihi roman tarihsel bir belge değildir fakat ölmüş gitmiş insanları üç kuruşluk çıkar için lekelemenin vebali büyük olmalı…

Görsel Kaynağı