YÜKSELMEK Mİ? O DA NE YAHU?
Diğer günlerden hiç bir farkı yoktu. Okuldan geliyordu ve evine gitmekteydi. Dümdüz yolda ilerleyip soldaki ikinci blok'a girmeyi planlıyordu. Karşıdan gelen kırmızı büyük çizgiye selam verdi. Onu tanıyordu. Eski arkadaşlarından birisiydi.
Eve girdiğinde çizgi şeklindeki kapı açıldı ve karşısında annesini gördü. Annesi ona merhaba dedi. Ses duymakta problem yok. Her türlü ses, melodi ve konuşma rahatlıkla duyulabiliyor ve istenen ses çıkarılabiliyor. İki çizgi ilerideki odasına girdi ve dinlenmeye başladı. Onun dünyası yalnızca soldan sağa doğru ya da sağdan sola doğru giden çizgilerden ibaretti. Bu çizgilerin değişik değişik tonlarda farklı farklı renkleri olabiliyor. Belki tek farklılık bu.
Günler o kadar rutin ve o kadar sıradan ki tek şey açılıp kapanan çizgiler, farklı renkteki çizgiler, uzun ya da çizgiler. Ama hep hareket eden çizgiler.... Hatta bir perspektif bile yok. Karşıdan yaklaşan çizginin boyu bile hep aynı. Ciddi bir derinlik algısı bile yok. Yukarıdan bakıldığında yalnızca 2 boyutu olan bir dünyadan bahsediyoruz. Bu dünyada yaşayan varlıkların şekilleri hiç bir zaman bir yüksekliğe sahip olamaz. O nedenle yükseklik dediğimiz şey hakkında hiç bir fikirleri yok. Kahramanımız bir yuvarlak. Annesi ise bir kare! Babası ise bir üçgen. Çeşit çeşit geometrik şekilleri olan bir çok da arkadaşı var.
Normal şartlarda böyle bir dünyada yaşayan varlık olması imkansızdır. Yaşayan varlıklarda besin ya da oksijen için vücuda bir giriş bir de çıkış olur. Ya da her ikisi aynı yerden gerçekleşir. Ama burada böyle bir şey olması bir mucize. Çünkü bu varlıkların yemek yemek ve yediği yemeğin artıklarını dışarı atmak için sahip olacağı besin yolu, o varlığın vücutsal bütünlüğü olmaması anlamına gelecektir. Yine de varlar...
Yuvarlak yine sıradan günlerinden birisini yaşıyordu. Yorucu bir günün ardından artık yatma vakti gelmişti. Annesi ona bir güzellik yapardı her akşam. Ona çok ilgi çekici değişik masallar ve rivayetler anlatırdı. Ailecek bu gerçekle hiçbir alakası olmayan fantastik hikayeleri dinlerler ve güzel vakit geçirirlerdi. O gün anne yine koyuldu anlatmaya; ......zıplarlarmış, o kadar yükseğe! çıkarlarmış ki bu eğlence onlara bir ömür boyu unutmayacakları bir deneyim olurmuş. Hatta bir keresinde 'aşağı' denilen yere baktıkları zaman aynı anda farklı yerlerdeki farklı eşyalarını bile görebiliyormuş. İnanabiliyor musunuz?! Aynı anda birbirinin yanında olmayan farklı farklı yerlerdeki şeyleri görebilmek!!
Hayatı boyunca yukarı ya da aşağı denilen şeyin ne olduğu hakkında en ufak bir fikri dahi olmayan yuvarlak, zıplamak denilince ileri geri gitmek gibi bir şey olabileceğini çok muğlak bir şekilde hayal meyal tahmin ediyordu. Ama hiç de emin değildi. O gece iki çizgi ötedeki odasına gittiğinde dinlenmek ve uyumak üzere tam uykuya dalarken birden garip bir ses duymuş. Odada kimsecikler olmadığına emin olmasına rağmen sesi duyuyormuş ve ses ona bir şeyler söylüyormuş:
Şşşt yuvarlak!! Sakın korma olur mu? Biliyorum bu senin için çok ürkütücü ve garip! Ama ben senin dostunum ve korkutmak isteyeceğim son şey. Ben şu an görebileceğin bir şey değilim. İstersem kendimi sana gösterebilirim. Ama önce neler olduğunu açıklamama izin ver lütfen.
Tam da çığlık atmak üzere gerilen yuvarlak bu sözler karşısında irkilerek sakinleşmenin bir yolunu bulmuş ve bu tok ve nereden geldiği bir türlü belli olmayan sesi dinlemeye başlamış.
Sen 2 boyut adını verdiğimiz bir dünyada yaşayan bir varlıksın. Senin dünyanda yalnızca bir en ve bir de boy var. Ama senin dünyayı algılamanı sağlayan gözlerin bu dünyayı yalnızca 1 boyutlu çizgiler olarak görebiliyor. Ben ise 3 boyutlu denilen bir dünyanın varlığıyım. Burayı seni görmeye geldim. Benim algılayıcılarım olan gözlerim ise dünyayı 2 boyutlu haliyle tam anlamıyla görebiliyor. Aslında 3 boyutlu algılayabiliyorum ama görüşüm bu şekilde...Amaaan şimdi onu boşver o konu ayrı.
Dinledikleri karşısında dehşet içinde kalan yuvarlak, ilginç bir şekilde bu sesin ne dediğini anlıyormuş aslında. Anlattıkları şeyler annesinin ona ve babasına her akşam anlattığı şeyleri andırıyormuş.
Ben aslında şu anda sana 'yukarı' dediğim bir başka boyuttan bakıyorum ve senin tüm vücudunu ve içinde bulunduğun odayı görebiliyorum. Hatta bana inanmayacaksın ama şu anda babanı ve anneni de kendi odalarında görebiliyorum... Heyy.. yuvarlak... Ben şu an senin içinde yaşadığın dünyanı tek bakışta hemen hemen her ayrıntısıyla görebiliyorum.
Yuvarlak o anda şimşek gibi çakan zihninde, annesinin ona rivayet ya da masal olarak anlattığı şeylerin gerçekten de var olduğunu anlamıştı. Annesi, babası, arkadaşları, bu yukarı denilen üst boyutta var olduğu söylenen garip ve görünemez varlıklara 'peri' diyorlardı. Bu düz ülkede yaşayan herkes yüzlerce, binlerce yıldır bu 'peri' denilen varlıkların, ilahi kudretlere sahip korkutucu ve bilinmez varlıklar olduğunu söyleye gelirlerdi. İşte bu o andı. Yuvarlak bir peri olayının içindeydi. 'Umarım ölmem, umarım ölmem' derken birden bire karşısında küçük bir çizginin boyunun gittikçe kendiliğinden büyümeye başladığını farketti. Durduk yere ortada hiç bir şey yokken karşısında boyu büyüyen bir çizgi belirmeye başlamıştı.
İşte o an hiç bir bilgi ya da makul bir açıklamayla anlatılamayacak ilahi bir olaya şahit olduğunu farketmişti. Evet bu olay 'ilahi' bir olaydı. O sırada ses:
Sakın! Ama sakın ola ki korkmayasın. Şu an aslında kendimi sana gösteriyorum. Parmağımı senin içinde yaşadığın düzleme, senin odana sokuyorum. Sen şu an gittikçe büyüyen bir çizgi görüyorsun. Bunun nedeni şu anda yükseklik adını verdiğimiz bu 3. boyutta sürekli olan bir cismin kesitinin yine sürekli olarak büyümesine tanık oluyorsun. Parmağımın neye benzediği hakkında hala bir fikrin olamaz. Çünkü senin gördüğün şey, yalnızca benim parmağımın küçük bir tezahürü!
Evet yuvarlak parmak denilen şeyin ne olduğunu, şeklini şemalini hiç anlayamamıştı. Ama o anda bir üst boyuttaki varlığın bir parçasını gözleriyle gördüğüne emindi. Tüm gücünü topladı ve soruverdi:
Peki o zaman! Beni yukarı çıkar!!!
Büyük bir cürretle söylenen söz karşısında o ses ona şunu söyledi.
Tamam! Pekala! Madem bunu istiyorsun, bunu senin için yapacağım. Ama sen şu anki algılarınla yukarı çıktığın anda asla ama asla nereye geldiğin farketmeyeceksin. Buradaki imgelere hakim olamazsın. Belki sana şöyle bir güzellik yapabilirim. Seni yukarıya çeker ve gözlerin aşağıyı mümkün olduğunca geniş bir şekilde görecek halde seni baş aşağı tutabilirim. Böylece sen de aynı anda hem kendi odanı hem de annen ve babanı görebilirsin. En azından farklılığı farkedebilirsin.
Birden bulunduğu yerden kendisini çeken bir kuvvet hisseden yuvarlak. Kendisini hiç bir kelimeyle, hiç bir düşünceyle açıklayamayacağı çoook garip ve ilginç çizgiler cümbüşünün bulunduğu bir dünyada buldu. Sesin sahibi tıpkı söylediği gibi onu odasına ve anne babasına yaklaştırdı. Onları aynı anda gören yuvarlak, bu deneyimin bir rüya olduğunu sanmaya başlamıştı. İnanılmaz bir şeydi aynı anda iki yeri birden görebilmek gibi doğaüstü bir şeyi yapabiliyordu. Çok şaşırdı. Annesi ve babası çok garip bir kaç çizginin birleşiminden oluşan varlıklardı. Onların böyle olduklarını görmesi adeta onların aslında özlerini görmekti onun için.
Onu usulca tekrar yerine bırakan ses ona bir daha kolay kolay gelmeyeceğini ama ona ilahi yada doğaüstü denilen şeylerin de kendisinin şahit olduğu gibi mümkün olabileceğini ve bir açıklamasının olabileceğini anlattı. Yuvarlak asla dünyaya eskisi gibi bakmayacağını bilerek o sese teşekkür etti ve büyük bir yorgunlukla uykuya daldı. Sabah gözlerini açtığında yine her zamanki gibi çizgilerin olduğu dünyasına uyandı ve vakur bir edayla kimseye bir şey anlatmadan tatlı bir tebessümle hayatına devam ettim.
Hocam benim düşünceme göre gerçek olan bakış açısına göre değişir. Bir üst boyuttan kendi boyutumuza bakıyor olsak başlangıçta algılarımızın işe yaramayacağı, anlam veremeyeceğimiz bir duruma düşeriz. Başlangıçta içerisinde bulunduğumuz durumu anlamaya çalışmamız sanki boş gözlerle dünyayı seyretmek gibi bir şey olur.
Güzel yorum! Bence de daha ziyade gerçekten şu anki varoluş şeklimizle, bu varoluşumuzla tanımlanabilen bir boyut değiştirme yaşanabilir miydi onu merak ediyorum. Yani mesela interstellarda adam karadeliğin göbeğine giriyor. Bütün boyutlar hallaç pamuğu gibi oluyor. Üstüste çöküyor falan filan. Ama adam hala aynı adam. Aynı fiziksel yasalarla yönetilen bir bedene sahip, aynı algı biçimini yaşıyor.
Şunu demeye çalışıyorum eğer bir karadeliğin tam içine düşüyor olsaydık öncelikle unutmamamız gerekiyor ki biz üç boyutlu bir dünyadan üç boyutlu bir dünyaya düşmüyoruz. Öyle bir durumda üç boyutlu dünyamızdan 1 boyutlu bir dünyaya geçiyoruz? İşte bu boyutlar arası geçiş bu fizikse 'existence' ile mi gerçekleşir di yoksa ne olurdu esas spekülasyon orada yani.
Hocam okurken karadeliğe girsek kendi ensemizi de görebiliriz muhabbetiyle zaman algısını düşündüm. Ayrı ayrı. Son açıklamanızı yazmasaydınız da muhtemelen yoruma yazardım. Farkındalığı arttırıcı bir çalışma. Elinize sağlık :)
Teşekkürler 😊
Congratulations! This post has been upvoted from the communal account, @minnowsupport, by gokhan83kurt from the Minnow Support Project. It's a witness project run by aggroed, ausbitbank, teamsteem, theprophet0, someguy123, neoxian, followbtcnews, and netuoso. The goal is to help Steemit grow by supporting Minnows. Please find us at the Peace, Abundance, and Liberty Network (PALnet) Discord Channel. It's a completely public and open space to all members of the Steemit community who voluntarily choose to be there.
If you would like to delegate to the Minnow Support Project you can do so by clicking on the following links: 50SP, 100SP, 250SP, 500SP, 1000SP, 5000SP.
Be sure to leave at least 50SP undelegated on your account.
Quraturk tr etiketi altında paylaşılan kaliteli ve orjinal içerikleri tespit edip ödüllendirmeyi hedefleyen bir kürasyon projesidir. Yazınız değerlendirmen ekibimiz tarafından uygun görülmüş olup, günün seçilen yazıları arasında yerini almıştır.
Quraturk hakkındaki tüm sorularınızı discord üzerinden sorabilirsiniz
Bu yorumu ya da günlük Quraturk postlarını oylayarak projeye destek olabilirsiniz.
eline saglik :)
Yandaki şekilde aşağıya doğru düz bir şekilde kayan çizgiler olmadığını biliyoruz. Üç boyutlu bir silindirin, 2 boyutlu görüntüsü sadece.
Benzer şekilde, Kuantum Dolanıklık gibi anlamakta zorluk çektiğimiz şeylerin, pek ala N. bir boyutun bizim algılarımıza yansıması olabileceğini düşünüyorum.
Congratulations,
you just received a 30.70% upvote from @steemhq - Community Bot!
Wanna join and receive free upvotes yourself?
Vote for
steemhq.witness
on Steemit or directly on SteemConnect and join the Community Witness.This service was brought to you by SteemHQ.com
Bu yazı Curation Collective Discord Sunucusunda küratörlere önerilmiş ve manuel inceleme sonrasında @c-squared topluluk hesabından oy ve resteem almıştır.
This post was shared in the #turkish-curation channel in the Curation Collective Discord community for curators, and upvoted and resteemed by the @c-squared community account after manual review.